2 Haziran 1938 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 15

2 Haziran 1938 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 15
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

2 HAZİRAN — 1908 HARER — Aksam postası medikal aw>»ADEMİI iKTIİiDAR mn YENİ TESLİMAT | ve BEL GEVŞEKLIĞİNE KARŞI | İLMUHABERLERİMİZ HORMOBİIN Er ödü nasleine KATRAN HAKKI EKREM | nezlelerine cczaneda arayınız. ' Posta «ulusu 1253 Hormobin VE HA iabietler. Ser Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası 28/5/1938 vaziyeti AKTIF PASIF a FAİZ,DAHA EYİ Altun s0 küogram 17162852 o Z4,126.155.86) . 18.025.522. Sermaye. ».... İhtiyni ukçosli 44.401 310.04) nal ve tevkaide © ş e 15.000.004 B8.712.234,1) Vedavüldeki Banknotlar; e sl amman > UOLANTSE BANKUNİ nw Kanunun 6-8 inci madde- erine bevlikun ouzine Yaratın. dan vaki tediyet, Derühte #dilen evralo naktiyer oakiyeni, ar Karşılığı tamamen altın olarak Ait vi Küogra 084817 Aitma tahvii Katli serbes döver Diğer “izler ve borglu &lirinş öakiyeleri ; , , , Barine tahvilleri: Teruhts sdilen evrakı saktiye kene Uâveten tedavlle vazedilen Kanunun 6 - 8 İnel mad- Besekunt mukabil Gâveten ted delerine cavfikan Hazine ters vazad. tindan vaki tediyat 148:765.508. —İ yoru varsan Böevdnntı Benedni sözden ğ Döviz Paahbüdatıı Hazine bonoları Ç © Altma tahvili kab) dövizler Year senetler, ç 52.382.658.17İ ğer döver ve alacaklı Bahar ve Pahetlli oürdani; pr fDerunte edilen evrak nak, | B0023.011.58 e Gb M tiyenin zarşnığı eaham w EMA (tavir Minar © krymetle 8 Berbat onham ve tahviat 14.982.905. Türk Hava Kurumu Büyük Piyangosu 2. nci keşide 17 Haziran 938 dedir. 81.258.425.46 Büyük ikramiye 45.090 Liradır. 92.820.074.58 . 18.000.000. —İ| 175.765.508, — 19.913.062.25 81.256.814.51 DOKTOR Kemal Ozsan Operatör - Üroloğ Galata - Karaköy « Abdulinh ef. lokantası karşısında Galiçi Han Hergiln 15 den 20 ye kadar Telefon: 4125 Diş Doktoru öbeyt Ölçer Yalniz CUMARTESİ GÜNLERİ YALOVADA, sai, günler Kara- gür-"k tramvay durağındaki mu- ayenehanes'inde hastalarını kabul eder. 1.018.251 .21) 46.086.502.7' > ri 0.850.210.9 000 00) 4.500.000. - 14.501.005,9( Yaktin 313.400.3041.47 7 Mart 1939 tarihinden Itihareni iskonta vadi viroe &L2 — Alm fizerinn avans yüzde 4 1.3 332 MARKIZ DÖ POMPADUR — MARKIZ DO PAMPADUR 429 Bu son sözler öyle müthiş bir kinle söylenmişti ki şövalye ürperdi, Fakat bu korkunç - veya gayri şuw- ri saçıklıkla yapılmış olan böylecbir İtiraf şövalyeyi asabi bir sıkıntıya sok» tu ve hiç farkında olmadan, çehresin- de soğuk bir ifade belirdi. Bünun içindir ki, hemen hemen iâ- kayıt ve istihfafâmiz bir tevırla ve â- deta bağırarak şöyle dedi: — Canım! Madam, bana bu kadar ni görme böyle bir... Fedakârlık've feragati icap ettirdi? — Sizi ölümle karşı karşıya mı br- rakmalıydım?... Sizi mahvetmek isti- yen kuvvetli ve korkunç düşmanlara malik olduğunuzu her halde bilmiyor- sunuz), D'Assas gayet sakin ve gitgide s0- Ruk bir halde cevap verdi; — Pei Fakat yaptığınız feda- kârlk ve gösterdiğiniz feragat her halde az bir şey değil.. Ve bir türlü anlıyamadığım bir nokta var ki oda Sizin hangi hisse itaat ederek... — Şerefimi sizin için feda ettim, öy- mi?... Hangi hisse itaat ederek, ken- dini meçhul bir adecem, bir sefilin <ollarına attım, öyle mi?.. Şu halde Mösyö, bana bunu da sorun ki, bangi hisse itant ederek, hayatımı tehlikeye Sokup, Rezervuar sokağının O esraren- BİZ evinde işgal ettiğiniz. pansiyonun “Şismdoğıi pansiyona kat'iyyen ayak Shamanız; size haber vermiştim? Şünkü pir gece odanıza girmiş olan Miskeyi hayalet... D'Assas hayretler içinde bağırdı: — Siz miydiniz?... — Evet, bendim!... Şimdi size, han» Vİ his altında hareket eteğimi söyle. o © lüzum var mı? Bunu snlam:yo- DUZ). Bize karşı duyduğum aşk müthiş we her şeğden öyle üstün- r ki ne ölüm, ne de geretsizlik be ni yolumdan alıkoymadr... Şövalye samimi bir teheyyüçles — Ah!.. Zavallı kadın! dedi, — Bana aciyorsunuz, Öylemi?.. Ben ise sizin için yaptıklarını yaptır ğım için mesudumt!... Sizi seviyorum., Sizi #kcşin bir aşkla seviyorum, şimdi artık bunu biliyorsunuz, bunu bissedi- yorsunuz... Sizi, bu kadar genç, bu ka- dar ve bu kadar güzel olduğunuz hal- de, korkunç, esrarengiz ve cehennemi bir tuzak içinde hayatınızı mahvedebi- leceğiniz, mahvetmeniz lâzrmgelen düş manlar arasında gördüğüm andan iti- baren sevdim... Ve » size yemin ediyo- rum, d'Assas * sadece fedakâ'lık ve fe- ragatle yuğrulmuş olan bu aşk benim kalbime öyle girmişti ki, tıpkı sizin gi- bi, korkunç tehlikeler içinde yaşıyan ben, biç bir beşeri hisse ve ahlâka ma- lik olmiyan ve ellerinde nâmütenah! kuvvet ve iktidar bulunan bazı adamla» rın ellerinden kurtulamıyarak ben. si- #e karşı en küçük bir alikamdan şüp- he edildiği takdirde (o merhametsizce mahvedebilecekleri ben, sizi kurtarmak için, her şeyi istihkara biran bile te- reğddüt etmedim... Ahl Biliyorum, si- in kalbiniz başkasına aittir... Fakat ne çıkar! Bana bakın, d'Assas, ben de gencim, ben de güzelim... Sonra, ben sizden ne istiyorum! Hiç bir şeyl... Evvelâ yaşayın, sizi görmek istedikle- ri mezardan çıkin, sonra bakarız... Bi- biyorum, biliyorum ki, sizinki gibi bir kalp, kendisini bir defa verince, bir daha kolay kolay geri alınmaz... Fakat ben sizi, o kadar seviyorum kiç.Görü- yorsunuz., Kendimi feda. etmekte bi- ran bile tereddüt etmedim... Sonra, size öyle bir şefkat ve sadaket göstere- ceğim ki... Öyle mütevazı, öyle itaat kâr olacak, sizin hayatınızda o kadar ez yer işgal edeceğim ki... Sizi öy- le yükseltecek, sizi öyle şeref ve şöb- Üstü başı karmakarışık ve saçları dağı- nık olduğu halde apartımanından çıka- rak, sür'atle d'Assasın odasına doğtu yürüdü ve kapıyı vurarak, içeriye gir- meden seslendi: — Şövalye, çok rica ederim, hemen odama gelin, size söyliyecek mühim bir şeyim var, Dö Marse cevap beklemeden, ayni süratle apartımanına döndü. Şövalye de, bu garip davetten oldukça şaşırmış bir vaziyette hemen onun arkasından odadan çıktı, Şövalye, zabitin apartımanına girdi ve solonda hiç kimseyi görmeyince, sa. kin bir halde, yatak odasına doğru yü- rüdü, Fakat bu odanın, ardma kadar açıl- mış olan kapısı önünde, hayretinden ve aymi zömanda, !ki adım ötesinde ko- pan, Infial ve heyecan dolu bir çığlıktan yerinde dona kaldr. Odarun ortasında duran karyolada garşaf ve yastıklar karmakarışıktı, Bir aynanm önünde, ayakta ve yarı çıplak bir halde duran genç ve çok güzel bir kadın, yüzünü gizlemeğe çalışarak şaşkın bir vaziyette, alelâcele giyinme- ğe çalışıyordu. D'Assas'ı olduğu yerde durdurmuş olan çığlığı bu kadın kopar. müşte. Bir köşede de, koltuğun içinde, hemen hemen yarı çıplak kılıkla baron oturuyor ve dudaklarında, miistehzi bir hal vermeğe çalışmasına rağmen, azap ifade eden bir tebessüm dolaşıyordu. p ve şaşkınlıktan kıp- ş olan genç kadın da, — Yalvarırım, mösyö girmeyint ,.. Diye bağırıyar ve hiddetle infial 45- Yu bir sesle de Maracye hitaben ilâve &- diyordu: — Sefil! Bu yaptığınız bir alçak'ık- tır, Bir kalının itimadınr bu şekilde sujistimal etmek,. Adil. Alçak!... İşte d'Assas'ın seri bir nazarla gör. düğü ve duyduğu şeyler. Şövölye, bu genç kadının yalvarışı önürsle, süratle iki adım gerilemiş ve, sözlerine hususi bir güzellik veren bir zarafetle şöyle demişti: — Matmazel, cidden mahcubum ve ailımın kabulünü rica ederim!.. Sonra barona döndü ve soğuk, ayni zamanda keskin bir sesle ilâve etti; — Evinizde bir kadını köbul etmek şerefine nail olduğunuz zâmân oraya başka birisini çağırmak cesaretini gös- termenize cidden hayret ediyorum. Bun lar bir asilzade veya centilmenin değil, ancak boyağı İnsanların yapabileceği hareketlerdir. Şövalye, bu sözler üzerine, suratma bir şamar gibi İnen hakaretten kudur- muşa dönerek titriyen Marsenin ceva « bını beklemeden topukları üstünde dö- merek dışarıya çıktı, Fakat hayret içinde yerinden fırlamış olan Marse sofada ona yetişti ve dişle. rini gıcırdatarak, çehresi sapsarı kesil miş olduğu halde bağırdı; — Pek çabuk kaçtınız, ahlâk dersi veren mösyöt,. Bu söylediklerinizi kı- Lcrmın önünde tekrar edip edemiyece- ginizi cidden merak ediyorum. Tabit serbest olsaydınız! — Eğer serbest olsaydım, terbiyesiz adam, lâyık olduğunuz dersi çoktan a- lırdınız. Fakat kılıçla değil, - sopayla, günkü uşaklara sopayla ceza verilir ve şünkü siz bir kadına hakaret etmekle, en adi bir uşak gibi hareket ettiniz, Baron müthiş bir asabiyet içinde gö. rünüyozdu. Kendisine. oynatılmış olan rolün adiliğini pekâlâ idrak ediyordu ve bundan mütevellit derin hiddet ve asabiyeti, içinde bir aksülâmel uyandı. racak olan şiddetli bir mücadele ve dö- vüşle teskin etmek istiyordu. Bu arzu, onda gayet tabii olarak, her insanda ol duğu gibi, gaysi şuuri bir halde mev- cuttig Şövlyenin gayet sakin bir sesle söylediği son sözler üzerine Marse, kı.

Bu sayıdan diğer sayfalar: