4 Nisan 1938 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 5

4 Nisan 1938 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Hatıralarını enlatan CEYMS NOBODİ NO: 76 Entellicens Servisin ea meşhur caşoslarınden O akşam eve tekrar geldiğimiz zaman ilk gördüğümüz şey, ev sahibi Skarbe Kont dö Nis, brovningini Alman ta- usuna tevcih etmiş bir vaziyette bek- tobanca, bir sustalı, tıklım, tıklım dolu bir Cüzdanı &lıp kendi ceplerime koy- Sonra Hans Fuşa: — İkimizin arasında yürüyeceksiniz, Şüpheli harekette Çünkü bu tak. Tabancala- Üstünde, tu- yüzüme bakarak cevap ladım. Merak etmeyin.. şey söylemeden Ikimizin Odadarı çıktık. Kapı di aşka bir se tarafından rahatsız €. in, buluştulk. Arkadaşımız bizi — Bravo! dedi. Böş dönmediğinizi yorum. Fakat misafirimizin yüzü ne hale girmiş?. Hans Fuşün yürü, filhakikak, hiddet vo tecssürden korkunç bir şekle girmiş. ti. Otomobile binmesini işaret ettim.. Peşinden birde girdik. Arabanın per delerini indirdim ve mahpusumuzun teye götürdüğü . anlamaması için bağladırı. Sür'at- ket ettik, Devriye ve karokolların nazarı dik. çin, daha tehlikesiz ! yolunu takip ederek Brüj is- tikametinde ilerledik, Şebrin etrafında dolaşıp “Serbest Belçika,, mensupların. T in evinin önünde durduk, kendisini T girince Van İzegem sordu: — Bu adözenı ae yapmak - fikrindesi- onu İngiltereye götürmek, eee d n eee eee deate- karbek olan Belçikalı ev sahibi creye karıştı? — Evde işinizi » Oradaki hüerelerden birine gir - dik. Ev şahib esi olmadığı gibi kapısı uzun demirli kalın meşedendir. Da- Ba yeni taktırdık, — Hücre nasıl hava alıyor?, Ce Diğer hücrelerden.. Kapmın Ü- tünde ufacık bir delik var, Daha iyisini o sırada bulmak imkân- sızdı. Bodruma biraz saman, bir desti su, ekmek Ve siire koyduktan sonra Hans Fuşu kapatıp oradan ayrıldık. z Mahpusumuzu alıp sahilde bizi bek- liyecek olan bir İngiliz denizaltı gemi- *ine götürmek Üzere o akşam eve tek- Tar geldiğimiz zaman ilk gördüğümüz tey, yemek odacında ev sahibi Skarbe- kin cesedi oldu. İki küreği arasında bir bıçak saplanmış olan şavallı, yerde can. &Z yatryordu. Hans Puşa gelince; o kaybolmuştu. Kont dö Nisle biribirimire hayret ve dehşetle hakıştık. Biz yokken nasıl esrarengiz bir dram çereyan etmiş ve Hans Fuş kapalı bu- Tunduğu yerden nasil çıkarak öldüre - bilmişti?, Bunu tahkik edip öğrenmeği daha Sonraya bırakmak mecburiyetinde idik. Şimdiki halde yapacağımız iş oradan sür'atle uzaklaşmaktı, Hana Füşüun ti- Dayet mahalline geleceği muhakkıktı.. Evden çıktık, uzaklaştık ve Van İzege- Mi bulduk. Bizi görünce: Fu:—_ :;ı:n. dedi, dikkat edelim, Hans H"-umfyboluıu Zebrüjü altüst etti. Onu arıyor, evleri basıyorlar, Mahpusu derhal gemiye nakletmek sa. Turam ki ihtiyatir bir hazeket olacaktır, Kont dö Nis teessülrle başını salladı: ç O haydut şimdi kimbilir nerede- dir? dedi, Fakat alacağı olsun, bir da- h_ı onu nerede görürsem kip derhal geberteceğim, Van İzegem haykırdı: tabancayı çe- — Ne diyorsunuz? Hans Fuş kaçtı mu?, yemek odasında kin cesedi oldu — Kağmakla kalmadı, — dostumuz Skarbeki de öldürdü. — Felâket Şu halde bürada tehlike, | desiniz., Çünkü Zebrüjde yapılan araş- tırmaları bizzat Hans Fuş idare ediyor. Sür'atle kaçmalısınız, . Kont dö Nis nevmidane: — Kaçmalıyız.. Evet kaçmak İâzım.., Daima kaçmak.. Ne hayat ya Rabbi!.. — Ne yapacaksınız? Başka çace yok ki... 'Tek başınıza yüzlerce Alman poli- si ve çasusuna karşı koyamazsımız . Ben müdahale ettim: — Haklışınız.. Imkânıyzlık karşısın: da ne yapabiliriz?, Kont dö Nis sordu: — Yani? Ne yapmamızı teklif edi . yorsunuz? — Eğer mağlühiyetimizin acısını çı- karmak ve ölen dostumuzun intikamını almak İstiyorsak muüvakakten ortadan kaybolmak zaruretindeyiz.. - Fakat ge- refim üstüne söz veriyorum kl Hans Fuşun yaptıklarını kat'iyyen cesasız br- rakmıyacağım.. d Kont dö Nis elimi sıkarak azimle: — Sizinle beraberim, dedi, iatikamı. mızı almak için icap ederse ölüme ka- dar!. . Mukabele ettim; — Evet, icap ederse — ölüme kadar! Fakat gimdiki halde bu civardı uzak- laşacağız.. Bakınız ben ne Güşünüyo - rum: Hans Fuş ergeç Mezlere gide. cektir. Çünkü Kayser ve Alman karar- gâhı umumisi orada bulunuyor. Biz de Hans Fuşu takip ettiğimize göre oraya gideceğiz.. Bu varziyette Meziere onun peşinden değil, ondan önce gitmemiz daha ihtiyatlı bir hareket olur. O Zeh- rüjde bizi aramak için boş yere vükit kaybederken biz Mezierde mükemmel ** S- mücemmartostum Mmerere han” gi yoldan gitmek tasavvurundasınız? . — Sahilde bizi bekliyen tagiliz de, tı gem en İstilade ederiz. Ge- mi bizi Heyet civarında karaya çÇik Oradan Gand, Odenard, Şarlrua, Pilip- vil, Rorua ve Şarivil torikiyle Mezicrc gideriz, Şarlvil le Mezler arâsındaki Entellicens Servia ajanlarmdan biri bi- ze melce temin eder ve İcap eden diğer yardımlarda dp bulunur. Plânım nasıj?, »— Bu vaziyette daha iyisini bulmağa imkân yok.. Fakat sür'atle hareket et. mek mecburiyetinide olduğumuza göre ne vabıta ile hat edeceğiz?. — Ganddan itibaren otomobille seya- hat edebileçeğimizi sanıyorum. Fakat Heyat ile Gand, yani sahille bu şehir a« rasında naki) vasıtası bulabileceğimizi zannetmem. Bu yolu yürüyerek kat'e- deceğiz her halde.. Van İszegem lâla karıştı: — Fokat Heyatte sizi bir otomobilin beklemesi mümkündür. — Bir otomobil mi? Hangi otomobil? »— Benim otomobil.. Ben gider, sizi orada beklerim,. Tanrmadıklarma göre karadan teyahatte benim için tehlike yok. Halbuki siz ayni vaziyette değilsi- niz. Bu dostluk nişanesi beni çok min. nettar brraktı, Heyecanla: — Ne? dedim, bu fedakârlığı yapa- gaksınız ba?, Sizin için de tehlike bile- bütün gayri mevçut olmadığını bildiği. niz hölde. . Van İzegem lâkaydane cevap verdi: — Bütün kuvvetimle sizlere yardım etmek vazifem değil mi? tehlike varsa ne yapalım? Siz benden daha büyük tehlikelere göğüs germiyor musunuz? | Teklifi kabul ederek kendisine Heyat te müğyyen bir yerde randevu vererek I ayrıldık. Ertesi sabah şafak — vakti Henizaltı gemisi bizi Heyst civarında — 18s1ız,bir I yerde karaya çıkardı. Voca İzegemi vöz. leştiğimiz yerde bulamadık. Akşama kadar onu boş yere bekledikten sonra akibeti hakkında içimiz endişe ile dolu olduğu halde, fakat bir şey yapmak ik- tidarında da bulunmadığımız için, yo- la çıktık, l VDevamı var), l HABER — Alşanı postam Ankara mektupları : 1 Dev adımlarla terakki eden Ankarada iki sene ayrılıktan sonra meler gördüm Sabah trenleri niçin bukadar tağbet görüyor 'Tam iki sene ayrılıktan — sonra, geçen bafta bir fırsatını bulup, An- karayı tekrar ziyaret edebildim. Bir pazar sabahı erkenden kalka- rak Haydarpaşadan saat 9 da hare- kot edecok trene darıdarına yetişe- bildim. Pazar olmasına rağmen, sa- bah kalkıp akşam Ankaraya varat bizim tren tıklım tıklım — yolcu ile doluydü, Deylet — Demiryolları #evvelce yalnız haftada Üç güne mün- hasır olan sabah trenlerini hergüne teşmil etmekle hakikatte iyi bir iş yaptığı lik anda belli oluyordu. Ankara yolcularının — büyük bir ekseriyeti, gündüz yolculuğunu gece yolculuğuna — tercih — ediyorlardı. 'Trendo çok kalabalık bulunmasına rağmen herkez rahattt, Ben da bir yer bulup yerleştim. Yeni vo zarif villâlar arasından hızla göçerek Pendiğe vardık. Sonra ise, İzmit kâğıt fabrikasının geniş bir sahayı tmar etmekle kalmıyarak İzmite göze çarpan bir canlılık ver- diğini de — görüyoruz. — Sapancada başlayan yağmur Eskişehire kadar devam etti. Ortatık karardığı zaman Pulatirya gelmiş bulunuyorduk. Bir AZz sonra modern Etimesut nahiyesi. ni de geçtik. Herkesde hazırlık baş- ladi, Çiftlik ve nihayet hol ışıklarile Ankara göründü. Saat tam 9 Ankaranın tasyonundayız. Asıl bina kısmı ik- ni İse HL ada a fi"ş)'”"“"' o Yi tsafsâlin Tamamlanmasına hara-- | Vins Tetle çalışılan bü lasana ferah. Trk veriyor. Aydınlık ve tertemiz ge- niş bir salondan çıkınca İyi tanzim edilmiş bir moydanda sağ — tarafta srralanmış otomobilleri, sol tarafta mükellef otobüsleri görüyoruz. Yonl- şehirde bulunan bir dostumun evine gitmek üzere otobüse atladım. 10 da- kika geçmeden gideceğim evin so- kak başma goldik. Fakat hayret! Buraları ©o kadar değişmiş ki... Etraftaki arsalar apar tımanlara İnkılâp etmiş, sağında so- dunda alâmeti farıka olarak hatırım da kalan binalar da tadil edilerek şekillerini değiştirmiş. Fazla olarak aziz dostumuz da evine bazı ilâveler yaparak hem şeklini ve hem de ren- gini değiştirmemiş mi? Hülâsa oku- yucularım benim gibi — ömrünün 9 senesini Ankarada geçirmiş bir a-. dam 3 sone evvel ayrıldığı Ankara- daki bir dostun evini bir hayli tered- dütlerden sonra güç hal ile buldu. Ben kan ter içinde mesoleyi anlatır. ken ev halkı da gülüyordu. Ankaranın kıymetli valisi ve yo- rulmaz belediyo reisi bütün caddele- ri asfalt yaptırmış. Mevcut ağaçlara yenilerini ilâve — etmiş. Her taraf tertemiz. Ankara şoförleri muhakkak ki bu hüsusta İstanbuldaki meslektaşları- na nazaran çok talili adamlardır: Yenişehirden Çankayaya kadar u- zanan ana cadde Üzerinde bilhassa Sıhhat bakanlığından Kızılay bahçe- sine kadar iki taraf apartımanla dol muş. Yeni pastanelor, dükkânlar a- çılmış tren köprüsünün ötesinde Kız Yukarda: Ankaranın yeni istasyonu, manzara., Enstitüsünün yanında dil, coğrafya fakültesi binasının temeli kazılıyor. Biraz öteda stüdyo binası tamamlan- mış onun ilerisinde Hava — kurumu merkezinin arkasında — Türkkuşu mektebini ve Hukuk — fakültesinin yanıbaşında Ankaranın en şık bina- &nt görüyoruz: Belediyeler bankası. Bu bina ucuzluğu Lisbotinde çok zarif ve mükemmel bir binadır. Ht- kimiyeti Milliye meydanında rah- metli Taş hanın yorinde yeni yapıl- makta olan Sümerbank binası yük- selmiş. Fakat herşeyde isabetli ka- rarlar veren Ankara belediyesi ve tmar komlsyonu bunu nasıl göreme- miş? Sümerbank binasının çepbes! yalnız meydanı çirkin göstermekle kalmamış Üstelik İş bankasını da kıs men kapatmıştır. Halbuki bina boş, on metre geride yapılmış olsaydı bu çirkinlik olmazdı. Şimdi meydanda bir hayli istim- lâke lüzum hasıl olacak ve belki de zafer âbldesinin o zaman daha müna ortada ve anltta: Yenişehirden ikt sİp bir yere kaldırılmasına lüzum &ö rülecektir.Bu takdirde heykolin Mec Nis bahçesinin alt küşesinde İstasyor erddesinin dörtyol ağzımdaki dalre- Noceği riva; dern Ankara şehrinin birkat daha güzelleşmesine meydan vereçektir. # — NISIN — 938 — PAZARTESİ AKŞAM NEŞRİYATI — Sant: 18,30 Plâke la dans musikisi, 19,15 Çocuklara masal: Bayon Nine. 19,35 Borsa haberleri. 20 Rı- fat ve arkadaşları tarafindan Türk müusi- kisi ve halk şarkıları. 2045 Hava raporu. 20,48 Ömer Rıza tarafından arapça söylev. 21 Fasıl saz heyeti: İbrahim ve arkadaşla- rı tarafımdan, (Saat ayarı). 2145 Radyo fonik temsil: Stüdyo örkestrası refakatile (Thals), 22,15 Ajans haberleri, 92,90 Plük. la sololar, opera ve öperet parçaları. 22,50 Son baberler ve erlesi günün programı. 23 Son, NEOKALMINA GRIP NEZLE NEVRALJI BAŞ ve Diş AGRILARI ARTRiİiTİZM

Bu sayıdan diğer sayfalar: