5 Ocak 1929 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 3

5 Ocak 1929 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

: FPoLi/TE 15 bin lira “Caradeniz sahillerin- “engönderilen paket ne oldu? Ahiren Kara- deniz sahillerin- teki bit Şehir: ien gönderilen yosta paketleri arsından CI8 ) yin Hirayı- müh- evi bir paket dınmıştır.Z ıhkikat yapıyor. ” Kitaplar çalınmış mı? Salatada — yüksek - kaldışımda bundar Şüphelenmiş ve aber vermiştir. Bu çocuk kitapları ustasının bir postacıdan aldığını postadan meldir,tahkikat Kaybolan kız Sişlide oturan hava gazi şirketi veznedarlarından Süleyman beyin evladı manevisi 18 yaşında Ha- vva dört göndenberi kaybolmuş- tur. Polisi vuranlar Şehremininde polis Tahsin gefendiyi — vurmakla — maznun oarak altı kişi yakalanmıştı. Jçüncü istintak hakimliği tah- neticesinde Behçet, Hil- Mi, Hurşit namındaki maznun- larm tevkifine lüzüm görmüş- tür, Ramiz ve Yakup efendiler serbest bırakılmış! aznun- Tardan Galip firar etmiştir. * BEKĞİ ile HISIZ — Dün ce Ayaspaşada bir mahalle bek- ile kurşun hirsızı arasında anlı bir takıp olmuş ve lnmış olması muhte- yapılıyor. rvekci silâh istimal etmek mec- buriyetinde kalmıştır. ,* ÇOLAK ŞAKİR — Polis ikinci şube memurları Çolak Şakir isminde Dir kurşun hırsızı e arkadaşı Remziyi yakalamaya Müyallak olmuştur. — Bunlarin yalız kurşun sirka: Tinden yirmiye yakın sabıkası Vardır. Çolak Şakir ile arkadaşı Remzi hakkında yapılan tahkikat Öltmiş ve evrak Adliyeye gön- derilmiştir. ü nlnipre ee KAZALAR. ':'ı sabahki yangın ”u““ Sabat saat altı buçukta ı““'llmdı. Kumbarabane cad- Osmanın kahvesin- Wlh.i;:n çıkmış, — yanındaki ftuııu...,::—v dükkânları ta- olan — kö- Mür amclesinden Salp dün — bir kaza neticesinde anbara düşmüş Dört metro — irtifamdan ücüdünün mühtelif yerle. rinde yaralanmıştır. # KAZAZDE BALIKÇILAR— Adalar — kayıkçılarından — Cemal ve Hüsnü isminde ikt kayikçi geçen gün balık tutmak — üzere Adalardan denize açılmiştir. İki kayıkçi dazla balık — tutmaktan l_liı'mveulı bir seyinçele oltaları idare edereken fırtına yüzünden Bit gide açıklara doğru sürükle- Meye başlamışlardir. ; Adalardan çok uzaklara açılan Dalıkçılar — bütün) gayretlerine Tâğmen sandalı sahile yanaştırma YA muvaffak olamamışlardır. m"ll sıralarda o cihetlerden ge- ŞEn bir deniz tayyaremiz kaza- Zede balıkçiları gö; € ö çiları görerek kurtar- | doğru gittik, Halil bu ' ük. Bu Musevi Muallimlere tecavüz eden çocukların muhakemesi A'ınırilh muzllimelere tecavur e eşyalarını yekle maz- nun — <olan — üç İ j çocüğün muha - kemesine evelki gün ağır ceza mahkemesinde d evam - edilmiştir. Tecavuza ma - ruz kalan misler İngiliz kız mek- tebi muallimleri- dir. Mis Vingirit miş Zizel ve mis Piyodan ibrettir. Bu üç genç muallim güzel bir havada — Şişlide musevi — mezarlığı etrafında gezmeye çıkmışlar ve bir müddet gezindikten sonra üzerind uzanarak — konuşmava — ve güneş banyosu yapmaya başlamışlar- dar, Bu esnada Hüsnü, Halit ve At düllatif isminde üç genç çocuk Mis- leri görmüşlerdir. Başta Hüsnü olmak üzre çocok- lar mislerin üzerlerine hücum etmiş- ler ve ellerindeki tahtalarla tabanca taklidi yaparak kendilerini tehtir et- mişlerdir. Cenç çocuklar mislerin ellerini tutmuşlardır. Bu vaziyet karşısında mislerden bazıları kendilerini ellerindeki şemsiye- lerle mudafaa ctmişler, diğer bir kısmi da bu ani tecavüzün neticesine intizar - etmişlerdir. kaç dakika devam eden — mücadeleden — sonra mislar eşyalarını bırakarak bu müte caviz gençlerin ellerinden kaçmışdır. Fakat bu firar hadisesinden sonra genç ve mütecaviz erkek çocuklar; mislerin şapka, pardesü vepara çan- talarını alıp kaçmışlardır. Ağır ceza mahkemesinde, Hüsnü, Halil, Abdüllatif evelki gün isticvap edilmişlerdiş. Bu çocuklar 19, 18 ve 16 zaşındadırlar. Darülaczede yatau bu çocukların ele başısı Hüsnü hadiseyi mahkeme de şöyle anlatmıştır; Bir gün üç arkadaş musevi mezarlığı etrafında geziyorduk, ora- | da incir yiyorduk. Neride üç kadın gördük, bunlar sırt Üstü yere yarmış- lardı. Üçüde uyuyorlardı. Onlara lar Fena kadın Bunun üzerine hücum et- mezi olduğu için bunlar galiba bizi hortak zannetmiş- ler ve kaçmaya başladılar. Eşyalarını bırakıp kaçmışlardır. Biz de eşyaları çobanlar alıp gicmesinler diye, eşya- lart alup gittik, sonra polis bizden aldı! Diğer — maznunlardan — Halil ve Abdüllârif hadiseden hiç malumadarı olmadığını söylediler, halbuki poliste verdikleri ifadede herşeyi anlarmış lardı, 16 ve 18 yaşlarınde bulunan bu çocuklar mevkuftı r, Müddei umum! Hüsnüvün de tevkif edilmesini iste- di Mahkeme Hüesnünün de tevkifine karar yerdi. i Salih isminde bir şahit celbi için muhakeme başka bir güne talikedildi. İhtiyar hey'et- leri intihbatı Mahallerde ihtiyar hey'etleri intihabatına — devam — ediliyor. Yakında — bitecektir. — Köylerde de intihabat yapılıyor. Dün de Beyoğlunun Mecidiye - köyünde intihabat yapılmıştır. İntihabatta - Beyoğlu — kayma- kamı Hikmet, Halk firkası kazâ mütemedi Kâmil,mutemet Halim ve Beyoğlu jandarma kumandani Nail beyler bulunmuşlardır. Halk Fırkası namzedleri müt- tefikan intihap olunmuştur. Bu zevat oradan Kâtane —kö- yüne de gitmiş ve orada da günü intihap yupılaca- Rinı köylüye bildirmiştir. —— HALK SÜTÜNU Kadıköy Geçenlerde bazı karilerimizden aldığımız sikâyet mektupları hakkında; Seyri sefainin nazarı dikkatini celber. miştik. Fakat keyfiyetin hâlâ nazan dikkate alınmadığını vaki olan yeni şiküyetlerden öğreniyoruz. Meseleyi tekrar edelim: Kadıköyden — 12,50 seferi ufak vapurlardan birine yap- tınlıyor. Halbuki bu vapur zaren Kadiköyden kalkarken dolmuş bulu- muyor. Bir de Haydarpaşaya oğra- yınca ordan da bir kalabalık binince tklım tıkışık bir hale geliyor. Bu vapur aceba değiştirilemez mi ? dır, dedi. — Ağam eğleniyor.. Evet, yalnız ağa bir değil bir kaç tanc ..! Binaenaleyeh * ağa- larım eğleniyor, demek — daha doğru olacak, Burası ne bir meyhane, ne de çalgılı bir bar.. Uslu akıllı adam- ların devam - ettikleri bir kalk salonu.. Fakat onlar içiyorlar, su, gazoz kahve, şerbet, hatta likör filân da değil rakı içiyorlar. Ceplerinde birer küçük şişe saklı duruyor: -— Zam zim zum. Anlaşılar bu bir parula, hemen şişeler cepten çıkıp el çabukluğu ile kalaya dikiliyor. Mezeleri de sadece yumruk. Ellerinin tersile dudaklarını silip yine yerlerine , İşte yine bir parola: dim Zum,, şişe cepten — çıkınca Fakat ikisinde de şafak atti: — Nanay ba.. — Nanay.. — Hadi öyleyse gel de birer şinanay oynayalım. Özeki bir az daha ihtiyatl: — 66 etme... Dikiz geliyorlar.. — Öyleyse birak ta ben tü- yeyim. — Nereye.? — Nereye olacak, zam zim zum. — Git te gel ama.. Gitti ve çabıcak geldi: — Gül suyu kalmamış. — Demel! — Yaratacak — değilim ya.. Yok! — Dut bir de ben bakayım... Becerikli adamı gördünüz mü iki cebi de dolu geldi: — Yoruldum, be... — Sızarsan — yorgunluğun ge- o"sıımıı. ihtiyatı büsbütün elden birakmıs, — ağızlarının — salyasınt akıtıp gözlerinisüzerek içiyorlar, Akıbet beklenen netice zuhur etti, ve kâfirin şişede durduğu gibi durmadığı bir kere daha sabit oldu. Bir birine bakıştılar: — Ben oldum be.. — Ben de oldum. — E.- ne yapalım. — Zam zim zum. — Zam zim zun. — İyi ama ben iyice hamur- Taştım. Bu hamurlaşma tabiri hoşuma gitmedi. Çünkü merdeyse sağa sola cıvyık hamur gibi bulaşma- Ha başlayacaklard.. Korktuğum aynen vukua geldi. Fakat, bere- ket versin ki kendi aralarında sululanmakla iktifa ettiler: —“Kara gi im, gü..zelim gel yanıma, Daya.. na.. miyorum sana samur saclım aman!, ni EMLEKET G Gözünün elifine inerim ha! doldur ulan.. Artık iş ayuka çıkmıştı. Herkes onlara bakıyordu. Kö- şede uyuklayan şişman bir adam aksırarak uyandı, bir tanesi kiy- metli nargilesinin marpucunu e- lnden birakarak ayağa kalktı. Orta masada saatlerden beri zırlayan gramofon sustu. Fakat maça beyleri bu umu: mi <| — yı rağmen okadar kayıt- sız görünüyorlar ki sanırsınız başka bir âlemdedirler. Nihayet garson, şöyle nazikâne hatılarını surdu: — Burada rakı içilmez! Cevap.yerecek yerde, bir ta- nesi garsonun — gırtlağına — sarıldı. Yok. yok, | yâanılmışım, gırtlağına değil, boynuna sarilmış; Ah, anam babam, Ne dedin de yapma- sade Garson gittikçe ciddi: — İşte bukadar.. Haydi bakalım Warş.. Sarhoş birden bire sordu: İstikamet neresi imanım ? Öteki garsonun yerine ceva- bini verdi: EMANETTE Şişli caddesi Osman beyle S.ipahi ocagı arasında- ki kısım Şişlide Osman bezden, Pangal- tıya doğru uzanan bir sıra dü- kkânlar vardır. Bu dükkânlar eski Osman bey gazinasu yerine yapılan — yeni binalardan daha ilerde bulunmak- ta ve bir çıkıntı teşkil etmektedir, Beyoğlu belediye dairesi bu çıkıntıyı - kaldırarak Osman bey ile — Sipahi — ocağı — arasındaki kısmı genişletmeye karar — ver- miştir. Bu maksatla 1920 bütçe- sine tahsısat konacaktir. Tevsi ameliyatı tedricen yapılacaktır. Bu sene Osmanbeyde Nargileciyan eczahanesinden Hamama — kadar olan kısmin tesviyesine başlanmış bulunacaktir. —— Muhacir - geliyor. Bir müddetten beri Sırbıstan- dan memleketimize pek çok muhacır geliyor. Muhacırlar Se- Tânik tarikile ve vaporla re geliyor, oradan içerilere gön- deriyorlar. Son günler zarlın- da İzmire gelen muhacırın mik tarı çoğalmıştır. Bunlar eski dergâhlarla mes- çitlere yerleştirilmiştir. Mevsimin kış olmasına rağmen kâfile kâfile yola çıkıyorlar. l in l ü a ö aet ee eee ÜELA eima Bla DA Günleri Nasıl Eğleniyor Istanbul Cuma gleniy Çayhanede cem sofrası mezarlığında | Bizim argo lisanımızda «zam, zum Zzum» ne demektir bilirmisiniz? | — Kale içinde barbanın mey hanesi.. Neresi olacak ulan.. Sallanarak çıktılar: ... Bu gece tailim sarhoşlardan açılmış. Nereye - gitsem, bir iki mutlaka rasılıyorum. Sirkecide çalgılı bir Tokanta. -Ama sade adı lokanta ha- müş- terileri arasında bir tane yemek yeyenini görmedim. Hepsi de mezelerden çöpleniyorlar. Sesler duyuyorsunuz: — Turp getir, turp. — Turp kalmadı beğim: — Senden Ala turp mu olur ulan, kendin gel.. Sonra etrafa: — Nasıl bu nüktem? demek ister gibi magrurane bir bakış. Yayık yayık “konuşmalar baş- ladı: — Vallahi, kusur bizde..Elini ayağını öpeyim, kusura bakma.. Sizi ne kadar sevdiğime Allah şa- hittir. Hikmet bey- Sen söyle beyi anmadığım gün var mı? Heyecanını — zaptedemeyerek ayağa kalkte: — Yok kabil değil olmaz, müsade et, öpeceğim. Ötekinde haşnutsuzca bir ha- reket,mamali,yine nezaketi elden bırakmamak gayreti: - Estafurullah, beyim... Aman reca ederim rahatsız olmayın. —Rahatsızlık ne demek... Sen bizim canımız ciğerimizsin.. Gar- son-.n! Bey efendi bak ne emre- diyorlar., —İçiyoruz ya.. — Yok, yok ayrı getiscin.. Bu masada, “Mestanelerin bir birine arzı niyazı, devam eder - ken öteki masada da bir pırasa münazdası koptu: — Ha yutturdun 75 okka pırasayı küklerile baraber.. Şım. dicek geleysin karsıma dır dir edeysin! Muhatabı daha sakin Karadeniz şivesile izahat veriyor. — Niçin poyle — ya ç Mavlut efendi.. —Ben î.p":azı vermişum, ne ki almişum, hepsi yazılı aha pu tefterde. Niçin bagıraysın, niçin çagıraysın?. Ve bu prasa ihtilafı nihayet iki ahpabı rakı sofrasında iskemle iskemleye getirdi. Bu kabil mü- nazaalarda hiç kabahati olmayan- ların görültüye gitmeleri ihtimali vardır. Baktım, ihtiyatı sevenler birer birer sıvışıyor, ben de - sessizce merdivenlere doğru — yürüdum. Baktım, paltosu kolunda bir adam ok gibi yanımdan keçti. Fakat teker topar merdivenleri inerken garsonun amansız — pençesinden kur tulamadı. Garson sordu: — Nereye elendi? Dili peltekleşerek: — Karakola. Baksana içerde müşteriler bir birini yiyor! — Ya içtiğiniz şişelerin hesa- bı. Herif bu suale münasip bir ceyap bulamayarak bön bön baktı baktı da dedi kir — Azizim, onu ne sen sor, ne ben söyleyimi | M.S. Bir fe—d;r_asyon yapılacak mimari şubesinin senelik kongrası Gnıeı san'atlar birliği Mimart şubesi senelik kongrası dün toplanmıştır. Celse iptidasında, Ma- arif Vekili Necsti B. merhumun ha- tırasına hürmeten iki dakika süküt edilmiştir. Sonra eski hey'eti idare raporu okunrluş ve uzün münakaşa- ları mücip olmuştur. Neticede yeni hey'eti idare azalıklarına mimar Ve- dat, Sırı, Farul man ve Âlaettin B. ler intihap edilmişlerdir. Ankra ve İstanbul Mimar cemi yetlerinin birbirini tamımamasına sebe biyet veren aynlığın izalesi için bu teşekküllerin fedarasyon halinde bir- leştirlmesi mütelikan ve alkışlarla kabul olunmuştur. Kongra namına Relsicumhur Hz. ile Başvkil İsmet Pş. Hz. ne tazimat telgrafları çekilmesi kararile içtimaa — hitam- verilmiştir. Koagra münasebetile bir çay zıyafeti de tertip olunmuştur. MÜTEFERIK HARERLER Memnu mintakada Çatalca memna mintakasında Vil- helim isminde bir Alman yakalanmış- tır. Vaziyeti şüpheli — görülmüştür, tahkikat yapılıyor. Her yerde teessür Çanakkala, 8 ( Milliyet ) — Ça- nakkala muallimleri merhum Maarif vekili Necati beyin ailesine *Milliyet, yasıtasile arzı taziyet eder. K Köylerde kooperatif Bu seneden itibaren her vilâ- yetin bütün Kaza ve köylerinde mecburt kredi kooparatifleri teş- kili için faaliyete geçilecektir. Köylüler üç sene devam etmek üzre malından yüzde 3 miktarını ayıracak ve bunu bankaya — ya- tıracaktır. Üç sene de bir kaza merkezi lira üç yüz bin için biriktirmiş olacaktir. Bu para ile Kredi koopratifi - teşkil oluna- caktır. * Ecnebilerin vesikaları — Şehrimizdeki eenebilerin ikamet ve- Siksları yeni Türk harfleri e değiş. -. Bunların miktarı çoktut. m“:";ııın;:ynı giden me — Almanyada müsiki pedagojisi tah: sili için erkek muallim mektebinde bir imtahan açılmıştı. Bu imtahanda muvaffak olan iki genç Almanyaya önderilmişlerdir Ferhat ile Şirin — Şehrimizde bulunan —Alman — müsteşriklerinden Dr. Duda halk edebiyatına - girmiş olan eserleri tetkik etmektedir. Dr. Duda “Ferhat ve Şirinin eski Türk edebiyatındaki mevkri ile halk ede biyatına kadar geçirdiği tahavvülleri tespit ederek Almancaya nakletmiştir. * Tohumlukta hastalık ks- tanbul ziraat müdüriyeti zü humlok buğday tevzi etmiştir. Ta. homlukta hastalık olduğu haber ve- rildiğinden ziraat fen memurları icap eden tedabiri ittihaz ettmekttedir. * Çay ziyafeti — Leh sefiresi tarafından —yarın bir Çay - ziyafeti verilecektir. * Rum mektepleri — leri açık olan Rum mektepleri için balo müsraadesi istenmiştir. Vilâyet bun - lara müsaade vermiştir. * Emanetta istifa — Şehre- maneti teftiş hey'etinden Arif bey istifa etmiştir. * Limanda faaliyet — Geçen 1928 senesi rdııulın ihavetine kadar Istanbul limanıma (ıâaao.ono) tonluk vapur gelmiştir. Bu lardan (6,850,000) tonluğu leden, (5,900,000) tonluğu &':ı gelmiş ve limanla mu- mele yapmıştır. # LİMON, PORTAKAL — Portakal ve limon fiyatları yük- selmektedir. Bunun sebebi Rusya- da Türk mahsulatının fazla müş- wılı bulmasıdır. âmonların sandığı (23)liraya portakalların sandığı (12) my" çıkmıştır. Ruslar, aldıkları malla- rın bedellerinden ancak yüzde yetmişi vermekte ve mütabakisi için Rus ihracat —emulasından alınmasını teklif etmektedir. * HAVALAR EYİ GİTTİ— Anadoluda havaların bir haftadan beri ziraata çok müsait devam etmesi köylüyü çok sevindirmişiir. Diğet taraftan her yerdeki zirsat bankalari zürmaa muayenet için emir almışlardır. Mimarlar 'MEMLEKETTE Konyada zahire Buğdm son zamanlarda düştü Konyada zahire fiyatları hak- kında “ Bâbalık , tarfından ve- rilen malümata — göre zahira fiyatları günden güne düşmekte devam ediyorsa da hanüz müs tekar bir pıyasa yoktur. Buğday fiyatları ( 25-26 ) kurüş raddesinde — iken- şim> di beyaz - bu on dokuz azami yir- mi bir kuruş bir para, sert buğday azami - (22) kuruş ve asgari (16) kuruş yodi para Arpa (16) kuruş 5 paradan (14-14) kuruş, (5) para Nohut (16-22) den (16) kuruşa düş- Müştur. Pazarda bir çok mal vardır. Fakat alıcı yok gibidir . Buğ- day pazarı esnafi zahire bor- sasına davetle gelmektedirler, Adana — havalisinden — başka başlıca ( İnegölü) havalisinde buğday, ve saman, Salihliden. arpa, Akşehir, Karaman Kadın, hanı ve İlgindan buğday - ve arpa gelmektedir . Takriben (300) vagonu mütecaviz bug- day ve bir okadar da arpa vardır , Samanın mevcudu. çoktur . Evelce dört kuruşa satılan, samanın okkası şimdi üç, üç' on paradır. Yalnız bir tüccarda, iki bin araba saman mevçultur, Havalar musait giderse zahire fiyatları hayli ineceği gibi ilk baharda samanın okkasınında iki kuruşa kadar ineeği de ümit ediliyor. Akhlıisarda mektep Akhisar, 1 (Mil'iyet) — Bur gün — memleketimizde — Millet mektepleri açıldı. Şehrimiz bu- güzel — vesile ile baştan başat alıldı. Horkes Türk harf- Te okuyüp yazmayı rıgn—nğ ek için pek büyük bir şa hararetle nıekluııîr-m ko;ı;l;'l:rlî lardı. Bu münasebetle yzıpıkuıv merasim pek - parlak - oldı Nutuklar irat edildi. He sevinç içindeydi. Okuyup yaz- ma bilmiyen kalmıyacaktır. köylerde hayvan İzmir köylerinden bazılarınş da hayvanlar arasında bi? takım — hastalıklar — çıkmıştir, Mahalli idare bu hastalıkları için lâzım gelen ledbirler alın” — miştir. h otuz defter sıgara kâğidı de edilen Ali hakkında kılınan muhakemesi neti de cürmü sabil oldi * inhisar — kanununun 14 üncü, maddesi — mucibince — beher çılıkta istimal Bir yol keslci Mersinde arabacı Me din, geceleyin ve müsel i yolunu keserek cebrü şidd derasile arabasına yükletmiş olduğu aşyayı yağma © iddiasile — maznun — arnaj Ali hakkında Adanada kılınan muhakeme neticesinde merkumun yedı sene müdde le ağir habse konulmasına kı Tar verilmiştir, * Bir Aylık vakalar — İ) €i teşrin zarfında Adana yeti dahilinde 141 darp, b çakla 32 1 9 ce 2 katil, 1 1 elnmek, 2 otomobil altında v fat, 6 izalei bikir, 1 livat Hası olmuştur. yapraktan 5 kurı hasabila — i(S lira ceyayı n:îtı alınma-

Bu sayıdan diğer sayfalar: