1 Eylül 1929 Tarihli Hayat Dergisi Sayfa 17

1 Eylül 1929 tarihli Hayat Dergisi Sayfa 17
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ii 'Thom& Sahyra bütün vemiş ağaçla- rini kendi eli ile dikmiş. bahçeyi ve tarlaları kendisi düzeltmişti. Her sene, Noel yortusuna doğru, duvarlara bada- na vurur, kapıları ve pencereleri bo- yardı; fakat bu, mekten ziyade, muhafaza etmek içindi. Fırtınalar geçer, yeni evin bir taşını bile sökemezlerdi Onların böyle bir arada ihtiyarla- dıklarını, bir gün bile tembelliğe düş meden bütün hayatlarını birer veli gibi geçirdiklerini, namuslu kaldıkla- rını, fukarayı sevdiklerini gören Allah da elbette onları takdis ederdi. Zaten etrafında dolaşan inekleri, koyunları bir bekçi gibi gözetliyen bu şirin evi görünce, bir ç: k fukara onun yolunu tutar; gölgeli ve arı oğultuları ile do- eve bir Zarafet uluyarak gelip lu kapının önüne gelince: “Fukara geld, efendimiz İsa'nın mukaddes diye ses- yaraları aşkina bir sadaka!» lenirlerdi. Ve hiç bir “Allah versin!, ocevabı ile karşılan- dıkları olmazdı. Romana onları sof- rasına Oturtur; utanıp da çardağın al- zaman sadece; e, ağaç: larının yemişleri ile dolu birer tabak getirirdi. Romana her otun neye yaradığını ve çocuk doğurmadan cançekişmeye kadar bütün ıstıraplara iyi gelen düa Bunn Mi ir ki onu ları o bilirdi. 2 varıları ısını çalanlar eksik olmazdı.. Bir ibe gibi fedakâr olan Romana ma bu hizmeti candan kabul eder, eline e bir fener alır ve k için bir şeyler minl- lanarak, hastanın. bulunduğu evin, kö- yün yolunu tutardı. Ölüm döşeğinde- ki hastaların başı ucunda kaç defa r papası bile ondan, bir türlü iyi- leşemiyen yılancığı için ilaç istemişti. Bu hizmetleri için asla bir şey istemezdi; İfnkat hastalar iyileşir iyi- eşmez, mukaddes bir makama gidi- yor gibi hürmetle, Romana'nın eing yılanları yo- üren tepeyi turmanırlar, kadına twvuk, domuz yavrusu, yemiş ve ya Meryem Ana kandilinde yakılmak üzere zeyin yağı getirirlerdi. Çobanlardan birini bir yılan soksa arkadaşları hemen ona koşarlardı. tomana mutfak kapısının önüne Çi kar, zehirlenmiş çobanın bulunduğu yere doğru kolunu uzatır, hiç kımıl- e dimdik, vect halinde durur- 1. Arası çok geçmeden çoben, hiç bir şev olmamış gibi kalkar Sürümü Anlattıklarına göre Romana'nın hasta olduğu bir günde Manuel 'Tiburcio, Cajuerio'dan kalkıp gelmiş ve bitlenen sürüsü için bir ilaç istemiş; Romana ona sadece imanı bütün olarak dön- mesini, Havari e o sürüyü iyileştirdiğini söylm Filhakika Tiburco man arkadaşlarını hayret içinde bul- muş ve bunlar kendisine, hayvanlar otlakta iken bitlerin (o kaçıştıklarını kendi gözleri ile gördüklerini söyle- mişler; yalnız hayvanların omuzlarında ve sağrılarında genişçe birer yara kalmış. Tiburcio evine vardığı zaman artık arhatliyan öküzler, sabırlı sabırlı yaralarını yalıyorlar ve sinekleri döndüğü za- koğmak için kuyruklarını sallıyorlarmış. Manuel Tiburcio minnettarlık gös- terip hemen © akşam Romana'ya danası ile beraber bir inek, br kaç tavvuk ve kandiline yağ alsın diye para göndermişti. 'Thome Sahyra saf vürekli, mert 1 il ıssızlıkları içinde üştü; rancholara misafir olduğu veya ii konakladığı gece- len bir çok cin peri hikâyeleri duy- kendisine müthiş vak'alardan, hemalerle hoitlaklardan, e vahın gelip intikam almasından, şeytanların ve bir takım hayvanların geceleri mezarlıklarda koşuştuklarından bahs- edilmişti Buna mukabil mucizelerden, soğuk mevsilerde bazan yürslük bir ihtiyarın gelip kapıları oçaldığından, sadaka istediğinden, açtıktan sonra da bunun Allah'ın ta kendisi veya veli- lerinden biri olduğu anlaşıld ından da bahsederlerdi. Thome Sahyra bü- tün bu masallara inanır ve cömert- likten ziyade korku saikasıvle boyuna sadaka verirdi. Yanlarında köpekleri ve ellerinde birer sopı ile yollardan yavaş yavaş geçen ihtiyar ren,berl.rden biri kapısının önünde b "home Sahyra, mütevazıane o Ve aral bir tavurla yerlere kadar lil On- ları doyurur ve fukarlar, kendilerine iyilik edenin de Allah'tan iyilik gör- 5 G HAYAT,I. kaldır- Sahyra mükâ- fatını hemen o anda. görecekmiş gibi yere bakardı. Fukaralara elleri ile etrafı tekdis ederek venlerden mesi için gözlerini dıkları zaman yukarıya Thome inerken Oo Thome ay durur ve dindarane bir bakışla onları takip ederken bir taraf — Kim bilir, Romana, belki Haz- reti İsa etendimizdir, derdi, Romanda onların ne yaptıklarını erek yavaşça kocasını tasdik tan da karısına: güz ederdi — Evet, belki de kendisi geldi! (Ortalık karardıktan sonra karısının önüne oturur ve gökte uçan bir yıldız görünürse hemen hürmetle ayağa kal- kar, “Allah sana yolunu göstersin! derdi; çünkü onun kaşı her uçan yıldız yolunu kaybetmiş ve elemle cenneti arıyan bir ruhtu. baykuşun #hkahası kulağına iz ürpererek ıstavruz çıkarır, Ve — Benden ırak vi felâket haberi! Git! Ben Allah'ıma inanıyorum! derdi, İsa bir cuma günü çarmıha gerildiği için her cumayı uğursuz addettiğin- den o günler istiyen kuş onun bahçe- g3, Lai Sahyra yerinden kımıldanmazdı, kolla- rin kavuşturup otururdu. Her ne pahasına olursa olsun böyle bir günde canı kızmağa razı olmazdı. Hatta başka günler de, eline çiftesini aldığı zaman çalılar arasında bir inilti. bir hazin kumru sesi veya bir boğuk nambu feryadı duysa bunu da uğur- suz sayıp hemen silahını indirir ve vurmak istediği kuşu kaçırırdı. Büyük fırtınalar mevsimind leri zavallının kurkusu artardı. Ekseriya gözleri kapalı, yarı uyku hulinde yatağında sicrar ve; “Romana! Römana! kalk!... diye hay- kırırdı. Dışarıda başı büş bir hayvanın koştulunu duyar gibi .olur, tüyleri örperir ve gene “Dinle, Romana, dinle! i İkisi de hiç seslerini çıkarmadan birbirlerine sokulur, yatakta dehşetle doğrulur ve bir takım dualar mırl- anmağa başlarlradı. Fırtınanın şiddetlenir, ağaçlar hışırdardı: mı tesbihini tutarak yataktan fırlar ve ya-

Bu sayıdan diğer sayfalar: