22 Mayıs 1935 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 3

22 Mayıs 1935 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

| *fiyetten ayrılırız.. Başka şeyler | ': Süte düşeriz... Hastalandığı - 22 MAYIS — 1935 Benim görüşüm: — Âh sütü bozuklar ah !.. Süt., Ne masum şey, değil mi?. Düııyıyı gözlerimizi açar aç - Maz, derhal annemizin memesine —ıdvmu süt içmişizdir.. Senelerce tidamız budur.. Nihayet, büyürüz, Uarız,.. — En sonunda, ihtiyarlık h_“hl'dı mıydı, gene tabiata döne- Tz zaman da, bu ilk ve son gıda- Tiza baş vururuz.. Doktor - yalnız Su içmemizi sıkı sıkı tenbih eder! Süt gibi beyaz... Temizlik ifade etmek için böy- rlkıt, son zamanlarda, bir ta - ktm sütü bozuk sütçüler türedi.. Ülkklerine bavalol,, diyerek, sat - rr sütü alıp içiyoruz, fakat #hamızdan emdiğimiz sütün bur - uzdan getiriyorlar.. Analarmın sütü gibi temiz ol - Ttası lâzım gelen sütlerin cerahatli t geçenlerde yazımltışı. Ve- Tmli inekler de malüm.. — Sonra, ğl:dîyenin süt meselesini tanzim hç bir kaç sene evvel kapalı kap- , yaparak bunun bir türlü üste - “aden gelemediği de akıllardadır. Geçenlerde Üsküdarda sütten hu kişinin zehirlendiğini ve bunlar 'tamda bir çocuğun da öldüğünü duktan sonra, gözüme, su ka - $ süt, en masum, en temiz içe sek halde görülmeğe başladı. _’-İevzuı dair bir de fıkra işit - Sim.,, Pek meşhur olmadığı için h:l duymamışsınızdır. Söyleye - v.!:ıuiı.d.ıı korkan bir sütcü var- ,:f nün bu huyunu bütün ma - Üe hülkr bilirmiş.. * — Süte su — katıyorsun galiba, Mta... Yemin et bakalım da su , madığını öğrenelim.. - derler - Ulh, derhal yemini basarmış : l.* İki gözüm kör — olsun ki su | İdımusa.. hı'::t'ku, “su katdımusa,, yı — su ! msa anlarmış.. Bunu, bir taş ;î'i telâffuzu zannederlermiş ... €rse çırağının adı Musa imiş.. kıî İki gözüm — kör olsun ki su Bı Musa.... - dermiş... H, * fıkra, dünyada temizlik, sa - ıl,q timsali olan sütün bile hile - *: !'Ğ türlü yakayı sıyıwramıyaca- * isbat etmiyor mu?. L (Va-na) R'llgııı'lııı-!a ticaret anlaşması ndiğimize göre, Türkiye Sala garistan arasındaki ticaret hu #maları bitmiştir. Muahede Bünlerde imzalanacaktır. Kızılay haftası ııı.xııılıy Haftası proğramı Kı- L.:'l“lnhul merkezi tarafından ,__d_luım;uı. Hafta bir Hazi- ( e. başlayacaktır. Bu hafta zar- 'qml temsiller verilecek, toplu- Aya a söylevlerle halka - Kızıl P’"d'm fikri aşılanacaktır. d;,.lı;“_iflm kaza merkezine - bil- iştir. , —— ı"llnal ücretleri İndirilecek a da, bütün yiyecek ve dıı S0n yıllarda ucuzladığı hal- iş | ücretleri hiç inmemiş- ı M“"İıı!ır bu işi gözden ge- Çk garib bir âdet Yalvaçta misafir- leri taşlarlarmış! Bir kültür müfettişi | gözünden yaralana- rak şehrimize getirildi Kültür Bakanlığı genel müfet . tişlerinden Ekrem, — Yalvaç orta okulunu teftiş etmek üzere otomo bille giderken yolda — otomobili çocuklar tarafından taşa — tutul - muştur. Atılan taşla otomobilin bütün camları kırılmış ve bir tanesi de| Ekremin gözüne isabet ederek a- ğir surette yaralamıştır. Ekrem, Yalvaçta göz doktoru bulunmadığı için Eskişehire git. miş, oradan da şehrimiz Cerrah. paşa hastanesine gelmiştir. Dün hastahanede kendisile gö- rüşen bir muharririmize, Ekrem, hâdise etrafında şunları söylemiş- tir: — Yalvaç orta okulunu - teftiş etmek üzere otomobille gidiyor - dum. Yolda yedi sekiz yaşların- da iki çocuk tarafından otomobi. lim taşa tutuldu. Ve atılan taşlar dan bir tanesi sol gözüme isabet etti, yaralandım. Gözümde bir takım küçük le - | keler var. Onların da yavaş ya - vaş geçeceğini doktorlar söylü yorlar, Şürasinı işaret — etmek ımı-ııı*ı ki Yalvaç çocukları ve halkı her gelen yabancı misafiri taşlamağ: kendilerine bir âdet edinmişler - dir. Abideleri tetkik etmek — üzere Yalvaça gelen bir İngiliz âlimi - nin karısını da başından ayni su vette yaralamışlardır. Bunu kay - makam — bana da anlattı ve pek müteessir olduğunu söyledi.,, Ekrem, bir kaç güne kadar ta- mamen iyileşerek hastaneden çı- Bacaktır. | ddd Türk kuşunun fev- kalâde toplantısı Türk kuşu, Tayyare cemiyeti fevkalâde toplantısını 24 mayız cuma günü Ankarada yapacak - Ur, Toplantıyı Başbakan İsmet İn: önü açacaktır . Bütün vilâyetlerden kongreye iştirâk etmek üzere murahhaslar çağırılmıştır. Şehrimiz namına Tayyare Ce - miyeti başkanı İsmail Hakkı, ve Erzurum saylavı Bayan Nakiye iştirâk edecektir. | büyük önder Atatürke bir telgraf | ŞEHRİN DERDLERİ F Dün toplanarak on beş meseleyi görüştüler İstanbul berberler — cemiyeti dün saat on dörtte Şişhane yoku- şunda bir gazinoda senelik top - lantılarını yapmışlardır. 300 den fazla berberin bulun- duğu toplantıda berberleri alâ . kadar eden on beş mesele hak kında karar verilmiştir. Kongreyi cemiyet — reisi Bay İsmail Hakkı açmış, ilk — olarak çekmeğe karar verilmiştir. Bundan sonra birkaç aza tara- fından ekseriyet olmadığı söyle nerek kongrenin geri bırakılma- sı istenmişse de bu istek kabul e- dilmemiştir. İlk olarak kazanç vergisi me selesi görüşülmüş, Ankaraya çe - kilen telgraf okunmuştur. Bunda yüzde otuz beş nisbetindeki ver ginin yüzde yirmi beşe indirilme- si isteniyordu. Gelen — berberler telgrafın çekilmesinde isabet e - dildiğini söylemişlerdir. Bundan sonra berberlerin haf- tada bir gün tatil yapmaları işi görüşülmüştür. Bu mesele üzerinde hararetli görüşmeler olmuş, bütün berber- ler haftada bir gün tatil yapma - larının teminini istemişlerdir. Bu arada cemiyet tarafından | Ankaraya çekilen bir telgraf o - künmüştur. Bu telgrafta sayısı -- tanbulda 4600 ze varan usta, kal- fa, çırak , manikürcü gibi esnafın| hiç tatil yapmadan sabahtan ak- şama kadar — ayakta dura dura hastalandıkları, berberler arasın- da yüzde yirmi nisbetinde verem ve yüzde kırk ayak hastalığı tek- bit edildiği yazılıyordu. Telgrafm çekilmesinden dola - yı cemiyet idare heyeti alkışlan- mıştır. Cemiyet aidatının bir li- raya indirilmesi, mektep ehliyet - nameleri verilirken cemiyet tara fından alınan elli kuruşun alın - maması, cemiyet hesaplarının her altı ayda bir genel heyete bildi - rilmesi , berberler arasında bir 8 Nle var,Ne yok — — e dE Hd giğr & Insan düşüncesinin filmi ! İlmi sinematoğrafçılığın en son zaferi, insan düşüncesini filme al- maktır. Bu tecrübe Moskovanın Beyin enstitüsünde yapılmıştır. Beynin düşünürken küçücük elektrik ce - reyanları hasıl ettiği epey zaman- dır biliniyordu. İşte bu bilgi do « layısiyle uzun müddettir bir ta - kım hayvanlar üzerinde tecrübeler yapılmakta ve hayvan beyinleri - nin ışık, sıcaklık, — soğukluk gibi harici tesirlere karşı nasıl bir ak - sülâmel gösterdikleri tetkik olun - maktaydı. , En son tecrübeler insanlar üze « yardım sandığı — kurulması, bu yaz vapur gezintisi yapılması sırı ile kabul edilmiştir. 935 senesi haziranından itiba- ren kalfa ve çırakların — berber mektebinden ihtisas diploması al- madan dükkân açamamaları da münakaşa edilmiş, sonunda kabu! olunmuştur. Elli yaşını geçmiş — berberlere sıhhi muayene cüzdanlarının ce miyet tarafından parasız veril - mesi, senelik aidatın alınmaması gezici berberlerin dolaşmasının yasak edilmesinin hükümetten is- tenmesi de onaylanmıştır. Bir aralık jiletlerin, berberle - rin işlerini azalttığı meselesi de görüşülmüştür. Cemiyet reisi ji - let usturalarının hiç — bir zaman yasak edilemiyeceği, ancak jilet alım ve satımının Kızıl cemiyet tarafından yapılması ve her ji - Jet bıçağı başına beş kuruş alın - masının cemiyetçe tetkik edildi . ğini söylemiştir. Berberler mektebinin hazırla - nacak yeni talimatname ile ıslah dilmesi de görüşülmüş, — Fahri, Hamdi, İhsan, Sait, Ahmet Sükü- ti isminde beş kişi — seçilmiştir. Bunlar talimatnameyi hazırlı . yacaklardır. Semtlerde mıntaka teşkilâtı yapılması da görüşül - dükten sonra toplantı bitmiştir. Ruhant elbise ile kimler sokağa çıkabilecek Ruhani kılıklarla mabed dışım- da gezilmemesini emreden kanu- nun meriyete girmesi yakınlaştığı için İstanbul vilâyetince şehrimiz- deki ruhant merkezlere birer tes- kere yazılmış ve kanunen, — her dinden ruhani kılıkla gezmesine müsaade edilen tek adamın kim olacağı, ismi adresi sorulmuştur. Ermeni Ruhani meclisi, Erme- ni Patriği Noroyan'ın ismini ver- mişler, Ortodokslar Patrik Fot- yos, Museviler, kendi ruhani mü- messillerini göstermişlerdir. Ermeni Ruhani meclisi dün toplanmiş ve kanunun meriyet ta- İstiklâl caddesine asfalt! Beyoğlunda İs tiklâl caddesinde tuhafiyeci salâ- hattin dioyr ki: [ — Dertsiz yer olur mu hiç? Meselâ bu cadde İştan- bulun en işlek ve en kalabalık cadesidir. Ticaret haya- tındaki büyük sermayeler bu caddenin iki -tarafındaki dükkânlara konulmuştur. Memleketimize gelen ecne- bileri Avrupalt bir cadde göstermek için buraya getiri- riz. Halbuki günde binlerce tramvay ve otmobilin, on binlerce insanın geçliği bu yerin bir çok eksikleri var- İkincisi bu caddeye açılan hemen hemen bütün — so- kaklar hem gayet dar, hem karanlık, hem de gayet fena yapılıdır. Kışın bu caddelerden çamurara batmadan . geçmenin imkân ve ihtimali yoktur. Bu yan sokakların bBerbat olması sebebiyle büyük caddeye ne kadar bakıl- || sa, ve ne kadar itina edilse gerek otomabiller, gerek ya- ya halkı mütemadiyen toz ve pislik taşıyorlar, Eğer bu yan sokaklar adamakıllı genişletilir, tamir Esnaf ce miyetleri bürosunun kadrosu azaltıldı Birleşik esnaf cemiyetleri bü - rosu işlerinin düzeltilmesile uğ - raşan heyet, bürodaki memurlar- dan bazılarını çıkarmıştır. Bunun sebebi, esnaf cemiyetle- rinin geniş kadrolu bir büroyu idare etmesine imkân görüleme - mesidir. Açığa çıkarılanlar, dok - tör, hukuk müşaviri, kâtib me - sul muhasib', başmuhasip, vezne- dar ve esnaf mecmuasını çıkaran- larla diğer bir kaç memurdur. rihini beklemeden elbiselerini de- ğiştirmeğe ve sivil elbîıe_;iymıie karar vermişlerdir. edilir, ve bilhessa ana cadde asfalt olarak yapılırsa bu- rasının bir kat daha şenleneceği ve tam mânasiyle asri V. tedi - / dır. hgçlirler. Hamal . ücretleri-| — Bunların brincisi bir halâ bulunmamasıdır. Galata: BR eee akşlardır. aymayorum. İ| bir yot otacağı mukakkaktı rinde yapılmıştır. Hasta sinema - toğraf makinesinin karşısına otur - tulmakta ve minimini iki iğne şa - kak kemiklerine — sokulmaktadır. Bu iğneler beynin vücude getirdiği cereyanları tel ile bağlı bulunduk- İarı bir transformatöre nakletmek- tedirler. Burada beyin — cereyanları bin defa büyültülmekte ve bir plâka üstündeki ibreyi oynatmaktadır . Yavaş yavaş dönen film de plâ- kanm üzerine çizilmekte olan ha - reketlerin fotoğrafını almaktadır . Beyin istirahat halindeyken ihti « zazlar az ve muntazamdır ve film- lerin üstünde tam mânasiyle düz ve muntazam bir destere ağzına benziyen çizgiler çizmektedir. Fakat, hastaya bir sual sorulur sorulmaz, düşünmek dolayısiyle hasıl olan depreşme, plâka üzerin- deki ibreyi hemen ileriye geriye oynatmakta; filmde de inişli çı- kışlı tepeler ve vadiler çizilmekte - dir. — İbre bir müdet böyle titre - dikten sonra, hasta düşüncesini to- parlayıp — da cevab vermek kudretini kazanımca dümdüz bir çizgi çizmeğe başlamaktadır. Bu usulün akıl ve hastalıklarmı tedavi için kullanılması ileriye sü - rülmektedir. Elde normal bir dü- şüncenin ne suretle hareket ettiği- ne dair vesika — mahiyetinde bir kayit bulunduğu — takdirde, aklen basta olan insan beyinlerinin ne suretle hareket ettiği resme çeki - lirse bunların normal beyin hare « ketleriyle karşılaştırıldıktan sonra doktorların — tedavi sistemlerini daha kolaylıkla tatbik edebilecek- leri ileri sürülüyor. <- Kadınlara göre erkekler Meşhur İngiliz yazıcılarından bir kadınım, erkekler hakkında düşün- celeri: 1— Bir erkeği tarif için şöyle diyeyim: O öyle bir mahlük olma- lıdır ki bana bir kadın olduğumu duyursun! 2 — Bir ulüs kadımlarının fazi - leti; o uluş erkeklerinin ihtiyaç - larına bakar!.. 3 — Bir kadın, erkek gözünde kendi mevkiini kaybetti mi, erke - ği kaybetmiş demektir. 4 — Evlenirken hoşlandığınız erkeğe değil, hoşlandığınız hayata varmağı düşününüz; — çünkü az sonra erkeğin ehemmiyeti kalmaz ! 5 — Şüphesiz ki kadınların kal- bi çarpar; koca olmıyan erkekler için!... 6 — Namuslu bir adamın namu- suna halel gelmeksizin bozabile « ceği bir tek yemin vardır: Evle - nirken karısma verdiği — sadakat yemini!... . 7 — Başkasına fenalığı dakun - nIy büti eğlenceler mübahtır.

Bu sayıdan diğer sayfalar: