2 Nisan 1938 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3

2 Nisan 1938 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

2 Nisan 1938 CUMHURİYET Hâdise!er arasında Millî birlik zarureti Büyük davalar Ankara Borsası açıldı Maliye Vekili dikkate şayan bir mıtukla millî rejimin ehemmiyet verdiği hususları anlattı, ilk muamelelere başlandı IBaştarafı I inci sahifede} Filhakika rejimimiz, biitün işlerin yekdiğerile olan alâka ve irtibatım ahenktar bir surette tanzim ve idare için Cumhu riyet merkezinin ona göre, teşkilâtlandı nlmasmı âmir bulunmaktadır. îşte bu lüzum ve zaruretle malî mü esseselerimiz burada toplanmış ve bunun neticesinde de malî transaksiyonlar vüs'at kesbetmiştir. Millî paranm filî istikrannm muhafaza Ve takviyesine programının başında yer vermiş olan hükumet, borsanm bu saha daki rolünü nazan itibara alarak Ankarada bir kambıyo borsasınm açılması lüzumunu takdir etmiş ve bu kararını bu gün tahakkuk ettirmiştir. Ankara Kambiyo Borsasını açarken bu mühim müessesenin memleketimiz iktısadiyatı için hayırlı ve verimli olmasını dilerim.» Borsa idare meclisi reîsi Ferid Ferhad Demirtaş da verdiği cevabda, Cumhuriyet hükumetinin borsadan beklediği hizmeti ifa için borsa acentalannın kendile rine düşen vazifeyi hakkile yapmakta hiçbir vakit tereddüd etmiyeceklerini söylemiştir. Bunu müteakıb Maliye Vekili Fuad Ağralı ilk önce nukut ve onu takiben de menkul kıymetler muamelelerine aid kısmın kordelâsmı muvaffakiyet temennisile kesmiş ve bu esnada çalman kampana ile esham ve tahvilât üzerinde ilk satışlara başlanılmıştır. Birinci muamele: Birinci tertib Türk Borcu üzerine yapılmış ve 19,50 den 20 tane satılmıştır. Bunu takib eden muameleler de şunlardır: Anadolu mümessil senedi 70 tane 40,50 den. Iş Bankası 50 tane 10,80 den. Is Bankası senedi 50 tane 11 den. Merkez Bankası 10 tane 98,50 den. Merasimden sonra davetliler hazırla nan büfede izaz edilmislerdir. (a.a.) '•iımiıııımımııuıinııııııiüiııınnınııııılııııııııınınııınıuııııııııııı İngiliz İtalyan görüşmeleri Çinlilerin mühim muvaffakîyetleri Yakmda bir anlaşmaya Dün iki şehir daha varılacağı umuluyor Japonlardan geri alındı Londra 1 İngiliz îtalyan anlaşmasımn imza dilmek üzere olduğu hak kındakı şsyıalar iyi malumat alan İngi liz mahfillerinde mevsimsiz telâkki edil mektedir. Bununla beraber, görüşmeler müsaid bir surette devam etmekte ve iki üç hafta içinde anlaşmanın akdi müm kün görülmektedır. Bazı zorluklar bertaraf edilmiştir. Romanın şimdi, Habeş fütuhatının 9 mayısta toplanacak olan Milletler Cemiyeti vasıtasile tanınmasmı kabul ettiği bildi rilmektedir. Londra 1 (Hususî) Şanghay'dan alınan son haberlere göre, 8 gündenberi devam eden Çin taarruzu muvaffakiyetli neticeler vermiştir. Çinliler, her tarafta çete muharebatma devam etmekle beraber muvaffakiyetli baskınlar yapmakta " dırlar. Çin kuvvetleri bugün iki şehri Japonlardan istirdad etmişlerdir. daha Resimler fazlalaştı, fiatlar yükseldi Tokyo 1 Mağazalar, resimlerin fazlalaşması üzerine bugünden itibaren, fiatlarını yüzde 10 ilâ 15 yükseltmişlerdir. Akdeniz meselesi Akdenız meselesi hakkında, Roma, iç harbin sonunda İspanya topraklarını tamamen boşaltmak için teminat vermeğe amade bulunmaktadır. Akdenizde ve Şap denizindeki kar şılıklı kuvvetlere dair malumat teatisine matuf müzakereler de ehemmiyetle ilerlemiştir. Yeni rejim aitında Filistindeki îtalyan menfaatlerinin himayesine gelince, bu hususta mühim noktalar üzerinde şimdiden mutabakat hasıl olan mektublar teati edilecektir. İngiliz topraklarında propaganda meselesi hakkında yatıştıncı teminat verilecektir. Japon gahillerinde bir hâdise tni? Tokyo 1 Japon gazeteleri Japonyanm mandası altında bulunan Truk adasına 27 mart gecesi meçhul bir geminin yaklaştığını ve projektörle sahilleri tara" dığını bildiren haber karşısında Japon resmî mahfillerinin duyduklan heyecana terceman olmaktadır. Umumiyet itibarile bahriye mahfille rinin naşiri efkârı telâkki edilen Hoşi gazetesi, bu hâdiseyi, son Amerikan manevralarile alâkadar görmekte ve bu manev" ralar sahasınm Japon mandası altındaki adalar mıntakasını dahi ihtiva edebileceği hakkında Amerikan gazetelerinin verdiği bazı haberleri sütunlarına geçirmektedir. Bu gazete sözlerine şöyle devam et mektedir: « Bu manevraların, Amerikan harb gemilerinin Singapur'u ziyaretlerinden ve îngiltere ile ihtilâfa rağmen Amerikanın Kanton ve Enderburi adalannı işga linden sonra vukua gelmiş olması da bilhassa şayanı kayiddir.» Anlaşma akdedilirse... Anlaşmanın akdinden sonra, Libya daki îtalyan kuvvetleri en az yanya in dirilecektir. Bu vaziyete göre, anlaşmanın yazıl masına başlanılmış olduğu görülüyor. Maddelerden önce umumî bir dekla rasyon bulunacak ve bunda iki Akdeniz havzasındaki menfaatleri bilhassa îtalyan menfaatlerinin hayatî mahiyeti gözönüne alınmak suretile, karşılıklı olarak tanına caktır. n büyük hatalanmızdan biri de Umumî Harbin 1918 de bittiğini zannetmektir. O tarihte sona eren şey, Umumî Harbin yalnız askerî safhasından ibaretti. Bu tarafı istisna edilirse, o gündenberi mücadele, her sahada, olanca şiddetile sürüp gidiyor: Para harbi, kömür harbi, petrol harbi, pamuk harbi, radyo harbi, kültür harbi, diplomasi harbi ilâh... Gerçi bu harbler, eskiden de, bütün sulh devirlerinde vardı; fakat bugünkü gibi, zaman zaman askerî hareketler şeklini de alan bir şiddette değildi. Milletler, gazetelerinde ve radyolannda, birbirlerinin rejimlerine ve politikalarına bugünkü kadar açık ve bugünkü kadar da koyu küfür etmiyorlardı. Parti mücadelesi, bazan şiddetlenmiş görünse bile, bugün Fransada olduğu kadar geniş ve bugün îspanyada olduğu kadar kanlı bir çerçeveye girmemişti. Yirmi senedenberi dünyanm yirmi beş harb yaprroş ve daha da yapmakta olduğu düşünülürse, 1918 de Umumî Harb, askerî safhasile de bitmis, sayılamaz: Bizim Sakaryamız, Çanakkalemizin devamı olduğu gibi, Almanlann Ren'i işgal etmeleri de, askerî safhada Marn'm bir başka türlü devamı gibidir. Mubalâğa etmemiş olmak için diyebiliriz ki, bugünkü dünya bir harb hali içinde değilse bile, bütün mücadele şartlarife bir harb havası içindedir. Hâlâ parti ve parlamento kavgalan içinde bocalıyan demokrasiler, kendilerini emin bir sulh havası içinde farzetmenin, silâhlanmakta ve millî birliklerini kurmakta gecikmenin cezasmı görmeğe başladılar. Meselâ Fransa, belki de artık telâfisi hiç mümkün olmıyan bir vakit ziyanından sonra, biraz daha silâhlanmasını temin edecek 30 milyar frankı ve millî birliğini yapacak adamı ancak şimdi aramağa lüzum görüyor. Eski demokrasi an'anesile kuvvetli bir millî birliği telif etmek imkâru yoktur. Çünkü eski demokrasi an'anesi münakaşa istiyor; kuvvetli bir millî birliğin ilk şartı ise parti mücadelelerinden sokafc kavgalarına kadar bütün çene Vıaıblerine nihayet vermektir. Dünkü gazetel We diktatör olmak istemediğini okur Aı.umuz Amerika Oumhurreisi, şinr, i/re kadar yaptığı çene harblerile v<? irad ettiği nutuklarla dünya vaziyetinde en küçük bir salâh temin edemediğini hatırlamamış mıdır? Bizim gibi diktatörlükten nefretini belli etmek için her fırsatı yakalamağa çalışmış insanlann balaşı önünde bile bazan öyle bir ihtilâf ve mücadele dünyası belirir ki, orada milletlerin kendilerini müdafaa edebilmek için millî birliklerine sanlmaktan başka yapacakları şey kalmamıştır. Millî prensipe dayanan milletlerin zaferlerile, parça bohçası politikasını devam ettiren demokrasilerin aczi, bu düğümü çözmemize kâfi bir sarahatle, gözönünde duruyor. Almanyanın harbe ihtiyacı var mıdır? Yazan: LÜSYEN ROMYE Alman Başvekili Hitler, büyük Rayh'm, sulh muahedelerile tesis edilen beynelmilel Tuna komisyorrunu tam madığım yakında ilân edecektir. Mareşal Göring, Ren Main Tuna kanahnı genişletme ameliyelerine pek yakmda başlıyacağmı, geçen gün Viyanada bildirmişti. Bu kanal yolu, büyük dubalarla gambotların geçmesi için, Şimal denizile Karadenizi, orta Avrupa tarikile birbirine bağlamağa ve şimalî Avrupa transitini mahvetmeğe matuftur. Şimal denizinden, Karadenize uza nan güzel bir yol, ey Cermanya! 1919 sulhu varislerinin bütün zâflan, ceha letleri, yanlış hükümlerile, senin lehine döşenmiş güzel yol... Adolf Hitler'in istediği bu «hayatî saha> ya Almanrârm erişebilmesini, öteki Avrupalılar, kolay muvaffakiyet vesilelerinden mürekkeb bir silsile ile hazırlamış bulunurken, onlar. harb arzusuna mağlub olurlarsa, yanlış hesab.yürüt müş olacaklardır. Kuvveti, sadece uzaktan göstermek. bu muvaffakiyetleri elde etmeğe kâfidir; kullanmağa lüzum yok... ^r "F "t* IHEM NALINA MIHINA Geç kalmış gözyaşları ransız gazetelerinde, hâlâ, A * vusturya için ağhyanlar, yas tutanlar ve mersiye yazanlar var. Meğer, Fransız dostlanmız, Avusturyayı nekadar seviyorlarmış da haberimiz yok. Fransız muharrirlerinden biri, «Viyana faciasının kalbgâhında» diye bir yazı yazmış. Facia dediği şeyde, yalnız Viyanadaki Yahudilerin gördükleri fena muamelelerden başka feci hiçbir cihet yok. Şuşnig'in istifasmdan birkaç saat eV vel, bütün Viyana, müstakil Avusturya' lehinde heyecanlı tezahüratta bulunuyor, halk, başlarında mızıkalar, sokaklarda millî şarkılar ve askerî marşlar söyliyerek geçid resmi yapıyorlarmış, «Yaşasın müs< takil Avusturya!», «Yaşasm 5uşnig!» diye bağırıyorlarmış. Ötede beride çelils tolgalı askerler, zırhlı otomobiller varmış> «Fakat, diyor muharrir, Viyanada en küçük fırsatla askerî kıt'alar dolaştırmab eskidenberi bir an'ane olmuştur. Ve askerî kıt'alann hiçbir şeye, hatta zavalli Dolfüs'ün katline bile mâni olmadığı malumdur.» Yaya kaldırımlannı dolduran halk^ caddelerde resmigeçid yapanlan, tiyatro" e r daki gibi alkışlıyorlarmış. 5 hi » bir kew mes manzarası arzediyormuş. Birkaç saat sonra, Şuşnig'in plebisitteıl vazgeçtiği ve istifa ettiği şayi olunca, halW gene sokaklara dolmuş, birdenbire «HeiJ Hitler Yaşasın Hitler!» nâralan yükseU meğe başlamış. «Bu nâralar, gökyüzüni| 1 patlatacak ve yıldızları Viyana caddele" rine dökecek kadar şiddetli» imiş. Sa>* bahki Avusturya şarkıları ve marşlarınııl yerine bu defa Almanlann meşhur «Al« manya, Almanya, her şeyin fevkindesç şarkısı ve Alman millî marşlan kainı olmuş. Arkasından da Beni îsrailin hio 14 reti başlamış. Fakir Yahudiler sinagok lara hücum ederken zenginleri de lüks o« tomobillerile Çekoslovak hududuna kosu^ yorlarmış, Aspern tavyare istasyonunda, kendilerini emin yerlere nakletmek için piloMara 100,000 franga kadar mükâfat vadeden museviler varmıs. Fransız muharriri, daha Alman askerleri, polisleri ve S. S. denilen Nazî kıt'alan gelmeden evvel, halkm nasıl böyle çabucak Almanya lehine döndü1 ğünü, nazik ve yumuşak Viyanalılarıri nasıl böyle delice ve azgm bir Yahudî düşmanlığı gösterdiğini bir türlü anlıyamadığını yazıyor. Nihayet, üniversite gencliğinin ve kadınlarm Almanyaya iltihak taraftan ve Yahudi düşmaıjı olduklarını söyliyerek; diyor ki: «Tarih, bilhassa Viyananm tarihi, ihtilâllerde üniversite talebesinin oy* nadığı kat'î rolü bize öğretir. Bu defa da' gencliğin müdahalesi kat'î oldu.» Fransız muharririnin yazısmdan anlw yoruz ki Viyana ve Avusturyada, bütün genclik, (30 yaşına kadar olanlar) ve kadınlar umumiyetle Almanya ile birleş» mek taraftarıdır. Nitekim, kendisi de, yai/ zısınm bir yerinde, şöyle diyor: ' «Bir şimşek hızile olup bitenleri gör* dükten sonra, şu kanaari hâsıl ettim k Şuşnig'in zaferi bile, artık önüne geçilemez bir neticeyi tehir ve tecil etmekterj başka bir şeye yaramazdı. Millet, intiha* bını yapmış, can ve yürekten kendini Al* manyaya vermişti.» Buna rağroen, Fransız muharrîrî A* vusturyaya acıyor, Avusturyaya ağlıyor* Avusturyaya mersiye yazıyor. PEYAM1SAFA Ruzveltin mektubu Amerika siyasî mehafilinde muhtelif tefsirlere yol açan fırtma kopardı 1919 sulhu, Alman kütlesine muva zene teskil etmek üzere, garbin emniyetini Tuna milletlerinin ve Lehista nın emniyetine teşrik eden bir sistem kurmuştu. Bu sistemin müessir olabilmesi. garbî Avrupa ile şarkî Avrupa arasındaki muvasalalarm, kolaylıkla icrasına bağlı bulunduğunu, Rusyanm harbdeki infiradı ve bu infiradın feci neticelerini ispat etmişti. Sulh zamanında bile, ticaretin, siyasete aykırı bir temayül hasıl etmesine mâni olmak üzere, bu rabıtanın, mübadele işlerinde vücudü zarurî idi. Buna mukabil, Almanyanın, 1919 s'stemini hükümsüz bırakabilmesi için, garbî Avrupa ile Tuna havzası arasına bir mania koyması ve bu suretle, bu havzanm istismarmı ve kontrolunu kendine inhisar ettirmesi kâfi idi. Bu mania, birkaç senedenberi. ciddî müskülâta uğramadan ve metodlu bir şekilde tesis edilmiştir. Simal geçidi. Almanyanın Baltıktaki bahrî üstünlüŞü sayesinde kapanmıştır. Alman arazisi, Rayh'm yeniden büyük mikyasta si lâhîanması ve Ren istihkâmlannın insası savesinde kapanmıştır. Tunaya serbest giriş, Avusturyanm ilhakı saye sinde kapanmıştır. Cenub, Venedik, Adriyatik ve Akdeniz gecidleri, devvar îtalya için bir «mihver», fakat Almanya için bir müdafaa «duvarı» olan Alman îtalyan ittifakı sayesinde kapanmıştır. Bir, havadan muvasala kalıyor. Fakat, garb devletleri. tayyare kuvvetinin ehemmiyetini çok geç anlamışlardır. Menafie müstenid münasebata gelince. doktor Şaht, zaruretleri terakki vesilesi yaparak, garbde cari eski usul mucibince, siyasî istikrazlarla ittifaklar temininin, kârlı ticaret muahedeleri usulünün yanında değersiz kaldığım anlamış ve alacaklı karşısında borclu vaziyetinde bulunmaktansa, alıcı karşı smda satıcı vazij^etinde bulunmanm Almanların lereddüdü. ancak, metin, müreccah olacağım düşünmüştür. Al mütecanis, maddeten ve manen disip manya, Tuna mahsulâtının hahişli bir linli garb devletleri tarafmdan tarassud müşterisi olmuştur. edildiklerini anladıkları takdirde varid olabilir. Alman hakimiyetinin teessüsü Tuna milletleri, garbden boylece alevhinde bulunan kimseler bunu he maddeten ayrılmca, onları, iki taraflı nüz anlamadılar mı? Anlamaları için bir tedbirle yola getirmek kalıyordu. daha ne lâzım? Lvsyen Romye Bu tedbirlerden biri, Tuna milletlerini tutmak istiyen devletlerin gailelerini ve vasıtalarını dağmık bir hale getir mek, ikincisi de, bu milletleri, içeriden cezbetmek veya maneviyatını bozmaktı. Almanyanın, Milletler Cemiyeti ba kayasına karşı vaki olan, zâhirde ço cukça hücumuna sebeb olarak, Cenev renin, Tuna ve Balkan memleketlerile Fransa, İngiltere ve îtalya arasında müşterek bir münasebet idame edilen en son yer olduğu üeri sürülmüştür. İspanya dahilî harbi, Afrikadaki re kabetler ve Akdeniz teranesi, garb devletlerinin ve Italyanm dikkatini, Avrupanın diğer aksamına aid işlerden çevirmek hususunda pek azametli bir sebeb teşkil etmiştir. Fransanın, bir orduva sahib olmasına mukabil, malî ve iktısadî salâbetten mahrum bulunması ve îngilterenin, salâbetine rağmen ordusuz olması, garb tarafmdan bir tazyik ihtimalini berta raf etmektedir. Almanlann Rusya tarafmdan bir korku geçirmeleTİne ramak kaldı. Müttefik Japonya, Sovyetlerin en mükemmel kıtaatmı ve en mükemmel malzemesini âtıl bırakmak gayesile tedarik edildi. Fakat, Japonya, Almanyanın elinden kaçmış. Çini istilâ etmiş, orada zayıf düşmüş, ve bu suretle, Berlinin değil, Romanın işine yaramıştır. M. Eden'in sukutu bunu gösterdi. Maamafih, Sovyetlerin dahilî kargaşalıkları, Japonyanm kaçamağmı telâfi etmiştir. Sovyet kuvA^eti Çinde müstenkif kalmıştı. Şimdi de Litvanyada ayni vaziyeti alması, Lehlileri, Almanları gücendirmemek hususunda daha fazla gayrete getirdi. * * * Simdi. Almanya, her halde, Tuna ve şark milletlerini ilhak etmek ve arâyi umumiyelerinde, karışık nüfus kütle lerinin miktarım arttırmak niyetinde değildir. Onların mahsulâtından ve yollanndan istifade edeceğine emin olması kâfidir. Bu böyle olunca, Almanlar, Macaristanm hububatmı, Yugoslavyanm ma denlerini, kerestesini ve mevaşisini, Romanyanın petrolünü, her zaman, en müsaid fiatla mübavaa etmekte ve istedikleri zaman, Adrivatiğe veva Karadenize gecmekte, hiç bir zorluk görmiyeceklerdir. Bu küçük milletlerden hangisi, garbden ayrı olarak, Almanyanın bir teklifini reddedebilecektir? Gerçi Anadolu kapılarını ve şarkî Akdenizi bekliyen bir Türkiye var. Fakat, Fon Papen'in, Ankarada faaliyete geçeceği haber verilivor. Kanlı bir romantizm müstesna, Al manya, Çekoslovakyaya ne diye taarruz etsin? Çekoslovakyayı yola getirmek 1çin iktisaden boŞmak kâfidir. Çek ihracatmın yarısı Almanyaya ve Almanya nın müttefiki olan memleketlere gider. Öteki yarısı garbe, İngiltereye, Amerikaya gider ve Hamburg'la Triyeste'den, Alman ve Avusturya demiryollarmdan geçer. Herhalde bazı Japon mahfilleri, Amerika Birleşik devletlerinin Pasifikteki Fransanın menfaatleri Nihayet, Fransanın menfaatleri de faaliyetinin sarih surette Japonyayı istih" Vasington 1 Ruzvelt'in, idarî ıslagözden uzak tutulmıyacaktır. Filhakika, daf eylemesinden dolayı çok müteessif hat plânmm düşmanlarını ilân eden açık müzakereler başlarken Lord Pört'ün tirler. (a.a.) mektubu parlamentoda siyasî bir fırtma dikkati bu noktaya çekilmiş bulunmak doğurmuş ve demokratların şefleri etratadır. Müzakereler başlamadan önce, îngiliz Başvekili meclisteki beyanatmda fmda toplanmasma sebeb olmuştur. Ispanyadaki yabancı gönüllüler meselesi Birçok demokratlar Ruzvelt'e karşı nin hallinin bu itilâfın akdi için şart olduyapılan ithamların derpiş edilen ıslahatı ğunu bildirmişti. kolaylaştıracağını, çünkü bu ithamların hedefi tecavüz ettiğini ve esasen âyan Bu münasebetle îngiliz mahfilleri, Ankara 1 (Telefonla) Başvekil meclısınce kabul edilen projenin parla ~ hükumetin bu meselenin ademi müdahale komitesi tarafmdan halli için bütün gay Celâl Bayar tarafmdan bu akşam Anka mentoda da kabulüne müsaid bir hava rapalasta kordiplomatik şerefine bir zi" yarattığım beyan eylemektedirler. retini sarfettiğini hatırlatmaktadırlar. Cumhuriyetçiler, bir «sahne lisanile» " (a.a.) yafet verildi. Vekillerimizle şehrimizdeki sefirler, Hariciye Umumî Kâtibi Numan yazılarak matbuata tevdi edilmiş olan Amme müesseselerinin kö Menemencioğlu, Hariciye ve kordiplomamektubun, projenin ortaya attığı hakikî mür ihtiyacı tiğe mensub zevat bulundular. Ziyafeti, meselelerden efkârı çevirmek maksadile Ankara 1 (Telefonla) Âmme geç vakte kadar devam eden bir suvare kaleme ahnmış olduğunu iddia etmektehizmeti ifa eden müesseselerin kışın kö takib etti. dirler. mürsüz kalmamalan için, bunlar namına Cumhuriyetçiler, Ruzvelt'in âyan a Kayıdları terkin edilen kömür yükliyecek gemiler nöbetten müszalarına telgraflar yağdıran ıslahat plâtesna tutulmaktaydı. Bu vaziyet umumî borclar nının düsmanları tarafmdan parlamento" ihtiyaclan tazyik ettiğinden, gelecek seAnkara 1 (Telefonla) Zarurî se ya yapılan tazyikleri tenkid ettiğini ha neler için kömüre ihtiyacı olan müessese beblerden dolayı takib ve tahsillerine tırlatmaktadırlar. lerin en az üç aylık ihtiyaclarını karşılı imkân olmadığı anlaşılan 3 milyon 952 Cumhuriyetçiler, Ruzvelt tarafmdan yacak miktarda bir stoku teşrinisani ba bin 507 lira 35 kuruşla on îngiliz Iirası yazılan mektubun daha kuvvetli bir tazşmda bulundurmalan Vekiller Heyetinve 25 altın liranın kayıdlannın terkini is yik âleti olduğunu tasrih etmektedirler. ce takarrür etti. tenmektedir. Buna dair Başvekâlet tez Salâhiyettar mehafil nikbindirler. Bu Mülteciler meselesi keresi, Bütçe encümeninden geçri ve mahfiller, parlamentonun plânı tasdik Tezkereye edeceğini iddia etmektedirler. (a.a.) Vasington 1 Hariciye Nezareti Meclis rüznamesine alındı. Holanda, Panama, Venezuela ve Uru bağlı olan uzun bir listede, borcluların Saadâbad paktı konseyi guay'ın Hul tarafmdan telkin edilen bey ismi yazılmış, vefat, tegayyüp ve müruru Londra 1 (Hususî) Saadâbad Paktı nelmilel mülteciler komitesine iştirak et zaman sebebile bu borcların tahsiline im konseyi nisan sonunda Efganistanm pameğe karar yerdiklerini bildirmektedir. yıtahtında toplanacaktır. kân olınadiğı tesbit edilmiştir. Mareşal Musolininin Hitlere teşekkürü Roma 1 Musolini, İtalyan İmparatorluğunun birinci Mareşalı ilânı mü nasebetile Hitler'den aldığı tebrik telgrafma asağıdaki cevabı vermiştir: «Telgrafımza ve faşist îtalya hakkın" daki temennilerinize bütün kalbimle te şekkür eder ve samimî selâmlarımı gönderirim.» Basvekilimiz Dün akşam Kordiplomatiğe bir ziyafet verdi Kütahyada ağac bayramı Kütahya 1 Bugün yapılan ağaç bayramı çok parlak oldu. İlbayın, ağaç sevgisinin medeniyet demek olduğunu tebariiz ettiren kıymetli nutku ile başlıyan merasimi müteakıb kale tarafında evvelce hazırlanan yerlere halk tarafmdan 2600 Çeltik mütehassısları îzmitte îzmit 1 îzmit civarındaki çeltik zi" ağaç dikilmiştir. Ağaç sevgisini yayma işinde vilâyet, halka rehber olmaktadır. raatine elverisli olup olmadığmı mahallinMeclisin dünkü toplantısı c'e tetkik etmek üzere Ziraat Vekâleti çeltik mütehassıslanndan Rahmi ile Sıhhat Ankara 1 Büyük Millet Meclisi Vekâleti Sıtma Mücadele umum müfetbugün Fikret Sılay'ın başkanlığında top tişi Rüstü sehrimize, gelerek tetkiklerine lanarak Türkiye Letonya ticaret muka baslamıslardır. velesinin tasdiki hakkında kanun lâyiha" sının birinci müzakeresini yapmıştır. Vatikan, Viyana piskoposunu takbih etti Meclis, pazartesi günü toplanacaktır. Vatikan 1 Vatikan radyosu tara Hitlerin Fon Friçe bir fından bu akşam yapılan neşriyatta A " mektubu vusturya katoliklerini nasyonal sosyalizBerlin 1 M. Hitler, Alman ordusume iltihaka ve Avusturyanın Almanya nun en yüksek şefi sıfatile, General Baron Fon Friç'e el yazısile bir mektub ile birleşmesini tasvibe davet eden Viyagöndermiş ve generalin iyileşmesinden na piskoposluğunun hattı harekti sarih surette takbih edilmektdir. dolayı memnuniyetini bildirmiştir. 1919 da Avusturyayı parçalıyanlarç Avusturya Almanlarından 3 buçuk mil* yon kişiyi Çekoslovakyaya bağışlıyanlar, Avusturyayı yalnız müstakil değil, hiç* bir suretle yaşıyamaz bir hale getirenle" rin başında Fransızlar yok muydu? Bıl Ankara 1 (Telefonla) Buraya gözyaşlarım, şimdi değil; 1919 da A« gelen bir habere göre, dün geceyarısm vusturyayı parça parça ettikleri zamatf dan sonra Burdurun Tefenni kazası hü dökselerdi, daha iyi ederlerdi. kumet konağında bir yangın çıkmıştır. Hükumet konağında kaymakamlık, maliye, adliye, nüfus, ve jandarma dairelerinin bütün evrak ve mefruşatı tamamen yanmıştır. Ancak, maliye dairesine aid 8000 İirahk pul ve 200 lira nakid bulunan iki kasa kurtarılmıstır. Yangının gece çalışmakta olan Malmüdür vekilile tahsildarın yaktıklan sobadan çıkması muhtemel görülüyor. Tahkikat yapıl maktadır. Tefenni hükumet konağı yandı Balkan Matbuat Kongresi hazırlığı ilk içtimaı Dahiliye Vekili bizzat açacak « İ Nisanm yedisinde toplanacak Balkan matbuat kongresi için hazırlıklar de « • vam etmektedir. Kongre 7 nisan perşembe günü Dahiliye Vekili Şükrü Kayanın bir nutkile açılacaktır. Yunan, Yugoslav, Rumen murahhaslan bugünlerde sehrimize geleceklerdir. Kongrenin ruznamesi hazırlanmaktadır. Balkan konseyinin Ankara toplan tısmda Türk gazetecileri tarafmdan yapılan bir içtimada Balkan Antantma aid neşriyatm idare şekli hakkında bazı mukarrerat ittihaz edilmişti. Bu mukarre* rat alâkadarlara tebliğ edilmiştir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: