16 Haziran 1938 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 6

16 Haziran 1938 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Seyahat notları Buğday anbarı Dinarda buyıl iyi geçti Dinardaki buğday Istasyonunun köylünün Yazan: Rahmi YAGIZ ingiliz donanması tarafından kovalanan Geben ve Breslav Çanakkaleye sığınmışlardı g— Limbos ertesi günü takririni yazmağa başladı. Bir hafta kadar süren yazısını ağustosun İlk günlerinde nezarete götür- meğe hazırlanırken Avrupada tahmin e. dilen vaziyet meydana geldi. Avusturya rine Rus. ya Avusturyaya, Almanyada Rusyaya | ilânı harbettiler. Göz açıp kapayıncaya kadar kısa bir zamanda meydana gelen bu çatışmaları Fransanm (Almanyaya, İngilterenin de Alman ve Avusturya itti. fakına ilânı harpleri takip etti. İtilâf devletleri bloku ismi altında bir- leşen Fransa, İngiltere, Rusya, Sırbistan ve Karadağ hükümetleri, Avusturya. Macaristan, Almanyadan mürekkep it. tifak devletleri grupuna karşı cephe al. dılar. Alman orduları ilk hamlede Paris üzerine yürüdüler. Belçikayı çiğnediler. Bütün Avrupa devletleri seferberlik ilân ettiler. Bu arada Osmanlı imparatorlu- ğu bitarallığını mukafazada devam, fa. kat seferberlik ilân etti. Donanma Büyükderede berlik emrini aldı. Limbos bu emirden bir hafta evvel ha. awrladığı takriri Babiâliye Overmiş; Al man muhibbi olan İttihatçılar ve bu klü. bün erkânını teşkil eden, yıllardır Alman muallimlerle çalışan Osmanlı ordusu subayları da Almansever bir his takın- dıklarından Limbosun muhtırası hiçbir tesir yapmamış, hattâ İngiliz talim heye. tinin gönderilmesi etrafında bir de dü. şünce almış yürümüştü. Bu sıralarda Almarların birer ikişer denizlere yaydıkları kudretli ve modem kruvazörlerinden Göben ile Breslav Ak- denizde İngiliz donanmasının (takibine uğramıştı. Gördükleri tazyik karşısında Çanakkaleye, Osmanlı sularına iltica et- mek mecburiyetinde kalanı Alman gemi. leri Boğaza girmiş, Çanakkale önüne gel miş funda etmişlerdi. Bu sırada Alman sefiri Babrâlide, sad. razamın yanında büyük iltifat görüyor ve imparatorunun her türlü yardım tek. liflerine hazır bulundu. ğunu anlatıyordu. Almangemi lerinin Çanakkaleye gelişi ve hükümet tarafından süvarisine iltifat edilmesi; a. miral Şosonun Babrâliyi ziyareti Limbo. su adamakıllı kuşkulandırmıştı. oTakri. rin yaptığı tesiri görmek üzere Bahriye nazırını yoklayan amiral hiç bekleme- diği halde bu ziyaretinin mühimsenme. diğini farketti, Bozuldu. (O Nazırla biraz dereden tepeden konuştu. İşi, o politika cephesine çekmeğe uğraştıkça Cemal pa. şanın buna yanaşmadığını görüyor, bü. tün gayretine rağmen Bahriye nazinnı bir türlü kendi istediği söz mecrasına ge tiremiyordu. Limbos nezaretter çıkarken tamâmen pevmil bir tavır almıştı, Verdiği takrire zerre kadâr ehemmiyet - atfetmiyen Al. man muhibbi İttihat ve Terakki erki görgöre kendilerini feda edecek; İngi talim heyetini memleketletine göndere. cek, Alman sistemlerini kabul edecek ve.. Almanya leh'ne harbe katışacaktı . Limbosun donanmaya dönüşünden sonra yüzünün güldüğünü kimse görme. di; Bu hal Çanakkaledeki Alman amirali Şosonun hükümete verdiği ziyafet, ve ziyafetten sonraki hâdiseye kadar devam etti, Alman amirali OBabiâliyi ziyareti sırasında sadrazâmın iltifatlarından ce- saret alatak, Alman sefirinin tavsiyesi. le bir teklifde bulunmuş; oÇanskkalede Yavuzda vereceği ziyafete (& sadrazamla arkadaşlarının iştirak ile şeref vermele. rini rica etmişti, Ziyalet günü Bahriye nezareti istimbo tu Enver, Talât ve Cemal paşaları Göbe. ne götürdü, Büyük merasimle karşılanan Türk nazırları mükellef bir ziyafetle a- gırlandılar; yemeğin sonlarına doğru a. miral Şosonun bir nutku nazırlar üzerin. de büyük tesir yaptı. Şoson, Osmanlı imparatorluğunun isti. lâ devrindeki mazisinden başlayarak ta- iken sefer. rihini kısaca toparlamış, bu toparlayışta nazırların koltuklarını kabartacak şeref levhalarndan bahsetmiş; ondan sonra Av rupanım bugünkü diplomatik vaziyetini hül geçerek sonunda: — Metbuu mufahhamım Almanya im. paratoru Fredrik ikinci Vilhelm, Türk. donanmasına naçiz bir (hediye olarak vermek istediği Göben ve Breslav kruva. zörlerinin kabulünü duymakla bahtiyar- lik hissedecektir. Demiş; bir emrivaki şeklinde yapılan bu arz ve kabul keyfiyeti derhal meyda. nâ vurulmuş; Almanya ve Osmanlı im. paratorlart şerefine içilen o kadehlerden sonra dünyada misli görülmemiş bir tarz da geveyarısı gemiler bayrak değiştirmiş ler; Göbenle Breslavın kıç serenlerindeki Alman bayrakları indirilmiş, yerine me- rasimle Osmanlı sancağı çekilmişti. Zi. yafetten Almanya lehine büyük intıba. larla dönen paşalar derhal (saraya git. misler, padişaha imparator (o Vilhelmin hibesini arzetmişler; ertesi günü gazete- lerde büyültülerek ilân edilen bu hediye. ler halkın da Almanlar lehine sempa sini tahrik etmiş, bütün memleket biran. da Alman muhibbi kesilmişti. İsimleri o Yavuzla Midiliye çevrilen Alman gemileri İstanbula gelip de Hali- ce çekilince vaziyeti alâka ile takip eden amiral Limbos bahriye nezaretine bir tak rir daha verdi; bunda: “Osmanlı donan. masına iltihak eden eni geminin de, amiral bulunduğu cihetle, kendi emrine verilmesini,, istedi. Nezaret o bu takrire de cevap vermeyince iki gün sonra Lim. bos tekrar nezarete gitti, Cemal Opaşayı gördü. Konuştular, Almanya lehine inki. şal eden temayüllerin derecesini bu ko- nuşmada pekâlâ kestiren Limbos mülâ. katm sonuna doğru: — Artık bizim burada görülecek vazi. femiz kalmıyor demektir, Deyince; Cemal paşa bunu fırsat bildi ve sordu: — Ne vakit hareket edeceksiniz? Bunun üzerine konuşulacak bir şey kal madığını anlayan İngiliz amirali: — Üç gün sonra hareket edeceğiz.! Cevabını verdi. Nezaretten ayrıldı. “Temmuzun 31 inci günü, İngiliz talim heyeti İngiltereye doğru yola çıkarken Bahriye nezaretinden donanmaya gönde- rilen bir tamimle: “Yavuz zırhlisile bir. likte İstanbula gelmiş bulunan Alman amirali Şoson (paşa) o cenaplarının Os. manlt donanması ci kumandanlığı- na tayin edildiği ve ayni gemi ile gelen Alman denizcilerinin mütehassıs sıfatile Osmanlı donanmasında çalışmızlarına devam edecekleri. bildirilmiş; İngiliz talim heyetinden kurtulan Türk denizci. leri Alman bahriyelilerinin ( ibtisasma devredilmişti. Şoson, Osmanlı deniz kuvvetleri ami. ralliğine bilfiil el koyduktan sonra do- nanmada hümmalı bir çalışma göze çar. pıyor, destroyerler hücum ( talimlerile uğraşıyor, zırhlılar fırka manevralarile geliştiriliyordu. 14 ağustos 1914 günü, İstinye koyun. da boğazın bir kadın eli kadar ince okşa- yişlariyle uyanan filo, yeni bir haberle bir defa sarsılmış, nezaretten amiralliğe gelen emir sefine süvarilerine tamim e dilmiş ve “Avrupanm karışık vaziyeti ve başlıyan budut müsademeleri üzerine: — Heyeti vükelâ kararile seterberlik ilâ nı kararlaştırılmış, karar tasdikiğliye ik. tiran etmiştir. Ba iradei seniye devletiâliye ordu ve donanmasının seferber hale vazı icap et- tiğinden noksanların süratle ikmal ile se. feri hale girilmesi,. ni bildiren emir der. hal yerine getirilmişti. Gemilerdeki bütün tahta eşya dışarı çıkarılmış; bir kısım sefineler, Azapkapı önlerindeki demir yerlerinden ayrılarak İstinyeye iltihak etmişti. (Devamı var) Burdur'da Jikokuilar sergisi Burdur, (Hususi) — Şehrimizdeki bütün ilk okulların bir araya gelerek hazırladıkları sergi Gazi okulunda merasimle açılmıştır. Açılma merasi- mü saat 17,30 da yapıldığı için mekte- bin-bulunduğu cumhuriyet meydanı memurların da iştirakiyle büyük bir kalabalıkla kaplanmıştı. İstiklâl mar- şından sonra kültür direktörü Kaşif, Kolabaş davetlilere ve halka serginin mahiyetini, gayelerini anlattı. Valimiz kordelâyı kesti ve bütün halk sergi. yi gezdi, Burdurlular, bilhassa öğret . menlerinin verdiği izahatla çocukla- rmm meydana getirdikleri güzel ve muvaffak eserleri hayret ve takdirle seyrettiler, Resimlerimizde yukardan aşağı doğru Gazi okulunu, küşad me rasiminde kültür direktörünü nutuk söylerken, sergide yurdu tanıtma kö- gesini ve kızlarımızın eserlerinden bir eyi ve en altta da merasimde bu. lunan vali ve davetlileri görüyorsunuz. K yüzünü güldüren faaliyeti diğer toprak mahsullerimize de tatbik edilirse Dinar, (Anadolu muhabirimizden) — Afyonun ileri kazalardan birini daha yeniden görmüş ve yakmdan ta- nımış bulunuyorum: Dinar. Burada tetkik (o edilebilecek birçok mevzular bulunduğunu bana, vali Dur- muş Evrendilek söylemişti. Esasen Dinarı bundan üç sene evvel görmüş ve civarı hakkında bir parça malümat edinmiş olduğum için müsait bir fır. satta burayı tekrar görmeyi ben de arzu ediyordum. Bu arzumun tahak . kuk etmesi, vilâyet emniyet müdürü sayın arkadaşım Şükrü Salbin bana refakat etmeleriyle mümkin oldu. Dinarda genç ve âteşin bir kayma- kam gördüm: Ubeyd Çerçel. Onu tam üç yü evvelinden, fakat gıyaben ta - nırdım. O zaman Dinarda iki gün kal, dığım halde köylerdeki tetkiklerinden kurtulup kazaya gelemeyişi yüzünden tanışmamız telefon muhaveresinden i. leri geçmemişti. Ben onun sesini işit- Lim, o benim sesimi duydu, O kadar. Bu gün öyle değiliz. Onunla karşi karşıya, hükümet konağının güzel tarhlarla süslenmiş olan parkında ko- nuşuyoruz. Mevzu köy, köylü ve köy iktısadiyatıdır. Dinar köyleri bu ba- kımdan büyükçe bir ehemmiyet taşır. lar. (42) bin nüfuslu Dinar kazasının 31 binini köylü teşkil ettiği ve hepsi de ziraatçilikle uğraştığı düşünülürse bu ehemmiyet bir parça daha büyüye. bilir, Dinarım ötedenberi duyageldiği- miz buğdaycılığı işte hep bu köylünün gayretile şöhret kazanmıştır. Hubu. bat ziraati ve istihsali de hayli mo. dernleşmiş, kismen makineleşmiştir. Demek ki köylü murakabesiz kalma- mıştır. Afyon köy blrosunda Dinar için ö- ime serdikleri rakamlardan Dinar ünün çok yakın bir alâka gör. düğünü ve muhitte hakiki bir köylü Kalkınması vücut bulmaya başladığını esasen anlamıştım. Dinarda köylü ge. şimini kolay temin ediyor. Çünkü, bir sz yukarda da bahsettiğim gibi, buğ- daycılık pek meşhur, istihsal olduk. ça mebzuldür. Satış için güçlükle de karşılaşılmaz. Zira ziraat vekâletinin açtığı bir mübayaa istasyonu burada köylünnü arzusuna tamamen amade vaziyettedir. Sırası gelmişken kaydedeyim ki, Dinar buğday istasyonu Türkiyenin, bu işle uğraşan bütün teşekküllerin. den ve hattâ silolarından daha olgun hüviyetlidir; 934 yılmda burada tam 11 milyon kilo buğday mübayaa edil- diğini iler! sürersem sanıy'ım ki hsyret edenler bulunur. Buna mukabil; teşkilâtı, tesisatı da ha mükemmel “silo” lardan birine ba- kalım. Meselâ Afyondaki teşkilât mu. azzam bir binaya da maliktir. Lâkin mübayaa işi binanın iliab kabiliye. tine tâbidir. Bu bina, beş milyon kilo buğday alır. Dolduktan sonra müba- yaaya devam imkânsızdır, Çünkü ko- yacak yer bulunmaz, muvakkat depo. lar temin edilse dahi alınacak buğ . day kalmaz. İstihsal bolluğu, hakki- kazanç pek büyük olacaktır Soldan, sırayla: Afyon Emniyet mü- dürü, Dinar kaymakamı ve muhabiri, miz Dinarda nara münhasır bulunmaktadır. Dinardaki teşkilâtm daha geniş bir mübayaa salâhiyetiyle hareket etmesi bu yüzdendir. Dinar buğday istasyonunun bu yıl aldığı mahsul iki milyonu tecavüz et. miyor. Sebebi, fiatlarm müsait ve köylüyü memnun eder vaziyette bu. Tunması, ve birçok yerlerden şahsi ta- leblerin vaki olması, teşkilâtım müda- hale ve yardımma lüzum hissettirme. miştir, Bir nokta daha: Evvelce bu civarda iş gören islas. yon yalnız Dinar teşkilâtıydı. Şimdi Dinarm-Çardak köyünde de bir istas- yon açılmıştır ki, bu sene onun müba- yaatı Dinar teşkilâtını geçiyor. Ayrı. ca bu taraflarda Sandıklı ve Çivril ka. zalarında dâ birer istasyon açılmasile Dinar teşkilâlinin yükü hatillelilmiş ve istasyonlar faaliyete geçerek köy- lü ve çiftçiye hayli faydalı olmuştur. Böylece köylerde bir salâh çehresi belirmiştir. Demek öluyor ki çiftçi yetiştirdiği malı her zaman değerfiatla satsa re- fah kapılarının anahtarımı daima elin. de taşıyacaktır. Bizim toprak ürünle. rinin satış işlerinde beklenen cihet de esasen budur. Memleketle himayesi lâzimgelen birçok toprak mahsulleri vardır ki buğday Işi gibi organize €- dilmeye çok muhtaçtır. Meselâ tütün. Bu mahsulü hiçbir kimse yarınmdan emin olarak dikemez. Muhakkak suret te gözünü karartıp işe girmesi lâzım. dır. Üzüm ve pamuk da bundan daha emniyetli değil, Yarına kuvvetli şekil. de hazırlamağa çalıştığımız pamuk- culuğumuzun Aydın havzasmda bü * günkü durumu hakkında daha geçen gün Nazillide yaptığım tetkikler çift. çi hesabına hiç de emniyet verlei de- ğildir. Anlaşılıyor ki bu mahsüllerin hepsi teşkilât istiyor, Teşkilât, derdi, hale doğru yürütecektir. İşte buğdaycılığa tekrar göz atalım; Dinarın hububat- tan başka bir şey yetiştirmeye aliş- mamış olan toprakları, kırk bin nüfu. su mesut yaşatmağa başlamıştır. BU mes'ut hâdisenin, sadece, istihsalin devlet eliyle himaye edilmesinden de$ duğu muhakkaktır. H.G. ii Yurlsever bir vatan” le buğdaycılık bu civarda sadece Di- | AŞIN büyük teberruU Kayseri, (Hususi) — Felâhiye KaY- seri yolu üzerinde Kızılırmığa kurulu köprü yıkılmış ve münakalât inkıts& uğramıştı. Kayserinin değerli here” risi Adana fabrikatörlerinden b9“ Nuh Naci bu muazzam köprünün Y©” miden yapılması için kâfi gelecek K#” dar para teberrü etmiş ve bunun ÜZ©* rine köprünün hemen inşasına başla”- mıştır, Bu yurdsever hemğerimiz bI£ köylerde parasızlık yüzünden köylü” nün ikmal ettiremediği mektep bi9*” Jarmın da inşaatmı tamamlamaği (9 ahhüd etmiştir. Bu hareket böl Kayserililerin şüikranmı mucib olmuf” tur. a

Bu sayıdan diğer sayfalar: