13 Ağustos 1934 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 6

13 Ağustos 1934 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Ü C di: — Yahu nerelerdesin? Seni gören ne olur! ı — Ne yaparsın birader, işten baş : kaldırdığımız yok ki... — Gel bari bir lokantaya gidip be- raber yemek yiyelim. Birar lâf ata - rız. — Maalescf azizim, bir yere da - vetliyim, muhakkak gitmek lâzım. — Öyleyse bana elli kuruş vere - bilir misin? Mis Mac' —- Sersem kadın, bu men- dili ben Dillinger'in kanına bulaştır - mıştım, ne haltettin de yıkadın?. — Beş dakika evvel gelmeliydin, beyaz pantalonlu boksör a kadar ya - kışıklı idi ki.. — Rehber — Elendi, efendi, bah- şişimi vermediniz! Doktor Bühassa — kalabalık Hasta — Benim mesleğimde bu kesiciyimi — Neclâ hakkmdaki dedikodulara hiç inanmıyorum. — Peki öyleyse niye sen de bun- ları antalıyorsun? — Seni daha fazla biliyor zanne - diyordum! Lokantada Müşteri hiddetle haykırdı: — Garson bu büfteğin üzerinde şimdi bir bıçak kırdım! Garson boynunu büktü: — Ne yapalım, efendim? Iyi çelik- | ten bıçak bulmak o kadar güçleşti ki! Aradan iki gün geçmişti. Nezahat annesinin yanmna gitli: — Anne benim kulağımı çek! — Niçin kızım? — Canım reçel istiyor. Sonra ku- lağımı çekersen reçelin tadı kalmıya- cak. İyisi mi evvelâ kulağımı çek te | sonra reçel yiyeyim! Eski Yunanlılar en çok ne bilirlerdi? | Avrupa Üniversitelerinden birinde, bir profesör, talebesine sordu: — Eski Yumnanlıların bizden daha | iyi bildikleri şey, ne idi? | Profesör, talebesinden şu cevabı | aldı: — Eski Yunanca! . yerlerden sakınınız! çok güç olur, Doktor Bey, ben yan- Anne, kulağımı çek! | Nezahat beş yaşındadır, reçeli pek sever. Geçen gün gizlice dolabı aç - mış, reçel kavanozunun İçine par - maklarını sokarak kaysi reçelinin ta- dma bakmağa başlamıştı. Annesi onu bu vaziyette görünce fena halde hid- detlendi: — Eğer, dedi, seni bir daha böyle | | görürsem, kulaklarını çekerim! Katalog kaça? “C kafilesi,, ne mensup - ressamlâfin Beyoğlunda açlığı sergiye bir gün na- sılsa bİr seyirci gelmişti. Ressamlar - dan Biri: — Beyefendi, dodi, kataloğ fiatiyinin yarısına — vermeğe | razıyız. — Peki, kataloğu kaça veriyorsu- nuz? Şaka mı, yoksa., Salamon dalgın dalgin yürüyor - du. Birden bire sarsıldı, birine çarp- | mış ve bir tokat yemişti. Hiddetle ba- girdi: — Bu, şaka mı, yoksa tahkir mi? Karşısındaki iri yarı biriydi, Sala- monu tepeden tırnağa kadar süzerek: — Tahkir! Dedi. — Talihin varmış, ben şakaya hiç tahammül edemem! Hanımelleri Beni uykuda sandı, Duvarlara tırmandı, Penceremden uzandı â Çapkın Hanımelleri.. ... Ne dehşetli hücum bu, Hem de göğsüme doğru, Gençleri korkutur mu? Akm Hanımelleri ... Her an kalbimi delen, Sizi çok severim ben, Gücenmeyin sözümden, Sakın Hanımelleri.. e ** Takıldım dün ben size, Bakm Hanmelleri. Pek alçaksa gön Penceremc Sizin de üinüz, Yakm Hanmmelleri.. Yılmaz Aktuğ bu resimleri | Hüseyin (yerden bir kestane ala- Tak) — Mehmet, koş bak, bir kirpi yumurtası buldum! Modası geçer! Iki evli arkadaş Beyoğlundan ge- çiyorlardı. Bir kumaş mağazaşımın Ö- nünde durdular. Galip renk renk ipek- rek: — Ne güzel değil mi, dedi, karı - larımız duymasın! Öteki cevap verdi: — Evet amma bir aya kalmaz mo- | dası geçer! — Neden anladın? — Dün karım bu kumaştan almış- ti Saat kaç? Mehmet Bey o gece arkadaşlariy- le buluşmuştu;. biraz çakır keyif evi- ne döndü. Karısı yattığı yerde sordu: — Sant kaç? ğe bakın ki, saat tam bu sırada üçü çalmağa başladı. Meh- met Bey hiç bozmadan: — Hele şu saate bak, dedi, bir ol- duğunu biliyoruz, üç defa tekrara ne ? | İnin li kumaş toplarından birini göstere - | deki Sütnine! Aile doktoru, eve gelen sütnintf? talimat veriyordu: ge banyo - yaptıracağt$!? zaman termometre kullanırsınız. BA” yosuyu ne çok sicak, ne de çok *” | ğuk olmalıdır. — O dediğiniz şeye lüzum yölt banyodap morarırsa t0 Doktor bey! Eğer çocuk çıktığı zaman vücudü soğuk, kıpkırmızı olursa sicak de * mektir. Genç kız — Ne düşünüyorsunuz? Erkek — Sizin düşündüklerinizie | Genç kız — Hele yapın da bakifi | imdat diye bağırırım! — Baba, niçin şarkr söyliyor? — Bebeği uyutmak için.. — Eğer bebeğin yerinde olsaydım uyur gibi yapardım! Genç Kız — Babacığım; niçin evlenmemize razı olmıyorsun.. Hayat #6 ” bildiğin gibi değil ki... Sen hiç sinemaya gitmiyorsun!.. — — — ——

Bu sayıdan diğer sayfalar: