23 Eylül 1936 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 3

23 Eylül 1936 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Zehirlenen siyasiler ve tavsiyelerim ... İski devirlerin kötü adetleri, istip- Üilarile, eşdost idamlarile, körü kö- Nine mutaassıp ve aklı selime dayan» felsefelerile, acaip gugurikli Üliformalarile, şu veya bu kavme Ya . enkizisyonlarile yeniden horti:- tınlar arasında bir şey eksikti: Pardayanlar romanma nazire teşkil “cek tarzda adam zehirlemek. Çok İMikür, o da baş gösterdi. İşte, sava: o, zamanı teyin edilemiyen bir Mözide, siyasi bir rakibinin iblisane ti tertiple ikram ettiği zehirli gıdayı Midesine indirmiş. Diyorlar ki, birbiri ardısıra ölen siyasileri de aynı sinsi suikast- ere kurban gitti, Vebuakla uzak ir. , Amerika Yi şahsiyetlerinden bahsederken son b şöyle bir basma kalıp hi- Kiye uydurmağa başladılar: “Bir fedaisi vardır ki, relsin yiyece- İİ yemekler, evvelâ bu adamın önüne #etirilir. O, bundan bir lokma alır; İğer ölmezse reis de yer!,, Fakat, tedbirin kâfi olmadığı Titü- ko miaalinden anlaşılıyor. Çünkü, bilir hangi tarihte muzır gıdayı ve acısı heniz çıkıyor. - gazeteleri Avrupanm mü- Mademki kurunu vustanm bütün Mulleri kullanılıyor, mukabil tedbir- İri de ihya edilmelidir. Meselâ, ber diplomat, boynunda, küçük bir mahfa- & Panzehir gezdirmelidir. Uluslar kuru Runa böyle gitmeli, ziyafetlere bu şe- iştirak etmelidir. İhtimal bu da i değil: Yamnda bir ağası bulun- Malı, kahvesi pişince, panzehirli fin- tana koymalıdır. Belki de, kaminato- unu, hacılar gibi beraber gezdirmeli, » Yiyeceğini, içeceğini emin adamlarma tazrtatmalıdır. Bunun için, Yahudile- tin yahut müslümanlarm mazeretleri- gi ikramı ret çareleri buluna- *ti yeriz!,, Yahut “Domuz sürülmüş- tir belki, sizin kaplarmızda pişen şey- leri ağzımıza koymayız..., denebilir. bu sözler asri telâkkilerle uygun başka çareler vardır: Mese- Mi, Gandhi, Londrayı ziyaretinde keçi- Sini de beraber götürmüştü. Sade onun Sütünü içeceğini söylemişti. Prensibi leymiş! Herhangi bir diplomatın da “a benzer bir bahaneyi ileri sürmesin- “e mahzur yoktur: “Ben pek millici- Yim, Ancak kendi vatanımın toprağın- | da yetişen şeyleri yerim. Onun için, | Müsaade edin de sizin ziyafet sofranız- “a da kendi mevalelerimle karın doyu- | Myım!,, “Tabiatile, bu gibi hareketlerin haki- | M sebepleri, çok geçmeden karşı taraf - | İN da anlaşılacaktır. Eğer ziyafeti ve- | Yen diplomatın kötü bir'niyeti yoksa, göstermek üzere, yine bir kurunu Vüsta adetine baş vuracaktır: Tabak- İa gelen yemeği ilk önce misafirlerine etmiyecek, “Bakmiz bir şey Yok!., diye bir kaşık alıp evvelâ kendi. *İ mideye indirecektir. Ancak bundan *onra davetlileri hayatlarmdan emin “abileceklerdir! Her devrin bir üslübü vardır. İstip- | dat ve diktatörlük devirleri mademki Wdet ediyor, adetleri de bütün teferru- Atile baş gösterecektir? Netekim işte, 1 Onun için, siyasiler, bu “iylediklerime riayet etmelidirler, E- Von Papenine kadar cümlesi- Me tavsiyelerim malüm ola! (vâ-Nd) mem Göbels Atinada Metaksasla temasta Almanya propaganda nazır Odektor Söbels, karısı ve arkadaşlarile birlikte | Atinada ziyaret ettiği şahıslar arasmda | Başvekiz de vardır. Başvekil Metaksas © Söbeg şerefine bir ziyafet vermiştir. Alman nazırımnın seyahâti o gayriresmi © "masına rağmen bu ziyafette siyasi ma- ? ği nutuklar söylendiği haber verili Nazilerin diğen temasları Almanyanm Viyana büyük elçisi Von Papen Çekoslovakyada bulunmaktadır. Yk d Meşhut (| cürümler Kanunun tatbiki hakkında Adliye Vekili Izahat veriyor Adliye vekili Şükrü Saraçoğlu, meş- hut cürümler kanunu hakkında şu be- yanatta bulunmuştur: — Meşhut suçların muhakeme usulü hakkındaki kanun 1 inciteşrinin ilk gü nü tatbik edilmeğe © başlanacaktır. Bu kanuna ait hükümlerin C. müddeiumu- milerile zabıta tarafından ne suretle tat bik edileceğine dair Dahiliye Vekâleti vasıtasile Emniyet Umum Müdürlüğü ile Umum jandarma o kumandanlığının mütaleaları alınmak suretile tam bir dü şünce birliğile tanzim edilen talimatna- menin İstanbulda yapılan © içtimalarda kompetan olanların da tetkik ve müta- İcasna vazedilmek © suretile en iyi ve) müsait tatbik şekli almasına ihtimam ç-| Kanunda meşhut suçları seri ve kısa bir muhakeme usulüne tabi tutan bir sistem kabul edilmiştir, Meoşhut suç failinin suçu işlediği gün C. müddelumumisine ve oradan mahke- meye sevkedilerek aynı günde davanm bükme bağlanması bu sistemin belkemi- ğini teşkil etmektedir. Bu o suretle suç işlenir işlenmez mahkeme büttün taze- Viğile delillere el koyarak işin hakikati. ne tam bir isabetle nüfuz etmek imkân; nı elde edecektir. Vakit kaybetmeksizin suçlunun teczi- ye edilmesi, cezanm müessir (olmasın temin etmekle beraber, suçun ika ettiği tesirleri de giderecektir. N Meşhut suçlarda deliller bariz oldu « gundan C, müddelumumileri bu delille- ri suçun işlendiği gün tesbit ve izhar e- derek mahkemeye müracaat etmek im - kânma maliktirler,. Bununla beraber su- gün haiz olduğu şeraitin işlendiği gün ğı müstesna haller dahi nazarı itibara alınarak bu takdirde C, müddeiumumi- sinin delillerini noksansız tesbit edebil- mesi için 24 saatlik bir mühlet de ve silmiştir. Yani C. müddelumumisi dava- gını derhal inkişaf edebilecek olgun ve tamamile müstahzar bir hale getirme - den ikamei dava etmiyecektir. Adaletin mahkemede tamamile tecel- B etmesi için eğer (o hakiki bir zaruret mevcut ise pek müstesna hallerde kendi #ini gösterecek bu zaruret (o karşısında C. müddelumumisine umum! usule mü- tacaat edebilmek salâhiyeti de vetilmiş- tir. Bu kısa ve seri usul, ilk olarak mem- İeketimizde tatbik edilecek değildir. Da ha 18 inci asırda İngilterede tatbik edi- lerek alınana muvaffakiyetli neticeler üzerinde tatbik sahası tedricen genişle- miş, oradan 19 uncu asrın 2 inci mısfın-| da Fransaya geçmiştir. Fransızlar biz-| de olduğu gibi yalnız şehir ve kasabala- rım belediye hudutlarına hasretmiyerek bu usulü nahiye ve köylere kadar bütün memlekete teşmil etmişlerdir. Fransızlardan sonra bu usulü tatbik eden Romenler, İtalyanlar Yunanlılar gok iyi neticeler elde etmişlerdir. Vazifesindeki kifayetini, vazifesine bağlılığı göstermek hususunda Türk adliye ve zabıtası bu O kanunun tatbi- katile çok mühim bir tecrübeden geç - mek Üzeredir. Bu tecrübeyi müvaffaki- yetle geçireceğine, ruhundan mülhem olmak suretile kanuna £ istihdaf ettiği hayatiyeti halkı memnun edecek şekilde temin edeceğine kanaatim ( vardır. Bu kanaatle deruhte edecekleri önemli va- zifede kendilerine muvaffakiyetler dile- rim. 'BIZE'SORUNUZ.S e e 7 dik ME çi A a ei LİLİ LR e an Lİ Yeğeni m m ei Tahsin Özer Doğu ellerimizde görduğü kalkınma ve faaliyetlerden memnundur Müfettişlik doğu mıntakasındaki gezisinden dönen Üçüncü Umumi Mü- fettiş Tahsin Özer gezisi hakkında in- tibalarmı Anadolu ajansı muhabirine şu suretle anlatmıştır: — Doğu ellerimizde yer yer kalk. ma ve genişleme hareket ve faaliyetle- rine memnuniyetle şahit oldum. Bil hassa yol ve yapı işleri süratle ilerle mektedir. Transit yolu da bu meyandadır. Yeni teşekkül eden Patnus kazası ner kezinde hükümet dairesi inşaat: bir aya! kadar üzeri örtülmüş bir hale getiri lecektir. o Burada bir de tayyare şehitleri abi-i desi yapılmaktadır. Harap Patnus pek! yakında küçük bir maâmure olacak- tır. Şimdi çarşısı ve yolları kurul” maktadır. Karakösede on beş güne kadar © lektrik tenviratına başlanacak cümhu- riyet bayramında töreni yapılacaktır. Burada da büyük bir halkevi, bir orta mektep yapılıyor. Cümhuriyetin eseri olan yeni mektepte tedrisata cümhuri- yet bayramında başlanacaktır. POLİSTE Taze Fasulyadan Zehirlenmişler Karabaş üçüncü dere sokak 25 numa- rada oturan Mecit karısı Meryemle, ço- cuğu Mehmet dün akşam yedikleri taze fasulyeden zehirlenerek Beyoğlu hasta- nesine kaldırılmışlardır. saçma doldururken... Beşiktaş, Yıldız caddesinde 12 sayılı &vde oturan 17 yaşlarında Kemal av ta- bancasma saçma koyarken tubanca bir- denbire ateş almış ve çıkan taneler Ke- mal isminde 10 yaşlarında bir çocuğun kolundan yaralanmasına sebep olmuş - tur. karısını öldürdü Dün akşam, Haliç fenerinde Tahta- minare Külhan sokağında oturan Rizeli Osman oğlu İshak karısını dokuz yerin den kurşunla vurarak öldürmüştür. Katil tabancasilç yakalanmış, tahki - kat başlamıştır. Oyuna karışınca Göztepede İstasyon caddesindeki Bah tinin kahvesinde iskambil oynayan bi - s#ikletçi Kenan, oyuna (o karışmasından muğber olarak kundura boyacsısı Refi- ği yumrukla döğmüş ve yüzünün müte addit yerlerinden yaralamıştır. Gülmenin Depar Gi Güneşin Balm a, LA 1506 ee erol 25 12,07 15,32 16,06 19,99 408 25 1200 1,31 1003 — GEÇEN SENE BUGUN NE OLDU? İtalyanlar. her ihblümüle karşı Napoli şebri Bİ boşaltmağa bazırlanmışlardır. miye Burhan Caiht re Başıboş köpeklerin Şehirde çoğalmasının garip bir sebebi varmış Belediye bu defa şehirdeki köpekler- le mücadele işini pek sıkı tutmaktadır. Şehirde başıboş gezen köpekler Bele- diye memurları tarafmdan yakalan makta, fenni bir şekilde öldürülmeler | işin hayvanları gönderilmektedir. Fakat bu arada garip bir vaziyetle karşılaşılmış, cemiyete gönderilen kö- peklerin tekrar şehre çıktığı görül müştür. Belediyenin ağızlıksız ve nu- marasız bulduğu için cemiyete gönder diği bu köpekleri cemiyet saklamakta ve sahipleri cemiyete milracaat edince kendilerine vermektedir. Artık herkes yolunu bulduğu için köpği kaybolan soluğu Himayei hayvanat cemiyetin- de almaktadır. Bir taraftan da hayvan sevenlerin cemiyete giderek sokak kö- peklerine bile tesahüp ettikleri ve son- ra bunları “Azat,, eyledikleri söylen- mektedir. Şu vaziyete göre Belediyenin bu iş- teki gayreti nihayetsiz bir devirden başka bir netice vermemektedir. koruma cemiyetine Bayan Samiye Bürhan Cahit Yeniden otomobil! kullanmıya başladı Geçen sene otomobil yarışmda hazin bir kazaya uğrayıp bir müddet sonra iyileştiği zaman artık otomobil kul- lanmamaya ahdetmiş olan Bayan Sa- dün, bu kazadan kurtuluşunun yıl dönümünü kutlula- Haber -alındığına göre Bayan Sami- ye Burhan Cahit bir senedenberi. ilk defa olarak yeniden otomobil kul- lanmıya başlamıştır. Üniversiteden alınan diplomalar Üniversite fakültelerinden oalmıp da kaybedilmiş olan diplomaların, yenileri- Din nası) çıkarılacağına dair Üniversite tarafından bir talimatname hazırlanmış tır. Bu talimatnameye göre, talip, dip- lora istediğini iki defa gazete ile ilân ve ondan $onra Üniversiteye müracaat edecek, mensup olduğu fakülte meclisi tarafından talebi kabul ve rektörlük ta- rafından da tasdik edildikten sonra dip- İnmasını alacaktır. Tıp fakültesi için, yalnız o istida ile, we bu istidayı vermeden evvel de Sıhhi- ye vekâletine vaziyeti bildirmek Üzere müracaat edecektir. Diplomasını bir ikinci defa kaybedene yeni diploma verilmiyecektir. Parayı alamayınca Üsküdar iskelesine getirdiği kavun * lerla iskeleye yanaşan sandalcı Halitten 25 kuruş iskele parası (o istiyen hamal Ahmet parayı alamayınca işi yumruğa dökmüş ve sandaltıyı yumrukla döğe- ek sol gözünün kapanmasına sebebiyet verdiğinden yakalanmıştır. ZAYİ — Büyükada ilk okulundan al- dığım şehadetnameyi kaybettim. Ye- Ruigar askeri birlik başkanı Darçef ölmüş! hisini alacağımdan hükmü yoktur. tür, La (81 Metin Encren) Mr ği r .. N tarafından seviliyormuş Edirneden F. L. imzasile yazılıyor: On altı yaşındayım ve yeğenimi yanında biraz körkak. Fakat, ikimiz Yalrız kalınca, beni kolları arasına alıyor, gözlerini gözlerime dikiyor, ve hül- yaya daliyor. Bana bir nasihat veriniz. seviyorum. Ailem A ie kkk sama köne CEVABIMIZ — On altı yaşında her genç kızın, ken- disini seven bir yeğeni vardır. Eğer, işe başka şeyler ka - rışmazsa, bu çekinilmesi imkânsız, fakat tehlikeli olmayan bir vaziyettir. Maamafih, onun kollarınızda hülyaya dalma- sına razı olmayınız. Saçlarından çekerek fsraza bisikletle gezme saatinin geldiğini haber veriniz. in” | bebi buymuş. 4 Mahvolan İ metfun olduğunu ha se senar mezar taşları Belediyenin mezarlarda ıslahat vap- ması mevzuuna dair, Suat Çetinlaş, Cumhuriyette şöyle yazıyor: 'Türk şehirlerinde bir caminin avlu- suna, bir mescidin köşesine veya bir tekkenin bahçesine sığınarak asırlar» danberi uykuya dalmış bu küçücük mezarlıklar bizim için bir arşiv kiy- meti saklamaktadır. Bunlarm şimdiye kadar ehemmiyetini takdir edemediği- miz için zayiatımız büyük olmuş ve birçok tarihi vesikalarımız mahvol- muştur; meselâ geçmişin en büyük üs- tatlarından mimar Hayreddinin mezar taşı buna misaldir. Bugün mimar Hayreddinin yurdu- muzun birçok yerlerinde milli tar.hi- mize şeref veren yüksek eserlerini teb- cil ettiğimiz halde onun hayatı, ölüm ve doğum tarihi hakkında bir bilgimiz yoktur, üstadın mezar taşını tesbit edebilseydik hiç değilse ölüm tarihini anlar, ve bu taşı kıymetli bir hatıra diye saklardık. Hayreddinin Atikali paya camisi $i- rasındaki Sinanpaşa türbesi haricinde P VE bazı ki- atplar bulunduğu gibi bu tagı orada görenlerimiz bile vardır, Fakat bugün bu taşın yerinde yeller esiyor, kimbilir hangi insafsız onu orüdan alıp hangi duvarın temeline attı? Belki de taş 0- rada topraklar taşlar arasına karıştı. Bir tek mezar taşı bize öğretti Xİ Fatih devrinde de Sinan adli bir mi- marımız vardır, bunun mezar taşmı da Fatihte Kumrulu mescit denilen mes- cidin bahçesinde gördük. Belediyemiz mezarlıkları salaha ni- yet etmişse - geç kalmış olmakla bera- ber - çok hayırlı bir işe başlamış de- mektir. Fekat unulmayalım ki bu işe yanlış yoldan girerse On odkuzuncu asrın imarcılık namı altında yaptığı tahripgilik şeklinde tecelli edel nün için bu işi mütehassıs bir h yapacağı bir projeye göre ve gene bir. mütehassısm nezareti altnda yaptır “malr, mezarlıklarda adeta bir arkeolog heyecan ve zihniyetile çalışarak toprak ları itina ile eşelemekten de çekinme- melidir. O vakit bu topraklar ve mo- lozlar altından çok kıymetli vesikalar çıkacağı rauhakkaktır. .. » HABER'de de, daha evvelden fikri ileri sürmüştük: Mezar taşları, yalnız hatırasım gizledikleri insanla rın şahsiyetlerinden dolam ehemmiyet- Ki sayılmaz. Aym zamanda, tezyinat taş yontuşu, hattatlık, vazım ve nesir ve kavuk şekilleri bakımından da kıy- metlidir. Bunlardan bir takım tarihi hakikatlarda istidlâl edilir, Halbuki, - hele mezarlara hürmet hissinin kaybolduğu bu devirde - ta- rihi taşlar, yeni binların malzemesi halinde kullanıdmağa başlandı. Kosko- ca mezarlar, gözlerimizin önünde mah- volup gidiyor. Yapılacak şey: Biroçk diğer şehir- lerde, meselâ Mısırda olduğu gibi, ha- rap ve metruk mezarlardaki kıymetli taşları, vakit kaybetmeden, bir müze bahçesine nakletmektir. Hiç değilse, bunları dört duvar arasında mahfuz bir cami avlusuna, bir eski tekke bah- çesine yığmalıyız; muhafaza cimeli yiz. Sonra ne yapılacaksa yapılsın.. Bunu altı ay evvel yazdık! O zaman dinliyen bile olmadı! Bu da para ile midir? Büyük bir tesisat sermayesine mi ihtiyaç vardır?. Hayret ediyorduk. İnşallah Belediye artık harekete gel- miştir. Temennimizi yerine getirecek tir, (Hat - Sür) Karadağlıların bir âdeti Asım Us, Kurunda, seyahat katıra- Tarı arasında yazıyor: | Karadağlılar arasında müslüman is- mile anılan kimseler eksik değildir. Meselâ İbro (İbrahim), Muyo (Wus- tafa), Bekcu (Bekir) demektir. Bunun sebebi de gü suretle izah ediliyor: zl Karadağlılardan bir ailenin birkaç çocuğu olur, hepsi de ölürse en sonra dünyaya gelen çocuğa Türk ve müs- lüman adı verilir, bu suretle © çöcüs| ğun ömrü uzun olacağına itikat edilir miş, İşte kendileri Karadağlı olan bas zı kimselerin Kâlâ bugün Türk ve mi İiman ismini teşımakta olmasınm $6-

Bu sayıdan diğer sayfalar: