8 Eylül 1935 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 5

8 Eylül 1935 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

8 EYLÜL — 1935 HABER — Akşam Postası Bir futbolcu Nasıl giyinmeli, nasıl yemeli ve nasıl çalışmalıdır ? (2) Oyuncuların giyinişine (taallâk tden mühim gördüğümüz bazı nokta - ları ortaya koyduktan sonra ne şekil de antrenman yapmaları, maçtan ev- vel veya sonra neler yemeleri müna - Sip olacağını birer birer sayalım: Şüphe yok ki bir oyuncunun tek- | nik kabiliyetini ve nefesini arttırmak | noktai nazarından bir metot dahilinde | Yapılan devamlı ve muntazam antren- manların çok faydası vardır. Topa hâkimiyet (ve oyunu İyice kavramış olarak oynamak bir oyun - “unun beyhude yere enerji sarfetme - sinin önüne geçeceği gibi oyunda da- ha faydalı bir eleman olmasını da te- min eder. Evvelce söylemiş olduğu - müz gibi bir çok antrenman yapmak usulleri vardır. Bunların hemen he - men hepsi de iyidir, Yalnız şu şart ile ki bir metot dahilinde tatbik edilmiş olsun ve devamlı surette yapılsın. Bazı oyuncuların çalışma usulle - rini sik sık değiştirdikleri görülmüş - tür, Bu, büyük bir hatadır. Çünkü de- Yamlı bir antrenman ancak dört beş hafta sonra neticesini gösterir. Hattâ Oyuncunun tab'ına göre bu müddeti Beçer bile.. Bir iki ay geçtikten sonra- dır ki tatbik edilen usulün fayda ve - Tip vermemiş olduğu anlaşılı. Vücut formunu slımca antrenman- ları tedricen azaltmalıdır ki hem vü - tut hem de asap fazla yorulmuş olma. Sın. Muntazam antrenmanların sporcu İşin ne kadar lâzmı olduğunu iyice anlatmak için yalnız şunu söyliyelim ki devamlı ve usulü (dairesinde ça - İışma bir oyuncunun o yüzde doksan Yormunu arttırır, Esas itibariyle bir oyuncunun en fazla dikkat edeceği üç mühim nokta dir, 1 — Sinirlere hâkimiyet 2 — Amform bir hale gelmek. 3 — Formunü muhafaza edebil - mej İni futbolemun sinirlerine hâ - kim olması, #sğbını kuvvetlendirmesi OYunüm yverseğği randıman nokta na: Zarmaan çok ehemmiyetlidir. Sinirlerini o kuvvetlendirmek de muntazam bir hayat sürmekle kabil - dir, Bir oyuncu her gece saat on bu - Şukta yatmalı ve sabahleyin yedide kalkmınlıdır. Yemeklerini de hergün Ayni saatte yemelidir. Fabolcular için bilhassa sütlü şeyler ve pilâv yemek Şayanı tavsiyedir. Bazı oyuncular maçtan sonrâ ye - mek yemediğinden ve gece uyuyama - dıklarından şikâyet ederler. İşte bun- lar sinirleri zayıftır. e Buna karşı koymak lâzımdır. Hünebbih yemekler Yememeleri ve fazla eğlenceye düşme- meleri lâzımdır. Bilhassa omüskirat kullanmamalıdır. Maçtan sonra asabı teskin edecek şeyler yemeli ve içme - lidir, O zaman açıldığı ve uykunun da geldiği görülür. Tabii bu birkaç gün i- çinde olmaz. Bunda da sebat lâzımdır. Bir futbolcunun yemesi tavsiye olu - nan haşlrea şeyler şunlardır: Bol ta- ze sebze, sirke ile değil (fakat Timon İle hazırlanmış salata, iyi pişmiş 15 - kara et, mümkün olduğu kadar farla meyve. Akşamları da hamur İşi ve komposto. Tabii bunda da Ifrata git- memelidir. Gıdayı değiştirmelidir. Fa. kat bir futbolcunun gıdası için başlı- Sa şayanı tavsiye olanlar bunlardır. Balık ve midye, istakoz gibi ka - buklu deniz böcekleri yemek de asap İçin çok iyidir. Kahve bilâkis muzır - dir. Bir sporcu eğer uzun zaman oy - Mamak, ve sinirlerini de kuvvetlendir. İtiyorsa uykusunu İyice almalı ve ge- *eyarısından evvel de yatmış olmalı - dır. Sigara da içmemelidir. Bir oyuncunun maneviyatının yük *ek olması için, gündüz bir meğgalesi 9İmasına, ve dimağınm çalışmasına dikkat etmelidir. Mütemadiyen yapacağı sporu dü- Şünmek ve her dakika onunla meşgul Yazan: SADI KARSAN olmak nihayet oyuncunun oyuna kar- şı olan aşkını, hevesini kırar, E riya sürantrene olduğunu söyledik - leri oyuncuların yüzde sekseni sporu heran gözönlinde tutmaktan gina ge- tirmiş olanlardır. Bunları biraz düşün | eelerini başka yere çelmelidir. Her sabah kahvaltıdan evvel mun- ! tazaman beden hareketleri yapmanın çok faydası vardır. Yalnız obunlara haftada bir gün, (pazar ara verme - lidir. Bilhassa bel hareketleri şayanı tavsiyedir. Yürümek en iyi antrenmandır, E- ger bir yerde çalışıyorsanız işinize yü- rüyerek gidiniz. Her sporcu, açık ha - vada, hergün hiç değilse bir saat sıkı adımla yürümelidir. Oyun sahasında haftada iki defa toplanınız, hızlı yürüyerek sahayı beş altı defa dolaşınız, Evvelâ iki turdan başlayınız ve bunu yavaş yavaş arttı- TINIZ, Bundan sonra yirmi metre dahi - linde süratle çıkış erzersizleri yapı - nız. Bunun üzerine birkaç beden ha - rekâtı yapıp bu sefer yavaş adımla sahayı üç dört defa dolaşınız. Bu su- retle teneffüsünüz hali tabiiye avdet etmiş olsun. Bir sporcu antrenman yaptığı za- man yorgunluk hissetmemelidir. Yap- tığı efor kendisi için katiyyen yorü - cu olmamalıdır. Eğer antrenmanın başlangıcında yorgunluk hissederse sahayı bir defa yürüyerek dolaşmalı, biraz okoşmalı ve yavaş yavaş süratini arttırmalıdır. Eğer tekrar yorgunluk duyarsa tek - rar yürümeli ve gittikçe hızını arttır. malıdır. Bu suretle yorgunluk ken - diliğinden zail olur. Eğer kendinizi ,çok İyi buluyorsanız sahayı beş dela koşarak dolaşınız. Koşudan sonra ta - biatiyle biraz kesiklik hissedeceksiniz- dir. Eğer üçüncü veya dördüncü tur- da biraz nefesiniz tıkanır gibi olursa, hemen durunuz nefesiniz hali tabiiye avdet edinceye kadar 4 - 50 metre ka- dar yürüyünüz. Bundan sonra tekrar koşabilirsiniz. Antrenman yaparken aklınıza şu- nu da iyice koyunuz ki antrenmanı vücudunuzu kuvvetlendirmek için ya - pıyorsunuz. Tahammül kebiliyetinizi göstermek için değil, Sonra herkesin bünyesi bir olma- dığı gibi, tahammül kabiliyeti de mü - savi değildir. Yalnız muhakkak olan bir şey varsa da oda sıra ile azim İle IHavatehlikesini bilen üyeler Ankara, (A. A.) — Hava tehli- kesin; bilen üyeler listesi: 8772 B B. Kadri Çelikiz 20 ve ayrıca 500, (Samsundan), 8773 Mitat Vural (Tireboludan) 20 8774 Şüru 29, 8775 İbrahim Fevzi! 20, 8776 Esat 20, 3777 Favzi 20, 8778 Mazhar 20, 8779 Rasim 20, 8780 Mehmed Bilâloğlu (Adana - dan) 20, 878! Ömer Çataloğlu (Osmancıktan) 20, 8782 Pemzi Tekkelioğlu 20, 8783 Hüseyin Ha tipoğlu 20, 8784 Abdulah 20 ve ayrıca 20, 8785 Şükrü Trabzonlu (Ünyeden) 20, 8786 Yahya Ke - mal (Kemahdan) 24, 878 Faruk Kılbikrlik 30, 8788 Taranto (İs » tanbuldan) 20, 8789 Bakey ve Sa el 25 8790 Leon Taranto 20, 8791 Karabet Türkciyen 20, 8782 On * nik 20, 8793 Ohanaş 20, 8794 An- don Yavruyan 20, 8795 Ziya Eski- cioğlu 20, 8796 Sabatay Levi 20, 8797 Hevraklı 20, 8798 Kaneti ve Ulon 20, 8799 Hakkı Damatza- de 20, 8800 Zaharya Hakanati 20 8801 Maltyalr Hafız Mehmet 20, 8802 Ahmed Ecizrazade 20, 8804 Ismail Hakkı 20, 8805 Mustafa ve Kasuru 20, 8806 Nuri ve şeriki Bakkalbaşı zade 20, 8807 Meh - med Niyazi 50, 8808 Şark deri Türk ticaret evi 50, 8809 Hacı Ö- mer Malikzade 100, 8810 Avni ve Srtkı Harman 100. Ihsan Yavuz Şık giyinen- © lerin terzisi Her Ayın modelini orada bulabilirsiniz ISTANBUL Yenipostahane karşısında Foto Nur yanında Letafet banında pesinde... Fahrünname 3alı eski Faris Nâkleden: (Hatice Sörenya) terih romanından alınmıstır No.56 “Ah, keşke bütün zindanları boşaltsaydın da Hurremin kur- tulmasını istemeseydin.... O, benim kızımın İkisi de biribirini kucakladılar.! Uzun uzun öpüştüler.. Macerala - rt anlattılar.. Ferruhun, Hümayı kaybettiğini öğrenince, Hurrem çok müteessir oldu, ( Şehzadede arkadaşımın âşık olduğunu ve bu sebeble zındana girdiğini öğren - di; — Sen hiç merak etme.. Biz ica- bra bakarız! « dedi.. Hurremin negibi ihtiyaçları varsa hepsini temin (ederek ve zmdancı başıya onu ısmarlıyarak dışarı çıktı.. Doğruca saraya git - ti. Padişahın huzuruna girdi. Bir köşeye çekilerek (o boynunu büktü, oturdu. — Ne 07, Niçin müteessirsin, oğlum., — Pek büyük bir derdim var, efendimiz. Zındanlarmızda akra» bamdan birinin mahpus olduğunu öğrendim.. Padişah, zindandaki bu akra - banm kim olduğunu sorunca Fer- ruh: — Onu kurtarmayı vadediyor musunuz? » diye sordu. Elbette, oğlum! Sen benim in tikamımı aldın. Memleketimi bü: yük bir musibetten kurtardın. Ben senin akrabanı azaptan kurtar - maz olur muyum hiç? Bunu böyle söylemesi üzerine Ferruh, mahbusun ismini bildir - di: — Hurrem... Bu adı duyar duymaz, padişah, hop oturdu, hop kalktı: — Ah, kâşke bütün zindanla * rm boşaltılmasını isteseydin de o nun tahliyesini istemeseydin... - dedi. O, benim sevgili kızımın ka- her idmancı vücudunu kuvvelendire - |—————————————27) vmagirdi. biliyor. Bu antrenmanlar vücudu kuvvet - lendirmek ve nefes arttırmak İçindir. 'Tabil idmancı diğer muayyen günleri de top ile cem'i ve ferdi egzersizler yapmalıdır. Top ile olan çalışmaları bundan evvelki yazılarımızla (izaha çalışmış olduğumuzdan burada bunları tekra - ra lüzum görmüyoruz, Haftada bir defa da nazari ders almalıdır. o Antrenmanlardan sonra masajın faydasından uzun uzadıya bahsetmeğe lüzum yoktur. Çünkü bu- nu herkes biliyor. Sm mmm İstanbul Birinci Ticaret mahkeme - sinden: İspirto ve İspirtolu içkiler o inhisar idaresi tarafından İzmirde Keçeci - lerde Hasan Hoca mahallesinde Os - maniye caddesinde 20 numaralı ma - ğazada tüccardan Hüsnü zade Sürey- ya aleyhine adliye yangınından evvel açılıp yenilenerek o mahkememize ve- rilen alacak davasının o tahkikatınm icrası 10 — 10 — 985 perşembe saat 14 de yapılacaktır. Oturduğu yer bel. | li olmıyan müddeaaleyh o Süreyyaya | yazılan davetiye varakası omahkeme! koridoruna asılmıştır, Müddenaleyh Süreyyanın tahkika - tm yapılaca: gün ve saatte mahkeme- de bizzat veya bir vekil (o göndermek suretiyle hazır bulunması lüzumu H. U, M. K. nun 141 nci maddesi mucl bince ilân olunur, (V, No. 8971) 3 İstanbul beşinci icra dairesinden: Mahcuz olup usulen paraya çevril- mesine karar verilmiş bir salon takı - mıyla halı gibi eşyalar o Beyoğlunda 'Tepebaşında (Kontinantel) otelinde 9—9 —935 tarihine tesadüf eden pazartesi günü saat9dan itibaren açık arttırma ile satılacağından talip olanların yevmi mezkörde mahallinde bulunacak memuruna müracaatları ilân olunur, (V. No. 8965) HABER AKSAM POSTASI > IDARE EVİ Istanbul Ankara Caddesi Posta kutusu : İstanbul 214 Telgraf adresi: istanbul HABER Yazı işleri telofonu : 24872 idâre ve lân 724870 ABONE ŞARTLARI vE, ala, 740 . “asa , 3 ayık 409 « 86 7 1 aylık “ 309” İLÂN TARİFESİ Ticaret ilanlarının satim 12,50 Resmi anların 10 kuruştur. Sahibi ve Neşriyat Müdürü; Hasan Rasim Us Basıldığı yer (VAKIT) matbaası Senelik 4 eke Fakat, Vaadini tuttu, Bunun üzerine, iki arkadaş hürriyet içinde biribirlerine kavuş tular, Ferruh: — Haydi, ilkönce senin sevgi - lini kurtaralım, sonra benimkine bakarız! * dedi. — Nerede kurtarmak... Mağa - ranın felâketli hayatına dayana - mamış, mutlaka şimdiye kada; ölmüştür. Vezire meseleyi haber verdiler Ferruh, Hurrem, Mehlâ, bir de ve- zir olmak üzere, üç kişi, gizlice, dağ başma gittiler. Mahut meş' - um mağaranm örülmüş kapıları nı yrktrlar, İçinden sultanı çıkar - dılar, Sapasağlamdı. Hiçbir yerine söz vermişti, İ birşey olmamış, yalnız biarz za - | yıflamış, rengi solmuştu.Bu hal de ona daha fazla yakışmıştı. Vezir, dedi ki: — Ben, paddişaha işi açarım. Eğer sultanın kurtulduğundan do- layı hiddetlenirse kaçar, gidersiniz eğer hiddetlenmezse, ne âlâ... © na göre davranırız. FE kanına girdi!,, Üç kahraman arkadaş ve sul - tan, hudut boyunda beklediler. Padişah, kızının öldüğüne kaildi. Uzun zaman evvel, onun lâkırdı sını etmeyi yasak etmişti. “Kim lâfımı açarsa boynunu vurduru » rum !,, demişti. Fakat, şimdi de, — hele oğlu öldükten ve başka bir evlâdı do « ğamıyacağını hekimler kendisine söyledikten sonra, — büsbütün & zülüyordu. Tâci, tahtı kimlere Ka- lacaktı?... Vezir, onun bu dertlerini sezi « yordu. Ona dedi ki: / — Kerimeniz ölmeseydi, on * dan doğacak bir çocuk varisiniz olurdu, değil mi, padişahım? « der di.» Padişah sustu. Homurdandı;. . — Öyleyse size birşey haber ve reyim... Onun Hurremden bir go » cuğu dünyaya gelmiş... Kerimeniz iyi: bu gayri meşru çocuk sağ” l Padişah, yerinden sıçradı. iz — Sahi mi söylüyorsun?.. To * runumu bana getirin onu göre * yim... Vezir, dedi ki: . — Bakın, gördünüz mü, padi » şahım?.. Gayri meşru bir evlâda bile razısmız... Sonra, sizin vari- sinize tarih ne der?... Halbuki, a- ralarımda nikâh kıymak kabildir.. — Ayt... Evlâdım, bir tanecik kıymetli kızım sağ mı yokaa?.. — Sağ, padişahım... — Derhal getirin... Yi Vezir, sevinç içinde dışarı fn ladr, Hududa müjdeciler gitti. Üç ar- kadaşla sultan getirildi. Kırk gün kırk gece düğün yapıldı. Padişali, yaptığı zulüm yüzünden o derece müteessir olmuştu ki, tacini, tah * tm, kızı ile damadına bırak. Kendisi, artık günlerini ibadetle” geçirmeğe karar verdi. : Düğünden sonra, büyük bir ka file tertip ettiler, Komşu devletlerin hepsinden," bu meyanda olarak, üç devletten de töbrik nameleri ve hediyeler gelmişti. Üç devlet dediğimiz şunlardı: Hüma'nın devleti, Numan Şahım devleti, Hita devleti!... Şimdi, bunlara mukabelede bu- lunmak zarureti vardı. Onun için, Ruz diyarını elegeçiren arkadaş » lar, baş başa verip düşündüler. Sürprizler hazırladılar. (Devamı var) KUPON 242

Bu sayıdan diğer sayfalar: