21 Mayıs 1938 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 3

21 Mayıs 1938 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

m 3 am A A Asri Kerem ATBUAT Umum Müdürlüğü muharrirlerimize, geçen sene gönderdiği bir mektupla, birtakım halk masalların ve destanlarının bu | günkü görüşlerimizle tekrar yazılma: sm: tavsiye etmişti. Bu teşebbüs hak. kında düşündüklerimi o zaman Yâz. dım. Neticesi ne oldu? muharrilerimiz mi bu davete icabet etmedi? yoksa yazdıkları Umum Müdürlük tarafım. dan beğenilmedi mi? bilmiyorum. O teşebbüs, büsbütün de neticesiz kalmadı: gazetelerde bazı münakaşa- lara sebeb oldu. Şair arkadaşımız Or- han Seyfi de, 4kbaba'da, mizahi bir Asri Kerem tefrika etti, Orhan Seyfi, Matbuat Umum Müdürlüğü'nün asıl istediğini anlamıyor gibi gözüküp Ke- rem ile Aslı'yı zamanımızda yaşat- mıştı. “Ayağında golf pantalonu, sir. tında omuzları kalkık spor ceket, fa. vorilerini uzatmış, bıyıklarmı Duglas. vari kestirmiş, kaşlarını aldırmış,, bir Kerem. Şair Mehmed Emin onu bu halde görünce: “Bu ne maskaralık?,, diyor. Kerem'in: “Kabahat benim de- Zil; beni bu hale Vedat Nedim koydu; ben asri Kerem'im,, demesi Üzerine de: “Ayol! sen asri olayım derken maskara olmuşsun!,, cevabmı veri- yor... Asri Kerem, yanında Sofi ile, As- h'yı matbaalarda, Konservatuvar'da, klüpelrde, daha birçok yerlerde ariyor. Onu bulamıyor ama oralarda memle- ketin tanmmış veya sadece Orhan Seyfi tarafından tanılan birçok adam. lama rasgeliyor; türküler söylüyor, onlardan da manzum, mensur cevablar alıyor. Nihayet Vedat Nedim de ona: “Maskara olmuşsun!” diyor. Kerem yanarak ölür; Orhan Seyfi de onu bir elektrik teli ile öldürmüş. Orhan Seyfi, Asri Kerem'i Akbaba sayıfalarında bırakmak istememiş; O. nu, yeşil gri cildli küçük bir kitab o. larak çıkardı (1). Bunu okurken mizah muharrirliği- sin zorluğunu düşündüm: kari her sayıfada gülmek istiyor, halbuki buna imkân mı var? Gülemeyince de mu- harrire sitem etmeğe kalkıyor. Hak- #13; çünkü iki yüz sayıfalık bir kitab. da, kahkaha ile okunacak yirmi beş, otuz sayıfa bulunması da büyük şey. dir. Orban Seyfi'nin kitabımda daha fazlası var; tebessilmsüz okunan par. çaları da (meselâ Konservatuvar Mü- dürü Bay Yusuf Ziya, Ahmed Ağaoğ- Tu için yazdıkları) çok güzel... Ama Orhan Seyfi'ye bir sitem ede- ceğim: kitabında çok kimseden bah- selmek istemiş, bunun için de çoğuna bir iki kelimecik söyletmeğe mecbur olmuş, Onlara adeta şöyle uzaktan bir selim veriyor. Buna lüzum yoktu: eşhası azaltıp da herbiri ile daha çok meşgul olsa daha iyi ederdi. Bu cins mizah yazıları çabuk eskir: bahsedilen adamlar ölüp unutuldukça kitabda anlaşılmaz olur. Orhan Seyfi kitabı. na, pek az tanınmış, hattâ hiç tanm. mamış kimseleri de koymakla hiç şüp. hesiz hata etmiş. “Aceba bu da kim- dir?,, diye düşünen kari nasıl gülsün? Kadı kızında da bulunabilecek bu kusurlara bakılmazsa Asri Kerem eğ- lenceli bir kitab. Orhan Seyfi bir “revue” yazsa. Böyle geyler sahnede bir kat daha cazibleşir. Nurullah ATAÇ (1) 190 sayfa; bez cildi; 75 Turmuş. Mimarların kongresi Türk Mimarlar Cemiyeti İstanbul Şubesi Başkanlığından: Şubemiz yıllık kongresi ket"? olarak 24, $. 038 Salı günü saat 17,30 da, A layköşkünde toplanacağından, azanm teşrifleri rica olunur. Nikâh Ziraat bankası İstenbul şubesi kre. di servisi şef muavini Necat Sıdal ile, ziraat vekâleti şube müdürlerinden Zeki Mağdenlinin nikâh merasimleri, dün Beyoğlu evlenme memurluğunda yapılmıştır. Genç evlilere saadetler dileriz. 19 Mayıs Jimnastik Bayramı dolayısiyle Ankara stadyomünda yapılan büyük şenliklerden iki görünüş: Geçit vesminle çok ulkışlarkin Bedet Terbiyesi Mektebi kız talebeleri ve muntazam hareketleriyle takdir uyandıran Kızlarımızıdan bir grup. Lokantalarda kâğıt peçeteler Belediye lokantacı- lara bir ay mühlet verdi Lokantalardaki peçetelerin bir çok müşteriler tarafından kullarıldığı ve mikrop nakline çok müsait olduğu gö- rülerek bunların kullanılmaması karar. laştırılmıştı. Belediye bütün lokantalara tebliğat yaparak şimdiden sonra bez peçete yerine bir defaya mahsus kâğrt peçete kullanılmasını bildirmiştir. Fe kat, piyasada kâğıt peçete yoktur. Mev- cut bulunan miktarı ise, bu kararı fır- sat bilen kâğıtçılar tarafından pahalr satlmak istenmektedir . Lokantacılar bunu görerek belediye. den kâğıt peçete kullanmak için bir mühlet istemişlerdir. Bu mühlet lokan- tacılara bir ay olarak verilmiştir. Şimdi, lokantacılarla kâğıtçılar hariçten lüzu- mu kadar peçetelik — kâğıt getirmezler ve bunları lokantacılara makul fiyatlar. Ja satmazlarsa, lokantacılar bunu ken. dileri temine çalışacaktır. İleri sürülen bir teklife nazaran, İs- tanbuldaki İokantacıların kâğıt ihtiyocı tesbit edilecek ve cemiyet lüzumu ka dar kâğıdı hariçten ithal ederek lokan- tacılara maliyetine satacaktır. Diğer taraftan kâğet peçetelerin İz. mit kâğıt fabrikasından tedariki de dü- şünülüyor, Lokantacılar, kâğıt fahbrika- muzla da müzakereye gireceklerdir. —o— Gümrük kolcusu alınacak İstanbul gümrükleri başmüdürlü - günde gümrük kolculuğu kadrosunda fazla miktarda münhal bulunduğun - dan yeniden kolcu alınmasma karar verilmiştir. Kolcuların en az orta tahsili görmüş olması, yaşlarmın otuzdan aşağı ol ması, askerliğini yapmış, çok sağlam bir bünyeye malik bulunması lâzım- dır, Asli maaş 12 liradır. iemağman Pençap maliye komiseri Memleketimize geleceği evvelce ha- ber verilmiş olan Hindistanm Pencap racalığı maliye komiseri M, L Dar- bing bu aym on yedisinde Halebe gel. miş ve tetkikler yapmıştır. Pencap maliye komiseri, önümüzdeki hafta i. çinde memleketimize gelerek köylü . milzlin hayat şarları ve tahakkuk etti- rilen ıslahatı tetkik edecektir. ——Yime Bir tayin Ankara, 20 — İstanbul defterdarlı. ğı kontrolörlerinden Hikmet Türker, terfian, P.'T.'T, umum müdürlüğü muamelât müdür muavinliğine tayin edilmiştir. Hikmet Türker kendini muhitine çok sevdirmiş çalışkan bir memurdür. Yeni vazifesinde de kendisine müvaf. fakiyetler dileriz. ŞEHİRDE ve MEMLEKETT ET Eğlence yerlerinde fiat listeleri Eğlence yerlerinin muhtelif yerlerine ve her masanın üzerine konulması mecburi oldu Belediye yaz sıcaklarının başladığı ve halkın mesire, eğlence yerlerine ve plâjlara gitmeğe başladığı gu sıra- larda yeni belediye zabıtası talimat- namesinde daha şiddetli bir şekil ve- rilmiş olan halkın menfaatlerinin ko. runmasma ait hükümleri tabettirerek her tarafa dağıtmıştır. Bu hükümlere göre, balkm yeyip içmesine, yatıp kalkmasına, taranıp temizlenmesine ve eğlenmesine mah. $us İokanta, birahane, gazino, kahve. hane, kıraathane, meyhane, han, otel hamam, sinema, tiyatro, bar, dansing ve plâj gibi yerlerde belediyese tasdik editmiş olan fiat listeleri müessesenin yalnız İçine değil, ayni zamanda ka. pısma da asılacaktır. Eğer bu nevi yerler büyük olursa muhtelif yerlere büyük harflerle yazılmış listeler asıla- caktır, Belediye ayrıca her masanm Üzeri. ne matbu listeler konulması mecburi, yetini de koymuştur. Belediye iktisat müdürlüğü bu şe. Trak'ın Mudan- ya seferleri Pazartesi günü seferler başlıyor Denizyolları idaresi, yarm ilk husu- sİ postasını ve öbür günden itibaren de daimi postalarmı yapacak olan Trak vapırunun günlük seferleri ile pazar günleri yapılacak tenezziüh pos- talarmı ve bunların Mudanyadan iti. baren tren ve otobüslerle iltisakmı, Bursadan hareketlerini gösterir bir broşür neşretmiştir. Denizyolları idaresi, Mudanya Bur- sa otoblis ve tren servislerinin Trakın Mudanyaya muvasalat ve hareket sa- atlerine göre tanzim edilmesi iğin bir taraftan Bursada yeni teşekkül eden otobüsçüler birliği, diğer taraftan da Devlet Demiryolları idaresile anlaş- mıştır. 'Trak, cumartesi ve pazardan maa- da hor gün saat 8,30 ds Mudanyadan hareket edecek ve saat 11 de Galata rihtımma vâsıl olacaktır. Akşam $a. at 16,30 da Galata rıhtımından hare. ket edecek olan Trak saat 19 da Mu. danyada bulunacak ve otobüsler saat 19,45 de Bursaya varmış olacaktır. Pazar günleri ise Trak 8,30 da Ga- lata rıhtınımdan kalkersk 11,10 da Mudanyaya varacak ve saat 19 da Mu- danyadan kalkıp Armutluya da uğrr- yarak 21,50 de İstanbula gelecek ve gece saat 22,50 de tekrar Galata rıh- tımmdan hareket edecektir. Denizyolları idaresi İstanbula gele. cek 21,50 postasını karşılamak üzere vesait bulundurmak üzere Şirketihay. riye, Akay, Devlet Demiryolları ve tramvay şirketiyle de anlaşmıştır. kilde yeni genenin listelerini tasdika başlamıştır. Fakat gene bir takım fahiş fiatlerla listeler tertip ederek iktısat müdürlüğüne getirmekte bulu- nan eğlence ve gezme yerlerinin liste- leri tasdik edilmiyerek jade olunmak» tadır. Bu şekilde birçok fiat listesi ia- de olunmuştur. Salihlide Bir şarap fabrikası Kurulmak için yakında inşaata başlanıyor Salihli, (Hususi) — Salihllde üzüm kurumu tarafından kurulması düşü . nülen şarap fabrikası için, Salihliye gelen kurum salâhiyettar mümessile- rile ilçebay, parti, uray, halkevi, ti - caret odası, başkanları ve bağcıların iştirakile yapılan toplantıda, fabrika binasının kurulabilmesi için lâzım o. lan arsanın demiryolu kenarından te- mini işi görüşülmüştür, Bağcılarmmız bu teşebbüsü çok mu. vafık görmüşler ve arsanm kuruma te mini için çalışacağını vadederek der- hal faaliyete geçmişlerdir. Yakında inşaata başlanacak ve şa. rap fabrikası gelecek sene fasliyete geçecektir. Bu iş bağcılarımızı çok se- vindirmiştir. meliyee Mühendis imtihanına girebilecek Nafia fen mezunları Nafia teknik okulunun mühendis yetiştiren bir mektep haline konulma- sından #onra eski nafia fen mektebin- den yetişenlerin kurslara girebilecek. lerini yazmıştık. Yalnız bu kurslara ne gibi vasıfları haiz olan nafla fen memurlarının girebilecekleri anlaşıla- madığından nafia vekâleti bir tamim yapmış ve vaziyeti aydmlatmıştır. 'Tamime göre, 3074 sayılı kanunun Üçüncü maddesi mucibince nafia vekâ. leti teşkilâtıyla sair devlet milessese. lerinde, belediyelerde veya bunlara merbut müesseselerde istihdam edilen nafia fen mektebi mzunlarmdan ka nunun neğri tarihinde 40 yaşını ikmal etmemiş olanlar İstanbul nafla teknik okulunda açılacak olan kursların ka- bul imtihanma girebileceklerdir. Kur- sa devam için bu imtihanlarda mu. vaffak olmak şarttır. 3074 numaralı kanun 936 senesi ilk kânununun dördüncü günü resmi ga zete ile neşredilmiş olduğuna göre kırk yaş için e8as olarak tutulacak ta. rih de budur, Nafla teknik okulu kurslara duhul imtihanma girmek üzere müracaat ©. decekleri şimdilik sadece bu noktadan tetkik edip kaydedecektir. Haber'den Tarihe Ihtikâr ve hayat pahalılığı EBanafım ihtikârı ve hayat pahalılığı, asırlardanberi günün meselesi olmuş, hiç eskimemiştir. Yakm geçmişin bil hassa mizah gazetelerinde “İhtikâr ve pahalılık, pek canlı olarak görü. nir. Gazetenin girmediği yurd köşele- rinde, gazetenin olmadığı uzak geç mişte de geçim yolunda çekilen sıkm. tının şikâyetini şiirlerde, destanlarda buluruz. İşte bir halk şairi, Konyalı Aşık Mehmet (1) 1295 te doğmuş, on iki yaşma kadar Konyanm Sadırlar ma. hallesinde Mes'ut efendi mektebinde okumuş, bir middet medreseye devam etmiş, fakat babasınm ölümü ile bi rakmış, 1927 de Konya civarmdaki köylerden birinde çiftçilik ediyormuş, Yurdumuzun Konya gibi zengin bir beldesinin cihan harbinde çektiği sı kmtıları nefis birdestanile nak- letmektedir: z Destan "Bir zaman seferberlik ilân olup her gey pahalılık bulup Aşık Mehmet ke- derinden bu beyitleri söylemiştir.,, a gi ge iğ İki yüze çıktı gaz vağ okkas Yirmi kuruşa kalaylattım tasi Geçinmekten âciz kaldı tasası Elman kaldım ben, aman Yarabbi! » Yüz elliye aldım zeytinyağını, Doldurmuş bahçesini bağını, Pahası çok alamadım çoğunu, Elâman kaldım ben... ». Pasulyayı bulamadım satanı, Yüz kuruşa aldım ben de ketanı, Pahahılıktır âşikin vatam, Elâman kaldım ben... La Tüccarlar da ettiğini bulur mu? Bin kuruşa alaca alınır mı? Almasan çıplak da kalınır mı?, Elâman kaldım ben... ey iğ e Ğİ e gi Aşık Mehmedin bu destanı, bugün 1332 deki iktisadi buhranı, bu arada, fevkalâde şayanı dikkat bir mesele o larak Konya piyaassını gösteren çok kıymetli bir vesikadır. Bu destanm nakletmediğim parçalarma nazaran 1332 de Konyada yakmak için dahi tenezzül edilmiyen haşhaş yağı, yemek için aranılmış, bulunamamış, o zama. na kadar paraya pula olmıyan turp, pancar, şalgam para etmiş, bir deve yavrusu elli Jiraymış, bir çift ayakka. bı on lira, İzmir sabununun okkası yüz elli kuruşmuş. Vaktiyle üç kuruşa alı nan şeker hiç kalmamış, kahve Üç yüz seksenmiş, pirinç Obulunmuyormuş, tuz altı kuruşaymış. Buhrandan ve ihtikârdan şikâyet eden manzumeleri her asırda bulmak mümkündür. Meselâ, an sekizinci asır da, Nevgehirli İbrahim Paşa, sadra » zam olduğu vakit, devrin tanınmış Şas irlerinden Osmanzade 'Taib bir manzu- me yazarak hayat pahalılığından, ge. çim zorluğundan şikâyet etmiştir: “o. dun,üd ağacı gibi ateş pahasma; kö- mürün tozu gözlere sürme oldu; gö. dünde arpacık çıksa, insani arps torba. sı sanacak, arpa yok; silnnet çocuğu» (Lütfen sayfayı çeviriniz) Reşad Ekrem KOÇU (1) Sadeddin Nüzhet, Halk şairleri, 1 inci kitab, Di İİ ee ann İZ İİ İİİ İLİ 2 2İLİ İİİ GÖ LİME MİLİ LİLİ ÖĞ MA

Bu sayıdan diğer sayfalar: