22 Eylül 1935 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 6

22 Eylül 1935 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Balkan Olimpiyadında Organizasyonun iyi ve fena geçen tarafları Rastgele kimselerin, göğsüne bir rozet koluna bir band vererek sahaya bırakmamak lâzımdır ! Müsabakalardan evvel Bu sene İstanbulda yapılan al- tıncı Balkan oyunları, dün Kadı- köy stadında başladı. Saat (12) den itibaren vapur- lar, çeşit çeşit ırklara mensup,| türlü türlü dilden konuşan kala:| balık bir halk kütlesini, Kadıkö- yüne taşıyordu. MER “ 800 metre başlarken. o Başta ikinci olimpiyat yemini yapılıyor. Anlaşılıyor ki, Balkan oyunla- rı, diğer spor müsabakalarına na- zaran bambaşka bir seyirci kütle- si topluyordu. Ayakta bile durmak için güç yer bulunan vapurda, dikkat edi. yordum: En büyük kalabalığı, İs- tanbullu Rum vatandaşlarla şehri- görünen birinciliği kazanan Yorgako-! pulodur. Cirit atmada Türkiye şampiyonluğu bildirilirken yapılar. seremoni mizde bulunan diğer Balkan dev- letlerine mensup yabancılar teşkil ediyordu. Bunlar çoluk çocuk, spordan! anlıyan, anlamıyan, hattâ belki de! içlerinde spor sahası ne olduğunu bile bilmiyenler olduğu halde, ırk. daşlarını seyretmeye gidiyorlardı.! Bilet satışınm, üzerinde spekü- lâsyon yapılyacak kadar gördüğü! rağbetin sırrma!... Bizde atletizm hareketlerine para ile değil, beda- va olduğu zaman bile çok az alâ- ka gösterildiğini düşünerek evvelâ akıl erdirememiştim. Fakat ka- labalığın en az yüzde 60 - 70 inin, maalesef bizlerden başka unsur- ların teşkil ettiğini gördükten son- ra, ortada ânlaşılmıyacak bir şey kalmadı. i takmış, İ nur tribünü diye ayrılan bir yer, Büyük fedakârlıklar sarfedile- rek, bu oyunlar için hazırlanmiş olan stadyomdan içeri giriyorsu- nuz. Aşağı tarafa düşen kıs-| mı müstesna, her tarafı kaplıyan tribünler, (A.B.C.D.E,F.) di- ye harflerle ayrılmış... Karşıya dü- şen eski açık tribünler de ikinci! mevki... Biraz ilerledikten sonra bileti- nizin üstündeki harflerle yazılı “e lan tribünün önüne geliyorsunuz. Her tribünün kapısında duran, göğsüne, yalnız atletler ve hakem-! ler (9) için hazırlanmış rozetler| ve bir kısmı, sanki bu rozetle bir şey olmuş gibi, ne ol- duğunu şaşırmış! 10 - 15 çocuğun kontrolundan geçerek bir yer bu:| up oturuyorsunuz.. Onur Tribünü Tribünlerin ortasındaki kısın: | (Onur) tribünü olarak ayrılmış.. | Fakat hâyrettir! Burada otur- |! Ye ması İâzım gelenlerden ancak 15 . 20 kişi var.. Üst tarafı, işini uy-| duranlar tarafından işgal edil. miş! İstanbulun C. H. P. sayın baş- kanı Hilmi Ural bile burad yer bulamamış. (A) tribününün bir köşesine sıkışmış oturuyor. Ruhan tam bir sporcu ve halkçı olan Hilmi Ural için, tribünlerde! halkla oturmak bir mesele teşkil etmiyeceğine eminim. Fakat O. rasgele . insanlarla. ..dolmusken.| Hilmi Ural'a burada, spor hare- ketlerini daha iyi seyredeceği bir köşe gösterilmemiş olması, bizim tuhafımıza gitti.. Gazetecilerin yeri (A) tribününün sağ köşesinde gazetecilere bir yer ayrılmış, bu - raya sırf gazetecilerin ve ancak bir (gazeteden bir kişi gire- ceği söylenerek, spor işleriyle tribünlerinin, bu kadar uğraşan her müsabakayı en âz 2 - 3 kalem- den yazan (Haber) e bile Fede- kişilik yer rasyonca burada iki verilmemiştir. Eğer bu tribün hakikaten bu kadar dikkatle tutulmuş olsaydı, canımız yanmıyacaktı!.. Ben, uzak bir tribünde oturdu. ğum için şahsan görmedim. Fakat orada bize verilen bir kişilik yer- de oturan arkadaşım anlattı... Bizlerden esirgenen yerlere İ kimler oturmamış, kimler!.. Gazeteci olmıyan birçok in- sanlardan başka mesalâ, bu tri bünle ugraşan zatm, çalıştığı mü- esseselerin erkânı ilâ!... Ayakta durmak (Ayakta kimse durmıyacak, o- na göre bilet satılmıştır) diye ilân edilmişti. Çok isterdim ki, bu ilânı ve - renler dün tribünlerde otursunlar da, önde, ayakta duranlara mani olunmadığı için, bilhassa (A. C, ve B.) tribünlerinin ve antre yan- larında oturanların çektiklerini görsünler !.. maa aile ve 100 metrede Ralbre sm rini Frankodis (Yünüt) Rozetli ve hakem bolluğu Müsabık ve hakemlere veril- mek üzere bir rözet yapıldığını duymuş ve ilk günler, hakikaten bunu yalnız alâkadarların göğsün. de görmüştük. Fakat, bu zavallı rozetler, dün kimlerin göğsünü süslememişti?... Bilseniz!.. Bu işlerle, yakından uzaktan, hiç bir alâkası olmadığını, olamı- yacağını bildiğim öyle insanlar vardı ki, nasıl olmuş anlamadım, birer rozet edinmişlerdi Öyle zannediyorum ki, bu ro- zetlerden en aşağı 300 - 400 tane dağıtılmıştı. Burada ikinci bir İÜ Mikyeeüli yalm mal amlami ğundan da fena idi. Resmi prog- ramda ancak (61) vazifedarın ismi yazılı olduğu halde, müsa- bıklar, şehir bandosu ve hademe- ler müstesna, bir aralık sahada tam 146 kişi saydım ki, bunun da bol bol rozet dağıtmanın aksülâ. meli olduğu şüphesizdi. Hakem listesinde ismi, cismi el- mıyan insanlardan, müsabakaıla- rm ortalarına doğru kollarına bi. rer hakem işareti takmış olanlar da gözden kaçmıyordu. Cirit atma esnasında, bu inti- zamsızlık, az kaldı bir kaza neticelenecekti.. ile Koşutarda arive (bitiş) yerin- de, bir kere 68 kişinin toplandığı- ni saydığımı söylersem, sahanın intizamsızlığını anlamak hiç güç olmaz, sanrım, Organizasyonun iyi tarafları Organizasyonun dün gördüğü. müz bozuk kısımlarını, bu kadarla haber verdik.. Şimdi de iyi ve be- ğendiğimiz taraflarını yazalım.. Saha ve pist Tribünler, saha ve pist hakika- ten iyi hazırlanmışıt. Kuluvarla- rın çizgilerine, atlama çıtalarının boyalarına kadar her şeyin mü- kemmel olmasına itina edilmiş, aşağı kalenin yerinde, çekiç atma için yepyeni bir muhafa yapılmış, ile halka bildirmek için, #aatin yanında muntazam bir yer yapıl- mış, iyi bir radyo teşkilâtı kurul- muştu. Koşulardan sonra koşu pisti, düz tahta tarak te fırçalarla, bir sonraki koşu için hazırlanıyordu. Atlamalarda metreleri göste - ren kareler ve Balkan rekorlariyle atışm hangi ulusa ait olduğunu anlatan bayraklar, seyirciler için çok faydalı oldu. Yani, işin idari tarafı ne kadar kötü yapıldı ise, teknik bakımdan da iş o kadar muntazam, eksiksiz ve iyi başarılmıştı. İşte onun için çok temenni &- diyoruz ki, avuç dolusu para har- canarak yapılan bu olimpiyatta, idari teşkilât, derhal yapılan cez- noktayı işaret etmek lâzımdır: Sahanın inzibatı mümkün ol- duğu kadar, hattâ mümkün oldu: Dünkü milsabakaların bizim için en muvaffakıyetli safhaları: Karakaş Türkiye rekorunu bir daha kırarak (o Balkan şampiyonu olurken, ve Veysi usulü disk atarken ri bi rmüdahale ile, teknik teşki- lâta lâyik bir hale konulsun... İzzet Muhiddin APAK bize dördüncülüğü kazandıran Yunan

Bu sayıdan diğer sayfalar: