16 Haziran 1938 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 12

16 Haziran 1938 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 12
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

R Bekârlara HABER — Aksam postası alınması teklif ediliyor Ankara, 15 (A.A.) — B. M. Meclisi bugün Fikret Sılayın başkanlığında toplanarak ruznamede bulunan mâd - delerden devlete ait icareteynli ve mu- kataalı gayri menkullerin kıymetlen- dirilmesi hakkındaki kanun lâyihasını ve Türkiye ile Çekoslovakya arasm - daki ticari mübadeleye ait anlaşmanın ve Türkiye. Yugoslavya ticaret, sey- risefain muahedesine munzam proto- kolun tasdikine ajt kanun lâyihaları - nm ikinel müzakerelerini yapmış ve kabul etmiştir. Yine bugünkü toplantıda mahrukat kanununun encilmene isde edilmiş o- lan maddesi okunarak kanunun heyeti umumiyesinin müzakeresi ikmal ve kabul edilmiş ve emniyet teşkilât ka- | nununun bazı maddelerinin değiştiril. mesine alt kanun ile yeni noter kanu- nu da tasvip edilmiştir. Ruznamede bulunan ve İzmir vilâ . yeti turistik yollarının inşasma, Türk kanunu medenisinin 88 inci maddesi - nin değiştirilmesine ait kanun lâyiha- Jarı ise bugünkü toplantıda Meclis mü. zakeratıma esas teşkil eden başlıca iki mevzu olmuştur, | Nafia Vekili OAli Çetinkayanın Peyanatını müteakip kanunun mevzuu bahsolan fıkra ve maddeleri encilme- »e geri verilmiş ve Türk kanunumede- “nisinin $$ inci maddesinin değiştiril. mesine ait kanunun müzakeresine ge Şilmiştir. '. Bu münasebetle söz almış olan Os- man Şevki Uludağ (Konya) bu mevzu Üzerinde doktorların da söyliyecekleri olduğunu ve binaenaleyh kanun lâyi. hasınm bir defa da sıhhiye encüme- ,Ninde tetkik edilmesi lâzımgeleceğini söylemiş ve bu maksatla bir de takrir " vermiştir, ! Adliye Vekili Saraçoğlu Şükrü bu mütaleaya karşı verdiği cevapta de - miştir ki: © “Bu kanunu huzurunuza getirmeden evvel Adliye Vekâletinde üzerinde u- “un müddet çalışmış bulunuyoruz, Bu çalışmalarımızda gördük ki bizdeki kanunun tayin ettiği « vlenme yaşı er- kek için 18 i ve kadın için de 17 yi ik- mal etmiş olması şart konulmuştu. Memleketin mubitini, iklimini, coğrafi şartlarını nazarı itibare alarak öyle bir yaş tesbit ettik ki birim kanaatımıza göre, tesbit ettiğimiz yaş, memlekette ki yaşın hakikatte, filiyatta bir sene üş- tün bir yaştır. Çünkü istedik ki kanunlarımız ayni zamanda âmmenin nizammı tanzim et- mekle beraber âmme seviyesini müm- kün olduğu kadar doktor arkadaşları- mızın ifade ettiği yere kadar yaklaş- tırmak imkânmı temin etsin. Onun için bu bir senelik fazlalığı biz çok görme- dik. Eğer memleketin umumü seviyesi bu bir seneyi tedricen yukarı doğru ettiği nokta bu safhaya yükseltirse, kaldırır ve fili vaziyeti kantınun derpiş asıl o vakit doktor arkadaşlarımızın Arzu ettiği adımı kuvvetli olarak atmış olacağız ve çok emin olarak atmış ola- cağız. Amma evlenme yaşı ile kanunun dezpiş ettiği yaş arasında 3 sene, 3 sene gibi farklar kaldıkça bu kanunların Tatbike konulması kendiliğinden mün- tezi olur. Aksi taktlirde binbir hileye müracat ederek, elinden gelenler mah- kemeye müracaat ederek bu kararı alıyorlar, Nihayet şunü da unutmama» ksmız ki köylerde evlenme memurları muhtarlardır. (o Butalardan davaların mahkemelere aksettiğini bilmiyorum. Yalnız bildiğim şehirlerdeki mahikeme- Terimizde senede 64 bin davayı rüyet etmekte olmamızdır. 'Bu izahat: müteakip Osman Şevki Uludağın takriri okunarak reddedil. miştir. a ş Adliye mazbata muhactiri Fuad Şir- men (Erzurum) üzerinde o kadar du- rulmuş, görüşülmüş olan kanun lâyiha- smın müstaceliyetle müzakeresini iste- miş ve bu talep kabul edilmiştir. Kabul edilen kanunun hükmüne gö- A. “Erkek 17, kadın 15 yaşını ikmal et- medikçe evlenemez, Şu kadar ki hâkim fevkalâde haller- de ve pek mühim bir sebebe mebni 15 yaşını ikmâl etmiş olan bir erkek veya 14 yaşını bitirmiş olan bir kadının ev- lenmesine müsaade edebilir. Köcardan önce ana ve babı veya vasisinin dinlen- mesi şarttır.,, Besim Atalay ile Us- man Şevki arasında» ki münakaşalar Ankara, 15 (Telefonla) — Medo- ni Kanunumuzun eylehme yaşını tesbit eden 88 inci maddesi- nin değiştirilmesine dair olan lâyi- banm görüşülmesi çok hararetli ol- müştur. Bu münasebetle ilk sözü alan Dr. Osman Şevki Uludağ (Konya) lüyi. hanın yalnız adliye encümeninden geçerek umumi heyete geldiğine İ- şaretle demiştir ki: — Halbuki ben ve arkadaşlarım, bü lâyihayı sıhbiye encümeninde de bekliyorduk. Bunda yalnız bukuk- ça gözü vardır, Halbuki tıp gözün- don geçecek tarafları çoktur. Teklif odiyorum. Lâyiha bir kere de sıhhi. ye öneimenine gönderilsin. Herkes (evlenirken (Omuhak « kak surette sıhhi muayeneden geçe- cek, Fakat bu sıhh! muayenenin he. defi yalnız emrazı sariye aramaktan ibaret kalmıştır. Bu meselede he-— kimliğin fikrini daha mütebariz bir gurstte belirtmek, teklif edilen yaş- taki nüfusun evlonebilip gvlenemiye. ceklerini tetkik etmek ve bunun hakkında bir karar vermek için bu- nun sıhhiye encümenindek! arkadaş- Jar arasında görüşülmesi behemehal Yâzımdır. Sonra hükümet esbabı mu- cibesinde memleketin iklimini na- zarritibara aldık, diyor. Biz falan ve- ya filân milleti bu bahiste örnek a- lamayız, Milli bünyemizin tetkiki ve tesbiti TAzımdır. Bünyemiz şimal milletlerine benzemez. İtiraf etmek Yâzımzelir ki, asırlarca ihmal gör. müş, vücudumuzdan kuvvet kaybet- miş bir milletiz. Şimaldeki ömür vasatisi bizimkinden uzundur. Asır. larca nüfus tahribatı içerisinde ya- şadık. Teklitim reyo konsun. İsrar ediyorum, Mesele bir de sıhhat encü- meninde tetkik edilsin. Besim Atalay (Kütahya) — Her- hangi bir kanun kat'i ihtiyaçtan do- garsa o memleketin ruhuna, gidişa- tma muvafık bir kanun demektir. Ben yeryüzünde bundan daha muvs- frk bir kanun tasavvur edemiyorum. Doktor bey, büna memleketler şart- larına muvafık değildir diyemez. Dr. Şevki Uludağ — Zsten demi- yorum. Besim Atalay — Şu halde işi med- reseye düşürmekten maksat nedir? Dr. Uludağ — Affedersiniz, sıhhi- ye encümeni medrese değildir. Modern san'at eserleri Almanyadan tahkir gördüğü için ingilterede teşhir edilecek Almanyada, modern resim cereyan- ları “Soysuzlaşmış sanat,, diye tenkit edilmekte ve bu resimler asılı bulun- dukları yerlerden indirilerek ayrıca bir müzede, “İbreti âlem,, kabilinden teşhir olunmaktadır... Eserleri bu suretle tahkira uğra yan sanatkârlarm bir çoğu bunları Almanyadan çıkararak (İngiltereye getirmişlerdir. 7 Temmuzda Londrada açılacak ©- lan bir sergide bu tablolar teşhir olu- nacaktır. Sergide 300 kadar resim buluna Sanatini, empresyonİzmden, sürrealiz- we kadar olan bütün devreleri ile tem sil etmektedir. Serginin -açılmasma bir çok büyük sanatkârlar ve fikir adamları önayak olmuşlardır. Bunlar arasında sürrea- list resim üstadı olan Pikarro, meş hur İngiliz muharriri Velles, Çek mü- harrir Karel Çapek, İngiliz âlimi Ju Man Haksley bulunmaktadır. Besim Atalay devamla — Memle- ketin genişliği kadar nüfusu da moy- dandadır, Türk günden güne üreyor, artıyor, fakat bizim bu artmayı ko. Jaylaştırmamız lâzımdır. İstatistik- Tere bakınız, Her vilâyette bekâr sa- yısı evli sayısından fazladır. Nüfusa ihtiyacı olan bir memleketin bekâr- Tarı böyle kendi hâline bırakılma - ması lâzımdır. Ne olur! Köylü on beşinde evlenir, onun bünyesi dok- tor beyin bünyesi gibi değildir. (Gü- lüşmeler). Evlenebilir. Bunu kanun- la teyit etmemiz lâzımdır. Her şey evlenme aleyhine, herkes evlenme aleyhine, memleketteki muzir Ans. sır Türklüğün çoğalması aleyhinde, be sün propaganda yapıp duruyor. işte size çikolatalardan çıkan bir kâğıt okuyorum. Derdin yoksa söylenme Borcun yoksa evlenme Bu, memleketin her tarafına da- ğılıyor. Çocuklarımızın eline geçi- yor. Bunları takip etmek, şiddetle cezalandırmak lâzımdır. Hülâsa ka- nun yerindedir. Esasen Iş de bü yol- da cereyan etmektedir. Şunu da söy- liyeyim ki biraz gençiken evleni. lir. (Alkışlar, bravo sesleri). Bundan gonra Doktor Şevki Ulu- dağın teklifi reya kondu ve kabul e- dilmedi. Tekli? sahibi tekrar söz alarak, kürsüye geldi. Lâyiha üzerindeki dü- şünce ve kanatini tafsilen izah ede- rek ilâve etti; — Demin memlekette milf bün- yenin tesbiti Jüzumundan bahset- tim. Bünye itibariyle biraz zayıf ol- duğumuzu işaret ettim. Ben; Besim Atalay gibi gerçi pehlivan yapılı de- gilim. Zayıfım. (Gülüşmeler). Ne ya- palım. Zayıfım, Çalışsaydım, belki güreşecek halde olurdum. Fakst kafa ile güreşelim, 17 yaşınân bir erkekle 15 yaşında bir kızın evlen melerinden doğacak çocuk acaba Besim Atalay kadar vücutça pehli- van yapılı olmasına imkân verecek mi, zannetmiyorum. Fakat lise talebelerine evlenme. yo müsaade ettiğimiz zaman bir müd det sonra bu gürbüzlük kalmıyacak- tır. Bu müseade ile bilhassa marazi aşka cidden büyük bir yer vermiş olacağız. Yarın 60 yaşında bir erkek 15 yaşında ve belki de 14 yağında bir kışa talip olacaktır. (Cinnet sesle- ri). Adliye Vekili Saracoğlu — Yaşı 16 - 17 olursa doksanlığın bunları almasında zarar yok mu? Durak (Gümüşhane), bekârla- rın evlenmelerini temin için kanuni tedbirler alınmasını ve boşanmala- rın çokluğunun önünü alınmak için çareler aranmasını istemiştir. Müte- akiben Uludağ ile Besim Atalay ara- sında münakaşalar bir müddet de- vam etmiş, neticede lâyiha aynen kabul edilmiştir. Macaristanda müthiş bir fırtına 19 kişi pe Idü Budapeşte, 15 (A.A.) — Dün gece bütün Macaristanda çok şiddetli fırtr- nalar çıkmış ve 19 kişi yıldırmdan öl müştür, maddi hasar oldukca mühim - dir, Budapeştenin neupoşt mahallesinde 103 evi su basmıştır. Matra dağı etek- lerinde bir çok nahiyeler o temamile su altında kalmıştır. Deniz altından kutba seyahat Berlin, 15 (A.A.) — Kutup kâşif- lerinden Avustralyalı Vilkins, Londra «- oslo, ya yaptığı seyahat sırasmda kopenhag'a da uğramış ve burada gazetecilere yaptığı beyanatta bir de- nizaltı gemisile kutpa yapacağı seya - , 18 HAZİRAN — 1938. karşı tedbir | Çinliler Japonlara akreple komik bir suikast yaptılar ! Japonyada, Kobe limanında, işçiler bir gemiden demir yükünü boşaltır. ken akrep hilcumuna uğramışlardır.. Hâdise şöyle oluyor: Demir çubuklarını vinç zincirine bağlamak için geminin anbarma inen ameleler, işe başlamak üzereyken, içlerinden biri bir çığirk atıyor. Ada. mın birdenbire bir yerini demirlere çarptığı zannediliyor. Fakat bu sıra- da, bütün işçiler bağrışmaya başlı- yorlar: 'Detnirlerin arasından bir alay ak- rep çıkmış, adamların üzerine doğru yürümektedir. İşçiler anbarlardan derhal yukarı frlıyorlar. Sonra, akreplere karşı müdafsa ve hücum tedbirleri almarak tekrar anbara iniyorlar ve hayvanla” rı öldürüyorlar... Bundan sonra işin tahkikatına gi- rişiliyor; Bu akrepler buraya nereden gel- miş? Ekseriya ayrı ayrı yaşıyan ve bir arada bu kadar çok bulunmıyan bu hayvanların gemiye kendi kendi lerine girmelerine ihtimal verilemez. Bunun, kasden yapılmış olduğu mu- hakkaktır. Bunu da kim yapabilir? Çinliler. Hakikaten, vapur, gelirken bir Çin limanına uğramış ve anbara konulan diğer bazı yükler Çinli liman smelesi tarafmdan yüklenmiştir. Çinlilerin bu arada, gizli şekilde getirdikleri akrep" leri anbara bırakmış oldukları muhak- kak görülüyor. Japonlar, bu garip ve alaylı şekil deki suikasta çok kızmışlardır... 2972 numaralı otomobil Dap” Baştarafı 7 incide zanım on sene kadar evvel Kartalda seve. rek kaçırıp evlendiği Bulgar kızı Yano- Tanım nerede olduğunu, hayatta bulunup bulunmadığını, öldü ise tabit bir ölümle mi öldüğünü tesbit etmek hâdisedeki es. rar perdesini kısmen olsun o kaldıracağa benzemektedir. Ali Rizanın İpsalada öldürdüğü Mu- hiddin ile Yanola arasında acaba bir aşk macerasi mı geçmişti? Hödisenin şimdi. ye kadar malüm olan taraflarında bu ih timale kuvvet verdirecek noktalar yok. değildir. Meselâ Muhiddine (o gönderil, miş (R.) imzalı mektupta da “bu kadın. dan vaz geç. Senin için fena olur,, mea. linde cümleler bulunduğu (Omalümdur. Kalilin parmağında Yanola ile evlenme. sine ait alyansı hâlâ taşıması ve üzerin. de Yanolanın resimlerini “taşıması”"onu ölünceye kadar sevdiğine kati bir delildir. Hâdisede Yanolanm — dolayısile alâkası bulunduğunu kabul edersek facianm Su- reti cerayanını şöyle tahmin etmek müm. kündür: Ali Riza Yanolayı (Ali Rıza ile ev- lendikten sonraki ismi ile Saadeti) çılgınca sevmektedir. On sene evvel onu elde etmek için neler yaptığını elân bütün Kartalltlar hatırlarlar. Ev lendikten ve aradan seneler geçtikten sonra Yanola Muhittinle tanışmış ve sevişmişlerdir. Ali Riza bunu haber almış ve Yanolayı öldürmüştür. Mu- hittinin ölümünden bir kaç dakika ev vel hudut çavuşuna söylemeğe teşeb- büs ettiği sır bu cinayet olabilir. Mu- hittinin kendisini ahlâken ve vioda- nen suçlu gördüğü cihetle bunu sak- lamağa lilzum gördüğü ve ancak ken di hayatının da tehlikede olduğunu farkedince söylemeğe teşebbüs ettiği" de tahmin edilebilir. Ali Rıza Yanolayı'öldürdükten 8on- ra Muhittini de öldürmeğe karar ver- malş ve müthiş bir kıskançlığın tesiri altmda gözlerini kan bürümliş bir halde İpsalaya gitmeyi, orada Muhit- tini öldürüp huduttan kaçmayı karar- Jaştırmıştır. Bunun için de bir otomobile ihtiya” cı vardır. Bunu şoförü sarhoş etmek “ Hamidiye ,, bugün Iskenderiyeden hareket ediyor İskenderiye, 15 (A.A.) — İskende riye Türk kolonisi Hamidiye kuman- dânı ve zabitanı şerefine bir süvare tertip etmiştir. Süvarede mahalli hükümet erkânı, konsoloslar ve diğer zevat hazır bulun Dün hamidiyeyi İran başvekili ziya» ret etmiş ve merasimle karşılarıştır. Hamidiye yarın bügün buradan ha reket edecektir. emiş ve denizaltı gemisi hakkında ba zt İzahat vermiştir. bu izahata naza- ran bineceği denizaltı gemisi üç hafta buzlar altında ve üç dört metre derin- hatin temmuzda vukü bulduağını söy- ! likte su içinde kalabilmektedir, cinayeti suretile elde edemeyince ilk cinayeti. ni işlemiş, sonra Muhittini öldürmüş tür. : Bu tahminlerin hakikate « ne dere- ce uygun olduğu Yanolanın âkibeti hakkmda malümat elde etmekle ke bildir. Binaenaleyh Yanolanm nerede bulunduğunu İshkik ve Ali Rızanm cinayetini on senedenberi safha saf- ha takip lâzımdır. Almanyada Yahudi- ler hakkında yeni kararlar Berlin, 15 (A.A.) — Almanya dahi- liye nazareti milsteşarı Dr, Stukatnın, Alman hukuk akademisi mecmuasında bildirdiğine göre, Alman ana babadan — doğacak yahudiler, bundan böyle Ak man tebaası telakki edilmeyecek ve bunların hiç bir milliyeti olmıyacak- tr. Diğer tarafdan, yahudiler, İzdivaç yolu ile de Alman tebaalığını alamaya caklardır. Ispanyada Alman gemileri ey” Baştarafı 1 incide lerin tayyareleri, sast 12,45 te liman! bombardıman etmişlerdir. Bir bomba, Goluva adındaki bir Fransız gemisin8 isabet ederek gemide bir rahne açmı$ ve gemi su almağa başlamıştır. Gemi bir müddet sonra batmıştır. Burada katişstle söylendiğine göre geminin hamulesi ademi müdahale ko- mitesince yasak edilmiş eşyayı ihtiva etmiyordu. Bir gemi daha Valansiya, 15 (A.A.) — Vanasiya « nın bugün öğleden sonraki bombardı” manında Fransız Karbear gemisine dö. isabet etmiş ve gemi yanarak betmi$” tur. Tayfadan bir kişi ölmüştür. Alikanteyi bombardıman Valansiya, 15 (A.A.) — Frankistl& rin IMört bombardıman tayyaresi, sast 9,30 da Alikantı bombardıman etmiştif Bu tayyareler, kırk bomba atmışlardı” Bu yüzden 17 kişi yaralanmış ve ba“ evler harap olmuştur. Barselonada Barselona, 15 (A.A.) — Saat 4,30 88 Frankistlerin üç tayyaresi, bombardıman etmeğe teşebbüs etmif” lerdir. Bu tayyareler, tayyare dafii bö“ taryaların kuvvetli endahtları hiç bir şey yapamamışlardır. Tayyar© ler, saat beşte tekrar görünmüşl Bunlar çok şiddetli bir endaht ile b9* balarını denize atmağa icbar edilmi$ ” lerdir. Harp vaziyeti Valansiya, 15 (A.4.) — Muhereb” bütün şiddetile devam i Cumhuriyetçiler hâli Kastellon wi içinde kahramanca dövüşmektedi”” si harp gemileri Valensiya - Kastel” yolunu topa tutmuşlardır. -

Bu sayıdan diğer sayfalar: