24 Haziran 1936 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 6

24 Haziran 1936 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CUMHURİYET 24 Hazhao 193C Şmeling, zenci boksörü nasıl nakavut etti? Amerikadaki biiyük boks maçı hakkında son gelen gazeteler meraklı tafsilât veriyorlar İtalya cephe mi alıyor? IBaştaraft 1 inci sahifede] Şam sergisindeki Türk paviyonu Fena hazırlanmış ve mallarımızın az bir kısmı teşhir^ edilmiş... Geçenlerde Şamda beynelmilel bü yük bir sergi açılmıştı. Hükumetimiz Tel Aviv sergisinden sonra bu sergi ye de iştirak etti. Maksadımız, Cumhuriyetimizin sanayi sahasındaki büyük inkişafını şark memleketlerinde göstermek ve mallarımıza propaganda yapa rak buralarda mahreçler bulmaktı. Halbuki, Halebde çıkan Vahdet gazetesi n n 21 | haziran tarihli nüshasında gör düğümüz bir yazıya nazaran, bu sergide paviyonumuz, ta Şama kadar heyetler göndermemize ve bunca fedakârlıklarda bulunmamıza rağmen, çok fena tertib edilmiştir. Bu gazetenin verdiği malumata göre, Avrupa memleketleri ne aid kısımlardan sarfı nazar, Mısır ve tran paviyonları bizimkinden daha çok güzel hazırlanmıştır. Bizim bu komşu memleketlerden bile geri kahşımızın sebebini nerede aramak lâzımdır, bilemiyoruz. Vahdet gazetesinin sergideki paviyonumuz için teessüf edilecek bazı acı hakikatler tesbit eden bu yazısını aynen naklediyoruz: <Şam gazetelerinden birinden naklen metettiğimiz Türk paviyonunu biran evvel görmek için can atıyordum. Ne İse araya araya buldum. İkinci katta birçok köşelerde kırmızı oklarla <Tür kiye> diye işaret edilmiş olan bu paviyon, binanın arka tarafında bir yerde dir. Bütün sergi, akşamın saat sekizine kadar açık olduğu halde, Türk paviyonu henüz saat altı yokken kapamıştı. O gün, bu kapanışı bir sebebe atfede rek göremediğime müteessiren dön düm. İkinci gün pazardı ve serginin en kalabahk günü idi. Bilhassa Türk pa viyonunu ziyaret için koştum. Keşke gitmeseydim ve görmeseydim daha iyi olurdu; akşamki kapalı bulmaktan mütevellid teessürle kalır, avunurdum. Gazeteci bir arkadaşla Türk paviyonundan içeri giriyoruz. Orada bir koltuğa yaslanmış gazete okuyan tek bir gene, yüzünü çevirip bize bakmağa bile lü zum görmedi. Dayanamıyarak mahza söz olsun diye sordum: Eşyalardan satıyor musunuz ba yım? Muhatabım, vaziyetini bozmaksızın cevab verdi: Mabiaref türkî!.. Suriye gibi komşu bir ülkenin sergisinde açılan Türk paviyonu memuru, ctürkçe bilmiyorum» diye, omuz silkerek iki Türkü, hem de iki Türk gaze teciyi baştan savmak istiyordu. Bu gene muhakkak Türk değildi; Suriyeli olması da meşkuktü. Şivesi, daha ziyade bir tatlı su frengini andırıyordu; belki de bir İtalyan bozmasıydı. Fakat bu paviyonun asıl müdürü ve mes'ul memuru kimdi ve nerede idi? Bunu anlamak bittabi kabil değildi! Türk paviyonuna şöyle seri bir göz gezdirirken derhal hükmümü verdim. Bu paviyon baştan savma bir iştirakin mahsulü olmaktan başka bir şey ola mazdı. Kocaman bir salon içerisinde dar raflar üzerine gelişigüzel atılmış birkaç üzüm ve incir sandığile, üç, beş korıserve kutusu, İnhisar idaresinin bir kaç şişe likörü ve beş, on kutu sigara, bugünkü Cumhuriyet Türkiyesinin bildiğimiz ve gördüğümüz sanayi harika larmdan, kabil değil, bir fikir veremez. Eğer ortada duran Atatürkün bronz bir heykeli, bir de duvara çekilmiş olan bir Türk bayrağı olmasaydı, kendimi Şam sergisinde bir Türk paviyonunda değil, her hangi bir ecnebi memleketinde bazı Türk eşyasını teşhir eden alelâde bir kumusyoncunun otel salonunda zannedecektim. Acaba bunun sebebi ne idi? Suriyede açılan sergilere ilk defa iştirak eden dost ve kardeş Türkiye hükumetinin büyük makamları, Şamda yâr ve ağyara karşı teşhir edilen Türk paviyonu nun bu acıklı vaziyetinden haberdar mıdır? Avrupaya bile parmak ısırtan Türk inkılâbı endüstrisinin eserleri yalnız bir kaç deri parçasile üç, beş çeşid likör den mi ibarettir? îş Bankasmın o nefis ipek ve yün işleri, Kayseri ve Adana fabrikalarının mükemmel bez ve iplikleri, Herekenin envai mensucat, Bursanın meşhur ipekli ve havlulan, îstanbul Cam fab rikasının şaheserleri, A\Tupa müstah zaratına çok faik olan <Türk Eczacılar emiyeti Anonim şirketi» nin tıbbî müstahzarları, îzmir ve İstanbulun meş huru âlem tatlı ve şekerlemeleri, Nes tleden çok güzel Türk çikolâtaları, yurdun her tarafındaki sanayi mekteb erinde yapılan envai demir işleri ve hatta motörler nerededir? Bütün bu ve daha hatırlıyamadığım birçok Türk sanayiine aid eşyadan kü çük birer nümune olsun bu sergiye gönderilemez miydi? İşte bir sürü sual ki, bir türlü sebe bini anlıyamamaktan mütevellid iç sızısile kıvramyor ve Şam sergisinden ayrılıyorum.» Cenevrede uçurulan balon Londra 23 (A.A.) Havas bildi riyor: Sovyetlerin harb halinde, Boğazlar dan askerleri için geçme serbestliğı iste mekte olduklanna dair Cenevreden ve rilen bir haber, Londra diplomatik me hafilinde sansasyonel bir tesir yapmıştır. Eğer bu haber doğru ise, böyle bir ta leb, tamamen yeni bir vaziyet ihdas e decek ve pek muhtemel olarak Akde nizdeki muvazene üzerinde büyük bir tesir icra eyliyecektir. Esasen Londra siyasî mehafili, Türk taleblerinde yalnız Akdeniz münakalesinden bahsedilerek Karadeniz münakalâtının mevzuu bah sedilmemesinden dolayı şimdiden bazı sürprizler görmektedirler. Ayni mehafil, şimdi, bu unutmanın esasında, Sovyet teşebbüsünün daha evvelden Ankara ile Moskova arasmda bilmüzakere karar laştınlmış bulunması keyfiyetinin mevcud olup olmadığını soruşturmaktadırlar. î talyan noktai nazarı, Sovyet talebinin müzakerelerin en ehemmiyetli unsuru olarak telâkki edilmesi lâzım geldiği merkezindedir. Öğrenildiğine göre Roma bu talebe muhaliftir. Belçika da zecrî tedabiri kaldıracağını bildirdi Avam Kamarasında dün gene şiddetli münaka* şalaroldu, neticede hükumete itimad beyan edildi IBaştarafı 1 inci sahifede} tekrar organize etmektir.» Sir Con Simondan sonra liberal partisi lideri Arşibald söz almış ve zecrî tedbirlerin muhafazasına taraftar olduğunu bildirmiştir. Kabineye itimad beyan edildi Londra 23 (A.A.) Bugün Avam Kamarası, siyaseti hariciye hakkında yapılan müzakerelerden sonra muhalefetin verdiği ademi itimad takririni 170 mu halife karşı 384 reyle reddetmiştir. Necaşi Edenle görüftü dığı fikrinde bulunduğunu ve böyl« reket edildiği takdirde Cenevre müesse • sesinin icraat ve faaliyetinde süratin te • min edilmiş olacağını beyan eylemijtir, Tecavüzün vuku bulduğu mahalle yakın olan devletlerin icraatına müteallik olan noktada İngilizlerin mütalealan Fransız» larınkinin ayni ise de îngiltere, tecavüz mıntakasına uzak mıntakaların müdahalede bulunmalan mecburiyetine muarız • dir. Çünkü bu kabil müdahalenin bilâmel tahakkuku kabil olmadığı fikrindedir. Anadolu Ajantımn notu: Alâ • kadar ve emin membalardan aldv çımız haberlere göre bu havadisin asıl ve esast yoktur. Havata göre ihtilâfı mucib noktalar Montrö 23 (A.A.) Havas ajansınm diplomatik muhabiri muahedelerin tek tarafh olarak ihlâli yerine sulhperver Şmelingin, zenci boksoru nakavut ettıcjı esnaâa ahnan bu resim telejotoğrafi ile bir usulü tercih eyliyen Türkiyeye karşı Avrupa gazeteıe rıne gonderilmiştır muhtelif delegelerin Montrö konferan Amerikada Alman Şmeling ile Joe Joe Louis tekrar kalkmış ve boksa devam sında söyledikleri hüsnü niyetle ve an Louis arasmda yapılan ve Joe Louisnin etmiştir. laşma zihniyetile dolu sözlerini tebarüz mağlubiyetile neticelenen maç hakkında, Bu ravund Almanın lehine neticelen ettirmektedir. son gelen Avrupa gazeteleri uzun tafsi miştir. Evvelce Lozandaki münakaşalann aklât vermektedirler. Bunları naklediyoruz: Beşinci ravund sine olarak, Motrö toplantısı, delegeleri Şmeling Joe Louis maçmın beş dakıJoe Louisnin şöhretinden korkmıyan iki tarafa ayırmamıştır ve esas itibarile bir kadan fazla sürmiyeceği ve galibiyetin Şmeling, bir evvelki ravundda zenciyi anlaşmaya vanlmış gibidir. mutlaka Joe Louisde kalacağı kanaati o Bununla beraber Montrö konferansı yere dfvirmekten mütevellid itimadla kadar büyük ve o kadar umumî idi ki, Joe Louisyi önüne katmış ve göğüs göğü mudil bir iş karşısındadır. O da Bo Alman boksörüne bir kazanma ihtima se gelmeğe mecbur etmiştir. Bu arada ça ğazlann yeniden askerileştirilmesini kabul line mukabil, Amerikalıya on ihtimal velınan gong sesini işitmiyen Şmeling boksa hususunda müttefik olan delegelerin, Borilıyordu. devam etmiş ve hakem müdahaleye mec ğazlardan harb gemilerinin ve tayyare Yankee Stadiumda yetmiş binden faz bur olmustur. lerin müruru hususunda ayni kolaylıkla la seyirci vardı. Hava serin ve güzeldi. Bu ravund da Şmelingin lehine bitmiş anlaşamıyacaklardır. Hususî trenlerle muhtelif yerlerden bir tir. Aynca teknik meseleler de mevcud çok seyirciler gelmiş, Holivudla Nev Altıncı ravunddan itibaren her iki ta dur. Meselâ, Türkiyenin tekliflerindeki york arasmda gidip gelme tayyare sefer raf ta fazla gayret sarfetmeğe ve hamle tonilâto haddi hakkında Ingilterenin ve leri ihdas edilmişti. lerini şiddetlendirmeğe başlamış ve ga Sovyetler Birliğinin noktai nazarlan ayMaç gayet düriist olmuş ve halk, bok lebenin Almanda kalacağmı gösteren e rıdır. îngiltere, belki de bir Karadeniz sörlere karşı gayet bitaraf davranmıştır. mareler belirmiştir. Joe Louis yavaş yavaş filosunun Boğazlardan ansızın geçişi Şmeling zekâsı sayesinde, zenci boksö iplere kadar gerilemiştir. keyfiyetinin Akdenizde bahrî muvaze rün müthiş kuvvetine galebe çalmağa muYedinci ravund müstesna, sonuna. ka neyi bozmasile alâkadardır. »affak olmustur. dar daima Almanın lehine neticelenen Sanıldığına göre, konferans gittikçe eMaçm tarzı cereyanını ravund sıra ravundlar bilhassa on birinci ravunddan hemmiyet kesbedecek ve Montrö toplanle aşağıda gösteriyoruz: sonra ehemmiyet kesbetmiştir. tısının ortaya koyduğu esas mesele or Birinci ravund taya çıkmakta gecikmiyecektir. Zecrî On birinci ravund tedbirlerin kalkmasını müteakıb ItalyaMax Şmeling, hiçbir heyecan gö;ter Bu ravund gevşek başlamıştır. Boksörnın sahneye çıkmasile bu ehemmiyetin bir meden, ilk hamleyi yapmış ve soldan ha lerın her ikisi de o zamana kadar sarfetkat daha artması da pek muhtemeldir. fif direktlerle hücuma geçır.'ftir. Joe tikleri gayretler neticesinde yorgun görüLouis sdcMBiakla beraber, çenesır.f, sol nüyorlardı. Maamafih, icab ettiği kadar dan bir krose yemiş ve sağdan bir kroje mükemmeliyetle değilse de gene yarar kevinden çıkarlarken ittifakla beyan edeile mukabele etmişse de yüksekten geç'iği lıkla dövüşüyorlardı. Şmeling, zencinin ceklerine şüphe etmiyoruz. için isabet ettirememiştir. Şmeiing yak laşmak istemiş, bu arada Joe Louis, Alman boksörüne arka arkaya iki sağ yumruk indirmiştir. Şmeling, tekrar göğüs göğüse gelmek istemiş, fakat zenci bu hareketi önlemeğe ve soldan iki kroşe vurmağa rauvaffak olmustur. Ravund Louisnm lehine bitmiştir. bir sağ vuruşuna, nizamî müddeti cüz'î aşan bir trifle ile mukabele etti. Bu ra vund da Almanın lehine bitti. Londra 23 (A.A.) Necaşinin taşistanın ilhakınt istiyormuş! lebi üzerine M. Eden kendisini kabul etLondra 23 (A.A.) M. de Madamiştir. Bu ziyaretin sebebi belli değil riaga Carltonda kendi şerefine dün M. dir. Eden, M. Halifax ve Cranboume tarafZecrî tedbirleri Belçika da larından verilmiş olan ziyafet esnasında kaldırıyor Milletler Cemiyeti tarafından Mançuri Brüksel 23 (A.A.) Belçika, îtal ile Habeşistanın rejimlerini tetkik edecek yaya karşı tatbik edilmekte olan zecrî ve bu toprakların ilhakını bilfiil kabul tedbirlerin kaldınlmasını kabul edeceğini eden bir formül bulmağa çalışacak husuresmen bildirmiştir. sî bir komite teşkil edılmesine taraftar olFransanın tasarladığı plânlar duğunu söylemiştir. Londra 23 (A.A.) Fransız sefiri Bu komitenin Milletler Cemiyeti a • M. Corbin, dün M. Edenle yapmış ol samblesinin eylul içtima devresinde mü* duğu görüşme esnasında Fransanın Mıl zakere edilmek üzere bir plân tanzim eletler Cemiyeti mukavelenamesinin istik deceği söylenmektedir. balde hangi esaslara istinaden yeniden Londradaki İspanyol mehafili, M. gözden geçirilmesini arzu etmekte oldu de Madariaganın İngiliz payitahtındaki ğunu izah etmiştir. Sefir, Fransanın takib ikametinın hususî bir mahiyette olduğunu etmekte başlıca gayenin bu mukavelena beyan etmekte, tekliflerinin hiçbir veçhile meyi kuvvetlendirmek olduğunu, ancak İspanyol hükumetini herhangi bir taahtatbikatta mütecavize karşı esaslı hare hüd altına sokamıyacağını, ve hükumetin kât ve ıcraatta bulunmanın tecavüz ma mumaileyhin henüz ispanyol murahha«iim halline yakın olan devletlerden istenilece tayin etmemis olduğunu ve bu tayin keyğini söylemiştir. fiyetinin bu yakınlarda vukua gelecesrni Çiinkü müteessir neticeler elde edebil ilâve eylemektedirler. mek için bu vaziyette bulunan devlelle tngiltere hükumetinden bir tebliğ rin süratle müdahalede bulunmalan iktiza Londra 23 (A.A.) Milletler Ceeder. Bu devletler, böyle bir harekete mıyetine müzaheret birliği umumî kon • geçtikle/i zaman diğer devletler de müte seyi, Lord Lytton tarafından tevdi edilcavize karşı ekonomik zecrî tedbirler tat miş olan bir karar sureti kabul etmiştir. bik etmek imkânını elde edeceklerdir. Bu takrirde îngiltere hükumetinden MilM. Corbin, bundan başka Fransa hü letler Cemiyetine İtalyanın mukavelonakumetinin Milletler Cemiyeti asamble meyı ıhlâl etmiş olduğundan dolayı Cesinde mütecavizin takbih edilmesi için miyet haricinde telâkki etmesini teklif etasamble azasının ittifakına ihtiyac olmataleb olunmaktadır. M. Madariaga Mançuri ve Habe Boğazlar işinde zıd cereyanlar tarafı l inci sahifede} Valiler dün Başvekilin riyasetinde içtima ettiler \Baştaraf\ 1 inci sahifede] Alman güreş takımı bugün geliyor On ikinci ravund tfdnci ravund îlkönce, Şmeling korakor gırişmek istemiş, fakat Joe Louisnin bu usulde mahir olduğunu görmüştür. Bunun üzerine, uzaktan çarpışmağa devam etmiş ve bu suretle en iyi darbelerini vurmağa mu vaffak olmustur. Biraz sonra, hasmımn kalbi aJtına geniş bir sving indirmiştir. Jofc Louis, bu hücuma mukabele ederek, önce müteaddid sol direktler indirmiş, sonra güzel bir aperküt yerleştirmiştir. Fakat Şmeling bundan müteessir görünİki maç yapmak üzere şehrimize da memiştir. vet edilen Yunan basketbol yolculan dün Bu ravund müsavi bitmiştir. Romanya vapurile Pireden gelmişlerdir. Üçüncü ravund tlk maç bu akşam saat dokuzda Beyoğlu Bu ravundda gene Şmeling hücuma baş Halkevinin jimnastik salonunda Türkiyelanuş ve biraz sonra zenciye sert bir sağ Yunanistan millî takımları arasmda ya kroşe vurmuştur. Bu vuruş Louisyi sars pılacaktır. îkinci maç ta Istanbul Atina mamış, fakat öfkelendirmiştir. Bu sefer karşılaşması şeklinde gene ayni salonda de o korakora gelmeğe teşebbüs etmiş, Dİacaktır. Basketbol, Türkiyede az taammüm Almanın kalbi üzerine bir swing indir etmiş bir spor olmasına rağmen gencle miştir. Alman buna ikinci bir sağ kroşe ile mukabele etmişrir. Joe hızlanmış, Şme rimizin bu oyunda gösterdikleri muvaf lingi bir yumruk tufanına tutmuş, nihayet, fakiyet takdire değer bir derecededir. Yunanlıların da, yurdlarmın dışında göğüs göğüse gelmişler ve zenci, Almamaç kabul ettiklerine bakıhrsa kendilerinın çenesine bir sağ yumruk yerleştirmiştir. Şmeling bu yumrukla sarsılır gibi ol nın bu sporda hayli muvaffak olduklannı kabul etmek lâzımdır. mustur. Güzel basketbol oynıyan iki takımın Ravund Joe Louisnin lehine bitmiştir. karşılaşması, diğer herhangi bir spor oyuDördüncü ravund nunun doğurabileceği zevk ve heyecanı Bu ranvudda, Şmeling, zenciye nere verebilecek kabiliyettedir. den geldiğini anlamasına vakit bırakmaSpor meraklılarımızın işitip görmedikI k; ^ j L« L.^.J L: x, 1 !crı rcya çok az seyircisi bulundukları bu ş§ İBcBfmişKı. %n jruırrulNr. z^ncivi ye oyunun hakikalen zevkli ve heyecan vere devirmiştir. Birkaç saniye yerde bakı; rici olduğunu, bu akşam Beyoğlu Ha! Bir dakikalık istirahatten istifade e den Şmeling, gong çalar çalmaz hararetle hücuma geçti ve mükâfatmı da gördü. Filhakika, Alman, bu ilk hamlede zenciye iki sağ yumruk vurmağa muvaffak ©lmuş ve hasmını sendeletmiştir. Joe Louis mağlubiyetini itiraf etmemekle be raber Almandan, çenesine bir sağ kroşe daha yiyince tam manasile mağlub olmuş ikinci müsabaka için de takımımız Küve yere serilmiştir. çük Hüseyin, Ankaralı Ahmed, Sadık Joe Louis ancak beş dakika sonra ken (serbest), Nuri, Mersinli Ahmed, Musdisine gelmiştir. tafa ve Çoban Mehmed olarak tertib edilmiştir. Almanlann kuvvetli güreşçilerini top(ıyan Dortmund takımı bu sabah Kon Vansiyonel trenile gelecek ve istasyonda merasimle karşılanacaktır. ilk müsabaka yarın akşam saat 8,30 da Taksim stadyomunda yapılacaktır. Türk takımı birinci akşam için Kenan, Yaşar, Yusuf Aslan, Nuri, Ibrahim (serbest), Mustafa, Samsunlu Ahmed şeklinde ç r kacaktır. Yunan Millî basketbol takımı geldi midinde olduklan en büyük imtiyaz, Boğazlann bitaraf sefaine açık bulunduıulmasını ve Büyük Harbde olduğu gibi kapanmamasını teminden ibarettir. Ka radeniz arkasında kalan devletler için bunun ehemmiyeti çok büyüktür. Sulh zamanında Boğazlardan mürur hakkının bütün harb gemilerine teşmilini Britanya mukaddema Lozanda olduğu gibi gene ileri sürecektir. Romanya, Bulgaristan ve Yunanistanın bu fikre iştiıak etmekte oldukları anlaşılıyor. Sovyet Rusya Karadenize harb gemilerinin geçmesinin külliyen aleyhindedir. Diğer taraftan Japonya da, bilhassa harb zamanında Karadenizden Akdenize harb gemilerinin geçmesi aleyhindedir. Türk noktai nazarına gelince, Boğazlardan geçecek herhangi bir bahrî kuvvetin geçiş esnasında Türk donanmasının ku vayı umumiyesine muadil nisbetinin yarısına muadil olarak tesbiti ve Boğazlan geçen yabancı donanma umum kuvvetinin de Türk donanması kuvvetine muadil biı nisbeti aşmaması merkezindedir. Bu iti barla birbirini tutmıyan bu fikirler kar şısında kalacak olan konferans bir an laşma zemini bulmak mecburiyetindedir Bahrî kuvvetler hakkındaki nisbetlerin Türkiyeye mi yoksa elyevm mevcud Boğaz komisyonu gibi beynelmilel bir teşekküle mi havale edileceği de diğer bir meseîedir. Sefaini ticariyeye gelince Türkiye mevcud tahdidattan fazlasını tahmil ar zusunda olmadığını bildirmiş gibidir. Zannedildiğine göre şimdi transit gemilerden alman rüsum ve bunlann tâbi oldukları nizamnameler de mevzuu bahsolacaktır. Boğazlar komisyonu müteaddid fırsatlarla yazmış olduğu raporlaıda sıhhiye, fener ve tahlisiye rüsumunun nisbetsiz bir şekilde fazlalığından bahsedilmişti. Ayni zamanda konferansın «transit» kelimesinin şümulü hakkında da ka rarlar ittihaz edeceği zannedilmektedir. Türk topraklarile muamele görmeden Karadeniz ve yahud Ege denizine geçen gemilerin açık denizlerde seyrüsefer et tikleri mi farzedilecek yoksa meselâ M a r mara denizinde bir musademe vukuunda, Türk sularında mi ad ve itibar edile ceklerdir? Ayni zamanda İstanbulda zahire almakla transit vaziyetlerini kaybedip etmedikleri de mevzuu bahsolacaktır. Amerikalı milyoner M. İnsulün Istanbul limanında iken bir Yunan gemısinden çıkarılışı hatırlarda olsa gerektir ki protesto edilmişti. Bunlar haricinde Ingilterenin Türki İkinci celse, Parti Genel Sekreteri Dahiliye Vekili Şükrü Kayanın başkanhğında toplanmıştır. Şükrü Kaya, vali lere yeni aldıkları vazife hakkında ma lumat vermiş ve kendilerile hasbıhallerde bulunmuştur. îçtimada bulunan valiler, kendilerine Parti vazifesi verilmesinin yüksek bir itimad eseri olduğunu kaydetmisler ve bu eser karsısında duydukları vicdan hazlarını şükranla tebarüz e^tirmisler, Büyük Şef Atatürkün emrinde canla basla çalışmağı en mukaddes bir vazife bildiklerini ifade ederek tazim hislerinin Atatürke iblâğını Şükrü Ka yadan rica etmişlerdir. Bundan sonra içtimaa nihayet veril miştir. Şükrü Kayanın beyanatı Parti Genel Sekreteri Şükrü Kaya, îzmire çağırılmış olan valilere Riyaset Divanı kararının tatbikına dair talimat vermek üzere bu aksam îzmire hareket etmiştir. Parti Umumî İdare Heyeti a zasından Mümtaz Ekmen, Cevdet Ke rim, Ali Rıza, Salâh Cimcoz, Nafi A tuf, Hüsnü Çakır, Hasan Ali de Şükru Kayaya refakat etmektedirler. Sükrü Kaya, hareketinden evvel ba na şu beyanatta bulundu: « Genbaşkur kararının tatbikına aid talimatname, uhdelerine Parti başkan lığı vezifeleri verilmiş olan valilere esasen bildirilmişti. Bugünkü toplantıda, Ankaraya çağırılan valilere evvelâ Başvekil ve Vekiller Heyeti üyelerinin de bulunduğu içtimada talimat verildi. Sonra tekrar içtima edilerek gerek bu işler, gerek memleketin siyaseti umumiyesi üzerinde görüşüldü. İlyönkurullardan gayri Parti teşkilât bünyesi simdi olduğu gibidir. Burada görüstüğümüz valilerden bir kısmı, vilâyetlerine aid islerden dolayı bir müddet Ankarada kalacaklardır. Ben, İzmirden sonra Trakyaya gideceğim. Dönüşte Bursaya uğramaklığım da muhtemel dir.» yeden bir mesele hakkında kat'î teminat istiyeceğine muhakkak nazarile bakabilirız. Gelibolu mezarlıklan hakkında düriist hareket edileceğine dair Tevfik Rüştü Arasın verdiği teminat, îngiltere hüku * metini tatmin edecek mahiyettedir. Buna rağmen mezarhklara bakıcı olarak ikame edilecek yabancılar meselesi de vardır Iri bu meselede konferansın üıce bir işle karşılaşacağı muhakkaktır.» » Uçüncü müsabakada çıkarılacak Türk takunı iki karşılaşmada alman neticelere göre tertib edilecektir. Umumî merkez reisinin teftişleri Türk Spor Kurumu Umumî Reisi General AH Hikmet dün Topkapı, Ka ragümrük, Feneryılmaz, Çeşmemeydanı, Kasımpaşa, Süleymaniye, Vefa, Istan bulspor ve Galatasaray kulüblerini ziyaret etmiş ve oralarda idare heyetlerile kulübün sporcuları tarafından karşılanmıştır. Spor Kurumu başkanının Galatasaray kulübünü ziyaretlerinde yanlarında ikinci reis Halid Bayrak ta bulunuyordu. Idare heyetlerini dinliyen Umumî Merkez reisi kulüblerin saha ve bina gibi ayni iki derdin içinde kıvrandıklannı görmüştür. Spor Kurumu başkanı bugün dç saat üçten itibaren Anadolu, Beylerbeyi, Anadoluhisar, Beykoz, Doğanspor, Ortaköy, cuma günü de Fenerbahçe, Altınordu ve Hilâl kulüblerini ziyaret ede cektir. r

Bu sayıdan diğer sayfalar: