13 Eylül 1934 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 6

13 Eylül 1934 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Sokak çocukları toplanıyor Amcrıkıdı kimsesiz çocukları wııklırdır. ıophvıp mıhepler: ve ıslahha- nelere gönderen, talim ve terbiyelerile meşğul olan bir çok müesseseler vardır. Yukarıda resimlerini gördüğünüz çocuklar iş ve oyuncak atelyelerinde meşğul olürken terbiye mütehassısları tarafında n günlerce istidat ve kabiliyetleri tetkik edilmektedir. Bu çocuklar bilâhara göst erdikleri istidada göre muhtelif meslek ve sanat mekteplerine yerleştirilir. “Emel,, in Yaşlı başlı bir hanımefendinin ça- yından bahsediyorum zannetmeyin! Emel henüz sekiz dokuz yaşlarında, fakat çok zeki ve büyüklüğe özenen bir çocuktur. Anasının, babasının bu biricik kıymetli yavrusu, annesinin misafir kabul gününü kıskanarak, bir gün babasına ; — Arkadaşlarımı — çaya çağırmak istiyorum babacığım, müsaade eder misin, gelsinler? Diye sordu. Babası Emelin üstüne titriyordu. — Peki, yamrum, dedi, fakat faz: Ta yaramazlık yapmamak şartiyle. O gün Emelin dokuz mektep arka- daşı birdan caya davetliydi Emelin bir zayıf tarafı vardır: Ga- zetelere dayanamaz.. Başından sonu - nâ kadar okur. O gün Maidenin elin- deki güzetenin ilk sayıfasında (Harp | tehlikesi büyüyor!) serlevhalı bir ya- zıyı gören küçük diplomatın birden bire öfkelendiğini gören arkadaşları köpürdüler: — Sen bizi eğlenmeğe mi çağırdın.. Yoksa siyasi konferans vermeğe mi? Emel gazetedeki yazıya fena hal - de sinirlenmişti. — Çocuk'lar, diye bağırdı, ben harp- ı Faydalı Malümat I Yarasa Yarasa, güneş battıktan sonra uç- mağa başlıyarak bütün geçe havada dolaşır. Kanatları yoktur, fakat parmakla « rının araları ince bir deri ile örtülü ol- duğu için, bu deriler kanat vazifesini görür ve bu suretle uçabilirler. Bazı yerlerde bu hayvana kuş nazariyle ba- karlar. Halbuki yarasa kuş değildir. Kuşlar yumurtlarlar ve ağızları gaga şeklindedir. Yarasalar yumurtlama - dığı gibi, ağızları da gaga biçiminde değildir. Çeneleri ve dişleri vardır. Yavrularını doğurur ve emgirirler. Yarasalar böcek yerler, fakat bö - cek yiyen diğer hayvanlar gibi, yem- lerini yerde ve toprak altında aramaz- lar; havada uçarken tesadüf ettikleri böcekleri yakalar ve yerler. Bilhassa sivrisinekleri çok severler. Baş par - mağı küçük bir çengel şeklinde oldu - ğundan, uçmadığı ve istirahat ettiği 18 Eylâl 1934 | — —— ——— ——— | | dantelli entarilere bakarak — gülüştü - ——— —————— çay ziyafeti ten korkuyorum, Yalnız memleketi - | mizde değil, dünyanın hiç bir yerinde | kan dökülmesini istemiyorum. Fakat, harp olursa ve biz o vakte kadar biraz daha büyürsek, hep birlikte askere gi- debilir miyiz? Emelin arkadaşları — sırtlarındaki ler: — Bu kıyafetle mi asker olacağız? — Hayır.. Erkek elbisesi giyece - ğiz. Sırtımıza silâh, belimize kasa - tura takacağız. Ne gülüyorsunuz? Bi- zim erkekten ne farkımız var? Bu esnada Emelin babası, küçük misafirlere bir sürpriz olsun diye, e « linda taçıdığı hir hamam küsadicie 1 çeri girmişti. Emel, hamam böceğini görünce sapsart kesildi.. Buz gibi olduğu yer- de donup kaldı.. Ve sonra birden bi- re: — Anne.. Neredesin? Beni kur - tar! Diyerek, kendisini odadan — dışarı attı. Emel Hanım artık o günden son- va, büyüdüğü zaman, ev kadını olarak yaşamağa karar verdi. Küçük Anketçi.. Memleketimizi tanıyalım : Vilâyetlerimize bağlı kasabalarla buralarda çıkan meşhur mahsullerimiz ANTALYA Kazaları: Akseki, Alanya (Alâi - ye), Elmalı, Andefeli, Kurkuteli, Ma- navgat, Serik. Mahsulleri: Hububat, susam, seb- ze, kereste, portakal, limon, AYDIN Kazaları: Bozdugan, Çine, Kara - casu, Nazilli, Söke. Mahsulleri: İncir, üzüm, yağı, tütün, pamuk, miyan kökü, BALIKESİR Kazaları: Ayvalık, Balya, Bandır- ma, Burhaniye, Dursunbey, Edremit, Gönan, Zındırgı, Susurluk. Mahsulleri: Bal, zahire, kavun, su- sam, hububat. BEYAZIT Kazaları: Eleşkrit, Diyadin, Iğdır, Karaköse, Tokat, Klüp (Tuzluca). Mahsulleri: Hububat, pirinç. L KAR | KAN LEKESİ Kanla lekelenen kumaşı önce so - ğuk süya batırmalı, iyice mlattıktan sonra, ilik su ile iyice yrkamalıdır. ÇİMEN LEKESL Çimen lekesi beyarz kumaşta İse, | kumaşt gaza veya ekşimiş süte batır- malr, sonra neft sabunu ile ılık suda yıkamalıdır. Eğer çimen lekesi renkli kumaşlar- da ise, lekesinden üstüne şeker guru- | bu sürmeli, bir kaç dakika bırakmalı, sonra kumaşı ılık suda dikkatle yıka - malıdır. YAĞ LEKESİ Yağ lekelerini ;ılııı-mık için, ku - —e e — yıkamak lâzımdır. Bu lrkc':n ııp'nn ve benzin de çıkarabilir. Talebenin dertlerit Sinema ile coğrafya dersi| verilemez mi? Geçen gün Almanyadan gelen akrabamdan bir çocuk ıılılıyı-i_ı: tarafını gezmiş gibi, öyle güzel anla- | tıyor, © kadar doğru ve canlı malü - | Dağınık — incileri bir ipliğe dizen el, Köpüklü başlariyle konuşuyor dalgalar.. Esen hava ne temiz, ne tılısımlı, ne serin. Yurdun dört bir yanında canlı bir kaynaşma var, Başucunda toplanmış, gençlik, büyük eserin. Işıkların — kaynağı bir ufka uzanıyor. Hür dağlardan kopmuştur alınlara çarpan yel, Yaratmanın — humması gönüllerde yanıyor. 'Taze kan dağıtacak kalplere halkevleri, mat veriyor ki... Bizim memleketimizde de koopera- tifler, ıwrklıphıvılllw küçük sinema perdesi tedarik etseler., Maarif idaresi de bu filmleri ihzar et- se fenamı olur acaba?.. Halkevleri Hız.. yılmamak.. Yer yer meş'alelerin altından alevleri. Parlıyor iç ülkenin her parça kerpiçinde. Bir gün, yolcu..genç yolcu, hâkimi olacaksın Toprağın, tabiatin, gökün binbir katının. Güzel, yeni her şeyi orada bulacaksın, Koş, yüreğin çarparak, altina bu çatının. himaye mücsst' en sonra sanâ' mücsseselerine yani dikimhane ve kundura, elbise, el işleri yapan küçük fabrf kalara verilerek çalıştırılmaktadır. Çocuğunu boş gezdiren baba hükümete katff mes'uldür. Resimde gördüğünüz çocuklar (Fakirleri bimaye yurdu) nün el f" leri atelyesinde çalışıyorlar. ( | Bugünkü Bilmecemiz Yukardaki parçaları muntazam kesip yapıştırınız. (Yapıştırdıktan sonra - toparlak bir göreceksiniz!) daire içinde bir kuş Hediyelerimiz ereneereesaLecerAETETA. İ Doğru yapıştıranlardan birinciye (erkek ise yünlü, kız ise? ipekli) bir kat elbiselik kumaş, ikinciye bir yazı takımı ve 150 kuıımııe de ayrıca muhtelif hediyeler veriyoruz. Şundan Bundan Balina Balina balığı bütün deniz hayvâff larının en büyüğüdür. 25 - 5S0 metre uzunluğunda balin#” lar vardır. | — Büyük bir balinanın ağırlığı 70.00! kiloğram gelir. 150.000 kilo gı de görülmüştür. Ağzının yükseklii - 5 metredir. Halbuki bu koca baf” vanın boğazı çok dardır.. Ve ağzın” parçalamadan hiç bir şey yutamaz Balinalar deniz altında ancak kü / çük balıklarla, yangeç ve istakoz ş hayvanlar yiyerek geçinir, Koskocaman bir hayvanın Üf' | küçücük mahlüklarla nasıl doyduğ? * na şaştınız, değil mi? Balina ağzını açıp ilerlediği / dilini kaldıriıp damağına dayar v€ lar tokrar dişlerinin arasından ııı:;. hp akar. Bu sırada ağzına girmit ö bir sürü küçük balıklar dilinin V€ lerinin arasında kalır ve dilini İ’ dikten sonra, ağzında biriken w& ğan balığı yavaş yavaş midesine rir. Gülen çocuk inanış.. kuvvet.. hepsi içinde, Ülkü - Ankara Server ZİYA Hırsız Kaplumbağa Bilmece zartlarını bu. | se gönderiniz: HABER gazetesi Çocuk sayfası uuhırr'

Bu sayıdan diğer sayfalar: