3 Ekim 1936 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 8

3 Ekim 1936 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

3 Birincitesrin 1936 Cumhuriyetin büyük Avrupa anketi IBaştarafı 1 inct sahifedei ilk defa o gece işsiz ve yalnız kaldım. Hergünümü dolduran randevular, mü lâkatlar, davetler, karşıhklı ziyaretler, mitinglerde, müzelerde, sergilerde, tiyatrolarda geçirilen saatler, şehrin görme diğim kıymet ve hususiyetlerini araştır malar, bir muharriri veya bir ressamı e vinde, atelyesinde yakalıyabilmek içm üç defa telefon etmeler, beş defa beni onlara götürecek insanlarla buluşmağa mecbur olmalar gibi şüunun içinmedki akislerini huzur içinde seyre dalmak imkânlarını yağma eden vazifeler, beni benden ayırmış ve alâkalarım başkala rına dağırmaktan usanan adamlann ken. di kendilerine karşı duyduklan hasreti içimde uyandırmıştı. O gece kendimi azad ettim. İntıbalanmı ayıklıyarak, derleyip toplıyarak, hareketten evvel bavulunu hazırlıyan adamın itinasile zihnimin içinde bir muhteva disiplini kunnak için, dışarile meşgul olmadan, ağır ağır yü rüyordum. Paris, bu tenha semtte erken susma5im bilir ve içinde bazı muammalann kilidini kırmağa çalışan münzevî başlara muhtac olduğu sükunu verir. Sergisini kaldırımın üstüne kurmuş bir fıstıkçmın önünden geçerken birdenbire durdum. Arkamda halis türkçe, koyu bir küfür duymuştum. Belki bir haftadanberi öz dilimi hiç konuşmamış olduğum için, türkçenin en çirkin sözleri bile bana babamm bir mısraı kadar munis göründü. Hemen geri döndüm, baktım, fıstıkçı biriyle türkçe ve alaturka hırlaşıyor. Yaklaştım ve durdum. Tıknaz, beyaz ceketli, siyah bereli, esmer yüzü öfke den tuğla rengi bağlamış, iriyan fıstıkçı, karşısında zayıf, tıraşı uzamış, kollarile bir yüzücünün hareketlerini yaparak bağıran bir adama, nisbî bir itidal içinde: Ağzını bozma! diyor, Hiranttan senedi almadıkça beş para vermem. Akşam vakti keyfimi kaçırma, haydi yoluna! Öteki azalan bir şiddetle küfürlerine devam ediyor. Fıstıkçı ona doğru iri gövdesini biraz yaklaştırdı: Ağzını bozma diyorum, elâlem b r ze bakıyor. Beni kasdederek devam etti: Herifi görmüyor musun? Belki alışveriş edecek, fakat afalladı. Haydi yoluna. Beni çileden çıkarıp ta bu keçiboynuzu suratlı frenge kepaze etme! Hemen atıldım: Ayıb! Ayıb! Adam gibi konuş sanız a... Fıstıkçı hâlâ öfkesinden kurtulmadığı için benim türkçe konuşmamdan duymasını beklediğim hayreti ilk duygusunun yerine koyamadı; söylenerek uzaklaşan adamm arkasından: Sened! Sened! diye bağırdı. Sonra bana döndü, Kalyoncukullu ğunda imişiz gibi sadelikle: Kusura bakma beyim, dedi, em ret, fıstık mı istersin? Bakbm, sıra sıra küçük şeffaf kese kâğıdlan içinde kabakçekirdeği bile var. Fıstık ver, dedim, Pariste kabakçekirdeği var mı? Burada herşey var, beyim. Leblebi? Karşıdaki dükkânda o da var. Daha ileride bir lokantada alaturka ye tnekler de var, rakı da var, baklava da var. Bir Ermeninin dükkânı. Şivesinden kendisinin de Ermeni olduğu belliydi. Henüz yemek yemediğim için sağlık verdiği dükkâna gittim. Tamam. Burasının alaturka bir lo kanta olduğu yemeklerinden evvel maz* but bir binanın içindeki dağınık halin den anlaşılıyordu: Yanyana konmuş birkaç masanın etrafında on on iki kişi bacaklannı açarak, ayaklannı başka bir sandalyaya koyarak, arkalanna yasla narak, göğüs bağır açarak, yayılarak, çarpık çurpuk oturmuşlar, her kaydi tepen geniş dirsek, el, kol, omuz, gerdan hareketlerile, bağıra çağıra, yan erme nice, yan fransızca konuşuyorlardı. Geç geldiğim için yemek yiyene tesadüf et medim. Bir köşede iki kişi tavla oynu yor. Yağ kokusu. îskemlelerin ve rad yatörlerin üstüne serilmiş kurutulan havlular. Gürültü ve duman. Tamam. Eyvallah. Gel bakalım garson! Ufacık tefecik, minik yüzlü, çitlenbik gözlü bir Fransız kızı geldi. Türkçe bilir misiniz? diye sordum. Hayır! dedi. Burada bilen var mı? Şu mösyöler bilir galiba... Pat ron da bilir amma dışan çıktı. Listeye baktım: Pashrma, sucuk, lâkerda, «O harfile» borek, kadayıf, ekmek tatlısı, lokma, irmik helvası, tulumba tatlısı, rakı... Tamam. Bir kadeh rakı ve bir şişkebabı. Duvarda bir «Erivan rakısı» ilânı var. Erivan? Bu rakının oradan gelmediği malum. Bu bir daussıla markası o 'acak. Bana gelen de bu rakı imiş. Birkaç damla içtim: Fevkalâde. Kadeh biteceğine yakın, tım tım, tım, arkamda bir ud akordu. Kurunuvustada gramofon dinliyen bir adamın düşebileceği hayretten aşağı kalmıyan bir şaşkınlıkla başımı çevirdim. Yaşlıca ve şişmanca bir kadın keman, bir adam da ud akordu yapıyorlar. Uzun sürmedi ve ahenk başladı: Üç yıl beni/sevdanın ipek saçları... Tamam. «Cumhuriyet» şerefine bir kadeh daha. Ikinci incesaz Paris camisinin arka avlu sundadır. Burada tertemiz, dekorları Arab üslubile yapılmış bir bahçeli kahve var. Bahçenin ortasmda bir havuz. Etrafında yemyeşil hasır koltuklar ve önlerinde, alçak arabesk masalar üstünde siniler. Bahçenin iki duvarına sıra ile birbirinden ayn ve yeşil kafesli localar yapılmış. Herbirinin duvarlarında, peykelerinin üstünde şark halılan ve ortalarda sallanan birer kandil. Bir duvann önündeki peykede de uzun ve kıpkırmızı fesli dört sazende: Ud, kanun, keman, darbuka. Biz Fransızlarla oturur oturmaz on lar tamburî Cemilin Ferahfeza saz se maisini çalmağa başladılar. Ah, tamam, fakat ne de isteksiz. mızmız, uyuşuk ve falsolu çahş. Bahçe tenha. Localarda bir iki grup. Dinliyen yok. Yanımdaki Fransızlar da alâkasız. Bu musiki hak* kında benden bir fikir bekler gibi yüzütne bakan bir tanesine: Türk musikisi bu değildir, dedim. Arkadan bir şarkı. Fakat yalnız saz. Okuyan yok: «Kirpiklerinin her teli bir katre taşırken...» olacak. Benziyor. İşte o kadar. Hiç bir makama tâbi olmı yan yarımyamalak fasıl bitince sazendelere yaklaştım ye bir tanesine sordum: Türkçe bilirsiniz tabiî. Tabiî, biz Türküz efendim. Müslüman mısınız? Hayır, Ermeniyiz. Yalnız şu e fendi Mısırlıdır. Isminiz? Pırnak. Teşerrüf ettim Pırnak Efendi. Burasını biraz tenhaca görüyorum. Her vakit mi böyle? Her vakit. tş yok. Ecnebiler tektük gelir, biraz oturur, şöyle bir bakar, giderler. Sazdan hoşlanmıyorlar mı? Pırnak Efendi udunu peykenin ke nanna dayıyarâk, yeknasak ve ifadesiz yüzünde hiçbir şey değişmeden cevab verdi: Çalarsak gülüyorlar, gazel okur sak gidiyorlar! Bize patron «artık oku mayın!» dedi. Bu sözün bende uyandırdığı sükutu kanunî Agob Efendi bozdu: Pariste bize iş yok. Kimi «Her yer karanlık» ister, kimi kahkahayı basar, kimi kapıdan bakar gider. İş Pariste değil, Amerikada. Siz Amerikaya da gittiniz mi? Helbet. Orada karışık çalgı yaptık. Müşteri kum gibiydi. Nedir o kanşık çalgı? Ud, kanun, keman, gitara, man dolin... Alaturka da vardı, Rum havalan da çalınırdı, Atinadan birkaç kız da götürdük, dansederlerdi, müşteriyi memnun ederdik. İstanbuldan ne zaman çıktmız? Onu sormayın. Dokuz sene evvel. Başıma ne işler gelmiştir. Ben Kübaya gidecektim. Vapura bindim. Haberim yok. Meğer pasaportumda «avdeti caiz değildir.» yazmışlar. Bunu vapurda öğrendim, şaşırdım kaldım. Zira ben dönmek üzere yola çıkmıştım. Kübaya gidecekken Amerikaya çevirdik işi. Orası başka âlem. Musikiden anlarlar orada. Bir de burada içki yok. Yalnız kahve. Bu bahçenin yanmda bir şark hamamı, bir de turistlere şark eşyası satan mağaza var. Bir ecnebi kafilesile içinde 82 derece hararet olan hamamı elbiseleri mizle gezdik. Bir kadm bayılmak üzere idi, kurnadan tasla soğuk su alarak yüzüne serptiler ve onu hemen dışan çı kardılar. İki Amerikah mağnezyumla fotoğraf çekmeğe çalışıyordu. Ben de fazla kalamadım. Buranın hamamı da incesazı gibi şarkın kendisi değil, yürekler acısı karikatüriydi. Bütün bu zavalhlıkların Avru padaki sıfatı «Türk» tür: Türk hama mı, Türk musikisi... diyorlar. Türk ticaretine yeni bir saha daha! IBaştarafı 1 inci sahifede'i edilebilecek ve karşılığı serbest döviz olarak ihracatçıya ödenecektir. 2 Irlanda, umumî rejimimizin imkân verdiği maddelerle hususî kontenjan listesine dahil mallarını her biri için tayin edilmiş kontenjan hâdleri dahilinde Türkiyeye ithal edebilecektir. Şu kadar ki, bu ithalâtın fob kıymetleri yekununu Türkiye tarafmdan İrlandaya ihrac edilmiş ve fîlen bu memle kete ithal edildikleri, îrlanda gümrüklerinin bittasdik Cumhuriyet Merkez Bankamıza göndermiş olduklan menşe \zhadetnamelerimizde gfisterilmiş malları mız fob kıymetlerinin yüzde ellisini geçmiyecektir. Cumhuriyet Merkez Bankamız bu e sas dahilinde ve memleketimize fîlen girerek bankaya satılmış döviz mevcud olmak şartile İrlanda ithalâtına serbest döviz verecektir. 3 îki memleket arasında ithal ve ihracı kabil mallar üzerine, kontenjan te olanlar, kontenjanlarile mahdud ol mak üzere hususî takasa tatbik edilebi leceklerdir. Hususî takas muameleleri Türkiyede takas komisyonlan nezdin de muameleye tâbi, îrlandada böyle komisyonlar olmadığı için ne müsaadei mütekaddime istihsaline, ne de başka muameleye tâbidir. 4 Türkiyenin hiçbir nevi anlaşma ile bağlı olmadığı memleketler malları, deri, yün, çuval, kobra, ilâh.. dahi hu susî takas yolile hududsuz girebilecek tir. 5 Yukarıda üçüncü ve dördüncü fıkralarda mevzuubahis hususî takaslarda Türkiyeden 100 almak, bilmukabele Türkiyeye 50 satmak esası bâkidir. 6 Tarife bakımmdan her iki memleket birbirine en ziyade müsaadeye mazhar muamelesi bahşetmektedir. Fazla olarak cwt yani 50 kilo başına 10 şilin 6 peni olan kuru incir ithal resmi 7 şiline indirilmiştir. Halı resmi advalo rem, yani kıymet üzerinden yüzde 15 dir. Kabuklu meyvalar ve içleri resim leri konsolide edilmiştir. Resim vaziyeti konsolide edilmiş olan maddelerimiz e sasmda palamut ta vardır. 7 Anlaşma 15 ilkteşrinde mer'iyete girecek, 18 ay sürecektir. Bu müddetin inkızasında anlaşma feshedilmezse bir yıl temdid edilmiş sayılacaktır. Bir sene müddetlidir. 8 Anlaşmaya bazı mektublar da bağlıdır. Müstakil îrlanda matbuatı müzake relerin başlangıcındanberi bunu Türkiye Cumhuriyetile akdedilen ilk anlaşma oW"5undan bahsederek memleketimiz ha nda dostane neşriyat yapmaktadırlar. Anlaşmanın iki memleket münasebatında yeni ve inkişaflı bir devreye mebde olacağı umulmaktadır. OKUYUCULARIMIZ •Diyor ki Mardin Türktür ve Türk kalacaktır! Madride 150 bin asker ve 100 tayyare saldıracak! Diktatör ve devlet reisi ilân edilen General Franko dün Burgosta sadakat yemini etti zetecilere «böyle bir endişeye düşmeğe mahal yoktur» suretindeki itimadkârane beyanatı arasında bir mukarenet görül mektedir. Geçen hafta bu mesele hakkında izhar olunan itimadsızlıktan sonra gösterilen bu itimaddan siyasî mehafil, şöyle bir netice istihrac ediyorlar: Burgos komitesi, Balear adalarının İtalyaya ve Kanarya adalarının Almanyaya terkedilmemiş ol" duğuna dair İngiltereye teminat vermeK lüzumunu hissetmiştir. M. dö Vaf.eranin sözleri Düblin 2 (A.A.) îrlanda hüku met reisi M. dö Valera Türk îrlanda ticaret anlaşmasının imzasından sonra ti caret müzakeresini idare eden Türk heyetini kabul ederek iki memleket arasında ilk ticaret anlaşmasının akdinden dolayı memnuniyetini bildirmiş ve memle ketimiz hakkındaki muhabbet ve dostluk hislerinden bahsetmiştir. Halebde çıkan Eşşebab gazetesinin 25 eylul tarıhli nüshasında Esad Mahfeli imzasile intışar eden başmakalemn türkçe [Ba?taraft 1 inct sahıjede] metnini saym gazetenizde teessür ve esefîspanyollar tarafmdan değil ecnebiler ta le okudum. Hezeyandan ibaret olan bu makaleye iki noktadan cevab vermek iste rafmdan yapılmış olduğunu söylemiş ve rim: demiştir ki: 1 Türk siyasetini bulanık suda balık « Hükumetimiz, otorite hükumetı avlamak şeklinde gostermek herzesi, 2 Türk Mardin ve Seyhan vilâyetlerinl olacaktır. Biz, millet için icrayı hükumet Arab gostermek küstahlığı. edeceğiz ve kapıtalizm menfaatlerıni koBütün cihan diplomasisinin müttefikan ruyacağımızı zannedenler çok aldan takdir ettikleri ve hatta diyebilirim kl ornek yaptıkları Türkün dürüst, açık ve nıaktadırlar. Bizler orta sınıflar ve bü sulhsever siyaseti hakkında o muharrire yük halk kütleleri için çahşacağız.» verdiğinlz cevaba bir şey ilâve edecek deKtş için alınacak tedbirler ğilim. Ancak: Lizbon 2 (A.A.) Royter ajansı Türk Mardini Arab gösteren hezeyana cevab vermek mecburiyetindeyira. Velev ki muhabirinden: malumu ilâm etmek kabilinden olsa bile General Franko, dün Burgosta asileı bu cevabı bence hiçbir değerl olmıyan Esad tarafmdan işgal edilmiş olan mıntakalaMahfeliye değil, onun bu müfsidane yazısile aldanabilecek ve fikrine iştirak ede rın bilkuvve diktatörlük ilân edildikten cek kimseleri tenvir etmek için verlyo sonra, Ispanyanın arazi tamamiyetini, îsrum.. Türklüğü hiçbir şüphe götürmlyen Mar panyol milletinin şeref ve saadetini müdin hakkındaki hezeyana aşağıdaki hakiki dafaa edeceğine yemin etmiştir. ve canlı isbatlar kat'i bir cevab teşkil edeŞevk ve galeyan içinde bulunan halk cektir, zannederim. tarafmdan çağırılan General, pencere Mardin asırlardanberi (takriben 950 senedenberi) Ertaki, Akkoyunlular, Karako den görünerek bir hitabe söylemiştir. Muyunlular ve Osmanlı Türk hükumetlerinin maileyh, her aile ocağının bu sene ek idaresi altmda bulunmuş ve bilhassa Er meksiz kalmaması ve bu kış içinde ısmataki, Akkoyunlular ve Karakoyunlular debilmesi için elinden geleni yapacağmı söyvirlerinde hükumet merkezi olmuştur. Gerek Mardin ve gerekse etrafında Türk lemiştir. eserlerinden başka hiçbir esere tesadüf General Franko, bilâhare radyo ile de edilemez. Mardinin içinde Emineddin, Necmçddin camileri ve Büyük cami, keza Şe neşredilen bir nutuk daha söylemiş ve ezhidiye, Zinciriye, Muzafferiye, Kasım Pa cümle şöyle demiştir: disah medreseleri ve Mardine tâbi Kızıl« Ecnebi memleketlerle ve bilhassa tepe kazasında Büyük cami, bir medrese, bizim siyasetimize karşı husumet göster ve diğer yerlerdeki sayısız eserler, Ertaki ve Akkoyunlular hükumetleri zamanmda memiş olanlarla ticaret itilâfnameleri ya yapılmışlardır. pacağız. Medeniyetimize karşı mücadele An'ane tamamile Türk an'anesidir. Mar edenlerle münasebette bulunamayız.» dinde 343 sene hüküm süren Ertaki hükuGeneralin yeğeni olan albay Francismeti Timürlenk tarafından devrildikten sonra Mardinde Akkoyunlular hâkim ol co Frankonun generalin memleketi idare du, ve harab olan Mardin ve etrafını lmar edecek askerî bir diktatörlük teşkil edeetmek için Tebriz ve Azerbaycan Türklerinden 80 bin kişi ailelerile getirilerek rek reisliğini ve başvekilliğini deruhde etMardinde iskân edildl. Mardinde ve etra mek niyetinde olduğunu söylemiş olduğu fındaki ailelerin soy adlan o vakitten kal rivayet edilmektedir. ma öz türkçedir. General Franko, Madride karşı ya Mardinin bir Türk ili olduğunu anlatan birçok müelliflerin kltablan bulundugu gi pılacak taarruzu bizzat idare etmek ta • bi; kucağında taşıdığı Türk abidelerile, savvurundadır. Türk mimari eserlerlle, etrafındaki yerle . Ispanyanın hiçbir parçatı rin türkçe isimlerile, Türk olan an'anelerile ve Mardinlilerin bugüne kadar ifti ecnebilere verilmiyecek harla yaşadığı Türklük gunırlarile MardiLondra 2 (A.A.) Dün General nin kat'iyetle bir Türkeli olduğuna hiçbir Queipo de Llanonun îspanya arazisinin kimse şübhe edemez!... Osmanlı Imparatorluğu parçalanıp ta o hiçbir kısmının ecnebilere verilmemiş oinu teşkil eden muhtelif milletlerin mukad duğu suretinde radyo ile yapmış olduğu desatı yabancılar tarafmdan çiğnenmek Lstenildlği vakit; ya kurtuluş veya ölüm beyanat ile yarıresmî mehafilin dün gaparolasile; daima hür, müstakil yaşıyan Türk milletınln başına geçen Buyük Başbuğ Atatürkün açtığı Kurtuluş Savaşına ilk koşanlar arasında Türk Mardin ve [Baştarafı 1 inci sahifede] Mardinliler de vardır. Suriye gıbi Türk Mardini de tes kası iskonto faizini yüzde 5 ten yüzde lim almağa gelen Fransız koloneli Bre üçe indirmiştir. Bu tedbir malî mehafilde mond, o vakit Türklük mefkurelerini ve çok müsaid tesirler Vapmıştır. Türk memlekeüerlni büyük bir imanla Liret te indirilecek mi? müdafaa eden Mardinliler tarafından ne Brüksel 2 (Hususî) Romadan suretle çıkarüdığını hatıratında yazmış tır. Esad Mahfeli Türk Mardini bilmiyor bildirildiğine göre, pazartesi günü fev sa; hâlen vesayeti altında bulundugu o kalâde toplantıya çağırılan îtalyan ka Fransız generalln hatıratım okumasını binesi lireti hafif surette kıymetten dü tavsiye ederim. Mardinin hakikî bir Türkeli olduğunu is şürmeğe karar vereceektir. bat eden kat'i delillerden biri de şudur: Paris Borsası açıldı Kurtuluş Savaşında Mardinin milli mi Paris 2 (A.A.) Borsa, bugün sak hududu dahilinde bulunması, ve o vakit düsman olan bütün dünya delegeleri tekrar açılmıştır. nin bunu Lozanda kabul ve tasdik etmeBalkan Antantı Bankalarımn sidlr. ' Bu delillerden daha sağlam, daha kat'i ve daha hakiki isbatlar olamaz zandirektörleri toplanacak mı? nederim. Belgrad 2 (Hususî) Belgrad gaEsad Mahfelinin iddia ettiği gibi, Mardin, Suriyenin zayıf bünyeslnden koparıl zeetleri müşterek malî bir siyaset takib mış bir parça değildir. Bu tnüfsidane ya etmek üzere Balkan antantına mensub zısile Türk Mardini inciten ve Mardinlilerin kalblerine paslı hançerler saplamak millî bankalar direktörlerinin bir toplanküstahlı|ında bulunan Esad Mahfeliye bü tıya çağırılmalarını taleb etmektedirler. tün Mardinliler nefretlerini bildirirler. Batk muhtariyeti teşekkül etti Madrid 2 (A.A.) Nizamatı düa Corteslerce ittifak ile kararlaştınlmış olan muhtariyeti haiz Bask hükumetinin mu' vakkat merkezi Bilbao olacaktır. Reisi Aguirre, asiler tarafmdan işgal edilmemiş olan nahiyeler belediye meclislerince bugünlerde intihab edilecektir. Merasimde Krallık marşı çalmmış! Londra 2 (Hususî) îspanyadan bildırildiğine göre General Frankonun hükumet reisi ilânı merasiminde Cumhuriyet marşı yerine Krallık marşı çalınmıştır. tspanya Bankası paraları kaçınlıyor mu? Londra 2 (Hususî) îspanya millî bankasmdan 4 milyon pezeta sahile nakledilmiştir. Bu paranm tayyare ile harice gönderileceği haber verilmektedir. Milliyetçilerin vesaikini reddettiler Cenevre 2 (Hususî) îspanyol miiliyetçileri Madrid hükumetine sadı'i kuvvetler tarafından yapılan mezalime dair Cemiyeti Akvam kâtibi umumiliğine bazı vesaik göndermiştir. Kâtibi umumî M. Avenol bu vesaiki reddetmişrir. Neşredilen beyanname Londra 2 (Hususî) General Franko neşrettiği beyannamede şunlan ilân etmiştir: Ispanya, Portekizde olduğu gibi korporasyon sistemile idare edilecektir. Düşmanı olduğumuz Sovyet Rusya müstesna olmak üzere bütün devletlerle dost geçineceğiz. Ve katolik kilisesile bir konkurdato imzalıyacağız. Para muvazenesi aldığı emir üzerine dün sabah ihracat tacirlerinden yeniden bazı noktalan tah • kik etmiştir. Buna dair rapor da dün Ankaraya verilmiştir. Her halde bugünler de mühim kararlara intizar edilmektedir. Sovyet ticareti hariciye komiseri de dün sabah Türkofis müdürünü ziyaretle uzun boylu görüşmüştür. Borsadaki vaziyet Yeni vaziyetin başlangıcındanberi kapalı bulunan Paris borsası dün açılmış ve dün ilk fiatlar alınmıştır. Kıymeti düşü rülmeden evvel bir Türk lirası karşılığı 12,03 12,06 frank iken dün Paris borsasından alman fiatlarla frangm bir Türk lirası karşılığı 16,96,75 te açıldığı ve 16,88,65 te kapandığı görülmüştür. Bu vaziyet frangın düşürülen kıymetinin tahminden fazla olduğunu göstermektedir. Dolar dün borsada 0,79,16,21 de açılmış, 0,87,90 da kapanmıştır. Millî tahvillerimizin yükseliş hareketi devam etmektedir. Evvelki akşam 89,25 te kapanan Cumhuriyet Merkez Bankası hisse senedleri dün sabah 89 lirada açılmış ve 91 lirada kapanmıştır. 70 lirası ödenmiş olan Merkez Bankası hisse senedleri ilk defa bu fiata yükselmektedir. Türk borcu tahvilleri de 22,60 a yükselmiştir. Cumhuriyet Merkez Bankası dün în giliz lirasına 623 626 kuruş fiat ver • » miştir. Dün borsada 12,000 sterlin üze rinde muamele olmuştur. Mardinli A. Şeref Şatana Leh parası düşmiyecek Ingilterede teslihat seferberliği [Baştarafı 1 inci sahifede] yürüten muhalefet gazeteleri, Avrupa nm bugünkü vaziyetinde îngilterenin yeniden silâhlanmasmın zarurî olduğunu kabul ve teslim etmektedirler. Ancak bu gazeteler, bu tedbirin harbe mâni ola mıyacağı, harbe mâni olabilmesi için bunün bir kollektif emniyet sistemile telif edilmesi icab etmekte olduğu mütalea smda bulunmaktadırlar. rirde hükumetten Ingiltere mandası al tında bulunan araziden hiçbirinin terkedilmemesi istenilmektedir. M. Samuel Hoare, daha evvelce hükumetin M. Baldvin ve M. Eden tarafından yapılmış olan beyanata sadık olduğunu ve herhangi bir arazi parçasının devir ve ferağına muanz bulunduğunu söylemişti. Siyasî mehafil, muhafazakârlarca ittihaz edilen bu karann hükumetin vaziyetini zâfa düşürmekten ziyade onun mandalar meselesinde mazidekinden daha kat'î bir siyaset takib etmesini teshil edeceği mütaleasında bulunmakta ve hükumetle parti arasmda bu mesele hak kında hiçbir noktai nazar ihtilâfı bulunmadıgım ilâve etmektedir. Beyoğlu Halkevinden: Evimiz Oösterit şubesi, bu yü her hafta aşağıda gösterildigi gibi üç temsil vere cektir. Birinci temsil, Lstanbuldaki orta, llse ve yüksek mektebler öğretmenlerine ve talebesine mahsus olmak üzere, cumartesi günleri saat 14 te verilecektir. İkincl temsil, halka mahsus olmak ü zere, cumartesi günleri saat 21 de verilecektir. Üçüncü temsil, Halkevleri üyelerine mahsus olmak üzere, pazar günleri saat 14,30 da verilecektir. Mekteblere mahsus birinci temsillerin çağırı kartları dogruca mekteb direktörle rine gönderilecektir. Halka ve Halkevieri üyelerine mahsus ikinci ve üçüncü temsillerin çağırı kartları cuma ve cumartesi günleri Evimiz direktörlüğünden alınabilir. Varşova 2 (A.A.) Hükumet, Zloytynin kıymetini düşürmemeğe karar vermiştir. Amerika altın stoku Vaşington serve Board stoklarının 3 lardan ibaret 2 (A.A.) Federal ReAmerika hükumetinin altın eylulde 18845 milyon doolduğunu bildirmektedir. * * * Bizde vaziyet Bazı memleketlerdeki para değişikliklerinden mütevellid vaziyet hakkında tetkikat yapmış olan Ticaret Odasının bu tetkikleri dün bitmiştir. Dün sabah Odada Oda reisleri bir toplantı yapmışlar ve umumî kâtib vekili Galib Bahtiyann da iştirakile hazırlanmış olan raporu son de fa tetkik etmişlerdir. Türkofis İstanbul şubesi de merkezden Fransız Borsasında faaliyet Paris 2 (Hususî) Paris borsasında bugün büyük bir faaliyet müşahede edilmiştir. Îngiliz lirası 105. 5/8 frank üzerine muamele görmüştür. Emtia borsasında fiatlar yüzde 2030 nisbetinde düşkün olmuştur. tngiliz amelesini isyana teşvik Londra 2 (A.A.) Havas ajan sından: Avam kamarasında amele partisinin sol cenahını temsil eden Sir Stafford Cripps, dün akşam Leedsde söylemiş olduğu bir nutukta hükumetin yeniden si lâhlanma siyasetine karşı bir cevab ol mak üzere amelenin isyan etmesini ilti zam etmiştir. Mumaileyh demiştir ki: « Eğer bir harbe sürüklenmiş ol saydık, eminim ki bu memleketin ame Iesi bundan bilistifade ihtilâl çıkaracaktı. Şimdiki hükumetin sonunda ne olacağmı anlıyacağını ümid ediyorum. Eğer İs panya, faşizme mahkum olursa, ayni a kıbete Fransa da duçar olacaktır. Fransa da buna mahkum olunca îngiliz demokrasisi tehlikeye düşecektir.» Beyoğlu Halkevinin temsilleri CUMHURİYET ALMANAĞI 937 senesi Almanağı hazırlanıyor Bütün bir yıl, herkesin elinde ve evinde bulunacak en mükemmel bir ilân ve reklâm vasılası Almanak ilân nesretmek istiyenler için büyük bir tırsattır. Azami 15 teşrinievvele kadar hazırlıyacağımz ilânlardan, tlâncılık Şirketini haberdar ediniz. Gelecek memur, emrinizi telâkki edecektir. Telefon: 20094 20095 Sokağa çıktığımız vakit, birkaç adım ötede, bir bakkal dükkânmın üstündeki uzun tabelâya gözlerim takıldı. Üstün de fransızca «Cami bakkaliyesi» yazı yor. Şaşılacak birşey yok. Fakat bu iki kelimeden sonra ayni satırda üstüste iki nokta ve iki kelime: Bira, şarab, yani Mandalar bırakılmıyacak şöyle birşey oluyor: «Cami bakkaliyesi: Margate 2 (A.A.) Muhafaza Bira, şarab». kâr partisi konferansı, parlamento aza Avlusunda incesaz, bakkahnda içki sından M. Duncan Sandys tarafından bulunan modern bir cami. Süphanallah. verilen bir takriri kabul etmiştir. Bu tak

Bu sayıdan diğer sayfalar: