31 Mayıs 1936 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 4

31 Mayıs 1936 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CUMHURtYET 31 Mayıs 1936 KUçUk Hlkftye Seven kadınlar Suad Derviş gösterdikleri bahaneler değil miydi? Yeni evlenmiş bir kocanın karısınm yanından çalışmak mecburiyetile ayrıldığı beşeriyetin izdivac tarihinde kaydedil miş midir? Selma için yeniden terkedilmek kor kusu müthiş bir evham haline girmişti. Kocasının hakikaten işleri yüzünden mi, yoksa kendisinden bıktığı için mi böyle suratsızlaştığmı anlaması lâzımdı. Bunun için yegâne çare, onun kıs kanclığını ufak tefek şeylerle değil, adamakıllı bir surette tahrik etme üydi. *** Salı akşamı işten döndüğü zaman Mahmud evde bir mektub buldu: «Kocacığım! Bu akşam biraz geç gelirsem merak etme, bir arkadaşla sinemaya gidiyo rum.> Selma Bir arkadaşla? Bu arkadaş ta kimdi? îşleri hakikaten bozuk giden ve bundan dolayı çok sinirli olan Mahmud, kansını evde bulamayınca ve böyle (bir arkadaşla sinemaya gittiğini) mektubundan öğrenince çok fena bir hale gelmişti. Odanm içinde değil, bütün apartımanın içinde geniş adımlarla dolaşıyor; eşyalarm yerlerini şiddetle değiştiri yor. Oraya buraya savuruyordu. Saat sekiz buçuk, dokuz, dokuz bu çuk, on oluyordu. Selma meydanda yoktu!. Ne olmuştu bu kadına?.. Bu ne cesaretti yarebbü. Bir arkadaşla sinemaya gitmek ve geç kalmak!.. Hayır, o bütün bunlara tahammül edecek bir koca değildi. Selma kim bilir nerede idi?. Kimlerle beraberdi. Onun böyle ihanetine biraz da kendisi sebeb değil midi? Kaç gündür onu tamamile terketmemiş midi? Saat on bire doğru apartımanm önünde bir otomobil durdu. Mahmud balkona fırladı. Bu bir taksi idi. Dikkatle bakıyordu. Evvelâ taksiden bir erkek atlamıştı, elini uzatıyordu ve bir kadın eli kapıdan çıkıyordu.. Mahmud bağıracaktı. Çünkü bu elin arkasmdan çıkan kadın, kendi karısı idi. *** Balkondan süratle çekildi. Adeta ko şarak apartıman kapısına gitti. Maksadı hemen aşağı inip, o herifi gırtlağın dan yakalamak ve ikisini de hemen orada parçalamaktı. Fakat o daha ilk merdivenin sonunda iken sokak kapısı açüdı ve kapandı... Karısı içeri girmişti. **• Onunla ikinci katta karşılaştılar. Bej bir manto giyiyordu.. Nekadar güzel ve parfüme idi.. Gözlerindeki ve yüzündeki mes'ud mananm bir rol olduğunu anlıyamadı. Zaten anlamağa vakit te kalmamıştı. Çünkü onunla karşılaşır karşılaşmaz hiçbir sual sormağa lüzum görmeden genc kadmın yüzüne şiddetli bir tokat indirmişti. Bundan sonra gene süratle merdivenlerden aşağı koştu. Kapıyı açtığı zaman, otomobil çoktan uzaklaşmış bulunuyordu. Sokak tenha idi. *** Hırsını alamıyan koca, gene ayni hiddetle merdivenleri çıktı ve ikinci kat merdivenlerin üstünde Selmayı buldu. Şapkası yana devrilmişti. Kendisi de bir basamağın üzerinde oturuyordu. Tokatın şiddetile kızarmış yanağını uğuşturuyordu ve can acısmdan gözle rinden yaşlar akarken kalbi rahat ve sakindi. Mahmud onu kolundan tutarak merdivenlerden adeta sürükliyerek apartımana sokl Yamncıki erkak kimdi? Genc kadın sesini çıkarmıoyrdu. Sana yanmdaki erkek kimdir, di yorum. Tokatlar, tokatları takib ediyordu. Selma hıçkırırken nekadar mes'uddu. <Yarebbi beni nekadar seviyor.> Sana yanmdaki delikanlı kimdir diye soruyorum. Cevab vermiyordu. Onun muhabbe tinden emin oluncıya kadar fena söz rannı hatırlatmıştı. Fakat, Fransada başanhnasile İngil terede de şöhret kazanan bu hâdisenin burada da muvaffak oluşu az şaşkınlık uyandırmadı. Herşeyden evvel böyle bir vak'anm, hapisane müdürünün de cürme ortak olmasından başka suretle vukuuna imkân verilemedi. Lâkin bütün gazeteler tara fından yazılıp resimleri de neşredilen kefalete bağlı tahliye emri o derece muntazam ve kanunî şekilde hazırlanmıştı ki hapisane müdürünün bütün manasile masumiyetini ortaya koyuyordu. Bu sefer başka bir mes'ul aramağa girişildi ve münakkidler sebeb olarak çok az para verilen memurlann ahlâkî zâfile hükumette komünist tesirlerini ileri sürdüler. Ertesi günü Dahiliye Nazmnın oda smda, Sir Basil Hompton, Adliye Na zın Mr. Charles Cambden ve hususî kâtibile Scotland Yardın iki müdüründen mürekkeb bir meclis toplandı. Içtima Mr. Cambdenin talebi üzerine yapılmışh. Sırnn gizli tutulmuş olmasma rağmen dı Ç YENİ ESERLER Fizik Nazariyeleri Aleyhinde Onu birkaç gündür pek dalgm görü yordu. Kendisinden bıkmış gibi bir hali vardı. Acaba ne olmuştu? Eve geldiği zaman pek suratlı idi. Yalnız gazetele rini okuyor, sigarasını içiyor ve bol bol öksürüyordu. Selma onun bu halini gördükçe sinirleniyor: «Sevmiyor efendim, beni sev miyor artık> diye düşünüyordu. Ve sonra içini çekerek: «Benden bıktı> diye Ilâve ediyordu. Selma otuz iki yaşında ve çok tecrü beli bir kadındı. İlk kocası olan genc idoktor da kendisini böyle derin bir aşkla sevdiğini söyliyerek almıştı. İki ay pek mes'ud yaşamışlar, sonra kocası: «Hastalanmla meşgulüm» diyerek kendisini ihmal etmiş ve nihayet üçüncü senede bu ihmale tahammül edemi yen Selma ondan boşanmıştı. Ikinci kocası olan zengin müteahhid de kendi sini evlenmeden evvel sever görünmüştü. Evlendikten sonra daha beş ay sü ren bu şiddetli aşk, beş ayın nihaye tinde hafiflemiş ve bir gün Selma ko casınm bir başka kadınla olan münasebetini öğrenince o zenginliği terketmiş ve annesinin evine avdet etmiştL * * * Mahmud kendisini gördüğü zaman ilk kocalan gibi birdenbire ateşlenmemişti. Selmaya karşı, yavaş yavaş alâka duymuş ve alâka göstermişti ve izdivaclan ilk tesadüflerinin sekizinci ayında ol muştu. Evlendikleri gün kocaların en âşıkı gibi görünmiyen Mahmudun muhabbeti ve kadına karşı olan düşkünlüğü gün den güne artmıştı. Dördüncü ayın nihayetinde ilk sempati, çılgın bir aşka dönmüştü. O kadar çılgın bir aşk ki Sel manın bütün sadakat ve muhabbetine rağmen bu aşk bir de müthiş bir kıs kınclık doğurmuştu. Mahmud karısını deli gibi seven, kuduz gibi kıskanan bir koca idi. Selma öbür kocalannın ihmalinden ve lâkaydisinden sonra kendisile bu kadar meşgul olan, böyle seven ve bu kadar kıskanan bir koca bulmaktan bah tiyardı. Bunun için Mahmudun yaptığı şuursuz ve mantıksız sahnelerin hepsine seve seve katlanıyordu. Mahmudla sokağa çıksalar sağa sola bakmağa mezun değildi. Kazara gözü bir tarafa ilişse kocası hemen köpürür, öyle bir kavga çıkanrdı ki, gezintilerini yarıda bıra kırlar, ağlıya, sızlıya eve dönerlerdi. Balolarda dans etmesi, dostlarırfa çaya gitmesi hepsi birer hâdise idi. Meselâ bir akşam bir arkadaş evindeki poker partisini seyrederken Adil isminde bir genc adamın yanında otur duğu için kocası birdenbire elindeki kâğıdları masaya vurunca yerinden kalkmış ve oyunu yarım bırakarak kansınm kolundan tutup salondan ve o evden adeta kaçırmıştı, ev sahiblerine de yegâne bahane olarak ta: <Başım tuttu> demişti. O gece evde ne müthiş bir kavga yapmışlardı. Selmayı kollarmdan tutarak tartaklamış, dövmekten beter bir hale getirmiş, nihayet itince sedirin üstüne fırlatıp atmıştı. Hem de ağır lâkırdılar söylemişti. Fakat Selma bütün bunlardan müşteki değildi. Onun en çok korktuğu şey sevilmemekti. Mahmud tara fından artık sevilmemek.. Öteki koca lan gibi Mahmudun da kendisinden bıktığma şahid olmak. Dört gündür Selma onu böyle dalgın ve kendisine karşı lâkayd gördükçe aralarmda geçen kıskınclık sahnelerinı büyük bir hasretle hatırlıyor: <Bu da artık benden bıktı» diye esef ediyordu. Fakat kocasmdan ayrılmağa karar vermeden evevl onun muhabbetini tecrübe etmeğe ihtiyacı vardı. Bunun için de yegâne çare onun kıskanclık tarafmı denemekti. Fakat o, o kadar dalgın bir halde ıdı ki, Selmanın iltizamla yaptığı birçok esrarengiz hareketlerin kat'iyyen far kına varmıyordu. Bir gün ona Selma: «Canın sıkılıyor, nen var?> diye sormuştu. Ve o kendi sine: «İşlerim boıuk> cevabını ver mişti. Bozuk işler! Fazla meşguUyet, çalışmak mecburiyeti, bunlar hep bıkan kocaların kanlarından uzak kalmak için «Fizik Nazariyeleri Aleyhinde> adında meraklı bir eser çıkmıştır. Muhteviyatı şunlardır: Kâinatın yekpare ve namütenahi bir esîr kütlesinden ibaret olduğu ve güneşle yıldızların ağırlıklan bu namütenahi esîr dahilinde hacmen her tarafa yayılmak suretile hali müvazenede bulundukları, umumî cazibenin yokluğu, arzm cezbetmek iktidarı olmadığı, atom ve elektron nazariyelerinin hayale müstenid oldugu ve seyyal bir kütleden ibaret olan elektriğin sulb bir zerre gibi cüz'ü ferd halinde bulunmasmın imkânsızlığı, hararetin esir kaynaşması ve ziyanın da esir dalgalan olduğunun maddî delillerle izahı, elektriğin esîrden ibaret olduğu, esîrin ağırlığını he 3 sab etmek ve saire. Eseri; içindekileri anlamak istiyen bü Ziraat Bankasınm (ferdiyetçi) bir (ziraî satış kooperatifleri) nin teessüs ve tün meraklılara tavsiye ederiz. Kitabcüar meslekle rençpere yapacağı doğrudan inkişafile tamamen temin olunabilir. da bulunur. doğruya kredi hususî mahiyetteki tesirinFakat memleket mahsulünün haric piVARLIK den sarfınazar sermaye kuvvetinin kifa yasalardaki revacını temin edecek esbaEdebiyat ve fikir mecmuası Varlığın 1 bm ihzanna aid krediler bir kere taalluk haziran tarihli 70 inci sayısı Ya§ar Nabi, yet hududunu aşamaz. Vasfi Mahir, Cevdet Kudret, Füruzan Sel. Bankanın sermayesi yüzmilyonlara da ettiği madde ile, bir kere de aid olduğu çuk, Reşad Cemal, Cemil Sena, Süreyya Samizade, Behiç Enver, Sabahaddin Ali iblâğ edilmiş olsa bu şekildeki bir kredi işteki emniyet itibarile verilmesi pek nazik ve Nahid Sırrmm makale, hikâye ve şiir. nin neticeleri şahsî ve hususî menfaatler bir iştir. Memleketmizin ihrac ettiği madlerile çıkmıştır. Tavsiye ederiz çerçevesi içinde küçülür... Binaenaleyh de ile, bir kere de aid olduğu işteki emniMODA ALBÜMÜ Ziraat Bankasmın yapacağı işler müte yet itibarile verilmesi pek nazik bir iştir. Her nüshasında bir tekemmül gösteren kâsif bir tarzda yalnız bir hususa tevcih Memleketimizin ihrac ettiği emtiadan Moda Albümü müteaddid renkli sahlfeleri, seçme elblse modelleri, güzelliğe, dikişe, edilecek olursa kredi ihtiyacında olan herhangi birinin ihracatına arız olan küelişine ve modaya aid yazılarla her kadını muhtelif ziraî müesseseler arasındaki mu çük bir fasılada müstahsil büyük bir fiat çok yakmdan alâkadar etmektedir. Hazi . vazeneyi yahud müesses tedavül ve teda sukutile sarsılmaktadır. ran sayısı olgun ve dolgun mündericatla hül nizamını bozar... Bu sarsıntı çiftçide Ziraat Bankasınm çıkmıştır. Kadın okurlarımıza tavsiye ederiz. Bu sebebledir ki Ziraat Bankasınm ferdiyetçi sistemle yaptığı kredinin feyizkredi işlerinde birbirini himaye eden lerini silecek mahiyette tesir yapar. Âlmanca öğrenmek veya birbirine dayanan mesleklerin Bundan evvel Bulgaristan Ziraat ve zümrelerin arasındaki ahengi, ra Bankası Çekoslovakyadan ziraat aletleri istiyenlere Fransızca konuşan genc bir Alman fel bıtayı, alâkayı son dereceye kadar artır almak suretile müstahsil elinde kalmış sefe ve edebiyat profesörü ALMANCA mak gayeleri gütmek gerektir. Bu gibi tütünleri ihrac edebilmek imkânını bul ve ingilizce dersleri vermektedir. Ba haller gösterdikleri tenevvü ve haiz ol muştur. kalorya imtihanına hususî surette ha duklan muhtelif mahiyetler itibarile kaiKendi Ziraat Bankamızın böyle işlere, zarlar. Kat'î ve seri tedris metodu. Fiat deler halinde tesbit olunamazlar... Buna bu kadar yakmdan müdahalesinin nekamisal olarak Ziraat Bankasınm Erzu dar doğru olabileceği tetkike şayan ol mutedildir. Gazetemiz vasıtasile profesör M. M. rumda bundan evvel tecrübesine başla makla beraber bir takım ihtiyaclarını hadığı bir kredi sistemini zikredeceğiz: adresine müracaat. ricden tedarike mecbur olan Türk müsZiraat Bankası orada bir yağ imalât tahsilinin bunlan kendi mahsulünün ayniR. Pekerin hanesine süt vermek şartile hayvan sa le ödemesi nazariyesine uyarak Ziraat hiblerine kredi yapmışhr. Bankasınm bu işte iki taraflı bir kredi Imalâthane sahibi yaptığı yağ ve pey oyunu oynaması imkânı gözönüne getiAnkara ve Istanbul Univernirleri Ziraat Bankasınm emrine teslim sitelerinde R. Pekerin verdiği ve sevkeylemeği kabul eylemiştir. Bu veçGerçi kontenjan usulünün tatbik edilInkılâb derslerinde tutulan tahile temin olunan rotatif kredi ile: mesinin umumî noktai nazardan temin etlebe notları, gözden geçiril A Ziraat Bankasından ayn ayn tiği bu maksadı daha dar bir surette müdikten sonra ULUS Basıme kredi istemek mecburiyetinde bulunan taleaya hacet olmadığı düşünülebilirse vince kitab halinde basılmış iki zümrenin bu ihtiyaclan daha az bir de yukanda arzettiğimiz mesele mahsu tır. 124 sayfa tutan eser, yal lünü haric pazara arzla, muhtac olduğu kuvvetle temin edilebilmiş, nız basma masrafı karşılığı oşeylerden kemmiyet ve keyfiyetini beyan B Bir katagoride dahil olan hay larak her yerde ON KURUŞA van sahibleri ve imalâthane sahibi arasın ettiklerinin verilmesi talebinde bulunmaksatılmaktadır. tan ibaret bir sistemdir ki bunun da ziraî daki bağhlık temin olunmuş, C Ziraat Bankası iki taraf arasın satış kooperatifleri ve bundan sonra muda nâzım vaziyeti almıştır. Filhakika ayyen maddelerin istihlâk kooperatifleri kanahndan icrasına imkân bulunabilir. 10/30 metro mikâbı kullanılmış kalıp gerek imalâthane sahibinin süt fiatını kırŞu halde Ziraat Bankasınm doğrudan mak, gerek hayvan sahibinin süt verme kerestesi aranmaktadır. doğruya olmıyan kredi işlerinde satı? ve Müracaat: Cağaloğlu Nuruosmaniye mek veya fiat yükseltmek gibi şahsî mencaddesi 19 Dr. Osman Şerefettin. faat temayüllerinin tesirile mamulâtın sa istihlâk kooperatiflerinin yardımınm halış fiatına müessir olan maliyetin ya bir ricinde yapacağı iş olmadığı anlaşıhr. Saat 2 3. îmdi, kredi tevziinde üç köşeli bir çertarafın ya diğer tarafın zararına badi işitmeğe, dayak yemeğe razı idi ve şüp olacak bir miktar göstereceği tabiî idi. Bu çeve içinde bulunan Ziraat Bankasmın hesiz bu muhabbetin zevkini tatmak teşebbüs ilk prensiplerin tatbikından sar muayyen kaidelere raptolunacak faaliyeiçin de bu gidişle sabaha kadar dayak fınazar edilmesi neticesi olarak devam tinin bir metod altında yürütülmesi, bu yiyecekti. etmemişse de buna makis ve muadil müesseseden beklenilen verimi almağa Fakat telefon imdadma yetişti. îçeri varır. Ve ondan, bundan fazlasım da isodadan acı acı öten telefon. Kıskanc tarzda birbirini himaye edecek meslek kombinezonlan yapmak Ziraat Banka tememek iktıza eder. koca telefona koştu. Ziraat Bankasınm içinde bulunduğu sınm dar ferdiyetçi kredinin yanında ge Allo, allo, kimsiniz? niş ferdiyetçi kredi ile faaliyetini biraz mesai şartlan da nazan dikkate alınma Orası neresi? ğa şayandır. daha inkişaf ettirebileceğini gösterir. Ben Mahmud. Mahmud, sen misin?.. Ben Asım. Maamafih Ziraat Bankasmın yapacaBu müesseseye mutlakiyet devirlerinde Asım mı?.. Ne istiyorsun? ğı kredilerin ferdî veya meslekî bir şekilde (Maarif Nezareti), (Turku muabir), Asım kayinbiraderi idi. Ablam demin kalması yaşadığımız devrin ihtiyac gös (Muhacirin idaresi piyangosu), (Aynitakside çantasmı unutmuş.. Merak et terdiği ziraî kredinin verilmemesi takdi zübeyde cem'i ianat), (Teçhizatı aske mesin, diye telefon ediyorum. Yarın rinde umumî bakımdan bir menfaat te riye vergisi) .. ilâh.. gibi devlet müessesaanneme adam yollayıp aldırsın. min eylemez... tına veya hususî işlere aid bir takım vazi Teşekkür ederim.. Demin onu eve Yaşadığımız devrin ihtiyac gösterdiği feler yükletilmişri.. Her birisi ayn bir getiren sen midin? Elbet te bendim. Beraber sinema ziraî kredi iki noktai nazardan tetkik o dikkat sarfını istiyen, ayn bir meşguliyelunabilir: ti, bir mes'uliyeti mucib olan bu işlerin ya gittik. Bana darılmadm ya? 1 Dahilî piyasada mutavassıtın kar kadrosunda Ziraat Bankasmın asıl vazi Yook.. Canım. Telefonu kapadı. Çılgın bir sevinc şısında âciz vaziyette olan müstahsilin fesini teşkil eden (ziraî kredi işleri) araiçinde bitişik odaya koştu. mahsulünü himaye etmek. lık bulundukça iştigal edilebilen birşey Karısı ağlıyordu: 2 Memleket mahsulünün haric pi olmu; kalmıştı... Selma!.. yasalarda revacma müessir olan tedabiri Ziraat Bankasınm asıl mevzuunu teşittihaz eylemek. kil eden ziraî kredi işlerile geniş geniş Selma.. Beni affedecek misin? Bu iki maksadın teminine matuf olan meşgul olabilmesi ve bu işlerde ihtısasını Selma onu çoktan affetmişti. Ve se ve kredi sahasında bulunan faaliyet iki artırabilmesi için munzam vazifelerden vincden boynuna sarılmamak için ken gaye güder ki bunlann birisi «fiat» diğe tecrid edilmesi en büyük şarttır. ri «miktan> dır. Meselâ buğday mubayaası işleri mahi^disini cebirle tutuyordu. »** Dahilî piyasalarda müstahsili mutavas yeti itibarile ziraî bir iş ise de ziraî kredi Ne suretle olursa olsun seven kadın sıtın elinde âciz vaziyette bırakmamak ile hiç münasebeti olmıyan, ve Ziraat lar, daima sevildiklerinin kendilerine Ziraat Bankasmın yardımına güvenen Bankasını kendi iş sahası haricine çıka'ispat edilmesini isterler. [*] Birinci ve ikinci yazılar 7 ve 13 ma ran bir meşguliyettir. Bunun ayn bir idaSUAD DERVİŞ yıs tarihli sayılarımızda çıkmıştır. re şekline konulmasındaki bütün mahzur RADYO ( Bu akşamki program J İSTANBUL: 12,30 muhtelif plâklar ve halk muslkl * si . 18 dans musikisi (plâk) 18,30 «Am* basadör» den nakü, varyete musikisi19,45 haberler 20 gitar ve mandolin (plâk) * 20,30 stüdyo orkestraları . 21,30 son haberler. Saat 22 den sonra Anadolu AJansınui gazetelere mahsus havadis servisi verilecektir. BUDAPEŞTE: 19,25 Macar İtalyan futbol maçınra nakli . 20,25 Macar şarkıları 21,05 piyea. 23,15 opera orkestrası 24,35 cazband ta< kımı. BÜKREŞ: 18,05 orkestra konseri . 19,25 küçük or * kestra konseri . 20,25 konser 21,10 piyes< 22,10 koro konseri 23 Şan olarak operetlerden parçalar. VARŞOVA: 19,35 küçük orkestra 20,30 karışık yayın . 22,05 eğlenceli yayın 22,35 koro konseri 23,35 dans havalan 24,35 gramofon. PRAG: 17,05 hafif musiki ve karışık yaym.18,55 radyo orkestrası . 20.55 askerî musiki 21,05 Org ve keman konseri 21,40 piyes • * 22,05 «Satılmıs Nişanlı» operasmdan parçalar 23,40 musiki. ZiraatBankası üzerinde objektif bir etüd Kredi tevzii Inkılâb Dersleri Bu gece nöbetçi olan eczaneler şunlardır^ İstanbul cihetindekiler: Aksarayda (Ziya Nuri), Alemdarda (Sırn Rasim), Bakırköyde (Merkez), Beyazıdda (Belkis), Eminönünde (A. Minasyan), Fenerde (Emilyadi), Karagümrükte (Suad), Küçükpazarda (Hasan Hulusi), Samatya, Kocamustafapaşada (Rıdvan), Şehremininde (Nâzım), Şehzadebaşında (İsmail Hakkı). Beyoğlu cihetindekiler: Galatada (HUâl), Hasköyde (Halk), Kasımpaşada (Merkez), Sarıyerde (Osman), Şişlide (Şişli), Taksimde (Galatasaray), (Vinkopulo). Üsküdar, Kadıköy ve Adalardakiler: Büyükadada (Şinasi), Heybelide (Ta naş), Kadıköy, Pazaryolunda (Rifat), Mo. dada (Sıhhat), Üsküdar, İskelebaşında (Merkez). Nöbetçi Eczaneler (Capırılar, konferanslar, kongreİeT) Tüberküloz Cemiyeti Toplantısı: Tüberküloz Cemiyeti aylık toplantısuu 3 haziran çarşamba günü saat 18,30 da Etibba Odasında yapacak ve bununla üçüncü yılm toplantıları bitirilmiş olacaktır. Türebkiloz Cemiyetinin içtimaı bugün " I E L E K Sinemasında 2 filim birden 11 an Greta Garbo Frederic March 1 ANNA KARENiN 2 Brodvay Melodi fiatları: 202535 Robert Taylor Bleanor Povel Yaz kuruş Hamiş: Melek ve Ipek sinemalarl kuponlarının keşidesinde kaıananların hediyelerini almak uzere MELEK sinemasma müracaatleri. SAMİYE SALAHOR ŞÜKRü ÖNKAL Evlenmişlerdir. İstanbul 30/5/936 lar bu işi Ziraat Bankasına yükletmekle bu Bankayı asıl vazifesini ifa etmek hususunda felce uğratmaktır... Bu yazımm hatemesinde Ziraat Ban kası memlekette otuz milyon lira gibi toplu bir sermaye sahibi olmakla Taut pu issont addedilmemek, her işi görmeğe, her yükü kaldırmağa kadir sanılmamak lâzımdır. Eğer onun için bir «sây ve faaliyet hacmi» kabul olunmazsa ziraî kredi işlerinin mühmel ve noksan bir mecra takib etmesini tabiî görmelidir. Halbuki ziraî kredinin tensiki, tevzii, hüsnü idaresi memlekerin ve milletin refahı namına en büyük iştir. Besikırkikigece «Cnm/mriyer» in zabıta romant: Yazan: Gharles de Richter 14Cedric Lacynin aldığı haberin bütün Londrada niçin derin bir heyecana sebeb olduğu kolayca anlaşıhr. Havadis barut serpintisi gibi Citeden en kenar mahallelere kadar şehrin kalbine dökülmüş, kısa bir zaman sonra kibar kulüblerinden halk meyhanelerine kadar her yerde bütün mükâleme mevzuunu o teşkil eder olmuştu. Birinci defa olarak bir kadın mah pus, henüz teferruatı bilinmiyen bir hile yolile hapisaneden kaçmış ve daha garibi hapisane müdürü tarafından, bizzat kapıya kadar götürülüp uğurlanmıştı. Hâdise, Fransada geçen bazı politika dalaverelerini ve gardiyanlannı zarafe tile teshir eden bir kralcı partisi şefinin fi şarıda, Adliye Nazınnm istifa etmiş veya etmek üzere olduğu rivayeti dolaşıyor du. Gazete muhbirleri saat ona doğru, Miss Thaissa Straffordun avukatı Sir Chauncey Rudens K. C. ün ve birkaç dakika sonra da onun baro arkadaşı Sir John Burton K. C. in de içtimaa geldiklerini gördüler. Şimdiye kadar cereyan eden hâdiseye tamamen yabancı olan Sir John Burtonun gelişi, toplantıda muvaffakiyetle oynıyabileceği rolün ne olacağı sualile bütün tahminleri altüst etmişti. Baronun bu iki meşhur avukatı derhal Nazırın odasma götürüldü ve konferans müzakerelere başladı. Dahiliye Nazın söz alarak Sir Walterin katlile biten hâdisenin başlangıcmı hatırlattıktan sonra dedi ki: îmdi, takdir etmekten kendimizi alamadığımız bir cür'et darbesile, Miss Thaissa Strafford, bugün elimizden kaçıp hürriyetine kavuşmuş bt^ınuyor; eğer aman ve zaman vermeden onu yakahyamazsak zaten Miss Thaissanın tara fını iltizam ettiğimiz töhmetile çoktan bar bar bağıran sol cenah gazetelerini kâmilen aleyhimizde bulacağız ve yarın bizi mahpusun kaçmasını temin etmekle de itham edecekler. Bu mücadelede Miss Thaissa Straf ford yalnız olsaydı hiç korkmazdım; çünkü genc kız bütün zekâsına rağmen polis teşkilâtımızla boy ölçüşmeğe muktedir değildir. Fakat onun etrafında, henüz bizim tanımağa muvaffak olamadığımız öyle bir yardım kadrosu var ki hâdiselerin cereyanı boyunca Miss Thaissaya mütemadiyen muzaheret etmiştir. Işte bunun içindir ki bugün sizi burada toplanmağa davet ettim. Şimdi vaziyeti inceden inceye tetkik ederek bilmediğimiz esrarı aydınlatmağa ve halen alınan neticelere göre plânımızı hazırlamağa çalışacağız. Adliye Nazın Mr. Cambden bize vak'alan bir daha tekrar edecek tir. Zaten dün gece onun odası son hâdiseye sahne teşkil etmişti. Mr. Cambden ahlâk meseleleri üze rinde kendi prensiplerine titizce sadakatile tanılmış, daima mağmum görünen bir zattı. Bir müddettir de kadın hapisanelerinde ıslahat yapılması hususundaki mücadelelerile şöhret bulmuştu. Adliye Nazın söze başlamak üzere ayağa kalktı. Kollan göğsünde çaprazlanmış bu onun her zamanki tavnydı etrafa bir göz attı. ve mahzun bir sesle hikâyesine devam etti. * Sözlerinden anlaşılıyordu ki hâdiseden bir gün evvel, saat üçç doğru Sir John Burton K. C. nin ziyaretini kabul etmişti. Sir John Burton ondan sıhhî vaziyeti derhal serbest bırakılmayı icab ettiren bir müşterisinin kefalet altında tahliye edilmesini istemek için gelmişti. Bu tedbirin muvafık olup olmadığı üzerine mü nakaşalar yapmış; lâkin neticede talebi kabul etmişti. Bundan başka Sir Burton K. C. ye lâzım gelen herşeyi yapacağı vadinde bulunmuş ve kefalet için matlub olan para ile beraber saat dördde gelmesini de tenbih etmişti. John Burtonun avdetini beklerken Downing Street (başvekâlet) e Dahiliye Nezaretine gelmesine dair telefon haberinr almıştı. Telefon eden nazınn kalemi mahsus müdürü idi, Londraya 40 kilometro mesafede Hatfieldde hafta tatilini geçir mekte olan nazırın Adliye Nazınnı beklemekte olduğunu ve hemen gelmesini rica ettiğini bildiriyordu. Mr. Cambden telefonu kapar kapamaz, biraz da hayret içinde oraya koş muştu. Fakat nazınn, dairei intihabiye sinde bir ihtifale riyaset etmek üzere o sabah hareket etmiş olduğunu öğrenerek daha büyük hayrete düştü. Böyle fena bir lâtife yapılmış olmasına fena halde kızmış, lâkin matbuatın da alay etmesinden korkarak hiç birşey belli etmemek istemiyerek hemen Londraya dönmüştü. Avdetinde kâtibi, tahminen üç çeyrek saat evvel Sir John Burtonun kâtibinin Muamele için kâtibine muayyen emir ziyaretini kabul ettiğini söylemişti. leri verdikten sonra kadın hapisanesinin lArkast vari ıslahına dair eserini tetkik ederek Sir

Bu sayıdan diğer sayfalar: