19 Şubat 1938 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 5

19 Şubat 1938 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

19 Subat 1938 CUMHURfYET İktısadî harekctler TETKİkLERİ Yazan: CELÂL ESAD ARSEVEN Kaldırılan ticaret merkezi Cağaloğlunda dün büyük PENCERESİNDEN bir pansîyon yandı Bugüne de uygun M Eskicami ve Uçşereieli cami Birincisinde eski mimarinin Türkleştiğini ve ikincisinde de büsbütün başka bir tip vücude getirilmiş olduğunu görürsünüz 3 Meydanın açılışile alâkadar olan üç kağında 10 numaralı eczacı Hasan unsur mevcuddur: Nafizin hemşiresine aid büyük bir konak vardır. Bu konağı Fatma a1 Mal sahibi dında bir kadın tutmakta ve pan2 Müstecir siyon halinde kiraya vermektedir. 3 Müstahdem Dünkü yanguıdan bir intıba ve imdad Konakta 14 aile ikamet etmekteSolda Eski camiin minare kaidesi, sağda Üç şerefeliye bkr Bu unsurlardan mal sahibinin vazi istiyen bir gene kız bakış ve Baklavalı denilen minare dir. yeti sarih ve ayni zamanda müemmendir. Dün öğleye doğru saat 11,5 ta kona Terkos musluklarında gene su yok! Edirnede eski camiin inşasına Yıldı Üçşerefeli ismi verilen bu cami 1448 seMalının bedelini hem de fazlasile jın üçüncü katında oturan avukat Kemal rım Beyazıdın oğullarından Süleyman nesinde bitmiştir. Bu camide gözümüze Bermutad Terkos musluklannda su alacak ve kendine yeni bir bina tedaripetrol ocağını pencerenin yanına koy bulunamamıştır. Bunun üzerine CumhuÇelebi zamanında yani 1404 tarihinde ilk çarpan şey avludur. Çiinkü bu vakte kine girişecektir. rruş ve yemek pişirmek üzere pompala nyet Halk Partisi binasınm sarnıcından, kadar gerek Bursada ve gerek Edirnede başlanmıştır. Müstecirin vaziyeti ise büsbütün baş mağa başlamıştır. Fakat bu sırada ocak îstanbul erkek lisesi bahçesindeki mah Bilirsiniz ya Yıldırımm ölümünden gördüğümüz camilerin avlulan yoktur. kadır. Hem o kadar başkadır ki onların patlamış ve pencerenin pervazları tutuzenden, Nurosmaniye camii havuzundan »onra altı oğlundan biri olan Süleyman Hepsi de revaklıdır. îşte klâsik dinî üs bu işte elle tutulur derecede mağduriye şarak koca pansiyon yanmağa başlamış ve sair mahzenlerden su tedarik edilerek Çelebi Edirneye gelerek Bizans İmpara lubun karakterlerinden birmi teşkil eden tini görmemek mümkün değildir. Çünkü tır. >angının söndürülmesine başlanmıştır. torile uyuşmuş ve beyliğini ilân etmişti. iç avlu teşkilâtmı burada başlamış gö istimlâki mukarrer adalardaki ticaretha îşte bu camie onun beyliği zamanında rüyoruz. Bu avlu ve kapılarına dikkat eAvukat Kemal evvelâ ateşi söndürmek Pansiyonu tutan Fatma birdenbire de nelerden her birinin müstecirleri senelerlırmiştir. başlanmış ve Musa Çelebi zamanında de decek olursanız îstanbuldaki Beyazıd denberi buralan isticar eden kimselerdir. istemiş, lâkin muvaffak olamayınca şaşvam olunarak Çelebi Mehmed zamanın camiinin avlusuna bir model olduğunu Belediye reis muavinlerinden Raufi Bunlar ticaret şubelerinin nevi ve icabla k;n bir halde odasından dışarı fırlıyarak da bitirilmiştır. ile emniyet birinci şube müdür muavini görürsünüz. İkisi camiin sahın kısmı yanna göre buralara binlerce lira hava pa ortalıktan kaybolmuştur. Mahalle bekZeki, itfaiye müdürü İhsan da yangın Türk mimarisi tarihi bakımından çok nında, ikisi de avlunun dış köşelerinde rası, peştemallık ve saire verdikten başka cisi Mustafa ateşi görünce süratle karamahalline gelerek alınan tertibatı gözden mühimdir. Bunun mimarî üslubuna ba clmak üzere dört minaresi var. Evvelkizamanın cereyanlarına da uyarak sene kola koşup yangını haber vermiştir. geçırmislerdır. karsanız ne bundan evvel Murad Hüda ler daha büyük ve uzun. Mimar Sinanm den seneye yeni vitrinler, yeni tezyinat Bir yandan itfaiye çağırılmış, diğer vendigârın Bursada yaptırdığı camie ve îstanbuldaki Süleymaniye camiinde kulEmniyet ikinci şube müdürlüğünden ve dükkânın esasına müteallik bir sürü yandan da polis kuvvetleri yangın mahaln? de Mehmed Çelebinin Bursada inşa landığı bu tarzın ilham kaynağı bu cami gönderilen memurtar, itfaıyeye yardım tertibat ve tesisat vücude getirmişlerdir. line gelerek lâzım gelen inzibatî tedbir ettirdiği ve Bursa üslubunun başlangıcı olduğu anlaşılıyor. etmislerdir. Nihayet, ates. bir konak taBunların küçük bir para ile yapılamıya leri almışlardır. addedilen yeşıl camie benzer. mamen, yanındaki büyük evin de çatısı Dikkat edin. Minarelerin her biri baş cağını herkes bilir. Şu hale göre evvelâ İtfaiye yangın mahalline geldiği vakit kısmen yandıktan sonra söndürülmüştür. Evvelâ dışarısmdan şöyle bir dolaşa ka şekilde tezyin olunmuş. Avlunun niha parasını verip binayı istimlâkten sonra ateş bütün binayı sarmış, pansiyon sakin Yanan ev sigortasızdır. Çatısı yanan elım. yetindekilerin sağdaki burmah, soldaki bunların yeni tezgâhlarının neresi olacağı leri ummadıklan bu felâket karşısında el vın yalnız içindeki esyalar sigortalıdır. Bakınız minarenin kaidesi tamamile çubuklu, camiin yanındakilerin sağdaki meselesi, millî sermaye, diğeri de şehrin jerine geçirebildikleri ufak eşyalarile so Yangın yüzünden 14 aıle açıkta kalmışSelçuk devri mimarısinın Sıvai mekte... baklavalı, soldaki şatranç tezyinat ile ekonomik muvazenesi bakımından düşükağa fırlamışlardır. lardır. bıni andırır. Köşelerdeki küçiik kulecik süslenmıştır. nülmesi icab eden iki mevzudur. Filha ler, altlarınelaki karnaslar, kapının söğe Sağdaki baş minare 72 metro kadar kıka yeni ticarethane kuruluşunda sermakemerleri, duvarlarının taş örgiisü hep yüksek ve üç şerefelidir. Şerefelerine üç yenin en mühim kısmı tezyinata, vitrin Selçuka yaklaşır. Hele şu kapının yanın ayrı merdivenle çıkılır. îşte bu sebebden lere sarfolunmaktadır. Bunların bir kısmıdaki kalm taş parmaklığa bakınız. Onu bu minareye ve dolayısile camie Üçşere nı sökmek kabil olsa da başka bir yerde klâsik üslubda pek göremezsiniz. feli denilmiştir. Soldaki minare iki şere kullanmak mümkün değildir. Geliniz içine girelim. Plânı dört köşe. felidir ve baklava minare diye anılır. Mal sahibleri için malının bedelini fazEdirnede dört ayak üstüne dokuz kubbe Dikkat edilecek bir nokta bu minarelelasile alacaktır, dedik. Çünkü 1932 seOrtada dört ayak üstüne dokuz kubbe di rin bünyeleri ve plâstikleri Selçuk minanesinde ilk defa varidatı gayrisafiyeler gerlerinden daha büyücek. Mihvere te relerinden uzaklaştığı ve klâsik minare sadüf eden kubbeler sekiz köşelı kaide lere esas olduğu halde tezyinatlarının Sel tahakkuk ettirilirken şüphesiz ki o tica Vaşington 18 NevvYork Times rethanenin dahilî güzelliği, tezyinatı ve Bükreş 18 Asayişin idamesi hakleıe istinad ediyor ve dört köşesinde ke çuk olmasıdır. rnükemmeliyeti nazan dikkate alınarak gazetesi, M. Roosevelt ile M. Morgen kındaki kanunî kayıdlar, dün neşredılen ırerli dört bingileri var. Tıpkı Bursadaki Camiin sahını dört büyük ayak üzerine miktarlar ona göre konulmuştur. Boş bir Fhau ve kongre mümessılleri arasında bir emırname ile takvıye edilmiştir. Ulu cami. oturtulmuş büyük bir kubbe ile örtül dükkânla her şeyi tamam bir dükkân bir harb borçları hakkında gizli bir konfe Bu emirname hükümlerine göre, gizli Hele duvarlarda sıva üstüne yazıl müştür. Görülüyor ki bunun •miman o değildir. Şu halde mal sahibinin, o günkü rans aktedılmış olduğunu yazmaktadır. mahiyette hertürlü siyasî teşekküller mış bu büyük yazılarla Ulu camii o ka zamana kadar cari olan Bursadaki Hü M. Roosevelt'in borçlar işinin başka memnudur. Sokaklarda esas üzerinden bugün alacağı paranın askerî nizamla dar andırıyor ki insan kendini Bursada davendigâr, Ulucami, ve Edirnedeki Esbir esasa istinaden tadıl edilmesine ve ya geçid resımleri yapılmıyacaktır. Siyasî fazlalığını müstecir temin etmiş olmaktazannedıyor. kicami tipinden büsbütün başka bir tip dır. hud hiç olmazsa mütedahil taksidlerin toplantılara sahne olacak oteller, lokanîşte mimarlara mühim bir etüd mev vücude getirmeğe muvaffak olmuş ve Üçüncü zümre olan müstahdemlerin tesvıyesi için bir itılâf vücuda getirilme talar, kahveler ve diğer buna benzer uzuu. Bursada ilk camılerden biri olan >eni bir üslubun esaslarını kurmuştur. vaziyeti ise acıklıdır. Şu dört yüz binaya sini teklif etmiş ve fakat bu teklifin kon mumî yerler Dahiliye Nezareti vasıtasile Birinci Murad Hüda\endigâr camii BiMimarinin kim olduğu hakkında muh sığışan 2000 kadar ticarethanede çalışan 5re mümessilleri tarafından baridane kar kapatılabilecektir. Memurların siyasetle zans mimarisine çaldığı halde onu takib telif rivayetler varsa da bize kalırsa Keılanmış olduğu söylenmektedir. uğrasması kat'iyyen memnudur, aksi takeden Ulu camide yalnız haricde bir Bi nıaleddin olacaktır. Her halde bu camii lann beslediği in<an adedi 10,000 kişidır. Konferans hiçbir karar ittihaz edılmek dirde derhal azledileceklerdir. (a.a.) Bunların hayatı bu ticarethanelerin gene zans kokusu duyuluyor ve dahilde Sel yapan mimar kim olursa olsun mimar sizin hitama ermiştir. çuk karakteri görülüyor. Onu takib eden Hayreddin ve mimar Smanın üstadları baska bir yerde kurulabilmesine bağlıdır. Sabık Hidiv Kıbrıs ve M. Roosevelt'in sabit bir plân tasvib eîstanbul Belediyesinin ve bizzat sayın bu camide de gerek haricen ve gerek da ve Türk mimarisinin en büyük bir dâhisi Atinayı ziyaret etti hilen Selçuka yaklaşıldığı ve mimarinin sayılabilir. Çünkü bu cami olmasa ne Başvekilimiz Celâl Bayann bu noktaları dıp etmediği ve kongrenin aksülâmelini ölçüp ölçmediği bilinmemekle beraber, yada nazan dikkate alacaklarına şüphe etKıbrıs (Hususî muhabirimizden) gittikçe Türkleştiği görülüyor. Beyazıd ne de Süleymaniye camilerini bnmda bulunan bazı zevata nazaran Re Sabık Mısir Hidivi Abbas Hilmi Paşa Bundan da anlaşılır ki Bursaya Os görürdük. Size inşa tekniği ve mimarî mıyoruz. :sicumhurun elinde mütedahil taksitler me buraya gelmiş ve Girne'deki Cassellis F. G. manlılar yerleşir yerleşmez ilk binalarını tcferrüat hakkında da izahat vermek iselesinin halline dair borclu devletlerden Dome Hotel'e inmiştir. hemen buldukları yerlı kalfa ve ustalara terdim amma, belki bunlar sizi sıkar. ufak bir devlet tarafından tevdi edilmiş Vali Sir Palmer müşarünileyh şere yaptırmışlar ve Anadoluda büyüdükçe HALKEVLERtNDE sarih bir plân bulunmaktaydı. îsterseniz talebelerle beraber üç şerefeli fme muhtelif ziyafetler vermiştir. Sabık Selçuk mimar ve işçilenni kulianmağa minareye çıkalım, o üç ayrı merdivenin Amerika hazınesi, harb borclan me, Hidiv, Rodos'a müteveccihen hareket Beşiktaş Halkevinde baslamışlardır. bir yuva içine nasıl yerleştirildiğini görürelesınin, bilhassa İngiltere ile Amerika etmiştir. Bu eski camii yapan mimarın Kon yapılacak merasim sünüz. Bakınız merdivenler hep bir yerAtina 18 (Hususî) Eski Mısır arasında bir ticaret itilâfnamesi akdı >alı mimar Mehmed olması da bunu gösBütün Halkevleri. kuruluş yıldönü maksadile, yeniden tetkık edilmesini tav Hidivi Abbas Hilmi Paşa bugün buraya den başlıyor. Fakat bir şerefeye çıkan tcriyor. Gene bundan anlaşılıyor ki Edirmünü fevkalâde surette tes'id için azaöbür şerefeye çıkanı görmüyor. gelmiştir. Burada birkaç gün kalacaktır. iye etmişti. (a.a.) neye gelen Türkler kendi mimarlarını da mî gayret sarfetmektedirler. Muhtelif Birinci merdivenle birinci şerefeye ve beraber getirmişlerdir. Bu camii takib Halkevlerinde sövlevler, konserler ve eden Üçşerefeli de Bursa üslubuna da oradan ikinci ve üçüncü şerefelere, ikıncı balolar tertib edilmiştir. Bu arada Be hil sayılmakta ise de klâsik üsluba ana merdivenle yalnız ıkıncı ve uçuncu şiktaş Halkevinde de merasim yapıla şerefelere, üçüncü medıvenle de yalnız caktır. Bu merasimin programı sudur: olduğu içın çok mühimdir. 1 İstiklâl marşı (Halkevi müzik taüçüncü şerefeye çıkabilirsiniz. Bacakla Şimdi de gidip onu görelim. rınıza güveniyorsanız buvurunuz. kımı tarafından). CELÂf. F*AD ARSEVEN 2 Şür (Atatürk). 1438 senesinde inşasına başlanan ve 3 Halkevlerinin ulusal, sosyal ve kültürel vazifeleri, söylev (Ankara radyosile). 4 Beşiktaş Halkevinin dört senelik çalısmaları (Halkevi başkanı Hükmü tarafmdan). 5 Konser (Halkevi müzik takımı san'atkârlan tarafmdan). 6 Temsil: Hissei şayia (Halkevi temsil grupu tarafmdan). Gece, Halkevi azalarma mahsus bir balo verilecektir. Bu ticaret merkezi Yenicamiin önü ile bir taraftan Balıkpazarı, diğer taraftan Bahçekapıya doğru uzayıp giden iki a dada ve bir de Validehanmın bulundu ğu kısımdır. Çekinmeden iddia edebili riz ki burası şehrin en mütekâsif ve işlek ticaret merkezidir. Bundan evvel, gene bu sütundan Eminönü meydanı açılırken buradaki ticarethanelerin muhtelif ba kımlardan vaziyetlerini korumak lâzım geldiğine işaret etmiştik. Şimdi meyda îMn açılması için faaliyet başlamış bulu nuyor. Kısmen yıkılması mukarrer olan Eminönündeki üç adada 400 kadar dükkân vardır. Nafıa Vekâleti tarafmdan bu işe tahsis edilmiş olan paranm dükkân sahiblerine verilmesinden sonra işi kazmıya bırakmak kadar tabiî birşey yok gibi görünür. Hem istimlâk kanunu da bu gibi Dün öğle üzeri Cağaloğlunda istimlâklerde (varidatı gayrisafiyenin 20 büyük bir konakta yangın çıkmış, misli verilir) diye işi kökünden kesip at ateş binayı tamamen mahvettikten mıştır. Lâkin iş hiç de böyle değildir. sonra zorlukla söndürülmüştür. YanEminönü meydanını çevreliyen şu yer gının tafsilâtı şudur: lerin bir hususiyeti vardır. Cağaloğlunda Himayeietfal so Yangma patlıyan bir gazocağı sebeb oldu, susuzluk yüzünden büyük müşkülât çekildi, pansiyon müsteciri olan kadın çıldırdı Harb borçları Emniyet tedbirleri Romanya hükumeti yeniden çok mühim kararlar verdi Amerikanın yeni teşebbüste bulunması muhtemel lime eski bir kitab geçti. içinde güzel fıkralar. canlı nükteler var. Bunların hepsi vaşlı olup en genci beş yüz yıllık bir ömre sahibdır. Fakat sıhhat ve kıymetleri yerinde, henüz ruhtan doğmuş ve dudaktan dökülmüş gibi taze.. Kitabın bilhassa hoşuma giden tarafı edebî hayat bakımından bugüne de uygun düsecek fıkraları. nükteleri ihtiva etmesidir. Bundan ötürü eseri seve seve okudum, içinden birkaç da fıkra sectim. Şair Molla Caminin dülger zade bir dostu varmış, kendini pek taze göster mek kaygusile günde birkaç kere tıraş olurmuş Bu dıvane gene, bir gün üstadın yanında dülgerlikten söz açarak övünmeğe başlamış. «filân adama sövle bir pencere tıraş ettim ki eörenler parmak ısırdı. Falana şöyle bir kapı tıraş ettim ki seyredenlerin ağızları bir karış acık kaldı» volunda palavralar atmıya girismis. Molla Cami uzun bir taham mülle bu vaveleri dinledikten sonra herife su sözleri sövlemiş: Bizim için de bir sakal tıraş et. Bakalım nasıl oluvor? Gene Molla Caminin vanına. yazdığı anlasılmaz cahil şairlerden biri gelir. Hocam, der. dün gece rüvada Hızırı gördüm. Mubarek tükrüklerini ağzıma attılar. Cami cevab verir: Azizim, yanlış görmüssün. Çünkü Hızır tarafından senin yüzüne tükürülmek gerekti. O da muhakkak ki övle yapacaktı. Lâkin sen o aralık ağzmı aç mışsm. Tükürük de yolunu saşırıp yüzüne geleceği yerde ağzma düşmüş! Bu fıkra da Camive atfolunarak ^azılmıştır: Yave, nazmetmekle meşhur olan şairlerden biri Hacca gidip gelir ve Camivi zivaret ederek divanmı gösterir. Üstadım, der, bunu Haceri esvede sürdüm, mubarekledim. Caminin verdiği cevab sudur: Gaflet etmissin. Böyle bir divan Haceri esvede sürülmüz. Zemzem ku yusuna daldırılır! Arab sairlerinden Sa'lebi bir gün güzel bir kaside vazıp Abbas oğullarmdan Mansura sunar. Halife şiiri okuduktan sonra sorar: Sana üc vüz altın mı vereyim. üç knmetli ösrüd mü? Sair. Halifenin pek parlak ve fay dalı hikmetler savt'raca&ım düşünerek öğüdü parava tercih eder. Para. der. elden cıkar. Hikmet dimaçda kalır. Ögüdlerinize kulağımı açıvorum. Fakat Mansur ilk öğüd olarak (hır kan eski iken avağma veni cizme givme) saçmasını ve ikinci öğüd dive de: «sakalma vağ sürerken sakın iç tarafa bulaştırma. Bo^^ıun kirlenir» herzesîni sövlevince sairin yüreği aŞzına eelir, aklı ba=:mdan gider ve verinden fırlıyarak halifenin sözünü keser: Aman efendimiz, der, üçüncü hikmet yanmızda emanet kalsın. Siz korem edin. geri kalan vüz altmımı verin'.. Bunlar ve bunlara benziven nükteler bugün de sık sık sarfolunamaz mı?. İ M. TURHAN TAN Tath zeytin Mudanya (Hususî) Mudanyada zeytinci Sıddık Çiftçi tarafından meydana getirilen tath sofralık zeytin zeytin ciliğimizde yeni bir muvaffakiyettir. Bu zeytin tath limon gibi tatlıdır. Bütün zeytin evsafını taşımaktadır ve kendıne mahsus bir kokusu ve lezzeti vardır. Faz!a tuz yemiyenler şimdi zeytin yemek imkânını bulacaktır. Zira tath zeytin tuz aîmamaktadır. Bu zeytin daha bereketli olduğundan zeytincilerimiz daha fazla istifade edecektır. Müddeiumumî Hayri içîn Mevlid İki sene evvel Çatalcada vazife esnasmda donarak vefat eden Müddeiumumî Hayrinin ruhu için şubatın yirminci pazar günü öğle namazından sonra Kızıltoprakta Zühtüpasa camiinde Mevlid okutula caktır. Meşhur Hafız Cemal tarafmdan okunulacak olan bu Mevlidde merhumu sevenlerin bu lunmalan rica olunur. Kereste tüccarlanndan Erzurumlu şair Emrahın mezarı yaptırıldı Bay Pavli Karadeloğlu vefat etmiştir. Cenazesi bugün saat 14,30 da Kurtuluş Sinemköyde, Sarı Alemdarzade apartımanmdan kaldınla rak Kurtuluş Avi Dimitri kilisesinde yapılacak dinî tedfin merasimine hu zurlarınızla şeref vermenizi saygılarile dılerler. Cenaze levazimatı P Lağvedilen Türkofis ajanlıkları Üç şerefeli camiin içinden iki görünüş Türkofis teşkilâtının Marsilya, Hayfa ve Beyrut ajanlıkları lâğvedilmiştir. HAREKET Londra sergisinde bulunmak ve önümüzdeki mevsimin mübayaatmı yap mak üzere Baker mağazaları direktörü Bay Bornştayn bugün Londraya hareket etmiştir. Erbaa (Hususî) Erbaa tütün tüccarlanndan Şevki Önder Erzurumlu halk şairi Emrahın Niksar kazasındaki mezarını yeniden yaptırmıştır. Gönderdiğim resim mezar yaptırıldıktan sonra almmıştır. Bu mezar ince duygulu şaire Anadoluda gösterilen sevginin bir nişanesidir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: