18 Şubat 1935 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 11

18 Şubat 1935 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 11
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

HABER — Akşam Postası 1 ol azımsızLığa M NN z O N İçiniz. HAZIMSIZLIĞI, MİDE YANMALARINI giderir . MİDE ve BARSAKLARİ © yanmalarına boşaltmak suretiyle KABIZLIĞI, AĞIZDAKİ OTATSIZLIĞI ve KOKUYU izale Kabızlığa karşı ME YVA TUZU eder,. Hiç bir uzva zarar vermeğ ve öleştmmiaz. FAZLA YEMEKTEN ve İÇMEK: TEN sonra mide ve vücudunuzda hissettiğiniz (ağırlığı (o derhal hafifletir. Hâmile. | Tür rkiye Ziraat Bahlği dan: lerin kusmalarma pek faydalıdır. MAZON isnii ve markasına çok dikkat edilmelidir. Ziraat Bankasınca Bursada eksiltme ile bir şube bina. si SURAT 1885 DEPOSU Mazon ve Botton ecza deposu. Bahçekapı, İş Bankası arkasında No: 12 öksürenlere BİR FABRİKANIN İLİ Türkiye Z e Ma Gl zarf usuliyle yapılacaktır. Eksiltme şartnamesi WEN, Mrada Banka levazım müdürlü dünden ve İstanbulda Ziraat Ban Yubesinden alınabilir. . p ekli mektubları ve teminat, eksiltme dartskaheliideki izahat öln > 28 Şubat 935 alışamına kadar Ankarada Ziraat Bankası u | i t müdürlüğüne verilmiş olmalı dır. ekliflerden her hangi birini ter cih etmekte Bankada tamamen set * (754) KAŞE EOKALMINA * Nevralji - Baş ve diş ağrıları - Artritizm - Romatizma İla Mİİ VE ŞLİYEN ea KANZUK Oksürük Şurubu Göğüs nezleleriyle had ve boüme| min kasabat iltihaplarmda, Za- türre, Zatülcenp ve boğmaca ök- sürüklerinde çok faydalı bir ilâç. tır. Göğüsleri zayıf olanlara aj- HUSUSİ ŞARTLARIMIZI ' GİŞELERİMİZDEN SORUNUZ OLANTSE BANK UNİ; km im AB> ALALEMCİ HAN 5 LANAN gram B.. EŞ ii YEMEK ve TATLI KiTABI ve vapılışlarımı rıca tavsiye olunur, Birçok profe- , sörlerin takdirlerine “mazhar ol-| '. muştur. Kanzuk öksürük şurubu maruf eczanelerde bulunur. Yeni çıktı ammmmmmmmmmaş, Hayâli Sosyalizm ilmi Sosyalizm Bu bahse dair en mükkemmel eserdir A EMİN MAHMUT, Xİ BİRADERLER i Halis koyun sütünden i mamul h Silivri yoğurdu İmatnam ya Binen - Saip; İİ Nata—, Hetgün pişscek yemeklerin ve taYlıların Üistesini İ n - Engele Cileli 125 i . ğ bu kitabda bulacaksınız. ; N Sıhhatini seven: 3 YIL DIZ Haydar Rifat Set yeri; İstanbul Ankara caddesi No. 155 i $0 Kuruş inkılâb Kitabevi “GM. /»Min Mahmud Yoğurdu Yemeli b düş senelerdenberi Büyükçekmece Mimar Eski o Kalikratya if İk lerinde yetiştirmiş olduğum halis kıvırcık koyun sütünden nezaretim | Doktor Kemal Ozsan il da fenni şeraitle imal etmekteyim. Yoğurt alırken 3 yıldız etiketine dikkat |: Karaköy Topçular cadüeği No. 34 i öd 8. Telefon 41735 air Uroloğ — Operatör (“gi Sinan - Sütnine aranıyor Dârülâceze Müdürlüğünden : 35 lira ücretle üç sütmineye ibtiyac vardır. Taliblerin Darülâceze Müdiriyetine müracaatları ilân olurur,. 1669 Stay yeri: Balıkpazar, Taşçılar caddesi No: İO-— 7 “Teli Göğs3) öyle 5 ozlağ e 16020.. Bo ıslıkla ve yavaşça bir avcı havası çal maya başlamıştı. Müstantik bağırırcasma bir sesle zabıt kâtibine seslendi: — Müttehemin cürmünü itiraf etti. Gini yazım! Müstantikin zabıt kâtibine verdiği bu emre Ragastan: — Büyük mahkeme müstantikinin yalan söylediğini de ilâveyi unutma - yın. Dedi, Müstantik cevab vermeden yazı ma- Sası başındaki adamın kendisine uzat- tığı kâğıdı süratle aldı ve heyecanla okudu: — Büyük mahkeme tarafından Ra- Bastan mahküm edilmiştir, Sonra ken Kararı böyle kısaca söylemesi üze- Tine müstantik müttehime döndü: — Kararı işittiniz, dedi. Bu karar İstinaf edilmez. Şu halde AMaha “dua edebilmeniz için üç gün, zamanınız Yar demektir. — Böyle bir günahı em dolayı affınızı istemeniz için sizin de ömrünüzün sonuna kadar mühletiniz var. Az sonra maliküm yalnız başına kaldı, Bu gülüne mahkeme o kadar Süratle yapılmıştı ki Rağastan bunu bir rüya zannetmişti, Fakat, çok geçmeden bu insana Bö viet veren lâvhanm bütün safha - mi gözünde yaşatabildi. Hattâ bü- İYik Tanhkemenin kararındaki kelime- ler birer birer, kulağında çınladı. Bu müthiş kararın başlıca hüküm:- deri şunlardı: — Ragastan son tabakadaki bodru- Ma almağa mahküm olmuştur. Ka- Ül vledanen yaptığı işten nedamet ge- Ürmesi için yirmi dör sant bu bodrum da mahbus tutulacak, bundan sonra ili veyahud diri olarak bodrumdan BORJİYA — - a a | çıkarılıp umumi bir meydanda ve halk önünde evvelâ iki bileği, sonra vörile- cek emre göre yeminli bir cellâd ta - rafından balta veyahud keskin bir kı- hela başı kesilecek, cesedi de bir dire- ğe bağlanarak iki gün teşhir edilecek tir! Büyük mahkemenin kararında ismi geçen bodrumu Ragastan bilmiyor - du. Yalnız yeminli bir cellâd tarafın- dan başının kesileceğini biliyordu. Bir an başından geçen bunca hâdise- leri düşündü, ve: — Kendime öyle bir hâmi bulmu- şüm ki, kendisinden cesaret ve şeref dersi almak istediğim halde bana kat- m dersi verecekti. Ne ise, yakamı sıyırdım, Artık kendisine karşı hiç bir Rafael sokakta baygın bir halde iken kendisine geldikten sonra Maga- nin, yahud öbür ismiyle Rozanm evi. ne koştuğu zaman evi bomboş O bul- muştu. İhtiyar sihirbaz kadm kaybol- muştu. Daha evvel Rafael Rozitayı alarak evden çıktığı zaman Maga genç kızın odasma girmiş, biraz ağladıktan son- ra hızlı bir sesle şöyle söylenmeğe başlamıştı: — Şimdi yalnızım... Yapayalnızım... Artık dünyada hiç kimsem yok... İs- tırabım, ve intikamımla yalnızım... Ve artık yalfiız bunları düşüneceğim... Roza bu sözleri bir hıçkırıklarla bi- tirdi. Bir kaç dakika sonra yavaş ya- raş sükünet buldu. Sonra Papanın ziyaretini kabul et. miş olduğu odaya geçti. Meşin sandı. gı açtı ve bir çekmece çekerek içinde- ki altınları, mücevherleri alarak be - line sardı, Etrafına son bir göz gez dirirken şöyle söylendi: — Herşey bitti. Artık o beni anne diye çağırmıyacak. Hiç kimse bana an ne demiyecek; artık ben bir anne de- BORJİYA zi sapsarı olmuştu. o Adamlarını, kiç ses çıkarmadan Ragastanın karşısına yarım daire şeklinde dizdi. Büunlar- dan ikisinin elinde ip vardı. On beş kişiydiler, böyle olduğu hâlde ürkek ve korkak, telâşlı telâşir (o biribirinin yüzlerine bakıyorlardı. Papaz Garkonyo birdenbire bir işa ret yaptı, Hepsi de Ragastanın üzeri- ne yürüdüler, Bu pek dehşetli oldu. Korkunç bir sessizlik içinde kanlı bir kavga başladı. Ancak beş dakika kadar devam etti, Ragastan her kolu- nu kaldırışında indiriyor, bilerek ve ya bilmiyerek tesadüf ettiği ya bir göğüse, ya bir omuza veya bir kola saplanıp gömülüyordu. Ragastan birdenbire yıkıldı. Papaz Ragastanm bir anda silâhını aldı. lar, kollarını bağladılar ve kendisini alıp götürdüler, ».. Ragastanı kimi başından, kimi kol Tarmdan, kimi bacaklarından yakala- yıp kaldırmışlar ve böylece bir müd. , det götürmüşlerdi. Şövalye hareketle. rinden uzun merdivenlerden sonra bir takım dar yollar dan geçildiğini, gene merdivenlerden inilerek yüründüğünü, sonunda gene werdivenlerden inildiğini hissetmişti. Bir kapınm açıldığını duydu, biri- birine vuran zeneirlerin şakırtılarını işitti. Şövalyeyi birdenbire yere bıraktı. lar. Bilekierine, topuklarına demir halkalar geçirdiler, Vücudunun her yerine birer kilid vuruluyormuş gibi bir takım anahtar sesleri işitti, Bütün bunlar bittikten sonra, yukarıda işit- tiği ses: —Kukuletesini çıkarın! Emrini verdi, Ragastanm gözleri yanıbaşındaki ışığın ziyasından kamaşmıştı, 77 Az sonra dar bir bodrum içinde bu- lunduğunu gördü. Zavallının ellerile ayaklarına dört zencir birden vurulmuş, ve bunların” uclarıni dıyara . mıhlandıktan sonra” öteki uclarındaki halkalara da sağ - lam kilitler vurulmuştu. Bodrumun tâvani gayet yüksekti, Simsiyah ve yapışkan duvarlarına gü- * herçile sürülmüştü. Meşalenin ışığın- dan ürküp kaçan bir takım pis ve iri örümcekler dıvar taşlarının üzerinde koşuyorlar'dı. Bodrumun zemini o topraktı. Kok- muş suların birikmesinden doğan çu- kurlardan, tahammül edilmez fena kokular geliyordu. Ne oturulacak bir kanape, ne üze - t disine de tebliğ edile tabii bul: borcum kalmadı, Diye mırıldandı. Garkonyo bacaklarına ipi geçirmiş rinde Yatılabilecek bir saman vardı. Ban ilâmın hükmü üç gün içinde gi —19 © deiemağn muvaffak olmuştu. İş Müyektnilni #ylgiğ dk bici Terki ölme itti me getirilecektir! ROZA z ye doğru ancak iki adım atılabilecek kadar uzun bırakılmıştı. w Bileklerindeki zincir, kollarını göğ- sü Üzerine çapraz kavuşturabilecek, ellerini kullanabilecek gibi uzunca ve gevşek bulunuyordu. Mahbusun yanına hasırı bir su destisi bırakılmış, destinin üzerinde de bir ekmek konulmuştu, (Sent — Anj) şatosunda üstüste al. tı sıra hapishane vardı. Bunların biri birinci katta, diğeri zemin katında, di ğerleri de yer altında idi, Her sırada bir takım hapishane lo calar, bazılarında da bodrumlar var. d. Bunların sayısı gittikce azalıyor « du. Meselâ, birinci kattaki hapishanede on İki loca varken, yer altındaki Oen son hapishanede ancak bu bodrum cinsinden dar ve karanlık bir loca bu- lunuyordu, Üstüste yapılmış olan bu hapishas * neler, Mısır ehramlarmın tersine çev» rilmişlerine benzer, en son hapishane yer altına gömülmüş olurdu. Sezar Borjiya bu muhtelif katlar-

Bu sayıdan diğer sayfalar: