23 Eylül 1935 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 11

23 Eylül 1935 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 11
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

23 EYLUL — 1935 a SR HABER — Akşam Tostası 2 al mmm — İİİ İNEK TEYZENİN MİRASI: çok ENTERE- / HARİTA gi8ı SANBİR Ki” EY. OUR,BA" TABTIR. SAYIM Ticaret mektepleri için Müderris K. Kömürcüyanın mühim ders kitapları Yeni harflerle: tenzili bedelli Ameli ve tatbiki kambiyo | Yeni muhasebe usulü Ticaret malümat ve bankacılık 105 Iktisadi ilmi İhtisas muhasebeleri (Şirket, sanayi, ziraat ve banka) Ticaret ve mali hesap 70 Lügaritma cetvelleri (yeni rakamlarla) 56 Başlıca satış yeri: İkbal kütüphanesi. Dr. HAZIM Muayenehanesini, Beyoğlu Bekâr ği! sokağından Hamalbaşı tramvay cağ desi (İngiliz Sarayı karşısında) 26 numaraya nakletimştir. | TEDAVULDEN ÇEKİLEN PARANIZ İHiçBin | zzzzreommmmanarmani CİHETLE” SiZi iLERLETMEZ . ONU BANKAYA YATIRINIZ MER TURLU IZAHATI GiŞELERİMİZDEN ALINIZ İLOLANTL BAN UNİ NV KARAKOY, PALAS ALALEMCİ HAN NEOKALMINA .KAŞE , NEOKALMINA KALMIN”ı Satış deposu! Atabey Han No. 30-35 PARDAYANLAR 109 112 PARDAYANLAR cağınızı söylemeden evvel sizin için | ne yapmak düşünmesi olduğumu an- latacağım, Fakirsiniz, sayemde zen - gin olacaksınız. Taliin fenalıklarına uğramış bulunuyorsunuz, fakat ben; sizi lâyık olduğunuz mertebeye çıka- racağım. Şimdilik sizi yirmi bin frank! maaşla Luvrda bir vazifeye tayin e- diyorum. Ne dersiniz? — Ne diyeyim, rüya gördüğümü sa-| Bıyorum.. Gözlerim kamaşıyor.. — Rüya görmüyorsunu Şövalye, #izin gibi kahramanlara o böyle vazi -| feler vermek kral ve kraliçeelrin va- alfa setağı, Bu sözlere (o kulak Pardayan: — Pekâlâ. Bu vazife nedir? dedi, Katerin dö Meğiçi bir saniye kadar Sus. Rüjjiyeri yüzünden akan ter - Yeri «idi, Çünkü kraliçenin Pardaya - Na vereceği vazifenin ne kadar müt - bis olduğunu biliyordu, Kâterin sesine dahâ acı bir o ahenk vererek söze başladı: ! — Mösyö, ayni zamanda krala da diş biliyen birçok (düşmanlarımın balunduğunu size söylemiştim. Bun - ların cesaretli günden güne artıyor, eğer birkaç sadık ve fedakâr Janti - $*om bulunmasaydı şimdiye kadar çok tan bunlardan birinin gadrine uğrı « yarık hayata veda ederdim. İşte bu » hüm için düşmanlarımdan o birisinin bun» “arlaştığını görür görmez nasıl her: w ettiğimi size anlatmak iste - Tem. vwvelâ onları iyilikle, vaitlerle, Yorvaş'arımla düşüncelerinden vaz » Yeçrrmek İsterim, Ekseriyetle bu su - retie muvaffak olurum, Çünkü insan - lar söylendiği kadar fena ve kalpsiz değildirler. kabartan ———— Pardayun, zaptedemediği bir he - yecanla sordu: — Eğer bu suretle muvaffak ola « Mmazsanız?.. — O zaman Allahım adaletine müra- taat ederim. — Affedersiniz maksadınızı tama - men anlıyamadım. — Pekâlâ. Jantiyomlarımdan biri ca nını feda etmeği göze alarak bu düş- manı bulur onu erkekçe düelloya da- vet eder, Bu düelloda ya ölür yahut düşmanını öldürür. Ölürse arkasın - dan gözyaşı döküleceğine ve intikamı- nın almacağına emindir. oÖldürürse kral ve kraliçesini bir felâketten kur- tarmış olur ve bu hizmetinin bol bol mükâfatını görür. Buna karşı ne der- siniz Mösyö? — Er meydanında (hemen kılıcımı çekmekten başka bir şey yapmam. Haşmetpenah, insanın kendi karısı ve ya kraliçesi için düello o etmesinden nomal (tabii) ne olabilir. — İşte bü haddini bilmez herifler - den bir tanesini gösterirsem? — Hemen düelloya çağırırm, atti ismi... Tam: — Ismi, Giz veya Monmoransi bile olsa.. diyeceği zaman sustu. Bu anda fesat cemiyetinin bütün ko- nuştuklarımı hatırlıyarak kraliçenin Dük dö Gizden bahsetmek istediğini zannetti. Dük dö Giz ile düelle etmek!.. Bu nu aklında kararlaştırınca (gözleri parladı, Kendisini pek büyük görmeğe başladı. O bu anda kraliçenin bir Jan- tiyomun olmağa namzet olan Pardayan değil kralı himaye eden bir Şövalye 1di, latabilsem.. Sonra sizi düşündüm. Si- ze zararı (o dokunabilecek bir tehlike bulunduğunu hatırladım ve o ada si" zi kurtarmak isteğinden omaada her duygum kayboldu. Katerin, sadık köpekleri okşamak i- çin alınan bir tavır takındı. — Kalbim heletan içinde ezildiği halde otele girerek scele merdiven - lerden çıkarak delikanlıya yetiştim. O da Pardayanır oyanına giriyordu. Kulağımı kapıya verdim. Bütün ko- nuştuklarını dinledim. Katerin, geçen sözlerden onun bizim oğlumuz oldu - ğunu anladım. Evet, bu Jan Dalbre ta- rafından kilise merdiveninden alma” rak büyütülen, terbiye edilen felâket- ten kurtarılan oğlumuzdu. Uzun bir sessizlik oldu. Katerin dö Mediçi derin derin düşünüyordu. Ni- hayet tereddütle sordu; — Ya o, acaba her şeyi biliyor mu? — Hayır, hayır! Hiç bir şey bilme - diğine ben kefilim. — Parise ne yapmğa gelmiş? — Navar kraliçesinin hizmetinde bu Tunduğu için herhalde onunla buluş - mağa gelmiştir. Katerin tekrar düşüneye daldı. Ço” cuğunun sağ bulunduğu kendisine ha- ber verildiği bu anda acaba neler düşünüyordu. Acaba ne gibi fikirler bu anayı ağırlığı altında O eziyordu. Bu düşlinceleri keşfetmek şüphesiz imkânsızdır. Bununla beraber bu ka” dınım vicdanını örten ağır ve karan - Nik perdeyi bir şeytan hile açmış ol - saydı göreceği fenalık ve iğrençlikten korkar, kaçardı. Katerin dö Mediçi birdenbire titre- di. Bir cinayet sırasında (yakalanan! katillerin uğradıkları korkudan do -| ğan şaşkınlığa benzer bir tavırla: — Kapı çalınıyor! dedi, — Şövalye dö Pardayandır. Saat on da buraya gelmesini söylemiştim, İş - te sarayın kulesinde bulunan saat da tam onu vuruyor. Katerin dö Mediçi elini eski bir fil dişi gibi parlak sarı alnıma götürerek: — Şövalye dö Pardayan ha! Ah, evet. Dinle Rene. Çocuk niçin Par - dayanın yanına gitmişti? Yoksa biri - birleriyle ahbap imı idiler? sözlerini mırıldandı. — Hayır Madam, Navar kraliçesi tarafından Pardayana teşekkür etmek için gelmişti, — Demek ki, aralarında arkadaşlık falan yoktu ha? — Hayır, yalnız ilk defa olarak dün biribirlerini gördüler, Kraliçenin kansız ince düdaklarm- da korkunç bir o gülümseme belirdi. Rüjjiyeri bu gülümsemenin altımda gizli bulunan meş'um düşünceyi se - zerek titredi. — Git kapıyı o aç Rene. Git azizim, Bu adama verilecek vazifeyi buldum, Fakir olmakla beraber o mağrurol. duğunu söylediğiniz ku Pardayan hakkında vermiş olduğunuz malümat doğruydu değil mi? — Evet madam son derece fakir ve fevkalâde de gururludur. — Yani her şeyi anlamağa ve her & şe girişmeğe kabiliyetlidir. Haydi ka- pıyı aç Rene. — Madam, Madam, o zihni nizden nasıl düşünceler geçiyor? — Haydi deli olma. İşte misafiri « miz üçüncü kere olarak kapıyı çalı - yor. — Katerin oğlumuza merhamet edi- niz!

Bu sayıdan diğer sayfalar: