1 Kasım 1936 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3

1 Kasım 1936 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

1 İkiıjciteşrin 1936 CUMHURtYET SON Madrid civarındaki harb şiddetle devam edîyor Italya Balear adalarma ıstiklâl temin etmek için çalışıyormuş Madrid 31 (A.A.) Hükumet yapılmasını istemiştir. Balear kuvvetlerinin sağ cenahı, altı kilometro ve sol cenahı da 15 kilometro kadar ilerlemiştir. Bu ilerleme perşembe günü Madridin cenubunda icra edılmiş olan büyük taarruz sayesinde elde edilmiştir. Cuma günü, hükumet kuvvetleri elde etmiş oldukları mevzileri tahkim etmişlerdir. Bu kuvvetler, Torrojon de Velasconun ihata hareketini ikmal etmişlerdir. Buradaki asiler, kilisenin çan kulesine çıkmış lardır. Madrid Aranjuez demiryolunda zırhlı trenlerin serbestçe sefer etmeleri temin edilmiştir. Cumhuriyetçiler, şimdi bütün gayret lerini sabahtanberi top ateşine tutmuş oldukları Naval Carneraya tevcih etmiş lerdir. adaları halkı muhtarivet ilân etmek arzusunu izhar ettıklerinden, İtalyan hükumeti reyiâmın serbestçe icrasını temin için bu adalara harb gemileri göndermeğe karar vermiştir. TELEFON MAB TELCRAF ERLEB vcTELSîZLE Atatürkün teşekkürleri Ankara 31 (A.A.) Riyaseti Cumhur Kâtibliğinden: Cumhuriyetin yıldönümü münasebetile her taraftan gelen ve ulu sun bu en büyük bayramında vatandaşların vüksek duygu ve hevecanlanna tercüman olan yazılardan Atatürk mütehassis olmuslar ve teçekkürlerile tebriklerinin iletilmesine Anadolu Ajansını tavzif buyurmuşlardır. Harb korkusunun bir hezeyandan başka bir şey olmadığını söyliyenlerin sölerine niçin kulak asılmıyor? Britanya kabinesi öğleüstü harb ilân etse ertesi gün, hatta çay vakti gelmeden idare adamlarımız bizzat gaze boğulurlar, diri diri kızarırlar Yazan: Georges Bernard shaw Bugün, herkes, geçenkinden daha müthiş ve bütün medeniyeti mahvede cek olan yeni bir Avrupa harbinin vu kuu düşüncesile mükedder görünüyor. Ve herkes, hiç birşeyin bu felâketi on seneden fazla geciktiremiyeceği kanaatini beslij'or. Hiçbir şeyin imkân haricinde olmadı ğına nasıl inanıyorsam, harbin de imkân dahılinde bulunmasmdan öylece şüphem yok. On sene geçmeden top sesleri işit memız ıhtımali vardır. Avrupada yalnız iki kişi yeni bir harbin vukuunu imkânsız görmek cür'etini göstermiştir. Bunlar Benito Musolini ve Adolf Hitler gibi iki meşhur isim taşı yorlar. Bunlar şöyle söylemişlerdir: «Avrupada harb olmaz. Binaenaleyh tahrikâtta son dereceye kadar ileri gidebilirim ve bu hiçbir suretle ihtilâta sebebiyet vermez. Çizmelerimle Avrupanm emperyalist devlet adamlarının hepsinin pantalonunu açıktan açığa okşıya bilirim ve harb olmaz!» Ve bundan sonra bu zevat fikirlerini mevkii tatbika koymuşlar ve rahatlanna bakmışlardır. Hem öyle bakmışlardır ki bu hareketi birçok defa tekrar ettikleri ve bunda ısrar gösterdikleri halde umumî bir harb patlıyacağı hakkındaki kanaatimiz gitgide daha kuvvetlenmiştir. Muazzam bir sulhperverlik dalgası îngiltereyi süpürmekte idi. Musolini Habeşistana karşı derhal harb açmak suretile bu kanaatin kendisinde uyandırdığı hürmetle kanşık korkuyu ifade etti. Milyonlarca ateşli sulhperverimiz hemen îtalyaya karşı harb açılmasını heyecanlı yaygaralarla istediler. Britanya filosu Akdenizde meydan okur bir tavırla dolaşmağa başladı, Musoliniye Habesistandan süratle çekilmediği takdirde Süveyş kanalını kapatacağımız açıkca söylcndi. Musolini: « Hiç birşey yapmıyacağınızdan eminim.» demekle iktifa etti. Ve derhal Habeşistanı ilhak eyledi. Sonra, Akde denizdeki deniz kuvvetlerimizin beyhude yere dolaşmasını gözönüne alarak: Şimdi çekilin bakalım! dedi. Gemilerimiz çekildiler. Avrupada sulh hüküm sürdü. Bunun akabinde biz bermutad bir ağızdan haykırdık: Artık harbin muhakkak olduğuna hiç şüphe yok; on seneye varmaz pat lar! Uzerinden bir hayli seneler geçen Korfu hâdisesinden sonra Habeşistan hâdisesine kadar Musolini harb korkusunun büyük bir istihkarla karşılanmış ve sadece Cenevrede toplanan devletleri sistematik surette hiçe saymakla iktifa etmiyerek onlara daima huşunetle muamele etmiş ve yaygaralanna kulak asmadı ğını açıkça gösterecek şekilde hareket etmiştir. Fakat Almanya için vaziyet böyle değildir. Almanya mağlub bir düşmandı. Muzaffer müttefik devletler onu silâh lanmaktan, Milletler Cemiyetindeki yerini başını yukarıda tutarak işgal etmek ten menetmek hususunda tereddüd göstermiyorlardı. Bütün Almanya bu teh did altında titriyordu. Bütün Alman ya; bir kişi müstesna olmak üzere: A dolf Hitler. Filhakika Hitler, memleketini tehdid eden mütehakkim kuvvetleri gözden geçirdikten sonra: Blöfünüze aldanmıyacağım! de di; harbe tekrar başlamak cesaretini gösteremezsiniz.. Esasen elinizde vasıtanız da yok. Ve Almanyayı teslihe başladı. Ingiltere ile Fransa hiddetlendiler ve ona çıkıştılar. Hitler bunlara cevaben bir iki söz söyledi ki aşağı yukarı şöyle hulâsa edilebilir: «Haydi, çekilin şuradan!». Almanyanm bütün nasyonalist unsurları Hitlere iltihak ettiler ve günün birinde onu Süper Kayzer mevkiine çıkardılar. İngiltere ve Fransa şikâyetlerini daha acı şekilde tekrarladılar: Mukaddes Versay muahedesini ihlâl ettiniz. Biz buna tahammül edersek hiç şüphe yok son Lokarno anlaşmalarını ihlâl etmek ve gayriaskerî Ren mmtakasını teslih etmek alçaklığını da göstereceksiniz. Hitler: Elbet! Diye eevab verdi ve Ren mıntakasına binlerce ve binlerce Alman askeri gönderdi. Ne oldu? Harb mi patladı? Bütün Avrupa şehirlerıne gaz yağmuru mu yağdı? Hayır, bunlann hiç birisi olma dı. Sadece sulh, mutlak ve mukaddes sulh hüküm sürdü. Fakat biz, sadece «eyvah! Beş seneye kalmaz, bu işler bizim başımıza harb açar!» demekle iktifa ettik. Niçin biz de Musolini ve Hitler kadar soğukkanlı olmıyalım? Gerçi, aklını başında tutabilmek için evvelâ insanın başında aklı olmalıdır. Fakat, beşeriyetin bızim temsil ettiğimiz kısmının, İtalyan ve Alman milletlerinin temsil ettiği kısımdan daha az akıllı, daha az cesur, daha az akli selim sahibi olmasına sebeb yoktur. İçimizde dürbin insanlar yok değildir. Bunların sözlerine niçin kulak asılmıyor? Bu derece harb korkusunun hezeyandan başka birşey olmadığını söyliyen bu adamlan hükumet niçin görmüyor da, başkalarının saçma sapan sözlerini efkârı umumiye diye kabul ediyor? Bir harb vukuu ihtimali bu kadar kuvvetli midir ki, bunu gayrikabili tevakkı saymak lâzım gelsin? Bana gelince, ben, bunu o kadar kuvvetle gayrimuhtemel görüyorum ki imkânsız bile sayıyorum. Benım gencliğimde, hükumetler rahat rahat harbedebilirlerdi. Cemaatin mev cudiyeti kendilerine vabeste olan kadınIar, itina ile muhafaza altına alınıyor, ve bizler, Ingilterede, ufacık denizimizin arkasında, Manşın altından tünel kazmak istiyenlere karşı enerjik bir mukabelede bulunduğumuz müddetçe emniyet altında idik. Bugün mesele büsbütün ba^kadır. Britanya kabinesi öğleüstü harb ilân etse, ertesi gün, hatta daha çay vakti gelmeden, idare adamlanmız bizzat gaze boğulurlar, dinî merasim bile imdadlanna yetişmeden diri diri kızarırlar, parça parça olurlar, kül haline gelirler. Londra kadınlan, tıpkı Paris kadın lan gibi, onlann akıbetine uğrar. Bu şerait dahilinde harb ilânı imkân dahiline giren bir hâdise midir? Beş sene sonra, yani harb bin türlü iblisane ihtiralardan sonra daha tehlikeli bir hale geldiği vakit bu ihtimale yer kalır mı? Gerçi, bugün, hükumetlerin harb ilân etmedikleri, ilâna lüzum görmeden harbe giriştikleri söylenebilir. Bana kalırsa, bu değişikliğin yaptığı yegâne fark şudur ki, eskiden ateş açmak nekadar tehlikeli ise bugün harb yapmak tehdidini ileri sürmek o kadar tehlıkelıdır. Baştanaşağı zırdelilerden ibaret olmıyan bütün kabineler, bundan böyle, haîb ehinde tezahürlerini, tayyareden henüz mahrum bulunan kabilelere inhisar ettirmelidirler. Bu kabilelerin imhası, tıpkı Habeşistandaki Amharilerin imha edilişi gibi, yüksek medeniyete sahib milletlere ders yerine geçer ve hükumetlerinin dur? madan «öldür... öldür...» diye haykır makta gösterdikleri inadın başlarına nasıl bir derd açacağını göstermiş olur. Zehirli gazler kuvvetli birer sulh amilidir. Binaenaleyh, havayi nesimiyi bunlarla doldurabilmek için kâfi miktarda zehirli gaz yapmahyız. Ayni zamanda, silâhsızlanma lehinde söylenecek her sözün tehlikeli olduğunu iddia ederek bu yolda müdafaalara meydan verilmemesini istiyelim. Donanma mızı takviye edelim. Gökyüzünü tayyarelerimizle dolduralım. Paramızı sağlam işe yatırmış oluruz. Vakıâ, gemilerimiz ve tayyarelerimiz, büyük silâhlanma işinden çok evvel modası geçmiş şeyler haline gelecek. Fakat bunlann inşaatı bütün işçilere iş tedarik etmiş olacak ve bunlann istimali, bahriye zabitlerimize, bütün yabancı liman larda vakit geçirtecektir. Bilhassa tayyareler, gerçekten birer sulh meleğidir. Hulâsa, Hitlerin ve Musolininin harikulâde itimadbahş cür'etleri karşısında, harb korkusunu, sırf asabiyetinizin tevlid ettiği bir halet telâkki ederek zihninizden uzaklaştrmanızı, kemali emniyetle söyliyebilirim.» HARB OLMIYACAK! İHEM NALINA MIHINA îlk hava şehidi Türk kızı enüz çocuk denilecek yaşta, fakat nice erkeklerden daha kahraman ruhlu bir Türk kızı, Türk kadınlığmın ilk hava şehidi olmak şerefini kazandı. Bir ferd sıfatile ora acımamak, bir baba sıfatile ona ağlamamak kabil değildir; fakat bir Türk yurddaşı sıfatile onunla iftihar ederiz. Çünkü o, dünkü çocuk, bugün millî kahraman olmuştur. Çünkü, ortamektebi daha geçen sene bitirmiş olan o yavrucuk, Türk kadınhğının havacıhk yolunda can verecek kadar yükseldiğini, Türk kızmın, fennin ve medeniyetin bu şubesinde de garbli hemşirelerinden geri kalmadığım ispat etmiştir. Dünyanın istikbali havacılıktadır. En çok ve en iyi uçan millet muhakkak ki en medenî millettir. Bugün uçamıyanlara yarm hayat hakkı kalmıyacaktır. Bu hakikati anlıyan milletler Havacılığa dört İle sarılmıslardır. Paraşütçü, plânörcü, tayyareci olmak için varkuvvetlerile çalışıyorlar. Düşenlerin, kırılanların, parçalananların, ölenlerin akıbeti, onlann uçmak aşkını söndüremiyor, bilâkis büsbütün alevlendiriyor. Daha geçenlerde Sovyet Rusyada parasütü en geç açma yarışında iki paraşütçü kız düşüp ölmüşlerdir. Bu vaziyete, insanlığın bu haline bakınca havacıhk, medeniyetin dini olmuştur, demekte asla hata yoktur. Bu uğurda canlarını verenler, bu dinin şehidleridir. Eribe de bu sehidlerden biridir. Onun hazin ölümünden duyduğumuz acıyı dünya hava şehidleri kafilesine bir Türk kızmın da iltihak etmiş olmasından duyduğumuz iftihar hissile avutacağız. Öteki milletler gibi bizi de saran hava cılık aşkı, bu yavrucağın ölümile eksil miyecek, bilâkis artacaktır. Havacı Türk kızlannın safında Eribenin boş kalan yerini doldurmağa gönüllü Tı;~k kızlan " nın sayısı, pekçok olacağına süphe etmeyiniz. Türk delikanlısı ilk şehid tayyarecilerimiz, Suriye topraklanna düştükleri gündenberi nasıl tayyareciliğe gönül verdiyse Türk kızı da Eribenin şehadetinden sonra havacılığa öyle sevgi bağlıyacaktır. Eski şairlerden biri, buna benzer bir ayib karşısında : Yere düştüyse meyva, dırahtı paydar olsun Derken hiç aldanmamıştır. Eribe düştüyse Türkkuşu, Türk havacılığı ve Türk milleti payidar olsun! thtilâlcilerin tebliği General Gamelin, saat 13,30 da Parise hareket etmiştir. M. Daladier, teftiMadrid 31 (A.A.) Dün öğleden sonra Getafe sokaklarında oynamakta şine devam etmek üzere Dunkerquee gitKatcAonyaya ilk hücum olan yetmiş mektebli çocuk asi tayyare * miştir. Paris 31 (A.A.) Cerbereden Rad lerin attıkları bombalann tesirile ölmüş Fransa tilâhlamyor 3ro ajansına bildirildiğine göre, nasyona ve daha birçok çocuk ta yaralanmıştır. Paris 31 (Hususî) Fransız kabilist harb gemileri, şimalî Katalonyada Tayyarelerin bombalarının hedefi bittabi nesi hava kuvvetlerini artırmak hususunNozas körfezine girmişler ve asker ihra bu çocuklar değil fakat Getafede milis da Hava Nazırı tarafından hazırlanan cına teşebbüs etmişlerdir. Bu harekete leri taşımakta olan kamyonlar idı. projeyi bugün tasvib etmiştir. Bu pro mümanaat etmek istiyen bir topçeker derMadrid cephesindeki Royter muha jeye göre, 50 milyon frank sarfile tayhal batırılmıştır. Sahilde başlıyan mu • biri bu haberi verdıkten sonra şunlan da yarelerin miktan artırılacak, hava kuvharebe, hâlâ devam etmektedir. Bu aynca ilâve etmektedir: vetleri takviye edilecektir. " mıntakddaki bütün milisler derhal vazi «Sırtı yarah, ufak çocuğunu omuzları yetten haberdar edilmiştir. Yakın sahil üzerinde taşıyan bir baba yüzünün all boyunca bütün köyler ışıklarını söndür kısmı kopmuş iki yaşında bir kızı kollamüştür. Katalonya ile irtibat kesilmiş bir nnda götüren bir ana gördüm ve bir kaırr haldedir. Cerbereden kalkan ekespres yonun içine doldurulmuş vücud parça • PortBou îspanyol garına girememiştir. lan arasında kendi çocuklarını arayıp Nazırlar Madridden ayrıldılar bulmıya çalışan analar, babalar gördüm.» Paris 31 (A.A.) Radia la CoAnkara 31 (Telefonla) Çubuk Bir sovyet vapuru ihtilâlciler roqneun şayanı itimad rivayetlere istinabarajının açılma merasımi salı günü saat tarafından araştırıldı rodan maada diğer bütün hükumet azaMoskova 31 (A.A.) Hamburg 2,5 ta yapılacaktır. Baraj, Başvekil Is ları bir daha dönmemek üzere hükumel dan Batuma gitmekte olan Sovyet Deni met înönü tarafından açılacak ve şehre merkezinden ayrılmışlardır. estr vapuru Cebelitank boğazından ge ilk defa. olmak üzere su getirilecektir. Bu Balear adaları müstakil mi çerken îspanyol asi kruvazörii Almiran münasebetle davetlilere baraj hakkında to Cervera tarafından araştırmıya maruz izahat verilecek, dolu savaklardan bir ikiolacak? Brüksel 31 (Hususî) Romadan bil kalmıştır. Dniestr vapuru bu kuvvet isti si açılarak suyun akış şekli gösterilecek dirildiğine göre, îtalya hükumeti İs maline karşı koymıyarak asilerin keyfi tir. panyaya aıd Balear adalarında reyiâm muamelelerine mümaşat etmiştir. Bundan sonra otomobil ve otobüslerle • • tttınfmiliiHUIHIflHiınıımillllllllinilllllllllllllllllllllllllllimillllMlllllıını >m< i filtre istasyonuna gidilecek ve istasyonun küşad resmi yapılacaktır. Sırasile şap evi, dinlendirme mevkileri, havalandırma odalan, filtre havuzları, klor odası, makine dairesi, lâboratuar gezilecektir. Ayni gün mükemmel surette yapılmış olan Çubuk şosesi de açılacak tır. Barajın açılmasile Ankara şehri kurulduğundanberi ilk defa olarak içme su tesisatma kavusacaktır. Salamanque 31 (A.A.) İhtilâlciler tarafından tebliğ edilmiştir: Oviedo etrafındaki tathir harekâtı muvaffakiyetle icra edilmiştir. Nasyonalist kuvvetler, Soviedo kasabasını işgal ve hükumetçilerin bütün taarruzlannı tardet mişlerdir. Madridin cenub cephesinde icra edilen harekât Cueva kasabasının iş galıle netıcelenmış ve düşman, kasabayı terke mecbur olmuştur. Soria mıntaka Cassel 31 (A.A.) M. Daladierle sında nasyonalist kuvvetleri, 3 kilometro M. Gamelin, dün sabah şimal mmtakasını ziyarete devam ederek Lille, Rou Hükumet çilerin muvaffakiyetleri ilerlemiştir. Fransız komünistlerile sosyalitt baix, Tourcoing, Halluin ve Armatieresi Paris 31 (A.A.) Aranhuez cep gezmişler ve saat 12,15 te buraya gel lerinin bir müracaati hesinde, hükumetçiler asilerin Toledo Paris 31 (A.A.) Komünist fırka mişlerdir. ile Aragoze arasındaki taarruzuna mâni sı, sosyalist fırkasına bir mektub göndeM. Daladier, şu beyanatta bulunmuşolmağa karar vermişler ve burra muvafrerek, her iki fırkanın müştereken M. Le tur: fak olarak hatta bir miktar ilerlemişler ve on Blume müracaat ederek Ispanya a « Kuvvetle tahkim edilmiş olan bir bazı müsaid mevziler işgal etmişlerdir. leyhindeki ablukanm kaldırılması hak sistem, şimaldeki sanayi mmtakasını taAsiler gayretlerini, Madridi Andalozkında diğer memleketler nezdinde teşebyanın doğusuna bağlıyan demiryolunun büslerde bulunmasını ve halk kütlelerinin mamile örtecektir. Bu sistemin bir kısmınâzımı bulunan Algadar ve Kastille Hes Ispanyaya karşı tesanüdlerini daha mü nın tatbik mevkiine konulmasına şimdiistasyonlanna doğru tevcih etmektedir essir bir şekle sokmak için gayret sarfey den başlanılmıştır ve çok iyi bir şekilde ler. Milis kuvvetleri bu hatlan kurtarmiv lemesini ve asilere silâh ve mühimmat devam etmektedir. Şimdi daha yüksek lardır. Sesena demiryolu istasyonunun a gönderilmesine mâni olmasını rica etmesi malî vasıtalarla bu işi başarmağa çalışacağız.» lınması sayesinde yol tamamen kurtarıl teklifinde bulunmustur. Fransa şimal hududunu tahkim ediyor Bu iş için tahsis etmiş olduğu parayı artırdı mıştır. Doğuya doğru olan yol da şimdi kullanilabilmektedir. Halbuki birkaç gün evvel vaziyet böyle değildi. Madridde bir facia Çubuk barajı Salı günü Başvekil tarafından açılacak İlk kadın hava şehidimiz ı inci sahifede] sert îndiği ve bu yüzden dahilî bir sar sıntı neticesinde kaldınldığı hastanede vefat ettiğini dün teessürle yazmıştık. Kahraman Eribe, orta tahsilini bu sene Kadıköy Kız ortamektebinde bitırmiştir. Kendisi daha yedi aylık iken baba ve anasını kaybetmiş, amcası ordunun eski tayyarecilerinden Vecihinin hima yesinde büyümüştür. Eribe Vecihiyi babası olarak bilirmiş. Kendisi çok cevval, sporcu bir kızdı. Cumhuriyet ve Kurtuluş bayramlannda Kadıköy Kız ortamektebinin trampetçi leri arasında güzel yürüyüşü ve güzel trampet çalmasile daima nazan dikkati celbederdi. Kalamış koyundaki Vecihi Tayyare mektebinde ilk kadın tayyare cilerle beraber uçma talimleri yapmış olan Vecihinin bu yetim ve öksüz manevî kızı, babası gibi çok cesur, fedakâr ve kahraman yürekli bir Türk kızı idi. Kendisinin feci ve pek şanlı akıbetini haber alan mektebi müdürü ve muallimlerile talebeleri son derece müteessir ol • muşlar, gözyaşlan dökmüşler, fakat vatan için can veren ilk paraşütçü Türk kızmın kendi mekteblerinden ve kendi aralarmdan yetişmiş olduğunu düşünerek teselli ve iftihar duymuşlar. Mektebin tedrisata başlıyacağı 2 teşrinisani pazartesi günü kahraman şehid Eribenin hatırasını yadetmek için saat 15 te mektebde bir tören yapılacak ve Eribenin resmi yaşıyan mezun arkadaşlannın üstündeki ihtiram mevkiine mera simle asılacaktır. Polis memurlarma Gazetecilere nasıl bir ziyafet verildi muamele edilecek? Dahiliye Vekâleti bu Ziyafette Başvekilimiz hususta bir talimatname güzel bir hitabede hazırlıyor bulundu Ankara 31 (Telefonla) Dahiliye Vekili Şükrü Kaya Cumhuriyet bayranıı münasebetile Ankaraya gelen ve burada vazife alan polislere bu akşam bir ziyafet verdi. Ziyafette Başvekil îsmet Inönü, Adliye, İktısad, Maliye, Maarif Vekilleri, Ankara Mıntaka Kumandanı, Merkez Kumandanı, Emniyet Umum Müdürü, bazı saylavlar, Dahiliye erkânı ve mat buat mensubları bulundular. Başvekil ziyafette Türk polisinden sitayişle bahsederek şu beyanatta bulun du: « Türk polisini saygı ile selâmlanm. Geçid resminde gösterdiğiniz muvaffa kiyeti ecnebiler de takdirle karşıladılar. Cumhuriyet polisinin hergün daha fazla tekâmül ettiğini görmekteyiz. Cumhuri yet zabıtasına emniyet ve itimadımız vardır. Memur teşkilâtmı elimizden geldiği kadar koruyor, himaye ediyor, size ım kân nisbetinde bakıyoruz. Daha iyi bakacağız. Çok iyi mesleğiniz vardır. Severek çalışabilirsiniz. Severek ve istiyerek çalış hğınız da muhakkaktır. Türk polisi daima iyi şöhretli oldu. Bu şöhreti muhafaza edecektir. İyi bir polise malik olmak medenî bir memleketin iftihar vesilesidir. Sizi sevdiğimize itimad ediniz arkadaş lar.» Başvekilin nutku şiddetle alkışlandı ve ziyafet saat yirmiye kadar devam etti. Ankara 31 (Telefonla) Son günlerde Istanbulda fotoğrafçı bir arkadasın maruz kaldığı muamele üzerine burada bulunan Matbuat Cemiyeti Reisi bazı makamlar nezdinde teşebbüsata geçmiştir. Şımdıki halde söylendığine göre meseIe burada şahsî ve ferdî bakımdan ziya de gazetecilerin alelümum resmî daireler ve zabıta memurları nezdinde görmeleri lâzım gelen kabul tarzının tespiti lüzu munu ortaya koymaktadır. Son hâdiseler, matbuat kanunu mucibince gazetecilik vesikası taşıyanlarin resmî daireler ve zabıta memurları tarafından nasıl karşılanmasının sarih bir tali matname ile ortaya koymak lüzumunun bir tezahürü telâkki edilmektedir. Dahiliye Vekâletinin bir talimatname hazırlamak düşüncesinde olduğu anlasılıvor. General Eydeman Kayseride Kayseri 31 (A.A.) Sovyet Rusya Assooviyakim Kurumu başkanı Gene ral Eydeman ve refakatindeki zevat bu sabah Toros ekspresile buraya gelmiş ve istasyonda Vali, Kumandan ve mülkî, askerî erkân tarafından karşılan mış ve başta mızıka bulunan bir asker ve polis müfrezesi resmî selâmı ifa et miştir. General Eydeman burada fabrikaları gezdikten sonra 10,18 trenile Kırıkka leye gitmek üzere buradan ayrılmış ve gelişlerinde olduğu gibi merasimle uğurlanmıştır. General Eydeman Ankaraya döndü Ankara 31 (A.A.) Korgeneral Ey deman bu akşam 9,10 da Ankaraya dönmüstür. i Ankara 31 (Telefonla) Mülkiye Nevyork 31 (A.A.) Wall Streetde, mektebi ayın altısında merasimle An Ruzveltin yeniden Cumhurreisi intihab karaya naklolunacak ve buradaki eski edileceğine dair 5 bine karşı 9 bin dolar Mülkiyeliler tarafından karşılanacaktır. bir bahis açılmıştır. Tedrisata ne zaman başlanacağını proİtalyan Hariciye Vekili Çe fesörler meclisi tesbit edecektir. Mülkiye mektebi Ankaraya taşınıyor Bir Amerikan garabeti daha San Fransisko grevi koslavakya elçisile görüştü Roma 31 (A.A.) M. Ciano, Çekoslovakya orta elçisini kabul ederek uzun müddet görüşmüştür. Çekoslovakyanın Roma protokolunu imza etmiş olan devletlerle teşriki mesaisi meselesinin görüşüldüğü bildirilmektedir. Sekiz muallim açıkta bırakıldı Ankara 31 (Telefonla) Ecnebi ve ekalliyet mekteblerinin kadroları ta mamlanmıştır. Yeni kadroda daimî devamsızhkları raporlarla anlaşılan sekiz kişi açıkta bırakılmıştır. San Francisco 31 (A.A.) Ücretler yüzünden tehaddüs eden bir ihtilâf dolayısile ilân edilmiş bir grev, Büyük Okyanus sahillerinde deniz faaliyetini [Baştarafı 1 inci sahliedel tamamile felce uğratmıştır. Bu sahildeki limanlarda 200 gemi kımiyetin bir delili sayılmaktadır. Tür mıldamıvacak bir hale gelmiştir. kiyenin beynelmilel vaziyetle çok meşgul olduğuna ve Balkan memleketleri M. Ribbentrop, Krala itimadnin, büyük devletlerin kavgasına sü namesirii verdi rüklenmekten tevakki için sıkı bir el Londra 31 (A.A.) M. Ribbentrop, birliği yapmaları lüzumuna derin bir itimadnamesini Krala takdim etmiştir. kanaat taşıdığına şüphe yoktur. Bu el birliğinin ne şekilde vuku bulacağı me Kral Edvardm annesi hasta Londra 31 (A.A.) Kraliçe Mari, soselesi, Bükreş müzakerelerinin başlıca ğuk algınlığından dolayı hasta olup onoktalarından birini teşkil edeceği mudasmdan çıkmamaktadır. hakkaktır.» Erkânıharbiyelerin içtimaı

Bu sayıdan diğer sayfalar: