20 Haziran 1929 Tarihli Hayat Dergisi Sayfa 7

20 Haziran 1929 tarihli Hayat Dergisi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

meselâ (ourbef alalım: bunlar avam kin olanlardan ile Müllet' yi tabakasının haysiyetini devrinde tasvir tabaka ki o devirden üçüncü ( Cümhurivet cem'iyeti beşer dahilinde o kadar nafiz bir mevki ilhraz etmişlerdir. Demiyorum ki bu büyük artistler kendi fikirlerinin fark ve temyiz olunduğu büyük cereyanları tevlit etmiş olsunlar; yalnız diyorum ki o cereyanları teşkile ki olarak medar oldular: diyorum ki etmiş yorgunluklarını ve imparatorluk etmediler mi? O ikinci sonra ve zamanında gayri şuuri onlar bu temayülâtı ihdas olan irfan sahiplerinin mümtazları arasında bulundular. Aşikârdır ki bu mümtazlar yalnız artistlerden ibaret değil, fakat (oOomuharrir, filozof, romancı ve ediplerden de mürekkeptir. Üstatların kendi nesillerine yeni fikir ve temayüller getirmekte eder ki kabul olduklarını şu da ispat onlar ekseriya bu fikirleri ettirmekte güçlük cekerler. Bazan bütün ömürleri royline göreneğe karşı mücadele ile geçer. Ne kadar dehâ sahibi olurlarsa o kadar uzun müddet tanılmamak mukad- deratını taşırlar. Corol, Cowrbet, hemen denilen adet ve daha bir çokları ancak hayatları- nn sonunda ümumun alkışına mazhar olabildiler. İnsanlara eyilik etmek cezasız kalmıyor. Hiç değilse ” © üstatları, insanın ruhunu zengin- leştirmek Oo hususunda temerrüt göstermelerine mukabil (o ancak öldükten sonra nam kazanmağa liyaket ihraz ettiler. sanaat şte, dostlarım, artistlerin faidesi hakkında size söylemek istedigin bundan ibarettir.» © Böwrdelle bunun üzerine: el illet, Puwis de Chavannres, ve > derl şiirdi ebcil ederek > ; İ N Dİ Sayı: 134 7 Hayat u gu bir hengâmda sevmek, haya- dedi, çünkü sanaatıma âşıkım; Oo gunun beşiği yanında valideyı, i lata dalmak hakkını ilân etmiş Odeminki sözlerim geçici bir kasa- (o kizinimn mezarı üzerinde babayı, ve romanlik lerin mübeşşiri gibi o vetin ilcasiyle söylenilmiş olacak; Oosaadet (ohatıralarının okarşısında ortaya çıkmıştır... Bize daha ya (odaha doğrusu meslekimin müdafaa âşıkı silki nazma çekmiş olan edildiğini işitmek arzu ettiğim için Otibki celbetmek maksadiyle çirkin olduk- larından şikâyet eden cilveli ka- dınlar gibi yaptım.» medh ve sitayişler Bir lâhza süküt ettik! çünkü söylenilen şeyleri düşüniyorduk. iştihamız yerinde idi; çatâllarımız bu ifsıla esnasında harika göstermekten geridurma- ıl mamafil Cu ar, Rodin'e dedim ki: — Siz kendinizi unuttunuz, üstat; sizde kendi zemanimız üzerinde şüphesiz gelecek nesillere olacak bir tesir icra ettiniz. şamil Manevi mevcudiyetimizi bu kadar kuvvetle izhar ederek zema- nı bâzır hayatının istihalesine yardım etmiş olacaksınız. Her birimizin bugün kendi fi- kirlerine, şefkatlarine, hülyalarına, ve ekseriya ihtiraslarına verdigi azim kıymeti gösterdiniz. şataretleri, bâkir şiddetlerini, derin tefekkürün mucip olduğu şaşkınlıkları ümidin ilka ettigi şevkleri acz ve fütürdan mütehassıl buhranları zapt ve tespit ettiniz. Siz âşıkane hayalatı, arzunun Şahsiyetin o deruni esrarını İayenkati araştırdınız ve bu sahada daima daha geniş keşliyat icra eylediniz. Dahil oldugumuz (o devirde, kendi duygularımızdan, kendi sa- mimi şalısımızdan başka “hiç bir şeyin bizim için ehemmiyeti haiz olmadığına dikkat ettiniz. Gördü- nüz ki fikir sahibi, iş adamı, ana, genç kiz, ma'şuka, welhasil her birimiz kendi ruhunu kâinatın merkezi ittihaz ediyor. İşte bizim hemen de şüursuz olan bu halimizi siz bizzat ken- dimize keşf ve izhar ettiniz. Hususi maişetin sevinç ve ke- Victor Hugo'nm peşinde olarak heykeltraşlıkta derin en gizli heyecanlarını ifade Şüphe yoktur ki eski cem'iyetin oüzernden geçen bu kudretli ferdiyet dalgası, o cem'- iyeti azar azar tadil edecektir. Siz, sanaatınızda göstermiş olduğunuz sıdk ve hulus ile bu yeni intizam şeklinin tedricen zuhurına çalışmış olacaksınız.» Rodin tebessüm ederek: siz de ruhun en ettiniz. LAN — Benim hakkımda olan büyük dostluğunuz sevkile bana, yeni fikrin imüdafileri meyanında, fazla güzel bir mevki talısis ediyorsu- nuz, dedi. Vala eşya ve mevcudat hak- kındaki görüşümü elimden geldiği kadar vâzılı olarak göstermek su- retiyle faideli olmağa çalıştım. Eğer bizim faidemiz hususunda israr ettim ve hâlâ dahi israr ediyor isem, şu sebebe mebni dir ki yaşadığımız şu âlem içinde yalnız bu Suretle itibar edilecek olursak hakkımız olan teveccühe tekrar mail olmaklığımız kabil olur. Mİ e ir Bu gün zihinler yalnız men- faat ile meşguldür: arzu ederim | ki pratik, yani ameli olan bu | cem'iyet hiç değilse artistleri de fabrikacılarla mühendisleri tevkir ettiği kadâr tebal etmekte men- faati olacağına kanaat peyda etsin. 3 l VAHİT

Bu sayıdan diğer sayfalar: