14 Ekim 1930 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 6

14 Ekim 1930 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

| a pik LR | 00 os ia Pimi ia vü ni | e ni ü pi it) e ii İni dı i p « sordu: MILLIYET Fikir, Mizah, aaa —— « * » | E Milliyet — E Asrin umdesi “Milliyet” tir. 14 TEŞRİNİEVEL 1930 IDAJ JANE — Ankara cadde: No: 100 Telgraf adresi: Milliyet, 1 tanbul, E u tarzda seyahati sur les Race: imli eseri Asyada üç sene isimli nevi mabadi olup daha ir kitaptır, bir Telefon İstanbul 3911, 3912, 3913 numaraları: mufassal ABONE ÜCRETLERİ G Türkiye işin Hariş için 3 aylığı © 400 İrurug 800 kuruş e 130 1400 ,, 1400 4700 ,, Gelen evrak geri verilmes | Gökmen Müddeti geşen nüshalar 10 kuruş | Asyada üç serp, Asya Hikâyeleri ve tur, Gazete ve matbaaya sit işler ae i ya Ma m gibi için müdiriyete müracaat edilir. | bulunduğu müddetçe memleketi Gazetemiz. ilnlarm — mes'uliyetini! çuf edipleri ve mütefenninleri ile te- kabul etmen, sefaretine İrana git Şüirlerini ter sanların: biliyordu. yatının en İran cek kadar 13 seyahati ha; gürel sevenler bu İ etmeğe çalışmıtşı, Herhald leketi harikulâde bir surette | ğı, İrana dair yazdığı emsalsiz kitap Dün en çök hararet 25 enaz 16 derece idi Bugün ruzgir poyrar esecek bava bulurin olacaktır. randa yazmıtşır. Bu on dokuzuncu asrın ortasında İranın arzettiği man. İ zararın mükemmel bir tavsi tabm birinci kısmı mütllifin İran sa- hillerine kadar ve sahilden Tahrana kadar üç ay devam cden seyahatinin Mektepliler müsabakası | hikâyesidir. Diğer Acem) İntihap devam ediyor İâlemini, Acem heyeti içtimeiyesini 74 üncü hafta 3 lüğünü Da, | müstesnajbir kuvvetle tarif eden sa- tekn kadan M. Faik B. kazan | hifelerden mürekkeptir, İki üç gün İlolmadı, Tahrandan yeni muşter, Yazısı şudur: İdiplomatla görüşüyordum. “İrana da - Bu haftanın en mühim he-|ir yazılmış olan yegâne hakiki eser beri İstanbul ve Mülhakatmın Asyada üç sene dir dedi. Acemleri gn bir Gobineat'nun| razdığı yegâne eserdir. İ- n sonra kaleme almış| büyük bir ehemmiyet atfet olduğu Orta Asya edyan ve felsefe) de aramalıdır. | 1868 de Rio— de—Janeiro'ya sefir havasma 1854 senesinde Cobinesu Tahran! İ e ede - mes'ut hâdisesi olmuştur. Her halde seyahata| cnebi edebiyat: Gobineau n mucibince Yunan — Lâtin hi mesin. olmuş, fakat Bresilyanm, tahammül edemiye dini bu müd. det zarfında eserler ks İrinden olan Renaiss İLes Plöindes ismi: tirmiştir. Ondan sonra Rusya, Töri ye, Yunanistan ve İtaiyayı R r ve zevcesi Cosi e bu suretle tesi ettiği mü nizmin mukadı denilebilecek bir tesir n anla-, nr te- ki da Wagner'le tanışmıştır. Wag 14 TEŞRİNİEV VEL Edebiyat, de müdafaa ettiği esaslar rsna, Serhoşun aklı Yaş ilerledikçe türlü klar çıkıyor, insan bu hastalıklar karşısında bir çok - has itiyatlarından biriyetinde kalıyor. lerledi de ayaklarını lar, başmızda dönmel nizde titremeler | hissetmeğe dınız mı ilk işiniz hemen İbir hekime müracaat etmek o- lar, değil İşte bu hikâ İmak istediğim 7 e de size anlat- zavallr adam da seneden seneye yaşı artan | (Gobineau — Cemiyetini ) tesis et - müessislerindendi; o da mevki tutacağını neauya karşı hissettiği meyi habbetin | Fran şayani hayret bir den bir itim kıym fikir olmalarıdır. ve mu - Gobincau bu seyahatinden avdette! Parise uğradığı vakit tekaüde sevke dildiğini öğrendi. Stokholm'da Mın. de La Tour isı la sevişmiş, bu yeni alâka yüzünden sebeplerinden biri de bu) zn ve o Almanın o devirlerde de bir genç kadın- ve nihayet hekime müracaat larla sabittir. Asyada üç sene yi Tah| miştir. Wagner de rai mecburiyetinde kalan biridir. manlığı terennüm etmiş ve Alman ırkın mu > İ kadderatını insaniyette hâkim bir bacakları ağrr etmiştir. Gobi-; halinden endişeye düşen karı- Başı dönüyor, elleri titriyor, yordu. Köcasınm İs: — Şimdi, dedi, hemen hekim çağıralım... Pek maruf bir hekim çağ rrldr. Doktor gelince adamcağı- zı iyice muayene etti, Sonra ba- İsim sallıyarak: — Malüm hastalıklar, dedi, İdediklerimi yapmazsanız çok “ İtelâş ediyordu. belediye intihabıdır. anmak için or okumak kâfidir. Ve bugünkü İran, Gobineau'nun 1854 te zevcesini ve kızını terketmiştir. Te -| geçmeden hayata veda etmeniz kaüit edilmesi üzerine Romaya avdet lâzım gelecektir!,. Gerek H, F, si ve gerek S.! gördüğü İrandan pek farklı değil - F kendi lehlerine yaptıkları|dir.. Bu son cümle ne derecye ka - : a dar doğrudur bilmem; fakat muhak - ran Me MU“ kak olan nokta, Gobineaunun bu €- serde bir milleti anlamak hususunda İntihap, ekseriyetle görülü. fevkalâde muvaffak olduğudur. yor ki H E. sı lehine cereyan! Gobincau 1858 de Fransaya avdet etmektedir. Fakat kendilerini! etti, fakat 1861 de yine Tahrana İbilmi Zaz.| —bu sefer sefir olarak — gönderildi e ekim değip ve iki sene daha kaldı. Oradan Atina Hİ : arıştırıyorlar, tel| sefirliğine tayin olundu. dit ediyorlar., diye H. F. sma) da kaldığı dört sene zarfında en gü - "attıkları iftiralar affolunmuıya-| zel eserlerini yazdı: Bunlar İranlılar Cük bir küstahlıktır. Başladığı) Tarihi, Orta Asya edyan ve felsefe- büylk iştenberi daima dürürst leri Asya Hikâyeleri ve Seyahat ha- bir yol takip ve bu yollarda da | traları dır. İranlılar tarihi, İranm en uzak devirlerinden başlar. Gobincan daima ihrazı muvaffakıyet €-| b. eserde Eseni sur leş Racee de va den Gazi fırkasnın hiç bir Z8-| zettiği esasları Acemlere tatbik etmiş man doğruluktan ayrılmıyaca-| ve bu milletin medeniyetinde o esas- ğı aşikârdır. Bilhassa İstanbul|ların derecei tesrini tahlil etmiştir. gibi münevver bir yerde böyle! Orta Asya edyan ve felsefeleri büsbü propagandaların tesirsiz kala tün başka mahiyettedir. Bunda Asya! e > ri ların dini ve ablâki karakterlerini, Cağını herkes bilir. Binaena-İş4.. ei tecelliaini, esanlar Kiba intibakı pek hakir ole İslâmiyetin İranda tecellisini, esaslar izerindeki tesirini, ve bilhassa Ba - rak H. F, sınm kazanacağı şüp| biliği tetkik etmiştin. Babi hesizdir. manda bütün o haviliyi şidi İgal eden bir ie idi. Gobincau bunu pek büyük bir alâka ile takip #ve tetkik ve eseri acısından zi - İ yadesini Babilik bahsına tahsis etmiş Asya Hikâyeleri ne gelince, altı âyeden mürekkep olan bu mec - mua hakikt bir -şaheserdir. Bunlar, mevzuları Afganistan, Kafkasya ve İranda geçen hikâye! HACI MURAT kadar nasil nüf; bu mükemmel eserde de görüle. Yaşadığı memleketlerin biç bü alâka hissetmekten hali kalmıyan Go- binenu Yunanistanda geçirdiği sen. lere diğer bir şahesei İ Seyahat Hatıralar tme tiyorum. Bunlar üç küçük hikây: ibarettir, üç küçük hikâye ki, onlat da Yakın Şarkta, ne olduğu, nerden geldiği belirsiz Lövantenlerin teşkil ettiği garip âlöm harikulâde bir su- rette tavsif olunmuştur. Yunanistan, Gobincauyu daha şamil bir şekilde hametmemiştir; bunun sebebini de k eden leyoğlu. MAJİK sineması İzmir. MA JİK sineması EZ EMDE Muhmut Yesari çatılmıştı: — Niçin?. — Musahhih hastalanmış. . Sahife tashihlerni vermemiş. — Prova çıkartıp sen tashih edeydin. Rasih Nevres, yorgun bir ta — Giriniz!, Rasih Nevres odaya girmiş ti, Nevres Vacit elini uzatarak! etmiş ve orada yerleşmiş olan Mim de| La Tourun yanında ihtiyarı ikamet etmek üzere İtalyan payitahtında ta- kem etti. Arasıra Bayreuthe gidi - yor, Wagner'lerle bir kaç hafta geçi - İriyor, yine Romaya geliyordu. Hasta idi; doktorlar Gasteinde bir kür yap masını tavsiye ettiler. Oradan İtalya ya avdet ederkendir Torino'da treni beklemek için indiği bir otelden re ölmüştür (1882). * Gobincanun Almanyada ne suret- le tanıldığını ve Fransada büsbütün | unutulduğu bir devirde Dr. mann'ın tercümeleri ve 1894 te tesis Gobincau- Cemiyeti sayesinde Gobinizmin Alman kültüründe tuttu- | gu mümtaz mevkii söyledim, Gobi - ncau'nun ölümünden çok sonradır ki; Sehe.| Hekimin bu tehdidi karşısın- da karı kocanın dikkati daha çok açıldı. Hekim devamla: — Evvelâ, dedi, çok yemek, et yemiyeceksiniz. Sigara da yok. . Bilhassa ispirtolu içki na mma hiç bir şey yok.. | Hekim gitti. Zavallı adam Yunanistan| istasyona giderken arabada birdenbi! her şeye razı idi. Fakat az mik darda yemeklerde içtiği İden nasıl vaz geçecekti? . Karısı kat'i bir sesle: — Hekimin dediklerini duy- lun ya, dedi, artık içki yok... — Ben çok. içen bir sarhoş de) İğilim ki... Benim içtiğim azı- iki- la -İrandanın hüküm sürdüğü onun Almanyada hâkim olan şöhreti| cık ispirtonun ne ziyanı olur?.. İ Fransaya aksetmiş, ve orada alâka) Zevcesi bir şey söylemedi. uyandırmıştır. Bu alâka, umumi harp) Gitti, yemek odasında duran bir ede hili ele tey | ki dolu şişeyi fırlatıp kardı. basıldı. Herkes Gobineni' Adamcağız evin içinde bir bahsetmeğe başladı. Ve Pi -İdamla içki bulamadı. Zevcesile bunun için ne kadar mücadele! “İl etse beyhude olacağını anladı, k tehdit, Tica ve hattâ| İ Fransızlar eli altmış İmemleketine şeref vermiş, İ zeki adamlarnıdan bulunmuş olan bü İ yük, yüksek ve enfes bir. muharrir kegfettiler. m 1930 na gelen hile... —Fransızcadan— Ah, meğer o günler Jdalardım. İne tatlı imiş... İ Fakat bu sırada bir fery kızm elini bir yabani arı sokmuştu. çare?.. Herkes Bereket versin yetişen komşulardan biri çok iyi bir çare biliyordu. Hemen| kızın şişen elini sıktı, Arınm içerde kalan iğnesini çıkardı. Fakat dahilden de müessir bir olarak bir dolu bardak saf ispirtoyu hizmetçi kıza içi di.) Bunun tesiri kati olduğu tecrü- be ile anlaşılmıştı... | Aradan bir müddet geçti. Bir gün hikâyemizin kahramanı bahçesinde dolaşırken birdenbi re haykırdı? — Yetişiniz, yetişiniz, arı soktu Karısı telâşla koştu, Kocası elinin acısına (dayanamıyor muş gibi yaparak can acısından şikâyet ediyordu. 5 Nihayet hizmetçi kıza tatbik edilen ilâç ona da tatbik edildi. Adamcağız hekimin geldiği gündenberi içkisinden mahrum kalmıştı, Ağzına kadar dolu bir bardak saf ispirtoyu bir ande içen adamcağız gitti, uzun is kemlesine uzandı. Bulduğu hi-| lede tamamile muvaffak olma- nm verdiği neşe ile sızdı. .. Buna karşı beni mamummam, Yarın akşam MELEK ve ELHAMRA Sinemalarında Fevkelâde gala olarak dünyanın en muhteşem eseri AŞK RESMİ Geçi la içki bulup içmesine şid- amman ni oluyordu. Defin Bu, sıkı perhiz devam ettik- Avrupada vefat eni; olan Bah- |çe adamcağız içki için öyle şid dye nazırı merhum Kayseriyeli Ahmet) detli arzular duyuyordu ki bir paşa hafidi Paris sefareti baş Katibi | yudum ispirto elde edebilmek sabıka Salih Elâmic beyin cenazesi bir hayli para vermeğe se- bugünkü salı günü öğle vakti Bayezit|. ye seve razı idi. Fakat karısının inde namazı badeledı Me istibdadmı yenmek kabil değil- defn. İdi. Kadının azmi önünde hiç bir ” şey yapamıyordu. Yazın bir gün yemekten son irtihal Türkiye Şarlok Holmesi Sa- |ra bahçesinde uzun iskemlesine | lih Münir Bey; dün a: n ve- | uzanmış, düşünüyordu: fat etmiştir. Cenazesi bugün Şiş | — Geçen sene ne kadar li sıhhat yurdundan saat 12 delidi. kaldırılacak, Maçka kabristanı -| Yemekte içtiği hafif bir içki- na defnedilecektir. Allah rah -|nin tesirile bu iskemleye uzan- met eyliye. dığım zaman tatlı bir uykuya dı. Nevres Vacit, bir müddet formalar elinde durdu. Yüzün- de, ta içte yanan, kıvrandıran bir ıstırabın acı, canhıraş çiz- gileri belirmişti. Gülmek, kahkahalarla gül mek istedi; fakat kahkahası bir hıçkırık gibi boğazımda düğüm leniverdi. Formaları bir Kıskaç gibi sı kan sinirli parmakları yavaş yavaş gevşedi, dirseği masanın bile yapılmamıştır. Rasih Nevres, süküt ediyor) İdu. Hürrem Hakkı, yavaşça: — Elden ne gelir?. “Olmuş bir kere, dedi. — Benim sinirime dokunur. Yazı masasının £ yanındaki koltuğa çöktü, elile oğluna i- şaret etti: — Ne gün verecekler?; — Cumartesiye.. — Nasıl, nasıl?. Araya cuma yı da sokuyorlar. Gün kazan- mak için. Ben, tahminimde aldanmam.. Başka, ne dediler? — Kitapçı, reklam için, tara fınızdan gazetelere üç beş satır bir şey yazılmasınırica ediyor. oynadı. Bu hareketinde forma ları fırlatıp atmak, yahut yır- tıp parçalamak istiyen bir te- teddüt vardı. Kİ iyi üzerine kaydı. Kirpikleri bir an" İ Nevres Vacit, dişlerini gıcır! Birden caymıştı. Formaları — Neye bu kadar geç kal- âdi: — Son trene zor yetiştim, — Formaları bekledim. —Akdın mı? — Kısmen.. — Nevres Vaci kaşları! vırla oturdu, alnında toplanan teri kurutmağa başladı: — Onu da düşündüm. Fakat şimdi” gelir, şimdi gelir! diye beni oyaladılar. Sizin beklediği nizi, hazır olmayışma canını- zın srkrlacağınr, hepsini söyle - dim. Özür dilediler. Nevres Vacit, hiddetle ayak larını yere vurdu: — Eminim ki kolon tashihi sil datıyordu: — Reklâm... Reklâm... OEn büyük endişe o.. Rasih, getir- diğin formaları ver, ! Rasih Nevres, kalktı, elinde tuttuğu küçük pakcti babasma uzattı. Nevres Vacit eski bir i- tiyadın sevki, tesiri, ile paketi açtı ve çıkardığı formalara bak| tashihleri bir kere de ben göz- tı. Hürrem Hakkı da, Rasihlden geçiriverdim. Nevres te ona dikkat ediyorlar-| — Nevres Vacit, sümenin üstüne bıraktı. bir cenkleşme, didinme yorgun luğu ile kesik kesik nefes alı- yordu? — Rasih nasıl buldun?. — İyi, beybaba. — Tertip hatası çok mu?. — Pek zannetmem. İkinci gözünü, Uzun MACDONALD Biletler her iki si İ İhtar gişelerinden © şimdiden edilebilir GLAKSO Muhtelir İ mükemmel emzirme İçin en süttür, Tonmalardan ayırmıyordu: — Roman hakkında neler, duydun?. Ufaktan dedikodular; olmasm, kabil değildir. — Kimseyi © tanımıyorum, İbir temasım yok ki... — Peki, kitapçı ne diyor? Rasih Nevres, anlaşılmaz! bir mahcubiyet tutukluğu ile İcevap verdi: —Çök beğeniyor. Nevres Vacit Bey, bu eserlerinde, da- ha genç, daha canlı.. Üstadı tebrike geleceğim!. Diyor. Nevres Vacit, gözlerini ka- | pamıştı, formaları yumrukla rile bastırıp uçsuz, bucaksız ha yallere dalmıştı. Kardeşi, oğlu Odadalar mı idi?. Konuşuyorlar muridi?, Nevres Vacidin kulakların da bir tek ses vardı: — Daha genç.. Daha canlı! iz Hürrem Hakkı, sabahleyin Eminenin getirdiği bir kucak gazeteye göz gezdirirken kendi kendine mırıldanıyordu: — Bu, akıl ermiyen bir şey!, Macar Başvekili Kont Betlen geliyor Hükümetimiz ricalile temas için Ankaraya gidecek olan Ma- car Başvekili Kont Betlen | 27 teşrinievvelde İstanbula ve ayni gün hususi trenle Ankaraya ha reket edecektir. Kont Betlen Cumhuriyet bay ramma müsadif 29 ve 30 teşrini evveli Ankarada geçirecektir. |Macar başvekili hükümetimizin misafiri olacaktır, Emlâk bankasına yeniden emlâk. verildi İstanbulda bir milyon, İzmir de sekiz yüz bin, Samsunda sek sen bin, cem'an 1,960,000 lira - ık emlâki milliye Emlâk ve Ey tam Bankasma devredilmiştir . Kanunen bankaya verilmesi 18 ım gelen 10 milyon lira böyle likle tamamen verilmiş oluyor. Malül gaziler kongresi Malül gaziler cemiyetinin bu ay içinde senelik bir kongre ak- tedeceğinden bahsetmiştik, Ve - rilen malâmata göre kongre ha zırlıkları daha ikmal edilmediği için gelecek aya tehir edilm tir. Kongreye Anadoluda bulu © nan 18 şubede iştirak edecek - tir. İki kaçakçı sandal yakalandı Tütün muhafaza müdüriyeti- nin yeni motörleri faaliyete geç miştir. Evvelki gün bu motörler den biri Karadeniz açıklarında şüpheli bir sandal görerek takip edilmiştir. Neticede sandalın içinde 1524 paket Bulgar sigarası bulunmuş tur, Muhafaza motörü kaçakçi sandalını arkasma bağlamış ve polis beşinci şubesine teslim et- miştir, Sandalı idare eden kaçakçılar tevkif edilmişlerdir. Ayni muhafaza motörü kilyos açıklarında gene bir kaçakçı san dalı daha yakalamış, sandalın içinde 142 paket kaçak sigara daha yakalanmıştır. Mülkiye mektebine dört hanım girdi Bu sene mektebi mülkiyeye 4 lise mezunu H, dahil olmuş - tur, Bn hanımlar nehari olarak mektebe devam edeceklerdir. Bu sene Mülki den 35 efendi mezun olmuştur. Bu efendilerin 8 i mali 7 si siyasi ve diğerleri ida rinden çıkmıştır. Bu sene dördüncü smıfm lâğ vi üzerine 3 üncü sınıf talebesi de mezun olmuşlardır. Mezun - lar Dahiliye, Maliye ve hariciye İvekâletleri emrine verilmişler - dir, İdare şubesinden mezun o - lanlar vilâyetlere maiyet memu- 'ru olarak gönderilmişlerdir. Deniz harp mektebi nakledilecek Kasımpaşadaki o Deniz harp mektebi yerinin tatbikata müsa it olmamasıdan Heybeliye nak edilecektir. başlamış, bir dimağ, nasıl genç canlı, bir eser yaratabiliyor?.... Daha mütekâmil olabilir. Fa- kat tamamile bir genç canlılı- ğını, bir gençlik ateşi göstere- bilmesi, şayanr hayret... Eser hakkında muhtelif hükümler ve riliyor; lâkin yazılan bütün ya- zılarda bir tek nokta müşterek; genç vecanlı oluşu... Hattâ bazıları daha ileriye. gidiyoğ eserin bir çok taraflarını, tas- virlerden, tahlillerden bir çokla rmı toy buluyorlar. Bu, nasıl i- zak edilü akal, yaşlandıkça gocuklanır! derler amma, bu, pek lehe kay e mektebin -| üş, hayatiyetini kaybetmeğe| Yeni ecnebi vapur acentaları Limanımızda yeni yeni ec! İbi vapur şirketleri iş yapmaği başlamıştır. Bunlardan bir İtal yan vapur şirketi işe başlamış tur, Bundan başka bir Alman vif İpur şirketi de İsi İburg arasında tır. Verilen ümata göre 8 zamanlarda Hollanda vapurlü! limanımıza daha fazla gelmek Hukuk fakültesine tehacüm fazla İ Busene en ziyade rağbet bi lan Hukuk fakültesine tehacü devam etmektedir. Düne kadar kaydedilenler2! ye baliğ olmuştur. Muallim muavinleri imtihanları ne zaman Üç sene müddeti ikmal edi muallim muavinlerile bu sene ye tehir edilen ihtisas “muplliri lerinin imtihanlarına 30 teşrini) evvel perşembe günü saat of dörtte haşlanacak ve on sekiği de bitirilecektir. İstanbul vilâ” i İyetinde bu imtihanlara girecek! muavinlerin mikdarı 35 kadar” dır. Samsun fransız konsolosu Fransız Samsun konsolosü M. Marotina dün İstanbula gel miştir. 15 gün şehrimizde ka” lacak, ve sonra Samsuna avdet edecektir. Belçikadan bir deli getirilmiş Dün Belçikadan şehrimize Dr M. Dideka tarafından bir sinif hastası getirilmiş, Bakır köy timarhanesine götürülmüştür. Getirilen delinin milliyet ve hüviyeti hakkında gayet sıla bir ketumiyet gösterilmekte - dir. Maamafih hastanım maruf şahsiyetlerden biri olduğu tah- min edilmektedir. > Ziraat sergisine gönderilecek eşya 5 Kânunusanide Ankarada açılacak olan beynelmilel ziraat tekhik sergisine © gönderilecek eşyanm Devlet Demiryolları ü- zerinde tenzilâtir tarife ile nak- ledileceği dün Ticaret odasına bildirilmiştir. Bu sergiye hariçten getirile- rek ziraata müteallik eşya güm rük resminden muaf tutulacak ancak satıldığı taktirde gümrük resmi almacaktır ik Beynelmilel yol kongresi Kopenhağ beynelmilel yeni yollar kongresine devlet demir ollarından 3 murahhas iştirak edecektir. Murahhaslar hareket etmişlerdir. Polonezköy yolunda soygun Paşabahçede kömürcülük e - den Mehmet, Polonez köyüne gitmekte iken, Validei Hidivi - nin erazisi içinde geçtiği bir sr fada korucu Bilâl ve Hasan önü ne çıkmışlar ve Mehmedin üze- rinde mevcut parayı aldıktan ve bir güzelde dövdükten sonra bi rakmışlardır. Beykoz jandarması bu vak'a hakkında tahkikat yapmakta - dır. Emine, her zamanki gigi, bo- yun eğerek, gideceğine, hiç ki- mıldamıyordu: — Büyük beyefendinin yeni kitabını mı soruyorsunuz?. Hürrem Hakkı, gözlerini aç- tı, hemen tek gözlüğünü taktı: — Sende biliyorsun, öyle mi? — Belma Hanım,“Ferhünde Hanım, hep onu konuşuyorlar. — Ya!?. Hürrem Hakkı, tek gözl nb rahatçe cebine yerleştiri - yordu? — Peki, sen ne fikirdesin?. Emine, çok ciddi — Pek beğeniyorlar, dim. efen - dedilir mesellerden değildir. Romanı, okumaktan başka çare yok... Rasih, nedense bu husus- ta gayet ketum davranıyor. kinci bir kahve ısmarlamıştı: — Kızım, sen, nedersin, bu işlere? — Hangi işlere beyefendi?. Hürrem Hakkı, güldü: — Hiç, hiç. Benim gevezeli İUzviyeti köhneleşmiş, çü ğim, haydı sen işine git. Genç kız, gözlerini kırpıştır rarak manalı manalı kırılıp dö külmesinden Hürrem Hakki, Hürrem Hakkı, Emineye i sü helenmişti: (Bitmedi) Tashih Dün intişar eden tefrikanın sof kısımları tertip hatası olarak karı mıştır. Karışan kısmı tashihen tekrsf Seesiyarın Karilerimizden özür di iz

Bu sayıdan diğer sayfalar: