1 Ağustos 1934 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 4

1 Ağustos 1934 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

DDi d iesi HK vroz, AU HABER — Akşam Postası ÂAbdü Göz Tariht tefrika: 21 Geçen kısımların hulasası Abdülhamit, Paristeki Jün Türk - lerle muhabere ettiği vehemiyle (Nec- det) isminde bir Tıbbiyeli genci sa - raydaı tazyik ve istiçvap cttirmekte - dir, Bu sırada Abdülhamidin gözdele- rinden (Necmiseher) Hanım ile Pa « risli rakkase aralarında müthiş bri kıs- kançlık başlamıştır. Ayni zamanda pa- dişahın damadı. Kemalettin Paşa ile Hatice Sultan Aarasında başlıyan bir sevişme yüzünden Kızıl Sultan kızını Kemalettin Paşadan boşatmış ve Bur- saya nefyetmiştir. Halbuki Abdülha - midin (Saadet) ismindeki diğer bir gözdesi bu esnada Tıbbiyeli Necdeti seviyor.. Baş mabeyinci Celâl Bey bu hâdisenin neden kendisinden sak- landığını bir türlü anlayamamış - tı. —Hattâ biraz evvel konuştu - ğu Cafer ağa bile Celâl Beye bir şey söylememişti. Celâl Bey Tıbbiyeli Necdetin zatı şahane tarafından affedildiği- ni ve gözdelerinden Saadetle izdi- vaçlarına “iradei seniye şeref sa- dır,, olduğunu işittiği zaman hay- retinden küçük dilini yutacaktı. Tıbbiyeli Necdetin ölümü bek . Tenirken, nasıl affı şahaneye maz - har oluyordu?. Kızıl sultan çok sevdiği gözde- sini, düşmanlarından birine nasıl veriyordu?. Saadet gizli bir vazife ile bu işe memur edilmiş olsa bile, genç ve tecrübesiz bir kızın bu rolü mu- vaffakıyetle — aynamasına imkân mı vardı?. Celâl Bey hayretler içinde oda- sında dolaşıp dururken, Fehim Paşâ birden içeri girdi: — Celâl Beyciğim, dedi, mü- him bir iş üzerindeyim.. Çok ya- kında İstanbulda gizli çalışan bü- tün Jön Türkleri yakalıyacağız.. Saadet görünüşte Tıbbiyeli Nec- “detle evlenecektir. — Efendimizin iradeleriyle kendilerine Serence - bey yokuşunda güzel bir ev tuttuk. Dayattık,, döşettik.. Bu akşam Saadet harem ağalarından biri va- sratsiyle bu eve gönderilecektir. Şimdi sizden bir ricam var: Mat- mazel Meyan bugüne kadar esas- h bir tazyik görmemiştir. Tıbbiyeli Necdetin affedildiğini — duyarsa — Tefrika numarası : 34 “Aşk mı, Servet mi? Nâkili: (Vâ - Geçen kısımların hülâsası İlhami Bey, servetini kaybetmiş bir Paşazadadir. Fakat, eski debdebeli bayatı terketmek istemiyor, Onun için, kızı Türkân Hanımı Cemal Bey ismin- de bir zengine vermek emelindedir. Halbuki, Türkünla Fikret sevişiyorlar. İlhami Bey, Fikreti, oğlu gibi büyüt- mektedir. Ona, kızdan vazgeçmesi için rica ediyor. Banka memuru olan Fik- retin önüne, tesaddf, Şadiye Hanım isminde zengin bir kadın çıkarıyor. Bu hanım, da delikanlı ile -lâkadar oluyor. Fikret, boşboağazlık etmemek lâzım olduğunu biliyordu. Fakat, ©o kadar dertli idi ki, içinde bir açılmak, sırrı. nı bir dert ortağına dökmek arzusu verdı. Hiç bir erkek arkadaşı olmadı- ı için, istiraplarını kimseye anlatmak fırsatımı bulamamıştı. İşte bu kadın, ona, bütün samimiyetiyle soruyordu. " Wakm, gevezeliğinin manasızlığını | kendisinin de affedilmesi ihtima - lhamıt . & ' ' delerı ) Yazan: Ishak Ferdi lini düşünerek belki bütün bildik- lerini itiraf edecektir. Ben bu ge- ce sizi rahatsız edeceğim.. Bu gü- zel kadını bu sefer de sizinle bir - Tikte sıkıştıralım.. Belki bir ip uce elde ederiz de, meseleyi bu suret - le uzun yollardan gitmeden hali muvaffak oluruz !.. ST #T UTT Tırbbiyeli Necdet bu aftan mem- nun olmamış değildi. Bahusus ki padişahın en sevgili cariyelerin- den biriyle de evlenecekti. Artık bu sayede dışarıda da hafiyelerin takibinden kurtulmuş olacaktı.. Necdet kendi kendine: — Yarı yarıya padişah damad: oldum demektir. Beni " ar sonra kim takip edebilir? 'en varmış.. Hariçteki arkadaş!ı..3 bu suretle daha kolay buluşacağım ve —— her yere serbest girip çıkacağım. diyerek seviniyordu.. “O geceyi Serencebey yokuşun - daki evde geçireceklerdi. Necdet müstakbel zevcesini bir araba için- de, saray kapısı önünde bekliyor - du ve yabancı bir harem — ağası kendisine refakat ediyordu.. z0 ai Abdülhamit o günlerde sadare- te emin birini getirmek istiyordu , Babiâliye itimatsızlık göstermeğe başlamıştı. Fakat kızıl sultan se- lefleri gibi sık sık sadrazam de - ğistirmekten hoşlanmazdı. O Ab- dülâziz (1) siyasetinin aksini yar piyor ve mevkii iktidara getirdiği sadrazamı uzun müddet tecrübe ederek kendisine uydurmanın yo- hunu buluyordu. Padişahın henüz tasarladığı bir kimse yoktu. Fakat, Makedonyada da yapılan yeni jandarma teşkilâ- tı üzerine Rumelide ordu arasında bir kaynaşma başlamıştı. — Jön 'Türklerin yeni ordu zabitanmı el- de etmeğe başladıkları haberi az zaman içinde saraya kadar gelmiş ve Abdülhamit bu şayia karşısmda vükelâ arasında bir değisiklik yap- mağa lüzum görmüştü. Abdülâhamit bir taraftan sada- rete adam ararken, diğer taraftan da İstanbuldaki gizli teşkilâtm bir an evvel meydana çıkarılması için Nü) anlıyordu. Lâkin, kendi de istemiye - rekt — Anlatayım... - dedi. - ben, birini seviyorum... Şadiye, direksiyona az daha yanlış manevra yaptıracaktı. Otomobil bir zıkzak resmetti. Fikret, ilânt aşk mı edecekti? — Çok istırap çekiyorum, — Şadiye hanım... Her düşüncemi, her hissimi an latacağım... Geçen sefer de bahsettiğim bir hanım var: Türkân... İlhami beyin kızı... Biz, galiba, cok eskiden, çocuklu- ğumuzdan beri, birbirimizi seviyorduk. O zaman, o, bana, ağabey muamelesi e- derdi.. Daima beni yüksek — bulurdu... Ben de, sevimli, akıllı, güzel bulduğum Türkânı pek benimsemiştim... — Fakat, © yaşlarda iken, insan, bulutlarda uçu- yor... Para meselesini düşünmiyor.. Ne- tekim, Türkân, bâlâ da, paranın çok e- hemmiyetsiz olduğu kanaatindedir. O, ne derece maneviyatla uğraşıyorsa, ba - e tae Gi Körelen Gön ee ee AA Fıkra müsabakası En iyi, en güzel fıkraları bize gön- dereceklerin yazıları; burada neşredi. lecektir. Yalmız bu fıkraların uzun ol- maması, seçme olması ve - okunalı yazılması lâzımdır. Uzaktan bakmak hayırlıdır Bir aslan ihtiyarlamış, bir ma- ğaraya çkilmişti. Maksadı peşin - den yetişemediği hayvanları aya - ğıma getirerek gafil — avlamaktı. Mağaraya bir çok kurtlar, kuşlar geldi. Aslan hepsini parçaladı. Bir gün Tilki de kendisini ziyare- te gitti. Kapının ağzında durup: — Nasılsm aslan dayı dedi. Aslan: — Neden böyle uzaktan mer - haba diyorsun dedi. Tilki şu ceva- br verdi: — Filhakika kulunuzun mura - dı içeri girip eteğinizi öpmektir a- ma yanınıza gelmiş, fakat bir da- ha dışarı çıkmış ayak izlerini gö - remiyorum. Bunun için uzaktan, güzel boyunuzu görmeyi hayırlı buldum. N. K hafiyelerini halkın arasma saldı - rıyordu. Fehim Paşa o gün saraydan ay- rılırken, Abdülhamide' - teminat — Padişahım, bu işi kulunuz üzerime aldım!.. Çok yakında Al- lahm inayetiyle bu güruhun hep- sini meydana çıkaracağım.. Saa - det çok umuyorum ki Necdeti ve onun arkadaşlarını tamamiyle a- vucunun içine almağa muvaffak olacaktır. (1) Abdülâziz &n ufak'Bir şey- den hiddetlenir ve derhal sadraza- mrazlederdi. Son iki senelik sal- tanatr esnasında dokuz sadrazam değiştirmişti. Evvelâ Mahmut Nedim Paşa on - bir ay sadarette Kkalmıştı. — Onun yerine — Mithat Paşa gecti ve seksen bir pün sonra azledildi. Onun yerine Rüştü Pa- şa getirildi. Ondan sonra Hüse - yin Avni Paşa ve biraz sonra tek- rar Esat Paşa, bir kaç gün sanre Mithat Paşa ve-onun yerine Mah - mut Nedim Paşa gelmişti. Abdül- Ââzizin damarma göre şerbet veren Mahmut Nedim Paşa ikbal ve saa- detini yalnız padişahın teveccü - hünden beklerdi ve Abdülâziz bu- nu bildiği için, kendisini — sık sıl sadarete getirir ve: “Benim sadı! vezirim!,, diye taltif ederdi.. lııı h, ©o kadar maddiyatla ııqııl_ Türknr, zengin bir adama verecek... A. ilenin, maliyesi pek iyi olmadığı için, pek fazla olan masraflara tekabül etmek üzere, cidden böyle bir servete ihtiyaç VÜN e Şadiye hanım, adeta fenalıklar ge - giriyordu. Hissiyatını belli edip gülünç olmamak için, son derece büyük bir gayret sarfediyordu. du. Elleri titriyordu. Bir yere — çar. pacak, kaza çıkaracaktı. Onun — için, otomobilin yürüyüşünü hafifletti. Buna rağmen, yürüyemiyeceğini an hadı. — Şurada biraz oturalım... diye, Bo- #aziçi Panaromasına nazır bir. kahve- veleri pek severim.... — Peki... İndiler... O esnada, bu kır kahvesinin önünde başka bir otamobilin de — durduğunu farketti Bu, ailece pek iyi — tanıdıkları Fahri paşaların hususi arabasıydı. Şüp- hesiz ki, onlar da Boğaziçine doğru bir gezinti yapmak arzusunu duymuşlar; ve gayet garip bir tesadüf neticesi ola - rüsiesür ada PD n e siala b DSi ea İ A Bd di n kolayca Hayatta -.Mıç Olıı:ııı_l #mell malümatı '. ]' & Gğrei Nakıl ve tercüme bakkı müahfazdür — gocuğu olan asabi çocuklarda — olursa, yahut alkoliklerin, dejenerelerin gocük. | larmmda olursaa esas jsmini alırlar. Fakat | menenjit, difteri, dimağda arıza, solucan veya şeritten mütevellit rahatsızlıktan da olabilir. Çocukta asabi ihtilâç görülünce dok- | tora haber vermeli, İhtilâcın esbabını a- rar ve ona göre ilâç verir. Doktora ge - Hinciye kadar hastayı sakin, — ışıksız ve gürültüsüz bir yere koymalı, elbiseleri- ni gevşetmeli, bol hava temin — etmeli, sabunlu sa ile ihtikan yapmalıdır. Asabi çocukları bu hastalıktan — vikaye için hıfzıssıhasına ve süt ninesinin sıhbatine fevkalâde dikkat etmelidir. İSTERİ — Doktoör Şarkos bu hasta- lığa kıymet vermiş ve ayrıca — tetebbü etmişti. Bir çok vak'alar isteriye atfe- diliyordu. — Babinskinin araştırmaları hastalığı pek tahdit etti. Şimdi isteri di- ye asap hastasının süjesyon yani telkin ile harekât yapmasına ve bu harekâttan “ikna,, ile vaz geçmesine deniliyor. Ve bu araz için de isteriden fazla pityatizm | saniye tutmak, sıcakla tedavi: | Baldıran, Klorform — eter, mantol, ")ı kelimesi kullanılıyor. Müşahede e- dilen pityatik âraz, bazı ihtilâç buhran - ları, felçleri, lisanda, teneffüste, hazim- de ve havasta ittiratsızlıklardır. Bunların hepsi daha doğru olarak dimaği hasta . lıklardır. İsteriye sahte sar'a dendiği de MAĞiT üy eat ça Bu hastalık inziva ile dimaği tedavi ile iyi olur. NEVRALJİ — Asabm geçtiği yollar. elemin hissolunduğu yere bir şey batı- yormuş yahut kesiliyormuş gibi olur. Yahut bir bıçak ııplııır ııhdır. parçar mı.hırkumtunhnaın.hkı-yüun, bir sürtünmeden, soyuklan, — sıcaktan başlar ve buhrardan sonra mecalsizlik bırakır. Nevraljiler bir çok hastzlıklara karış- tırılabilir: “Sörzda nevra'ji,, dedikleri e- lemler vardır. Bunlar daimi veya tef- riti olurlar. Fakat iki — taraflıdırlar ve asabın kat'ettiği yolu nadiren takip eder- ler. Tabes ve Nevrasteni ağrıları da böyledir. Bir de mialjiler vardır. Bunlar adale elemleridir. Kurulma bir uzvün bir ye- başladığı yerde duyulur ve adele geril- dikçe fazlalaşır. Nevralji de marazın sebebini bularak ona göre tedavi etmelidir. Eğer mer- zegi — Palüdizm mahiyette ise sulfato ve arsinik, asabi ise su ile tedavi — ve antis pazmasdik ilaçlar, romatizmadan Nnnlııınıvı-:lîlıılııııâırdıumık ışıııhll—ıhıhrenkıııll.vırdın r&lınhlır-ıdıılı Fabri ıqı. nargile meraklısıydı. Her gezmeğe çı- kışında nargile içerdi. Gene bu arzu - sunu yenememiş olacaktı.. İçeri girdikleri vakit, paşanın, zev - cesinin ve iki kızının bir köşede otur « duklarını gördüler. Fikret, hürmetkârane selâm — verdi ve kızardı. Zira, iki kızın Türkânla pek | sikı fikr arkadaş olduğunu, ondan — hiç Şüphesiz ki, bü tesadüften de bahsede- ceklerdi. Hem de, bu akşamdan - tezi yok... Fikret, Şadiye hanımla Fahri paşa- nınkilerin selâmlaştığını görünce, büs - bütün şaşırdı. Demek ki tanışıyorlar - miş, Vaziyet, daha garip olacaktı, Zi - ra, paşanın, ailesi, bu başbaşa gezintile- ri görünce, gayet sarih bir mana verdi. Dönüp dönüp baktılar ve arkalarından bir şeyler konuştular. Bizimkiler, karşı taraftaki — köşeye geçti, oturdu. Babayani bir zat olan — Fahri paşa, uzaktan eliyle selâm verdi. — Nasılsınız bakalım?... diye seslen di. Gezmeğe çıktınız demek?... İlhami bey ne âlemde?... Türkân hanımı da be- Yazanı . Gayuür 'h 1 — Soğuk ile aksülâmel, beze buz konması, elemli — uzvün eter veya klor metilli pamuğu - bir su pansumanı, kuru — vantuz, oyau kızgın demir ucu, alkol, boynük dal yakıâr, tentürdiyot ve nitrol dari” D ibi 2 — Müsekkin veya muharriş matlar kullanılır: Biladon, çi eft P füru, Gayakol, Terementi, Salisilat metil gibi.. 3 — Cilt altına şiringa yapılır: fin, kokain, — antipirin veya meth; 4 — Cilt altına yarım litre hava ©" |d; jeksiyonu yapılır. 5 — Mide tarikile ilâç alınır: '|ı Piramidon, egzaljin, antipirin, fenastt” İl tin, esetanilid, aspirin, asitsalisilik salisilât dö sud, salijurit, akonit ver| konitin, valeryon, oksid dö zenk, ff | | für dö zenk, kinin, bromür, kahve * & kafein, veronal, — sülfonal, ipnal, kloral gibi. İt 6 — Elektrik kullanılır veya b ken şualarından istifade olunur. — 7 — Radyomla tedavi olunur. z 8 — Masajla tedavi olunur, .| 9 — Su ile tedavi olunur: Sıcak bat' : yo, soğuk banyo, duş veya yağmur bA'|” linde duş usulleri ile. 10 —. Cerrahi tedaviye müracaat TASAP “YARALARI — Tazyik |. germe, UZân... varlılma, burkulma, BEP | şey batması, kopma, —.. y) -S EDL NĞDN Blan SA Elem duyulur. Hazara uğriyâl veya âşaba göre hissin bazı azalarda talete uğradığı görülür. Felç mü edilir., Cilt üzerinde karhalar, çıl husule gelir. Bu gmrazın her — bir bazan ani iyileşmeye — temaydl, basff : hissin iptal olunması, bazan da Nev” İ | ü , istidatları müşahede olunur. Kopan her âsap dinlenmelidir. D tora müracaat mecburidir. , NEVRİT — Semmi intanlar dolaf' | | siyle âsabım üfunetlenmesidir. intan yani intani zehirlenmeğe sebep labilecek hastalıkları Kuş palazı, ıJ tizma, tifo, cüzam, griptir. Kı İ bakır, arsinik, alkoldan da intani zebf | | lenme olur. | Âsap mütehaszıstna müracaat J' 1 rek Nevrit'in sebobini, elem — duyülf | yeri, felci, adali ataleti tedavi " lidir. — Tedavi elektrikle olur. | SİYATİK — Buttaki siyatik sinif'' muhtelif hastalıklar - sebebi ile aksülâmelidir. Siyatik bazan iptidai lur. — Soğuktan, yorgunluktan, n ten, romatizmadan, — şeker hastalığif | dan, veremden, palüdiziden neş'et bilir, aşa,| raber alsayd ılııyılıııı, canım... Kııı— İ severim... Selâm söyle.. Gözlerindet , | perin.. Nişanlandığını işittim. Tebt' gelemedim,.. Hoş, bizim kızlar, ber F7 | | raber ya.. Fakat, huysuzluk ediyo Değil mi Fikret bey oğlum.. 4 r.ımp...,pekpmnmı.w' | sirgemiyen bir zattı. Kızları surat '_1 lar. Belki de masanım altından, onu? v toğini çektiler.... Netekim, paşa, POt j dığını anladı ve sustu. Söylemek istediği gayet sarihti: " , M nu yalnız Fikret değil, Şadiye bilt ” lıılu A '— Kızlarıma hissiyatını ııİl N'pılıımı sevmiyor, seni a Ş Ve sitemkâr nazarlariyle ı-' î vakı değilsin, masollaha.n yi Şadiye, içini çekti: — Paşa, bütün esrarı biliyor — y a Türkün hanımın sizinle alükadar y ğundan kızları vasıtasiyle Y” Yalnız bir eihette yanılıyor... SİFİT ge | siyatınızın ona meyyal olmadığıf! Ç miyor... Fikret:

Bu sayıdan diğer sayfalar: