4 Haziran 1938 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 14

4 Haziran 1938 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 14
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

1928 Cumartesi Rebidlâhir 5 ...... Batır 19,37 w için: 41644, Kadıköy için: 60020, Üsküdar , Kurabya, Büyükde rbuhçe, Kandilli, Eren- eli, Burgaz, Kınalı, Jefon muhabere memu- Yeşilköy, Bakır Karlai, Büyüka yanının det Rami ilaiyesi Deniz 2 y i 391. Galata yungın kule Sık 44905. Müddetemumillik i 0; 44801 - İsi müdürlüğü: 26387 Nuruunins- arının o İstanbuldan örülmüştür. Bu sebeble bir haflalık abiza, 20 Bandırma, Ga- len 16,39 Mudanya, 9 Bandırma, Sirkeciden 15 Ayvu. 0 Mudanya, 20 Bandirma, atadan Mudanya, 19 Karabima, Sirkediden 10, Mersin, Mud 2 na, Sirkeciden 15, Ayvalık, an 8,30 Mudanya, 10,50 İz- v 10 da kalkacak olan vapur; Gelibolu ve ekdir. arekel edecek olan vapur; Zongul eson, Yakfıkehir ve Trabzona uğrıya- Ayasofya, Home « Bizans, Yuüsn eserleri ve Çinili Köşk, Askeri Müze ve elar, Ticaret ve Sanayi Müzesi bili Müze (Ru müzeler hergün saat 10 dan 16 ya kadar açıktır.) Türk ve İs erleri Pazartesiden baska hergün saat 10 dan 16 ya ve Cuma gürleri 16 17 ye kadar açıktır. Topkapı Müzesi: ergün «saf 13 den 16 Memlek ı Deniz Seferleri Romanya vapurları: Cumartesi günleri 13 de Köslenceye; Salı günleri 18 de nderiye, lar açıktır. n vapurları: Cura günleri saat 10 du Pire, Brendizi, Venedik, Triyeste Avrupa Hattı MARKİZ DÖ POMPADUR âtmiyle k i in, g v vi ddetinin, tesiri altında ha- inin farkında değildi. etseydi © kılıcından ser ryan yirmi ya r delikanlı e en yük mevki sa- hibi erkek bile teshir ceğini eredğüt Eainkzii, Jülyet, Fakat bilâhare, yani müthiş hiddeti p ulmadığını, samimi yetle, kendi kendine soruyordu Böcelliz; Nihayet, bütün bunlardan başka, şö- | Buhü bize, şüphesiz saman göstere - valyc, onun mazisi hakkında epeyse ma cektir. HABER — Akşam postası Çünkü ASPİRIN seneler. denberi, her türlü soğukal? gınlıklarına” ve ağrılara karşı lesiri şaşmaz bir ilâç olduğunu isbat etmiştir. A SP İ R İ N in ,fesirinden emin olmak için “lütfen p Imarka) sına dikkal ediniz. pe 3 EN ve Ü'Assas âra- zail olduğu zaman gene böyle mi Edirne poslası: Hergün saat $,50 de hareket eder, 19,33 de gelir, Anadı'u Hattı iferşün hareket eden şimendiferle Sant 8 de Konya, 9 da Ankara, 15,15 de Diyarbakır ve Samsun, 15,30 da Eskişehir, 19,10 da Ankara ekspresi, 20 de Adapazarı, Bu irenlerlen saat 9 da hareket eden Ankaru mwhteliti Pazartesi, Çarşamba ve Cuma günleri Haleb ve Musula kadar sefer etmektedir. MÜNAKASA İLANLARI: #8 İnhisarlar idaresinin Ahırkapı bakımevinde mevcut 5788 kilo ip pazarlık” Jacaktır, Pazarlık © haziran 938 pasartesi günü: saat ikide idarenin Kabalaştaki levazım ve mübayaat şubesinde ypalcaktır, 4 HEZİRAN — 1988 Istanbul Radyosu 4 Haziran 938 — Cumartesi AKŞAM NEŞRİYATI: t 18,30 Plâkla dens musikisi, saat 18,45 Kızılay haftası: Konferans: doktor Şükrü Hazım (Savaşla Kırılay)., saat 19,00 Plükla dans musikisi, saat 19,15 ko ferana: Üniversite namına doçent Nusret (Kozmik şunlar), saat 19,55 Borsa haber leri, saat 20,00 Necmettin Rıza ve arkadaş» ları tarafından Türk musikisi ve balk şar kıları, saat 20,45 hava raporu, saat 2048 Ömer Rıza tarafından Arapça söyl at 21,00 Belma ve arkadaşları tarafından Türk musikisi ve halk şarkıları (saat a- yarı). Sant 21,45 : orkestra 1 — Marşner: Hans bhaylırk uvertür, 2 — Silesn: Melodi, 3 — Lehar: Kloklo, 4 — Drigo: Vals 15 Ajans baber- leri, saat 22,30 Pli ar, opera ve operet parçaları, saa 0 Son baberler n programı, saat 23,00 Diş Doktoru Necati PAKŞi Hastalarını bergün sabah saat 10 dan akşam 19 a kadar kabul eder. Salı ve cuma günleri saat 14 ten 18 a kadar parasızdır. Adres: Karaköy Tünel meydanı, Tersane caddesi başında No, 1/2 DOKTOR Necaeltin Atasagun Her gün sabahlar sekiz buçuğu akşamları 17 den 20 ye kadar Lâle U tayyare apartmanları ikinci daire 17 numarada hastaların; kabul eder. Cumartesi günleri 14 den 20 ye ka dar hastalarını parasr, Kurun, Ha ber okuyucuları dakupon muka. bilinde muâyene eder, Tele MARKIZ DO POMPADUR 339 m Marse ismini duyunca, kontes, hi ! metçinin çehresine şüpheli bir nazar at- #etti, fakat hizmetçi bu nazarlar karşı- yen sarsılmadı, çünkü esasen asla ikati dir ve ancak mösyö Jakm, kendisine öğrettiği şey - leri tekrarlıyordu. Bereket kontesin tuvaleti bitti ve genç kadınona teşekkür mahiyetinde pırlanta yüzük hediye ettikten sonra çekilip gidebileceğini söyledi. Nikol bin lümatta görünüyordu ve bü, her şey - tehlikeliydi. Çür ir an bil ü aşk âk olmuyan I husı edi »ir tehlike n tehlikeyi nak içinse, ılâmıyan ge da etmekte asli Ulığını kalacak mıydı? yilmiyor Şimdilik, Fakat genç kadın öyle zannediyor Genç kadın evine, işte bu haleti Tu- »iye içinde döndü. hürmetle onun et- iyor ve onu soyup, ağır a- öm giydirirken, sinsi bir şekilde te- öğrenmeğe ça- lişıyor, ayni zamanda göz uciyle, genç kadının karma karışık bir hale gelen çebresini tetkik ediyordu. — Madam muvaffak oldu mu? Hima- esine almak lütfunda bulunduğu iki âşık, yekdiğeri hakkında malâmat ala- Jülyet, suallerile canım: sıkan bu kızı susturmak istediyse de, netice itibariyle ona teşekkür etmeğe değilse bile, hiç azsa İzahat vermeğe mecbur oldu » ğunu düşündü. Her ne olursa olsun, Bizmetçisi ona yardım etmişti ve hezi - mete uğramasında onun hiç bir kabahati yoktu. Sonra, kimbilir, belki ileride, gene onun yardımlarına muhtaç olacaktı. Bu düşünce üzerine, genç kadm s0- ğuk kanlılığını toplâyarak cevap ver- di — Hayır, kızım... Tam münasiyle ke- zimete uğradım. — Ah zavallı âşıklar!,, Cidden yazık oldu! Demek mösyö dö Marse bir tür. lü yola gelmedi, öyle mi? leplerinden ha damın böyle taleplere hiç bi razı olmıyacağını zaten biliyordum. Fakat iki âşıka cidden yazık oldu. bir nazla bu yüzüğü kabul etti ve Re- zervuar sokağındaki esrarengiz evd: oturan garip adamın daha alicenap ol- duğunu hatırlamayı unutmadı. Kontes yalnız kalınca, şövalyenin hakaretlerinden nasıl intikam alacağın: düzünmeğe başladı . Uzun müddet böylece, koltuğunda hareketsiz kaldı, aklında bir sürü plân- lar tasarladı ve, ayni zamanda, yakı göz yaşları dökerek hüngür hüngür ağ- ladı. Bu göz yaşlarının, hicaptan mı yoksa, ıstıraptan mi mütevellit olduğu- nu kendisi de bilmiyordu. Birdenbise nazarları, masanın üze rinde duran resimlere takılâr. Bu resimler ona aklından, yaptığı Şövalyenin resmini ve â zamanda, madam d'Etyolu şralin gözünden tama- miyle düşürmek maksadiyle mösyö Ja- km yaptığı tavsiyeleri hatırlattı Bunun üzerine ayağa kalktı, şövalye- nin portresiyle", Janın yaptığı resimleri ihtiva eden kartonu aldı ve büyük bir dikkatle, Janın yaptığı resimlerin alt kö şesine attığı basit ve tek harfli imzayı gözden geçirmeğe başladı. Genç kadın © güne kadar, bu resim- lerle bu portreyi krala göstermekte te - reddüt etmişti, çünkü kralın (o hiddeti. nin resmi yapanın değil, fakat mode lin - yani şövalye d'Assasın - başında patlayacağından korkmuştu. Şimdi ise, kendisine tavsiye edilen br çareye başvurmakta hiç bir beis görmü- yor ve pörtrenin al diğer resimler- deki “j,, harfinin aynini koymakla, kralın kıskançlığını büsbütün tahrik e deceğini ve böylelikle d'Assasın istih * faflarından intikam alacağı gibi, bu kü- çük madam d'Etyoldan da her zaman için kurtulacağını düşünüyordu. Evet, bu gayet basit ve kolay bir işti... Buna rağmen tereddüt ediyordu. İmza atacak mıydı? Atmıyacak mıy- Genç kadm, sırayla, şövalyenin port» resiyle Janın imzasına bakarken, ken - di kendine mütemadiyen bu suali soru- yordu. Ne karar vereceğini bir türlü bilmi- yordu ve şüphesiz daha uzun müddet bunu düşünecekti. Fakat tam bu sırada Niköl içeriye girerek: — Madam, dedi, geçen gün gelmiş o- lan mcevheratçı, tekrar sizi görmek şe- refine nail olmak istiyor. Mösyö Jak!.. Bu mösyö Jaktı!. iblis tekrar niçin geliyordu?. Genç kadın, bir nevi dehşet içinde, kendi kendine bunu soruyordu. Onu kabul etmese nasıl olurdu?. Fakat hayır, buna imkân yoktu. O her şeye rağmen içeriye girerdi. Bu düşünce üzerine Jülyet, her şe- yi olduğu gibi kabul ederek, hizmetçiye. misafiri içeriye almasını söyledi. Yal nız bu defa d'Assas”ın portresini gilz- lemeği bir an bile düşünmedi ve bu portreyi bir nevi kesaretle elinde tut- Mösyö Jak. bundan evvelki mücev- heratçı rolünü oynamakta devam ede * ek, mübalâğalı derecede hürmetkâr s6 larla içeriye girdi. Sonra, hiç gizli kulağın, kendi sözlerini duymıyacağına kanaat getir rek, bir baba şefkatiyle ve tatlı tavrile sordu: — Arzunuzu tatmin ettiniz mii, ya” rum? Dışarıya çıkıp gez Mösyö Jak bunla;

Bu sayıdan diğer sayfalar: