29 Ekim 1936 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2

29 Ekim 1936 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CUMHURtYET 29 Birinciteşrin 1936 Turîzm isleri üzerinde tetkikler:6 Viyanalı bir iş adamımn dikkate değer sözleri <<Sizde ilk bakışla bir seyyahı gaşyedecek herşey var. Nasıl oluyorda seyyah celbedemiyorsunuz?» Beyoğlundaki büyük otellerden biri nin salonundayız. Buzlu camlann bizden ayırdığı ışığa boğulmuş yakm bir âlemden kâh her damlasmda bir hüzün hıçkıran görün mez bir suyun akışını, kâh katıla katıla gülen bir şen kızın çağlıyan sesini, ve kâh inlerinden boşanmış burunları halkalı vahşilerin hep bir ağızdan homurdamşla nnı duyuyoruz. îstanbulda üçüncü gününü yaşıyan tanmmış Viyanalı iş adamı, kaç saattir takılıp kaldığımız (seyyah) mevzuuna bir son vermek ister gibi: « Cidden anlamıyorum dedi sizde, ilk bakışta bir seyyahı gaşyedecek herşey var: Her köşesinde bir başka güzellıkle karşılaşılan cennet gıbi biı merrr leket, yeryüzünde pek nadir şehirlere nasib olmuş şekilde hep bir arada toplu en kıymetli abideler, müzeler, saraylar.. Misafirperver bir halk.. Sonra da meselâ sigaralarınız tütünden nefret edeai bile tiryaki yapabilecek bir nefasette, içkile rıniz, hele rakı, cömerd bağlannızm bağrından fışkıran eşi bulunmaz bir zevk tılsımı.. Ve bütün bunlara rağmen Is tanbula seyyah gelmiyor diye şikâvet ediyorsunuz. Halbuki, elinizdeki hazinelerden bir tekine, ne bileyim ben, meselâ sadece Boğaziçine, yahud şu camilere veya müzelere sahib olan bir memleket burayı pekâlâ seyyahla doldurabilirdi. Nasıl oluyor da siz bunu yapamıyorsu nuz... Cidden anlamıyorum.» Değerli muhatabım susuşumun mana sını anlamış gibi, koltuğunda biraz doğ • rularak, devam etti: « Vakıâ seyyah asfalt yol, büyük oteller, bol eğlence yerleri ve daha bir çok şeyler ister. Fakat bunlardan ve bunlarla beraber, sizdeki yukarıda saydığım hazinelerden de mahrum öyle yer ler de var ki, buralann halkı, senenin muayyen zamanlarında akın akın gelen seyyahlar olmasa açlıktan kırılıp dökülürlerdi...» Sigarasmdan bir geniş nefes daha çek ti ve duvarlardan sızan bir şen nağmeye isyan eder gibi, tekrar silkindi: Cidden anlamıyorum.. Ona dilim vanp ta, anlatamadım ki, meselâ her yerde olduğu gibi biz evvelâ seyyahı çağırmasını, sonra da yolu dü şüp te gelenleri lâyık olduğu veçhıle hoşnud etmesini, yani propaganda ve rek • lâmla kolaylık denen nesneleri, her ne hikmete mebni ise, bir türlü beceremiyoruz. Susmuştuk. Ve bu sessizliği ganirnet bilerek kalkmağa davranıyordum ki, Istanbulun üç günlük mihmanı, nazik bir eda ile sordu: « Geçenlerde İngiltere Karalı Sa Majeste Sekizinci Edvard İstanbulu zi yaret etti. Ümid ederim ki Ingiliz sey yahlarını buraya celbetmek için bu nadir fırsattan hakkile istifade etmişsinizdir.» Dilimin ucuna gelen kelime, hayretle açılan ağzımdan, bereket ver=;n türkçe f ırladı: Biz mi?.. Ne dediniz? Zannederim... diye kekeled'm. Ve beni bir yalan çukurunun azabından kurtarmak ister gibi sormaktan vaz geçerek, anlatmağı tercih etti: « Bakınız bir müddet evvel. henüz Veliahdken Sa Majeste Edvaıd Viya nayı ziyarete gelmişti. Biz bu kıymetli ziyareti müteakıb Vivanayı ve Avustur yanın her tarafını İngiliz seyyahlarıle doldurduk. Bilirsiniz ki İngilizler, Krallarını çok severler. Bu sebeble Kralla rının dolaştığı yerleri görmeği, onun gezdiği yerlerde gezmeği, onu alkışlıyan halk arasında birkaç hafta olsun gecir meği vazife derecesinde bir zevk bilir ler. Ancak, o halka asnn icab cttirdiği yollarla, vasıtalarla hitab etmesini, on lan çağırmasını bilmek lâzımdır. Reklâm ve propaganda hiçbir yerde, bu gibi fır satlarda olduğu kadar mubah ve o nis bette semereli olamaz.» Şimdi, bu sözleri dinlerken millî seyahat acentalarımızdan birinin direktörün den geçenlerde dinlediğim şu sözleri hatırlıyorum: «îngiltere Kralı îstanbuldan ayrldıktan birkaç gün sonra tesadüfen buraya gelen îngiliz seyyahlan, sevgili Kralla nnm burada nasıl vakit geçirdiğini me rak ediyorlardı. Bunlar, hatta İstanbulun başka herşeyini unutmuş gibiydiler Ancak Kralın da müzeleri, sarayı, çarşıyı gezdiğini söylediğimiz zaman oralara gittiler. Ve bununla iktifa etmiyerek, he men hemen hepsi etrafımızı alarak so ruyorlardı: «Şehirde yemek yemedi mi, nerede yiyip içti?» Aldıkları cevab ü zerine akın akın Kralın yemek yediği o tele gittiler ve yemeklerini Sekzinci Ed • vardın yemek yediği salonda, görseniz nasıl iştiha ile, nasıl sevinc içinde yediler. Adeta Kralın el sürdüğü herşeye dokunmak, ve herşeyde onun bakışlarınm izlerini bulmak ister gibi çırpınıyorlard . Ve bu seyahatin hatırasını tesbit eden fotoğrafları kapış kapış toplayıp çantalarına yerleştirdiler.» Ben bu sözleri düşünürken, Viyanalı muhatabım, seyyah mevzuundan aynl * madan bir başka bahse girmişti: « Bulgarların, memleketlerine sey yah getirmek için çalışıslarını tetkik ediyor musunuz? Meselâ Viyanadaki Bulgar sefareti her sene seyyah mevsiminin arifesinde gazetecüerle, seyahat acenta lan direktörlerine ve bu işlerle alâkadar şahsiyetlere mükellef ziyafetler verir. Bu vesile ile bütün gazeteler Bulganstana dair uzun uzun resimli makaleler neşre derler. Bir taraftan, günlerle bu neşriyat devam ederken, bir yandan da seyahat acentaları faaliyete geçerler, demin söylemıştınız ya; bir fincan kahvenin kırk yıllık hatırı vardır. İşte Bulgarlar bu psikolojik noktayı unutmuyorlar. Ve bu, seyyah celbetmek için istifade ettikleri fırsatlardan ancak biridir.» Yumuşak halılan çiğniye çifniye, çoktan bir köy yolu sessizliğine gömül müş loş kaldınmlara açılan kapıya doğru ilerlerken: « Seyyah çeken memleketlerin is tifade ettikleri fırsatlan tetkik etmek daima faydalıdır. Bakınız aklıma gelmişken birini daha söyliyeyim dedi ve anlattı Merkezi Viyanada bulunan beynelmilel (Avrupa büyük turist teşkilâtları ittifakı) her memleketin bellibaşlı seyahat acentalarının mümessillerinden mürekkebdir. Denebilir ki yeryüzünün en yaman, en usta turizm simsarları burada toplanmışlardır. Bunlar yılda iki defa kongre akdederler. Hemen hemen bütün seyyah istiyen memleketler bu kongrelerin kendi memleketlerinde toplanması için rekabet halindedirler. Çünkü bu kongre vesilesile misafir olduklan yere seyyah çekmek için tedbirler alırlar, o şehrin beledjyesile ve diğer erkânile yakmdan temas ederek, turizm bakımından neler yapılması lâzım geldiğini inceden inceye tetkik edetler. Siz, istanbulu seyyah şehri haline getirmek için bir veya iki mütehassıs çagı rıp burada çalıştıracağınıza, îstanbulda bu kongrelerden birini akdettirirseniz, dünyanın bütün meşhur turizm mütehassıslarını iş başma davet etmiş olmaz mı sınız? Ve bu işin yegâne ehli olan bu a damlar, size en doğru, en iyi ve en kestırme yolu gösteremezler mi? iki senedir kongrelerini Pragda, Brükselde, ve Bükreşte akdeden bu beynelmilel teşkilât ayni zamanda, misafiri oldukları şehre seyyah yollamağı bir kadirşinaslık borcu da saydıkları için bu şehirler, kongrelerden sonra, evvelki senelere nazaran seyyah akınlarının çoğal makta olduğunu görmüşlerdır.» Kapınm eşiğine gelmiştik. Son sozü şu oldu: Ne dersiniz? Ona: Allah derim... demedim. Sadece, boş bulunup ta: «iyi aınma, İstanbulda bu işlere kimin zihin ycracağını zannediyorsunuz?» demediğime de şükrederek, yolunu şaşırmış bir seyyah gibi, kamburu çıkmış kaldırımlarda kay boldum. ( Şehir ve Memleket Haberleri ) Yurdd*»! Bugün, aske geçerken Ala sancaklarını se lâmla! Sancak vatanın ve devletyı timsalidir. Onu sevgi ve saygı ile selâmlamak her Türkün millî borcudur. Siyasî icmal Orta Avrupa isleri talya Dış Bakanı Kon Cianonun M. Hitler ve Almanya Dış Bakanı Baron Von Neurathla görüşerek Ro • maya avdeti akabinde bu ziyarerin orta Avrupa işlerile olan alâkası üzerinde Berlinde ve Romada çok durulmaktadır. Bu esnada Avusturya Dış Bakanı M. Şmidin Peşteye gitmesi ve oraya gitmeden evvel Almanya ile İtalya arasındaki yeni münasebat ve bunun orta Avrupa üzerinde yapacağı tesirler hakkında u • zun beyanatta bulunması, orta Avrupa isleri hakkındaki alâkayı büsbütün ar tırdı. H Itfaiye mektebi dün merasimle açıldı Itfaiye efradı badema burada yetiştirilecek; mektebde asrî bir takım tertibat vücude getirildi D Büyük bayramımız Bugün şehrimizde yapılacak resmigeçid ve merasim Cumhuriyetin on üçüncü yıldönümü bugün memleketimizin her tarafında büyük tezahüratla tes'id edilecektir. Bu sabah saat dokuz buçukta Vilây<*t konağında Vali tarafından bütün resmî ve hususî teşekküller mümessıllerının tebrikâtı kabul edildikten sonra Bevazıdda hazırlanan tribüne gidilecektir. Burada evvelâ askerî kıtaat teftiş edilecek, saat on buçukta da resmigeçid başlıyacak tır. Resmigeçide iştirak eden alay Tak' sime kadar gıdecek, burada merasımîe abideye çelenk konacaktır. Bugün bütün Halkevlerinde, Partinin kaza, nahiye ve ocak merkezlerinde konferansîar veri lecek, gece de fener alaylan tertıb olu nacaktır. Dün açılan Itfaiye mektebi Denilebilir ki Berlindeki görüşmelerde orta Avrupa isleri en mühim mevzuu teşkil etmiştir. Almanya ile Italyanın arası, Avusturya meselesinin, Almanyayı tatmin edecek bir yolda, bir tesviye su retine bağlanması ve neticede Almanya ile Avusturyanın anlaşması üzerine dü zelmiş ve samimiyet bulmuştur. Halbuki Avusturya isleri, orta Avrupa meselesi nin bir parçası olduğundan bunun heyeti umumiyesi üzerinde Berlinde durulmuş olması tabiî birşeydir. Orta Avrupa ve belki de Balkan iş* leri kat'î bir şekle bağlanmadıkca AI manya ile îtalyanm arkalanndan emin olarak Avrupa ve dünya meselelerinde birlikte faal rol oynamalan çok güç ola" caktır. Diğer taraftan orta Avrupa devletlerinin ve bu saha ile yakm alâkası bulunan Balkan devletlerinin buradaki vaziyetin istikrarında büyük menfaatleri vardır. Romanya Kralı Karolun Praga hareket etmiş olması da bunu gösteriyor. Almanya ve italya devlet adamlan arasında Berlinde cereyan eden müza • kerelerin gerek Peştede, gerek Pragdaki aksi tsirleri üzerinde görüşüleceği şüphe sizdir. Şöyle ki Peştede Macaristan, I talya ve Avusturya arasında münakid Roma anlaşması zümresinin genisletilmesi üzerinde görüşüleceği gibi, Pragda da Küçük Itilâf devletlerinin Roma anlaş masına dahil olmaları imkânı olup olma* dığı meselesi görüşülecektir. Orta Avrupanm diğer devletlerinin Roma protokoluna girebilecekleri Ttal ya, Macaristan ve Avusturya siyasî mahfilleri tarafından daima ehemmiyetle kaydolunmakta idi. Çekoslovakya Baş vekili M. Hodza da son beyanatmda Küçük İtilâfın, roerkezî Avrupada daha geniş bir vaziyetin kurulmasma temel olabileceğini söylemişti. Berlin müzakerelerinde dahi Küçük Itilâfla iş birliği tesisi hususunda muta ~ bakat hasıl olduğu ve bundan dolayı Berlindeki Çekoslovakya elçisinin yeni vaziyet üzerinde görüşmek üzere Praga gittiği ve bu yolda yapılacak temas ve müzakerelerin neticesine intizaren Vi * yanada toplanacak üçler yani italya, Macaristan ve Avusturya Dış Bakanlarî onferansının 9 teşrinisaniden kânunuev vele bırakıldığı Romadan Havas ajan • sına bildirilmişrir. Kont Ciano, Romaya avderinde, Berlinde yalnız siyasî işler değil iktısadî işler üzerinde dahi anlaşma yapıldığım söylediğinden Roma proto" kolunun iktısadî esaslan üzerinde Al * manya diğer üç devletle bir hizaya gel* miş bulunuyor. Binaenaleyh Küçük itilâfın, Roma protokollan esasları üzerinde, dört devetle anlaşmasma imkân hasıl olmuş bu* unuyor. Şu kadar var ki böyle biı an " aşmanm yolunu kapatan iki büyük engel vardır. Biri Sovyetlerin orta Avrupa işlerine karıştırılıp karıştırılmaması, di " ğeri de Habeşistan ilhakınm tasdikı meselesidir. Birinci engel Romanya ile Yu" goslavya arasındaki Belgrad anlaşma • sile bertaraf olmuştur. Son telgraflara göre Yugoslavya Italyanın Habeşistanı lhakını tasdika hazırlanıyormuş. Hulâsa, orta Avrupa işlerinin sulh yolile bir esasa bağlanması için çok geniş mikyasta ça " ışılmaktadır. Radyoda verilen konferans Cumhuriyet bayrammın on üçüncü yıldönümü münasebetile, Üniversite Ede biyat Fakültesi Tarih şubesi doçentlerinden Enver Ziya Karal tarafından İs tanbul radyosunda, «Türkiye Cumhuri yetinin tarihî cepheden tetkiki» mevzulu bir konferans verilmiştir. Enver Ziya konferansında ezcümle şunlan söylemiştir: « Heyecanlarını, dünyanm her tarafına taşırmış ve beşeriyete hocalık et miş bir milletin çocuklarıyız. Bunun i çindir ki daima kuvvet, kudret ve hayat hamlesi teşkil eden bu heyecanlar, başka milletler için birer ilham olmuslardır. Bununla beraber son zamanlara kadar bu yüksek heyecanları ifade edecek, e limizde aletimiz, ölçümüz yoktu. Işte Cumhuriyet rejimi bir taraftan yenı bir san'at ideali yaratırken diğer taraftan da mlletin durdurulmak istenilen heyecan larına bir istikamet, bir mecra hazırîadı.» Kıymetli doçentin konferansı her tarafta alâka ile dinlenmiştir. Fatihte yapılan İtfaiye mektebile garaj binasının açılma merasimi dün ya • pılmıştır. Merasimde Vali, Belediye e r kânı, îstanbul Müddeiumumisi, resmi daire şefleri ve gazeteciler hazır buluır muslardır. Evvelâ, Muhiddin Üstündağ kısa biı nutuk söyliyerek itfaiyemizin durmadan tekâmüle doğru gittiğini, son yıllarda teknik vasıtalarm gittikçe yükseltildiğini söylemiştir. Vali nutkuna şöyle devam etmiştir: « Işte şimdi açılma törenini yap makta olduğumuz mekteb ve garaj bu düşüncelerin mahsulüdür. Bundan sonra itfaiyede hizmet gören herkes bu çatının ışığından geçecek, yapmakla mükellef olduğu işin nazariyatını da geniş mikyasta öğrenerek bilgisi nisbetinde verimi de artmış olacaktır. Ve işte bu suretle he pimize malum olan manasile tulumbacı ocağını mektebe, bir irfan yurduna çe virmişizdir. Işte bu suretle îstanbul itfaiyesi milletler arasında sayılı bir yer al mış oluyor.» Vali, bundan sonra bu işte çok ça lışmış olan ıtfaiye kumandanı İhsanla yardımda bulunmuş olan umumî meclıs azalarına teşekkür etmiş ve mektebin kordelâsım kesmiştir. Eskisine ilâveten yapılan yeni rtfaiye garajı gezildiklen sonra efradm yeni yatakhanesine çıkıl • mışbr. Burada yapılan yeni tertibat sayesinde efradm rahatı term'n edilnıekte dir. Duvarlara kırmızı, yeşil ve san renkte ışıklarla yanan daireler ve oklar konmuştur. Meselâ, gece vakti bir yangın ıhbarı karşısında yangmın ehemmivetine göre kırmızıve yeşil kümeye mensub takımlardan birini veya her ikisini birden uyandırmak icab ettiği zaman, nöbetçi, yeşil veya kırmızı düğmeye basacak ve yatakhanedeki ziller çalmağa başlayınca efrad yanan ışıklara göre kalkacak, hazırlanacaktır. Meselâ, oklar kırmızı ise hemen kırmızı takım efradı fırlayıp yatakhanelerdeki deliklere uzanan direk lerden aşağı kendini koyuverecek ve bir iki saniye içinde otomobiline atlamış bulunacaktır. Buna mukabil yeşil takım efradı uykusuna devam edecektir. Şayed san ışık yanarsa bu ışık bir baca yangı nına işaret olduğundan baca yangınına koşacak olan muayyen efrad uyanıp yetişecektir. Bu tertibat gezildikten sonra asıl mekteb kısmma geçilmiş ve bu salon da çok mükemmel bulunmuştur. Bundan sonra mısafırler hazırlanan büfede izaz edilmışlerdir. Hukuk Fakültesi Ekmeklerde glüten doktora imtihanları miktarı azaldı Bu sene dört gencimiz muvaffak oldu Bu vaziyete yağmurların sebeb olduğu anlaşıldı Bu sene yağmurların fazla yağması yüzünden İstanbul değirmenleri çok fe na bir vaziyete düşmüşlerdir. Belediye nin ekmek talimatnamesinde îstanbul 'ehrinin ekmeklik ununun yüzde 15 çavdarlı buğdaydan yapılması ve yüzde 9 glütenli olması lâzım geldiği tasrih o lunmaktadır. Halbuki, bu sene yağmur lar yüzünden buğdaylarda glüten miktan düşmüştür. Bu yüzden unlarda yüz de sekiz glüten bulunabilmektedir. Ta ümatname sarih olduğundan Belediye harekete geçmiş ve yüzde sekiz glütenli un yapan değirmenleri üçer gün kapatmıştır. Bunun üzerine değirmenciler borsaya müracaat etmişlerdir. Borsada yapılan analiz neticesinde bu sene yüzde 15 çav darlı buğdaylardan yüzde 9 glütenli un çıkamıyacağına karar verilerek bu yol daki rapor da Belediye iktısad müdürlüğüne gönderilmiştir. Değirmenciler Belediye İktısad mü dürlüğüne vaziyeti açıkça bildirmişler dır. Belediye îktısad müdürlüğü de bu hali ehemmiyetle nazarı dikkate almış ve derhal lâzım gelen teşebbüslere gi rişmiştir. Bittabi bu vaziyette talimat namenin değişmesi icab edecektir. Fakat, değirmenciler bu değişme yapılıncıya kadar Belediyenin ceza işine bir nihayet vermesini istemektedirler. Talebe Birliğinin merasimi Talebe Birliği, bugün Üniversite konferans salonunda toplanarak Cumhuriyel bayramı vesilesile büyiik merasim yapa caktır. Türk Ermenilerin Cumhuriyet bayramına iştirakleri Türk Ermenileri idare heyeti dün fev kalâde bir toplantı yaparak, Türk Er menilerinin Cumhuriyet bayramı şenliklerine iştiraki için alınacak tedbirleri kararlaştırmıştır. Türk Ermenileri idare heyeti namma bir heyet bugün Taksimde yapılacak merasime iştirakle Cumhuriyel abıdesine bir çelenk koyacaktır. idare heyeti reisi M. Horasanci ile, umumi kâtib M. Akgül Cumhurreisi Atatürke, Başvekil İsmet Inönüne çektikleri bireı telgrafla cumhuriyetin 13 üncü yıldö nümü münasebetile Türk Ermen'lerinin Hukuk Fakültesi doktora imtihanları sevinc ve samımî duygularını bıldırmış dün neticelenmiş ve bu devrede dört ler, millî bayramı candan tebrik etmiş • kişi muvaffak olmuştur. İktısad doktolerdir. rasına girenlerden hâlen Üniversitede Beyoğlu kiliseleri mütevelli heyeti de, iktısad asistam olarak çalışan Sabri ÜlGalatasarayında Tiyatro sokağının ağ generle Edgar Altıer, hukuku hususiyei düvel grupundan Halil Aslanlı, amme zında bir tak yaptırmıstır. hukukundan da hâlen teşkilâti esasiye Cumhuriyet bayramı münasebetile asistam olan maruf atlet Mehmed Ali Patrik Naroyan bütün Ermeni küisele muvaffak olmuslardır. rinde Atatürkle büyüklerimiz için dualar Muvaffak olan gencler bundan sonyapılmasını emretmiştir. Edirnedeki Erra hazırlıyacakları birer tezle hukuk menilerin de bayrama iştiraklerini tem'n doktoru unvanmı kazanmış olacaklar için patrikhane tarafından Edirneye bir dır. Kendilerini tebrik ederiz. heyet gönderilmiştir. KANDEMtR Bakırköy Parti binası Muharrem Feyzi TOGAY ŞEHİR IŞLERI Memba suları şişeleri nasıl dolduruluyor? Memba suyu sahtekârlığı hakkında tahkikat yapan Belediye murakıbları suları mühürliyen memurların da bazı ihmallerini tesbit eylemişlerdir. Bele diye zabıta talimatnamesine göre, memba suları damacanadan şişelere boşaltılırken Belediye su memurlarmm hazır bulunması ve ancak bu muamele gözle görüldükten sonra şişelerin mü hürlenmesi icab ederken memurlardan bir kısmı bu noktayı ihmal etmişler ve ancak şişelerin doldurulduğu haber verildıkten sonra gidıp mühürlemişlerdir. Bu itibarladır ki şişe ile satılan bütün sularm hileli olduğundan şühpe edil mektedir. ÜNİVERSİTEDE Talebe kooperatifi bugün açılıyor Üniversite Edebiyat Fakültesinin talebe kooperatifi teşkili hazırlıkları ta mamile ikmal edilmiştir. Eski Harb Malulleri cemiyeti binası bu kooperatife ve Talebe cemij'etine tahsis edilmiştir. Kooperatif bugün, Cumhuriyet bayra mı vesilesile merasimle açılacaktır. Alman Matbuat Umum müdürü Ach kadının şüphe üzerine üstü ve eşyası amann, Cumhuriyet bajTamımızda An raştırılmış ve birçok kaçak ipekli ku * karada bulunmak üzere dün şehrimize maş bulunmuştur. gelmiş ve Toros ekspresile Ankaraya gitmiştir. GÜMRÜKLERDE ECNEBt MEHAFİLDE Kaçakçılık yapan bir yolcu Alman matbuat umum mü Romanya bandıralı Recel Karol vapuru yolcularından Behiye admda bir dürü geldi Karahan Yoldaş Avrupadan döndü Cumhuriyet Nüshatı 5 Kuruştnr J Türkiye Bakırköy Parti kaza idare heyetine tahsis edilmek üzere bir bına satın almmış, bina Bakırköy halkı tarafından tamir ve tefriş edilmiştir. Cumhuriyetin on üçüncü yıldönümü münasebetıle bu binanın açılma merasimi dün yapılmıştır. Yukarıki resim dünkü açılış merasimini göstermektedir. Bir müddettenberi mezunen AvrupaSeyın vatandaşlarıma da bulunan Sovyet elçisi Karahan YolTarihe ana olan Türk; bu yıl on ü daş dün sabahki trenle şehrimize gel miş ve Ankaraya gitmiştir. çüncii Kemal devresini daha taze bir heyecan ve ihtişamla yaşatıyor... Kut Isviçre sefiri Ankaraya gitti İsviçre sefiri M. Hanri Marten, Cumlu olsun o gün, hem bugün. huriyet bayramı merasiminde hazır buÇapamarka Pirinç unu fabrikaîi lunmak üzere dün akşam Ankaraya gitM. Nuri Çapa miştir. şeraiti I '^° Wo Hariç Senelik 1400 Kr Altı ayhk 750 Üç ayhk 400 Bir ayhk 150 1700 Kr 14S0 800 yoktur

Bu sayıdan diğer sayfalar: