29 Ekim 1936 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 7

29 Ekim 1936 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

[Baştaralı 1 inci sahifede} çalınmış ve muhterem misafirimiz istas yon binasının iç ve dışında toplanan çok kalabahk halk tarafmdan samimî teza hüratla karşılanmıştır. Yııgoslavyanın büyük hükumet reisi ve refikasınm şehrimizi ziyareti münasebetile Istasyon caddesi Yugoslav Türk millî renklerile süslenmiş ve tak kurul mu§ ve cadde baştanabaşa Yugoslav ve Türk bayraklarile süslenmiştir. Yugoslavya Başvekili ekselâns Sto yadinoviç, ikametlerine tahsis edilmiş olan Ankarapalasta bir müddet istirahat etmiş ve refakatinde Yugoslav elçisi olduğu halde birbirini müteakıb Dış tşleri Bakanı Tevfik Rüştü Arası ve Başvekil İsmet înönünü ziyaret eylemiştir. Başvekil îsmet înönü ile Dış Işleri Bakanımız, muhterem misafire iadei ziyarette bulunmuşlardır. Muhterem misafirlerimiz öğle yeme ğinde Yugoslavya elçiliğinde elçi Lazaroviç tarafından verilen hususî b ir ziyafette bulunmuşlardır. Ziyafette ekselâns Stoyadinoviç ve refikasile Belgrad elçimiz Haydar Aktay ve Avala Ajansı Direktörü Petroviç bulunmuştur. Yugoslav Başvekili Ankarada mizi ve tecrübe edilmiş büyük hayatiye timizi müdrik olarak, hiçbir zaıf göstermeksizin, saadet ve refah doğuran anlaşma ve teşriki mesainin milletler için ne derece büyük bir kuvvet teşkil etmekte olduğundan bahsedebiliriz. Hakkında büyük bir hazla söz söylediğim bu Balkan çerçevesi içinde hassaten Türk ve Yugoslav dostluğunun inkişafından bahsetmemezlik edemem. O dostluk ki, bugünkü ziyaretiniz onun parlak bir tezahürünü teşkil etmektedir. Türk milleti namına dost ve müttefik Yugos lav milletini kardeşçe selâmlanm. Bırleştirici büyük Krahnm etrafmda toplanan Yugoslav milleti, yüksek meziyetleri sayesinde, hayret verici başarılarda bulunmuştur. Bugün de, genc Kralı nın şanlı saltanatı esnasında, Altes Naıb Prensin durbin önderliği altında, sizin hakimane idarenizin de büyük bir mikyasta hadim olduğu yükseliş yolunda devam etmektedir. Sizi memnun eden hersey, bizi de memnun eder. Türk milleti, ta kalbinden, kardesi Yugoslav milletine daha ziyade saadet ve daima daha fazla refah temenni etmektedir. Kadehimi, Majeste İkinci Pierin, Naib Prens Altes Paulun ve Niyabet Mec lisi yüksek azalannm sıhhatine kaldın yorum. Sizin ve burada bulunuşu bizim icin büyük bir saadet teşkil eden Bayan Stoyadinoviçin sıhhatine, Yugoslavyanın san ve şerefine ve Türk Yugoslav dostluk ve ittifakınin parlak istikbaline içi yorum. bizim kültür ve medeniyetimizi vikaye eden kurucu bütün Avrupa sistemlerine en ufak teferrüatına kadar yardım etmektedir. Hakikî ve umumî sulh istiyoruz. Ve ilerde de tarakkiye, refaha doğru bu yolda yürüyeceğiz. Dost ve kardeş Türkiye büyük kurtarr cının ve çok muhterem şefinin önderliği altmda bu yolu katetmektedir. Reisicumur ekselâns Kamâl Atatür kün şerefine, Türkiye Cumuriyetinin itilâ ve refahına, ekselânsınızın ve nazik ve zarif refikaları Bayan İsmet înönünün sıhhat ve şahsî saadetlerine kadehimi kaldırmak fırsatını bulduğumdan dolayı bahtiyanm. Başvekili M. Stoyadinoviç evvelki gün Dolmabahçe sarayını ziyaret ederken, müteveffa Yugaslav Kralı Birinci Aleksandrın Cumhurreisimiz Atatürkle gö rüştüğü salonda uzun müddet kalmış ve müteveffa Kralın oturduğu koltuğun ö nünde şapkasını çıkararak büyük Kraîm hatırasına hürmeten beş dakika sükut etmiştir. Yüksek misafirimiz bundan sonra hususî fotoğrafçısına bu tarihî salonun muhtelif resimlerini çekmesini emretmiş * tir. 29 Birincitesrin 1936 CUMHUK1TET Küçük San'atlar sergisi dün açıldı Fevkalâde güzel olan sergiyi muhterem misafirimiz açtı İBaştarafı 1 inci sahifede] açmak lutfunu göstermişrir. Sergi açıl dıktan sonra bütün davetliler, Atatürk köşesinden başlıyarak bütüu paviyonları gezmişlerdir. Yerli ve ecnebi ziyareıçüer böyle parlak bir eseri hayranlıkla seyir ve takdirlerini izhar etmişlerdir. Celâl Bayann memlekette elişlerini himaye ve teşvik yolunda attığı bu ilk adım en parlak bir muvaffakiyetle gözönünde beliriyordu. Sergi, bir yandan bu eserlerin san'at kıymetleri üzerine halkımızın dikkatini çekerek rağbetini artırmak, bir yandan da elişlerinin ve küçük san'atlann tenevvu ve kabiliyet derecesini yurdun her tarafından toplanmış eserler ve eşya ile ölçerek hangi şubelerin yardım ve himayeye muhtac ve lâyık olduğunu kestirmek gibi iki başlı bir teşvik maksadınm mah sulü idi. Ve sergi yalnız ihtiva ettiği e « serler bakımından değil, dekorasyon itibarile de bir şaheser vaziyetindeydi. Doğuştan san'atkâr Salâhaddin Refiğin bu sergiyi kuruluş maksadmı en iyi ve en canlı şekilde ifade edecek bir muvaffakiyetle hazırladığı takdirle görül dü. İsmet Înönü ve Yugoslavya Başvekili M. Stoyadinoviç hemen her adımda İktısad Vekili Celâl Bayara tebriklerini izhar ediyorlardı. Sergide ayrıca bir de müze kısmı vardır. Elişleri küçük san'at eseri olarak 4 bin kadar parça teşhir ediliyor. Bundaı başka bir satış yeri de vardır. Bir fngiliz gazetesi son ziyaretleri nasıl tahlil ediyor? Observer gazetesinin Viyana muha birinden aldığı ve «Diplomatlar Bel * gradda» başlığile neşrettiği bir yazıda şunlan okuduk: «Her nekadar bugünlerde diplomat lann seyahati umuru adiye hükmüne gir miş bulunuyorsa da Belgradı ziyaret e den mühim siyasî şahsiyetler arasında yeni Romanya Hariciye Nazırı M. An tanesko 'ile Türkiye Cumhuriyeti Hari ciye Vekili Tevfik Rüştü Arasın bulunrr.aları keyfiyeti şayanı dikkattir. Bel gradda üç gün kalan Romanya Hariciye Nazırı, Yugoslav Başvekili ve Harbiye Nazırile konuşmuş ve elbette ki bu konuşmalarda müşterek emniyet ve müdafaa mevzuları üzerinde müdavelei ei kârda bulunulmuştur. Gelecek hafta başında da M. Stoyadinoviç Ankaraya hareket edecektir. Bu ziyaret ehemmiyetle mütalea edilmekte dir. Mes'ul Yugoslav mehafilinde hü küm süren kanaatlere nazaran hâkim düşünce şudur: Her nekadar büyük devletler arasında îngiltere Yugoslavyanın en şayanı itimad addettiği dostu ise de, Türkiye de Belgradm küçük (?) askeri müttefikleri arasında en kuvvetlisidir. Belgradda inanıldığına göre Ankara konuşmalan beş hafta evvel Bükreşte akdolunan anlaşmalara müşabih tarzı tesviyelerle neticelenecektir. Bu görüş melerin gayesi cihan vaziyetinin iktısab ettiği tehlike karşısmda Küçük Antantla Balkan Antantının daha sıkı bağlarla birbirlerine bağlanmaları ve böylece müdafaa hususunda mıntakavî gruplar tesis ederek şimdiye kadar aralarında mevcud anlaşamamazhkları bertaraf etmektir. Rusya ile olan münasebata gelince; şu noktalar üzerinde mutabakat mevcud olduğu kuvvetle söylenebilir: 1 Müşterek emniyet sisteminin y r kılması üzerine ittifaklar sistemini takviye hususunda günden güne artan bir arzu başgöstermektedir. 2 Akideyn arasında erkânıharbiye plânlannı daha kat'î ve vazıh bir safhaya irca ile âkidlerin birine tecavüz vu kuunda gösterilecek mütekabil askerî ve malî yardımların mahiyetini daha sarih lekilde tesbit etmek. 3 Silâhlanma ve harbe hazırhk işlerinde iktısadî kaynaklann birleştirilmek suretile bu hususta seri inkişafların temin çarelerini aramak ve 4 Her iki ittifak haricinde de di ğer devletlerle münasebat tesisine çalış ma ktır. Türk Yugoslav ticaret mukaveleleri imzalandı Ankara 28 (Hususî) Türkiye Yugoslavya ikamet mukavelesile Seyri sefain muahedesi, ticaret mukavelesi ve klering itilâfı bugün saat 19,30 da Hariciye Vekâletinde Türkiye namına Hariciye Vekâleti Genel Sekreteri Numan Rifat ve Yogoslavya hükumeti namına Yugoslavya elçisile iki taraf heyeti murahhasaları tarafından imza edılmiştir. İmza merasimine Yugoslavya ve Türkiye Başvekilleri ekselâns Stoyadinoviç ile Başvekil Ismet înönü riyaset eylemişler ve Hariciye Vekili Tevfik Rüştü Arasla îktısad Vekili Celâl Bayar ekselâns Stoyadinoviçin maiyeti, Hariciye Vekâleti ileri gelenleri, Yugoslav ve Türk matbuat mümessilleri hazır bulunmuşlardır. Gece verilen ziyafet Yugoslavya Başvekili ekselâns Stoyadinoviç ve refikası şerefine bu akşam Başvekil Ismet Înönü ile refikaları tarafından Ankarapalasta bir akşam ziyafeti veril miştir. Başvekil Ismet înönü ziyafette aşagıdaki nutku irad etmiştir: Türkiye, Yugoslavya kalblerini bir leştirmeğe, ekselânsınızın Ankarayı ziyaretini aynı hızla tesid için, bugün yeni bir fırsat bulmaktadır. Bütün Türk milletinin hissiyatına tercüman olarak size memleketimize hoş geldiniz demekle hassaten bahtiyarhk hissetmekteyim. Memleketlerimizin müşterek bir ideal karşısmda ittihadı, ne muhteşem siyasî bir başarı teşkil etmektedir. lttifakımız, bazılarının reybiliğine, bazılarının da lâ kaydiliğine rağmen itimadla vücude getirdiğimiz zaman, üzerine bina ettiğimiz ümidleri ne güzel tahakkuk ettirmiştir. Büyük şeflerimiz, dostane telâkkileri ile, bu ittifakın esaslarını karşılıklı hürmet ve itımaddan müteşekkil sağlam temel üzenne attıkları zaman haklı idiler. Karışık bir dünya içinde, bizlerin, Balkan antant memleketlerinin huzur ve sükunun en mükemmel tecellisini vermekte ve beynelmilel kardeşliğin en muazzam tezahürünü teşkil etmekte olduğumuz bir zamanda, bizi görmeğe geliyorsunuz. Bu eserle iftihar edebiliriz, ve ihtilâç içindeki dünya ve endişe içindeki insaniyet karşr sında birliğimizin şayanı imtisal bir örnek gibi yükselmekte olduğunu, cali bir mahviyet göstermeksizin, ileri sürdüğümüz zaman taraffuruşlukla itham edilmemeliyiz. Mazide bu münasebat üzerinde belkı de en büyük haili Rusya teşkil etmekte bulunuyordu. Bu husus şimdi daha b e r rak bir mahiyet iktisab etmektedir. Çekoslovakya ile Türkiyenin Rusya ile o lan münasebatı. filhakika bir ittifak mahiyetindedir. Diğer taraftan Yugoslav ya ile Romanya Rusyaya bu derece meyletmemektedirler. Her iki grupun da Fransa ile olan münasebatı son günler de daha iyi bir safhaya dahil olmuştur. Bütün bu memleketler muahedelerin tadili aleyhtandırlar. Vaziyetin olduğu gibi muhafazasını istemekte ve Fransaya dost nazarile bakmaktadırlar. Çekoslo vakya her zaman için Fransanın dostuydu. Kral Aleksandrın Marsilyada kat linden sonra Fransadan yüz çeviren Yugoslavya da yavaş yavaş Fransaya te veccüh etmektedir.» (CUMHURİYET İngiliz gazetesinin yazısında Türkiye hakkında kullanılan *Küçük askerî müttefik* tabiri garibimize gitti. Türkiye, gerçi, dünyanın büyük devletlerinden biri degildir amma, askerlik ve ordu kuvveti mev zuu bahsolunca is değişir. Büyük Harbde on cephede dövüşen ve Çandkkalede dünyanın iki büyük devletini durduran Türk ordusu, bugün o zamankinden çok daha kuuuetlidir ve Türkiye, Belgradm küçük değil; büyük askerî müttefiklerinden biridir. İngiliz gazetesi, Türkiyeyi nasıl bir askerî müttefik telâkki ettiklerini \Yugoslav dostlanmızdan da öğrenebilir.) Af. Stoyadinoviçin nutku Ankara 26 (A.A.) Ziyafetin sonunda Başvekil tsmet înönünün söyle diği nutka cevaben Yugoslav Başvekili aşağıdaki nutku söylemiştir: Türk hükumeti ve Türk milleti na mına ekselânslarınızın bana söylemek lutfunda bulunduğu çok samimî sözler den dolayı fevkalâde mütehassis olarak Yugoslavya milleti hakkında izhar ettikleri dostluk hislerine teşekkür ederim. Bütün vatandaşlanmm da dost ve müttefik Türk milletine karşı ayni hisleri duyduklarını temin etmekle onlara ter cüman olduğuma kat'iyyen eminim. Türkiyeyi ziyaret etmek fırsatını el de etmekle ne kadar bahtiyar olduğumu hassaten kayde lüzum yoktur. O Türkiye ki yeni hedeflere doğru tevcih edil dikten sonra şayanı dikkat neticeier ıhrazına muvaffak olmuştur. Terakki ve refah yolunda katettiği yol bütün dün yanm ve hejfcesten evvel Yugoslavyanın nazarı dıkkatini celbetmiştir. Yugoslavya sadık bir müttefik sıfatile başarılan mu vaffakiyetlerden kıvanç duymaktadır. İlk prensipler olan kurucu çalışma prensipi basarıcı bir millet ve yaratıcı bir devlet vücuda getiımiştir. Kırk asırlık bir hayata malık olan, tecrübelerle zengin bulu nan, üzerinde birçok medeniyetlerin çıktığı ve birbiri üzerine yıkıldığı toprağınızdan yaratıcı bir azmin icraat ve kudreti fışkırmaktadır. Ismet înönünün Yugoslav gazetecilerine beyanatı İmza merasimini müteakıb Başvekil İsmet înönüne Yugoslav matbuat mümessilleri takdım edilmiştir. Başvekil, gazetecilere M. Stoyadinoviçi Türkiyede kabul edebildiğinden dolayı pek bahtiyar olduğunu söyledikten sonra demiştir ki: « Bugün Yugoslavyanın muhterem Başbakanına gösterdiğimiz kabul ayni zamanda onun şahsında, terakkisini ve faaliyetini yakından ve büyük bir alâka ile takib etmekte olduğumuz büyük Yu goslav ulusuna da karşıdır. Bilhassa son yıllar içinde Yugoslavyanın elde ettiği büyük neticeleri takdir ve hayranlıkla görüyoruz. Son siyasal hâdiseler Balkan Pak tının ehemmiyetini açık bir surette isbat etmiştir. Bu paktın, genel barışın hesaba katması ve ona istinad etmesi icab eden bir unsur olduğu sabit olmuştur. Biz ve Yugoslavya, daha ilk günler de, Balkan Paktını başarmak ve genişletmek için mümküg olan her şeyi yaptık. Gayretlerimizin muvaffak olduğunu söyliyebilirim. Mıllî bayram münasebetile M. Stoyadinoviçin burada bulunması Balkan Paktınm ne kadar sağlam olduğunu göster mektedir. Ekselâns M. Stoyadinoviç, daha ilk görüşmede mutlak ve derin bir itimad telkin etmektedir. Kendisile temas edince, Yugoslavyanın onun fikirlerini ve prog ramını niçin anlamış olduğunu hissettim. Stoyadinoviç hükumetinin Yugoslavya daki muvaffakiyetleri bir taraftan barışa ve dığer taraftan da terakkiye hizmet e decektir. Azminde ve seciyesindeki mükemmeliyet benim için çok kıymetlidir. Yugoslavya ile temaslanmızın daha ilk gününde, daima açık bir kalb ve dürüstlük müşahede ettiğimizi memnuniyetle hatırlamaktayım. M. Stoyadinoviç ve ben ancak bugün şahsen temas ettik, fakat daha ilk anda birbirimizi tanıdık ve anladık. îki ulusun seciyesi arasında kayde değer bir benzerlik mevcud olduğunu be yanla mübahiyim. Başvekil îsmet İnönü, Türk Yugos lav ittifakmı her zaman mukaddes birşey telâkki etmiş olan Yugoslav matbuatma minnettarlığmı izhar etmiş ve sözlerine şu şekilde devam etmiştir: « Yugoslav matbautının Türkiye ye karşı olan alâkası bizi her zaman mü tehassis etmiştir. Müşterek davaya, sulh davasına yaptığı hizmetten dolayı Yu goslav matbautını tebrik ederim. Yugoslavyaya yapmış olduklan son ziyaret münasebetile gazetecilerimize karşı Yugoslav matbuatımn gösterdiği hüsnü kabul bizi mütehassis etmiştir. Sizi temin ederim ki gazetecilerimiz memlekete döndükten sonra, Yugoslavyanın başarmış olduğu büyük terakki ve büyük fikirleri bildirmiye koyulmuşlardır. Memleketi nizin herkesi teshir eden hususî bir cazibeye malik olduğuna kaniim.» Beyanatınm sonunda İsmet înönü, Türk ulusunun selâmlanm Yugoslav u lusuna teblığ etmelerini Yugoslav matbuat mümessillerinden rica etmiştir. Belgrad Radyosunda dün gece verilen konferans Belgrad 28 (Hususî) Türkiye Cumhuriyetinin 13 üncü yıldönümü münasebetile Belgrad radyosu dün gece saat 8,30 da Türk Yugoslav dostluğu hakkında türkçe olarak bir konferans vermiş ve asırlarca süren kalnı mücadelelerden sonra Türkiye ile Yugoslavya arasında kurulan sağlam ve samimî dostluğu anlatarak ezcümle demiştir ki: « Bundan sonra Türkiye ile Yugoslavyayı birbirinden ayıracak makul hiçbir sebeb yoktur. Bilâkis bu iki büyük milletin hergün biraz daha yaklaşmasını emreden müşterek menfaatler vardır. Sulhun temini için daima beraber çalı şan Türkiye ve Yugoslavya bundan sonra da elele yürüyecektir.» Konferansçı bundan Sonra Balkan Paktının faydalarını anlatarak, M. Stoyadinoviçin Ankara ziyaretine temas etmiş ve bu ziyaretin Türk Yugoslav teşriki mesaisini takviye edeceğini söylemiştir. İtalya Habeşistan işgalini bitirdi IBaştarafı 1 inci sahifede] yeti hakkında hiçbir haber alınama mıştır. M. Musolinin yeni nutku Roma 28 (Hususî) Faşistler tara fından Roma üzerine yürüyüşün 14 üncü yıldönümü münasebetile İtalyanın her tarafında merasim yapılmıştır. Romada dinî âyinler, resmi geçidler ya pılmış ve Habeş harbine iştirak eden askerlere nişanlar dağıtılmıştır. Palazzo Venizia önünde toplanar binlerce halk, Başvekili şiddetle alkış' ladığmdan, M. Musolini yanında resrr Nazi üniformasını giymiş olan üç Al man olduğu halde sarayın balkonun çıkmış ve kısa bir nutuk söylemiştir: M. Musolini, Habeş harbinde ölen İtalyanların hatırasını yadettikten sonra ezcümle demiştir ki: « Her zamandan daha cesur olan milletimiz, Habeşistanda kazamlan za> feri kanının son damlasına kadar mü < dafaaya azmetmiş bulunmaktadır.> îngiltere silâhlanıyor Londra 28 (A.A.) Sir Samuel Hoare, Vaşington muahedenamesi inkr za eder etmez ikincikânun başlangıcında 34 bin tonluk iki zırhlının inşaat tezgâhlarına konulacağını bildirmiştir. Bunlardan birisi, Kral Jorj, diğeri de Prens dö Galdir. Bu iki gemi, on dört senedenberi ilk olarak inşa olunan iki zırhlıdır. Siyasetimizi sağlam surette bağladığı mız kollektıf emniyet, herşeye rağmen ve hâlâ, milletlerin endışelerıne karşı müm kün tek çare ve daha iyi bir dünya ku rulması hakkmdaki makul ümidlerin üzerine iptina ettirebileceği tek unsur olaBizim azmimize inzimam eden bu azim rak kalmaktadır. ayni esaslı fikir ve ayni menfaatlerle birFakat beynelmilel teşriki mesainin bu leşmiş olan memleketlerimiz arasında esaslı unsuru, normal surette işliyebilmek bu çok açık ve samimî teşriki mesaiyi teviçin, tabiatile mmtakavi surette teşkilât lid etmiştir. Bundan üç sene evvel iki büyük dev landırılmağa muhtacdır. Balkan mütte fikleri, mıntakavî antantlanile, hep birlık let Reisimiz tarafından açılan bu çok te, mıntakavî ve umumî sulh eseri için ça mes'ud teşriki mesai milletimizin istifa lışmağa muvaffak olmuşlardır. Bu müt desine ve bahtiyarlığına olarak devam etefikler, Milletler Cemiyeti paktınm ek diyor, genişliyor ve derinleşiyor. S. A. R. sikler gösterdiği yerlerde, bu paktı tak Prens Paul ile Niyabet Meclisi ve riyaset viyeye muvaffak olmuşlar ve en güç da etmekle mübahi olduğum Kraliyet hüku kikalarda, birlikleri sayesinde, Cenevre meti bu yolu takib etmektedirler. Teşriki müessesesine sağlam, Balkan müttefikleri mesaimizin devam edegeldiği bunca za için, yalnız bir faaliyet vasıtası değil, fa manda Avrupada bir hâdise çıkmamıştır kat ayni zamanda ve her şeyden evvel, ki, hükumetlerimiz aralarında istişarelerde bir hedef ve bir ideal teşkil etmektedir. bulunmamış ve ayni kararlan ittihaz etmeVazifesini yaparken itiraf edilemiye miş olsunlar. Dostum mümtaz Hariciye cek hiçbir vasıta kullanmak istemediği Vekili Tevfik Rüştü Aras ile sık sık yap zaman, bir hükumet reisinin beynelmilel tığım mülâkatlar hedefimizin tahakkuku anlaşma ve teşriki mesaiden bahsetmesinin için çok lüzumlu olan devamlılığı, teşriki ne kadar kolay olduğunu bugün bilhassa mesaimizi temin eylemektedir. hissetmekteyim. Sizler ve bizler, dahilî Menafi iştirakinden mada, bizi birleş siyaset sahasında bu ağır mesuliyeti biz tiren ve iki millet arasında mütekabil iti lere emanet eden milletlerin refahına ça madı yaratan psikolojik ahval de vardır. Iışmak için, bir insan için kabil olan her Bu ahval karşılıklı saygı ve sevgi, medeşeyi yaptığımızı sanıyoruz. Beynelmilel nî ve askerî faziletlere olan mütekabil hürsahada idealimiz, dahilde takib ettiğimiz met ve milletlerimizin çetin ve fırtınalı taden kat'iyen ayrı birşey değildir: Tahri rihlerinde ibzal ettikleri kahramanlıktır. kât yapmaksızm ve ihtiras beslemeksizin Bu mütemayiz unsurlar dostluğumuza dabeynelmilel meşruiyet çerçevesi içinde ha geniş ve daha sağlam bir esas ver emelimiz, yalnız, milletlerin saadeti ve mektedir. dünya sulhudur. Menafi iştirakinin bu esasına istinad Bu akşam bu salonda yükselecek olan eden, Balkan Antantına ve dolayısile Küsesler, bütün müttefiklerimiz ve dostla çük Antanta sıkı sıkıya bağlı bulunan iki rımız tarafından işitilecek ve manası an memleketimiz arasındaki dostluk sağlam, laşılacaktır. Fakat ben bu çerçeveyi de samimî ve kardeşçe bir dostluktur. Gayegeçmek ve beynelmilel tesanüd hakkın tniz vazihtir. Tek bir hedefi vardır: Sulhu daki bu sözlerin şimdiye kadar gördü istiyen herkesle sulh, dostluğumuzu isti ğümüz ve bizlerin herkesten daha ziyade yen herkesle dostluk. Haricî siyasetteki yaşadığımız bütün harblerle kıyas kabul ka'î vechemiz, memleketlerimizin mesaile etmiyecek derecede öldürücü olacak rini siyaset, ekonomî ve kültür sahasında olan bir harbin felâketlerinden, gerek daha ziyade genişleterek ayni yolda yü kendilerini, gerek evlâdlarını siyanet et rümekte devam etmektir. mek istiyen herkes tarafından işitilmesini Ayni hedefi takib edeceğimize dair ve manasınm anlaşılmasını isterim. şimdaye kadar kâfi delâili gösterdık ve '. Bu felâketleri bütün genişliğile tanı ilerde de göstereceğiz. Bu hedef çalış, mış olduğumuzdan dolayıdır ki kuvveti makta olduğumuz sahaya uymakta ve Eskişehirdeki facia tahkikatı 1! i Eskişehirdeki tüyler ürpertici faciaya aid aldığımız ilk resimler Şoför verdiği ifadede şunlan söyle rışmak istemesinden ileri geldiği sabit olmiştir: • muştur. Şoför Ahmed bütün süratile i« Bea trenin geldiğini görmedim. lerlemiş, virajı kıvrılmış ve demiryolun Görseydim ilerlemezdim. Yolcular da dan tren gelmeden geçmek istemiştir. (tren geliyor) diye bağırmadılar. Yalnız Fakat otobüsün tekerleği raydan kurtu virajdan dönüp hatta çıkmca muavini lamamış ve araba biran için orada tevakkuf etmiştir. îşte bu esnada son süratle min sesini duydum. (Ahmed kaç, tren ilerliyen ekspres otobüse çarparak 6070 geliyor) diye bağırdı. O kadar ve kaza metro ileriye fırlatmıştır. da oldu. Ben acemi bir şoför değilim. On Lokomotif makinis^i ifadesinde: iki senedir bu san'attayım. Askerliğimi « Otobüs şosede süratle ilerliyor yeni yaptım. Kendime bir istikbal yap du. Bizimle yarışmak istediğini farket mak üzere bu arabayı almıştım. Başıma tik. Biraz sonra virajı dönerek hattan gebu felâket geldi.» çeceğini biliyordum. Süratini keserek bizi Kaza hakkında söylenenler yol vermesi için müteaddid defalar dü, Halbuki, facianın, şoförün trenle ya dük çaldım, aldınnadı» demiştir. M. Stoyadinoviç, Kral Aleksandrın bir hatırası karşısmda Muhterem misafirimiz [Bastarafı l ıncı sahifede J on yedi vatandaşın kanına giren ve kazada garib bir tesadüf eseri olarak kurtulan şoför Ahmedin yakalandığmı bıldirmiştim. Şoför Ahmed facia vukua gelirken kendısini bir hendeğe atmış, orada bu canhıraş vaziyete rağmen bir müddet saklanarak kazazedelerın imdadına koşmamış, bilâkis hâdise mahallinden kaçmıştır. Şoför Ahmed, sabaha karşı Eskişehire girerken yakalanmıştır. Jandarmalar tarafından bir otomobille derhal facia mahalline getirilen şoför, ölümüne sebeb olduğu zavallıların yürekler parçalayıcı manzarasını görmek istememiş, Yugoslavya başını başka tarafa çevirmiştir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: