21 Mayıs 1935 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 12

21 Mayıs 1935 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 12
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

12 ORMANIN KiZi Vahşi hayvanlar arasında ve Afrikanın balta görmemiş larında geçen aşk ve halişamanlık, heyecan, esrar ve ti romanı m No: 6 mem Yazan: Rıza Şekib Belki on dakikadan: fazla durmadan kulaç attılar. — Karşa! Gene mi Şerifin sr- tındasın... Bu hayvana hiç rahat — Evet!... — Haydi öyleyse... . Şerif küçük arkadaşının inece - ğini anlamış gibi hortumunu sırtı- nr doğru uzatarak Karşanm tut « masına yardım giti. Koca hayva- Am sırtından yalnız inemiyeceği - ni anlayan Karşa babamdan yar « , dem ister gibi: g0 Yendi bem nal eyi, de — Nasıl bindinse öyle in.. — Amcam yok ki... Yavuz güldü. Ve Şerifin yanma manm yanına koştu. Aslanlı hükümdar, nurdu. Günlerin verdiği bu ula kanlıktan ancak bir (defa 0 çok hasta olduğu bir (o zamanda ayrılmak zaruretinde kalmıştı. dinlenmeden Fakat iyileştikten © sonra, her bir beyaz kuruşa işaret etti: ses vermediğini görünce, hakika- ten meraka düştü, O, hiç bir zaman günün bu s1- atine kadar yatmış değildi. Karşaya: — Amcan niye cevap vermi - yor? — Uyuyor... — İyi amma, sen Şerifin sır - tma Bindirenin o olduğunu söy - lemiştin?. — Evet... Beni (o bindirdikten dir kuşkulanıyordu. Acaba tehlikeli miydi? Şerife, daha hızlanması için i- i i HABER — Akşım Postası Hindistanın aşçı | yaşatmıyan kısmında Herkesin kendi ay kendi pişirmesi şarttır! imiz Dün taksime giden yol üzerin- de Çocuk Esirgeme Cemiyetine ait basküllerden birinin başında sırasını bekliyen uzun boylu, &i-i yah sakallı ve sarıklı bir adam gördüm. Elinde bizim paralardan bir yığın tutuyor ve bangisini bas külün deliğine atmak lâzım geldi ğini ötekinden berikinden soru yordu. Biri, parmağını uzatarak sarık İr adamın avucundaki paralardan — Bu! dedi. Ve sarıklı adam, kendisinden önce tartılan bir çocuğun inmes üzerine kendisi bindi, kuruşu s0 düğmeye bastı, Ve tartının yüzü» | deki akrep dönüp 50 nin üzerineic İ durunca; ingilizce olarak: — Eyvah, dedi, Kudüsten bura ya gelinciye kadar tam üç ki'; kaybetmişim. : e # Adamla konuşmağa başladım. Hindistanın şimalinden geliyor. muş.. Türkiyenin pek beğenilen süngerlerinden alıp Hindistam götürerek hamamlar için satacak. mış... Fakat bizim bu masum ko. nuşmamız, cadde üzerinde o ka- dar göz aldıki yolculardan bi” ğu etrafımızda intizamsız bir hal. ka çevirdiklerini seziliyordu. Ko- nuştuğum adamn tamamen ingi- liz biçimi üzere kesilmiş Avrupai i| elbisesinin üstünde bir sarık giyişi — Hastayım... Bilmiyorum ne ii aabnği. Birdenbire fenalaştım. — Bir şey mi yedin? — Hayır... Aslanlı adam, alnmı tuttu, st- caktır. — Fakat ne oldun? Sen has - .| modar'a önce kıyafeti hakkında -| Bizim İnanımıza göre başımızda ! başlarında sarık olarak gezdik'e. merak uyandırıyordu sanırım... — Hangi otelde oturuyorsunuz? dedim. ben gazeteciyim.. Okuyu- cularımız için enteressan olabile- cek bazı şeyler söyliyebilirsiniz. . * : Kartını uzatarak, üzerinde ya- zılan ismi bir de kendisi tekrarla. dı: “Damodar Singh,, Kimyagermiş... Fakat tacir bir kimyager... Hindistanm Abbotta- bad isimli şehrinde büyük bir ec- zanesi var.. Toptan ticaret de ya- pıyor.. Süngerleri de gene toptan satmak üzere buradan almağa gel- miş... Londra otelinde bir randr- vu tespit ederek buluştuk. Ve an- Tat... ... Hindistanm şimalinden gelen tacir kimyager ve sarıklı Bay Da- sordum... Sivil ve Avrupa biçimi elbise üzerinde birçok Hintlilerin rini söyledim... Dedi ki: — Ben, Hindistanm üç mühim dininden Siyg dinine bağlıyım. bu biçim bir sargı ve çenemizde sakalımız olmalıdır.. Sakal ve sa; bizde hiç kesilmez. Bu uzun zamandanberi böyle- dir. Hindistan diyip de geçme- yin... Oradarmilyonlarca kişi, her adımda, demiyeyim, her kilomet- “olar içi ei ayrı yerler V re başında değişir.. Hem inanışla riyle, âdetleriyle, dilleriyle değt.| şirler. Biribirlerini anlıyamazlar. elen bir Hindli Bazı yerler vardır ki âdetler pek! gariptir. Bir aileye mensup oldukları halde herkes yemeğini bir mutfa ğım ayrı ayrı yerlerinde kendi Pi| ME A, çe b MAYIS — 199, anlatıyor Avrupa görmüş Hintli kadınları saçlarını kestikleri görülüyor. B nunla beraber, herkesin gözünde “kesik saç,, bir nevi “gayri tabii hik, dir. Bir şey daha söyliyeyim İ mi? Hint kadınları pudra ve röl da kullanmazlar... » » 2 l Hintli kimyager konuşmamız! i 'disi de pudra satıyormuş... burasında gayet silik bir şey sö“ ledi... Dedi ki: “Hindistanın yerli kadınla"! İ pudrasız ve rujsuz o kadar güzl görünr ki, ilk bakışta onları puj Ira ve ruj kullanmış zanneder$i İDİZ.» Kimyager Bay Damodar, ker Fe © kat halkım çoğu ucuzluğu için aş#” Bay Dameodar Singh şirir. Baba ayrı, oğul ayrr, kız ay- TI, pişirip yemek mecburiyetinde! dir. Birinin pişirdiğini öteki ye- mez. — Ya misafirler gelirte.. — Evet, misafirler de ği Onlar da kendi yemeklerini pişi- rip yerler... — Sizin inanmızın saç ve sakal dan başka diğer hususiyetleri ne- dir? — Cigara içmeyiz. İçki de iç memeliyiz. Fakat içki için büyük bir kayit olmadığı görülüyor. C*- gara zevkini herhangi şekilde al mak yasaktır. Tütün çiğneyeme- yiz. Enfiye de çekemeyiz.. — Epey zorlu bir hayat... dınların vaziyeti nazıldır? — Kadınlar Hindistanda muh telif dinlere göre değişir. Bazılı- rı erkekten kaçmazlar. Böyler bir şey yoktur. Bazıları ise, sürgü ler altında, tıpkı eskiden buralar- da olduğunu işittiğimiz gibi, ha- rem hayatı yaşarlar. Bu sıkı altın. dan kurtulmalarını, sıhhate, güne-| : Ku: puklara kadar değilse de, bir Hint li yerli Kadın, saçlarını çözdüğü zaman topuklarından bir karış yu: karıya kadar bu saçlar uzanır. U. zamıyan saçlara türlü ilâçlar sü rülür.. Saçı güdük oluk adeta bir ayıptır.. — Şu halde avrupanın kesik saç larr Hindistanda pek rağbet gör müyor?, — Ona şüphe mi var.. E | | Fakat! .ği cins pudra aldıklarından, kire yâger Damodar: “İşte bu seber" ten pudra kullanmalarına ben d€ | razı değilim,, diyor.. Hint kadınlarının © yüzlerin * 'de lekeler, benekler ve bozukluk” "lar yapıyormuş... * # # Hintli kimyagerle, bundan sof” ra sözü başka yolara döktük. His distanın “beyaz çarşaflı erkeği vi Gandiden bahsettik. Hintliler b adamdan umudu kesmiş görünü * yorlar. Çoğu, ne demek istediği" , mezaten Mmanmamış, “Elle örü müş Hindistan harmaniyesine bi” rünüp gezerek ayak diremekle 1 olur mu,, diyorlar... Gandi, her kesin böyle hareket etmesini ist” yormuş.. İngiliz malları bu su” retle Hindistanda sürümden düşü” rerek İngilizleri yola getirecek” miş... Fakat piyasaya daha ehvef e malı girmiş. İş daha kar!” . Kimyager Damodar, birçu diller, dinlerle biribirine hiç v* mayan Hint halkının kendi ara” rmda denk olup kendi başları#* İ bir idare kuramıyacaklarını sö ledi... İngilizden ayrılsalar hemi? bir başkasınm gelip onun yeri tutacağından emin görünüyor” Hintli kimyageri memleketinin leri hakkında meyus bir itmin* içinde buldum... gi ila imi Moni BORJIYA romanımızı toplıyanlara: Formalarını ucuzca ciltletmeki İ” istiyenler bugünkü cumartesind* itibaren her gün renldi kapaklari” le beraber Ankara enddesind* (VAKIT) kitaphanesine bırak” bilirler. Cilt parası olarak yalnız (10? kuruş ödemeleri lâzımdır. Kl meşe | ale sana Zr açi ayy aş yy EE ş Şişli Etfal hastanesinde Gör mütahasarı doktor i Rıfat Ahmed GözbET), C. Halk Firkası sırasında K7 sesi karşısında 32 mumarad. yene saatleri saat 15 ten 18* sta emi i

Bu sayıdan diğer sayfalar: