11 Eylül 1936 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 5

11 Eylül 1936 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

TE Xİ : 5 z a” İki saat Gi ü b # tnğz sonra (firara teşebbüs esna A — & > Se a sahnesi y birinde mahkâmiyet müd Miirdikten sonra namuslu hayata a. “lan Roger Benton isimil eski bir tarafından yazılmıştır; #t adam kaçmıştı. Bu heyecan korkutucu haber aramızda bula bastalık gibi yayılmıştı. İmdat işareti verilince hepimiz av- sürüldük. Gardiyanların ateş #a- Bözleri ve bize çevrilmiş tüfek nam altında titreşerek bekleştik. Tam * düşüncelerimizi bu firar hâ- © yorduk. Sonra uzaktan, bir kalabalığın bize geldiğini gördük. Bu manzara da evirip çevirdiğimiz sualin ce- veriyordu: Firar teşebbüsü mu- Nitak olmamıştı. vi Önde Tad Bravn yürüyordu. Ar la dan Jak ve Mak ve Şorti somurt- ka, yefatlarile geliyorlardı. Bu. grupu i zalim bir adam olan yüzbaşı ile Rardiyan atlar üstünde gayet yakın- Ba takip ediy, lardı. Kaçakların ka- iyorlârdı. Kaçakların ka b hüsriyet ancak iki saat sür HE #, Fig # 4. # ğ Yö, & v Bütün mahpusların zihinlerinde yal: bir sual dolaşıyordu. Acaba bunlar ekleri dayağa & dayanabilecekler ie İ? Yoksa hapisanedeki kayıtlarma a Maktül düşmüştür) cümlesi mi ilâcaktr? Yen vap için fazla beklemedik. Akşam ine daha henüz başlamıştık ki eği başı, Azrail gibi kapımın önünde gö- “ Mere; w 1) ii al — Şort Deft meydana çıksml!.. SA gürledi. tik olarak Şorti ça- aeg onun elebaşı sayıldığını anla- Ürü iki adimi kalmeaya Küdar yak. Paca, yüzbaşı, ağır bastonunu hava- İN kaldirdr ve bağırdız © Sen beni öldürmek istedin hal. Arkasından da ağır baston bütün Bk Şortinin kalasma indi. Mahküm demeden baygın bir halde yere yu- landı. Gözünün üstünde açılan kor- ğ 'âradan sel gibi kan akıyordu. İki Eardiyan onun pelteye dönen udunu koridora sürüklediler, Şort - Payne dökülen kovalar dolusu su- İ Kerltesni işitiyorduk. Tekrar mü- 9 bir dayak yemesi için onu ayit ta Şalışryorlardı. Atılan dayağın gürültüleri kulakla patiryordu. Fakat, Şortinin ağ- bir tek iniltinin çıktığını işitme- hiç ses çıkarmadan cezasını çe- ği # vi # o > $ ra onu gene sürükliyerek ye- attılar. Baştan ayağa ka- İçinde idi. Dudaklarımdan gene şikâyet avazesi çıkmıyordu. Maka geldi. Kapının önünde kurşun ağırlığındaki yum- hızile çenesine inerek bir birden kırdı. Mak icrk ye- bir adamdı. Verilecek ceza- kemikleri dayanamazdı. Yal - başladı : Ya,” Yüzbeşım yalvarırım sizel İyi | iz im, ben yaşlıyım. Buna dayana- hat Şortinin sessizliği kadar bu da hiç bir tesiri olmadı. | K bu adamların kendisini öldür. İİ bk teşebbüs ettiklerini biliyordu. Ni , onradan ben de bunun doğru ol- iy Öğrendim. Şimdi ise bütün ma, aza ibret olacak bir ders veri. fi ; #, Z ii Ef ? i İl 1 Ösüncü olarak Tad ilerledi. Bütün te Puslar soluk almaksızın bakıyorlar kaça bir sopa ile yere serildi. Dü- İs, © ağımdan bir inilti çıktı. Kori- tey ni sopanın bir kaç defa indik- Mı, ra, dayağa, ıslak kayışlarla, de Yam liğini duyduk. Sürükliyerek hi Odasına geri getirdiler. Sıra Ja İş, ““İmişti, Kapının önünde yediği ka- İ)kgoPa kafatasını yardı, bir daha a- et. ai mahküm ellerine iki tabanca' Ba dün, Bir hayat Geçirerek, Çalışmakta olduğumuz tarla- dan bir kolayını bulup kaçmışlar ve ge- ce karanlığın: beklemek için tarlanm yanı başındaki sık çalılığın içine sığın- muşlardı. Akşam üstü iş başından dö- nerken yapılan yoklamada bunların gay bubetleri anlaşıldı ve hapisanenin kurt köpekleri kaçakları araştırmak için sa- hıverildi., Çok geçmeden önde köpekler, arka- da yüzbaşı ve gardiyanlar, bunları çalı- hıkta sıkıştırmış, kaçaklar tabancalara davranmışlar, fakat ne dense kurşun - lar bir türlü ateş almayınca teslim ol- mak mecburiyetinde kalmışlar. Yatakhanede Şorti sanki hiç bir şey olmamış gibi sigara içiyor ve bir manak okuyordu. Yanma yaklaştım: — Rahat gibi görünüyorsun? Dedim. — Görünmesem ne olacak? Artık her şey bitti. Çok geçmeden beni öldü seceklerini çok iyi biliyorum. Bunun doğru olduğunu çok geçme- den hepimiz anladık. Ertesi gün bu dört adam yedikleri müthiş dayağa rağ men gene tarlalara çıkarıldılar. Eğer verilen gündelik işi tamamı tamamına yapmıyacak olurlarsa, geceleyin dayak faslının başlıyacağını pek iyi biliyorlar- dı. Üçüncü günü sabahı Şortiyi yük yükleme takımına verdiler. Burada ağ- rı ve sızı içinde olan vücudile çalışa” muyacağı pek aşikârdı. Buna rağmen diğer mahpuslardan geri kalmamak İ- çin elinden geleni yaptı. Fakat dördün cü günün sabahı iş başına giderken 8i- radan bir adım ileriye çıkarak: — Yüzbaşım hamal takımında yapa mıyorum. Beni başka bir yere veremez misiniz? Diye sordu. Yüzünde nefret ve düşmanlık görü- nen yüzbaşı kısaca: — Orada çok kalacak değilsin; hay di sıraya dönl, Diye bağırar. Hepimiz birbirimize bakıştık, sonra da gözlerimiz bodur gardiyanın elinde- Xi tüfeğe çevrildi. O gün öğleden sonra saat dört İle beş arasında mesele halledildi. Biz kur şun, arkasından iki el daha patladığı za man ben Boli Lesli ile beraber çalışı- yordum. İşi bırakamazdık. Birbirimi - zin yüzüne de bakamazdık. Boli fısıl dadı: — Şorti gittit. Sonra hapisanede (öğrendiğimize göre, bodur gardiyan Şortiyi sıradan çıkarabilmek için fırsat gözetlemiş, ni- hayet (öğleden sonra emeline muvaf- fak olabilmiş. — Hey Şorti arkada bir kaç demet bıraktın! Diye bağırmış. Şorti ise hiç bir şey bırakmadığını çok iyi bildiği halde, galiba nc olacaksa olsun diyezek âire- dan dışarıya çıkmış, ve çıkar çıkmaz da göğsünden yediği ilk kurşunla yere serilmiş. Ga. ziyan büyük bir soğukkan ona doğru yürümüş ve başma iki kurşun daha sıkmış. O gün akşam tatili oluncaya kadar Şortinin vücudu tarlada kalmıştı. ER Yıkanma dairesinden çıkıp da av- uya toplanırken içinde iki gardiyan ve iki mahküm olan bir kamyon Şöorti- nin cesedini getirdi. Yemek salonunun tam karşısında durdular. Gardiyanlar mahkümlara ce- sedi aşağıya atmalarını söylediler. Hal- buki onlar b-- insanın ölüye göster- dikleri hürmetle cesedi taşıyarak aşağı” ya indirmeğe kalkıştılar. Bunun üzeri- ne yüzbaşı bağırdı: — Atın aşağıya!. Mahpuslar tereddüt edince: — Atın diyorum size, yoksa. Yapacak başka bir iş kalmamıştı. Kanla bulaşık olan ceset küttedek taş- ların üstüne atıldı. Kanlar en yakında olanların bacaklarına sıçradı. O gece yemek odasında kimde ye- mek yiyecek hal kalmıştı ki?. Ton too amca kovmaya indi, fakat dayanamadı AKSAM POSTASI (DARE Evi Ankara Caddesi Istanbul Posta kutusu : İstanbul 214 Telgraf ağresi : Istanbul HABER Yazı işteri telofonu . 21472 idare ve ân ABONE ŞARTLARI Türkiye Ecnebi «400 Kr. 2700 Ke. 2170 Sahibi ve Neşriyat Müdürü: Hasan Rasim Us Basıldığı yer (VAKİT) matbaası 143 yıl evvel bugün Avusturyalılar Fransanın mühim şehirlerini zaptettiler Harplerde elli beş yara almış Hoşar ile Fransanın en cesur kumandanlarından Güstin niçin idam edildiler Fransa, her taraftan muhasara edilmişti. o Avusturya ordusu baş ku. mandanı Valansiyen ve Konde mev. kilerini aldıktan sonra (Frans'zları geri püskürtmüştü. 100,000 kişi ile Pa. ris üzerine oyürümeğe hazırdı. Fakat böyle yapmadı, Yani Pa. İ ris üzerine yürümedi. Başka bir şehri muhasara etmeği daha yerinde buldu. İngiliz kumandanı Dünkerk şeh. rini muhasara için emir almıştı. 20, 000 kişi ile oOemir aldığı şehrin mu. hasarasıma yürüdü. Diğer İngiliz kumandanı Freytag 15,000 Has askeri ile hazırdı. Üç gün muhtelif cephelerde sü . rekli çarpışmlardn sonra (O Lekeno. İ va kalesi teslim bayrağını çektiler ve Avusturyalılar Moboj'u muhasara et. günü, 143 sene evvel bugün olmuştu. Mağlüp olan kumandanlar Güs. tin ile Hoşar neye uğradıklarını an. Uyamamışlardı. Hoşar'ın bu harpte büyük hataları olmuştu. Eğer bütün kuvveti ile hareket etse düşman kuvvetlerini ya denize dökecek ve yahut hepsini mahvede . cekti. Halbuki çok zayıf omüfre. zeleri göndermek (suretiyle harp etmişti. Bu mağlübiyetten sonra ordu da şu haber dalglandı: — Kumandanlar idam edilecek. ler. Güstin hakkında şunlardeni. yordu: “Asya hükümdarlarına, ku . mandunlarına lâyik ziynetlere müs . tagrak br halde oMayans şehrinde yaldızlı bir araba ilegezdi. Askeri harbe teşvik eden, hisleri o tahrik du arasma (osokmadı. eden askerleri (o&urşuna dizdirdi. Ordunun iaşesine memur miserlerden şikâyet etti. Kimse bu kumandanı müdfan edemedi. Güstin idamından birgün önce oğlunu yanma getirtti. Kucak. layıp öptükten sonra: — Oğlum, yrın ne halde buluna. cağımı bilmiyoru, dedi. Hiç kimse da. rağcına giderken lâzım olan meta, neti ogösterebileceğinden emin ola maz. Fakat ben size bıraktığım isme li. yakat kazandığımı o isbat edeceğim; İkinci gün, ayakları titremeden| darağacına gitti, *.. Hoşar da ittiham ediliyordu. milli eden gazeteleri or. İtaatsizlik olan ko tiler. Bu mağlübiyet 1793 yılı 11 Eylul — Şimal ordusu baş kumandanı iken yirmiiki zabitile bir gene. rali azlettiniz ve yalnız başına kaldı. niz. Cevab verdi: — Bu neyi ifade eder. Bu hiç bir şey ifade (etmezdi. Maksat onu idam için sebep lâzım. dı, — Baş kumandanlık muharebesin den sonra korkaklık gösterdiniz. Hoşar gülümsedi. Vücudunda tam elli beş yara vardı. Elli beş defa kanakıtan bir kumandanın kor kaklık gösterip güstermiyeceği mev, zubahs olacak bir şey değildi. Fa. kat sordular. Çünkü maksatonu idam için bir sebep bulmaktı. Kuman. dan söyle mukabele etti; — Adi bir Dragon yüzbaşısı iken baş kumandanlığa kadar yükseldim. Acaba düşmana hizmetten ne mü. kâfat bekliyebilirdim. o Düşman, kendisine yaptığım fenalıkların inti. kamını almak için beni parça parca eder, Tarih diyor ki: “Hoşr sessizce, mertşe öldü. İngiliz ordusu mahvol . maktan kurtulduğu, Lokenova Avus. turyallar teslim olduğu için idam edildi. Aşkı bilmeyen aşık Tiyatro sahnelerinde bütün gönülleri teşhir etmekte olan Vera Nargo bu haf ta Londraya varmış ve oradaki İngiliz- leri efsunlamağa başlamıştır. Sahnede şek rolleri yapmakla çok (O büyük bir şöhret kazanmış olmasına rağmen, ken- disi henüz aşkı tatmamıştır. Afrikada misyonerlik yapmakta olan babası bundan beş sene evvel kendisine — Kızım, ben ailemizin adını tiyatro programlarında hiç görmek istemem! demişti, Fakat Vera evinden kaçmış ve bir dansöz olmuştur. o Gazetecilere söylediği gibi bu kızın hayatında biricik boşluk, aşk: hiç tatmamış olmasıdır! — Sahnede aşkın bütün usul ve erkâ- nmı bilmekle mükellefim. Sahne dışında genç bir çifti görünce, hayatlarının be- nimkine nisbetle ne kadar dolgun oldu- ğunu düşünürüm. Evet ben (hürriyet, lüks ve her şeye malikim. Fakat aşk ne dir bilmiyorum. Bu da muvaffakiyetin bana nasip ettiği faciadır. Marmara nahiyesinde Atatürk heykeli İzmir Akhisar kazasına bağlı Marmara nehiyesinde (Atatürkün) bir hey. keli yapılmış ve kurtuluş gününe tesadüf eden $ Eyulul pazar yünü Akhisardan giden bir heyet önünde büyük ve coşkun tezaküratla açılmıştır. Bu heykeli yapan Cevdet nanında ematör bir gençtir. Ve resimde X işa. relli olarak gösterilmiştir. Kendisi takdire şayan görülmüştür.

Bu sayıdan diğer sayfalar: