17 Kasım 1931 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 2

17 Kasım 1931 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

hi ve Siyasi Tefrii Birinci Millet Meclisi Yazan: Edirne Meb'usu M. Şeref Meclisin Ankarada toplan- ması zaruri oluyor Rauf Bey İngilizlerin tevkifat. karşısında ne Sesim biraz gürlüyor, heye can bana biraz teessür, biraz ıztırap veriyordu. Galiba dava yı çok açık ve kuvvetle teşrih etmiş olmalıyım ki kapıda di kilmiş İngiliz kuvvetleri beni sürüklemek isterken o hücum karşısında eğilmiyen Türk da- vasının doğru ve haklı olduğu nu yüksek sesle haykırdığım için odanın içinde derin hıçkı- rıklarla karışmış bir kaynaşma oldu. Ben söylerken karşımda Ab dürrahman Şeref Beyin aksa- kalından "lik yaşlarmın züldüğünü gördüm. Ve o sıra da boynuma sarılan bir vefalı dost göz yaşları ile göğsümü ıslatarak: — Türk davasına sonuna kadar sadık kalacaklarını ha; kırıyordu. Bu zat Sinop meb' usu Yusuf Kemal Beydi (Şim- 4i Adliye vekili). Mustafa o Kemal aü ( dinlememenin çektik, Rauf kaptan bizim Edirne meb'usu Faik Beye kendisince bir mantık çardağı kurarak de cezasını iye, kuvva- - milliye bizden ibaret de ir, Herkes bu işi ancak bizim yaptığımızı sanıyorlar. Bizi var izler götürsünler bu işi bütün milletin yaptığını o zaman anlarlar. Bu yanlış bir görüştü, zaten daha evvel kö- Mustafa Kemal söylemiş, neti ceyi elile tutmuş mişti, Şimdi dava tamamile Anka raya intikal etmiş, artık bir İs- tanbul meselesi kalmamıştı. Meclis reisi Celâlettin Arif Beyle diğer meb'uslar Anado- luya geçmişlerdi. Mustafa Kemal şimdi mil- letin seçeceği vekilleri İstanbu lun işgaline karşı alınacak va- ziyeti kararlaştırmağa davet ediyordu. İstanbul işgal edilince orta da hültümet kalmamıştı. Dev- let mefhumu ise ortadan kalkı yordu. Damat Ferit sadarete geliyor. Şimdi padişah Vahdettin ok tabii görüyor, iş başına da bu işgali. yaptiran Damat Feridi getiriyordu. Da- mat Ferit artık sadrazamdı ve onun nazırları da vardı. "Lâkin tebaasız padişah, hükümetsiz nazırlar, memleketsiz bir dev. let! İstanbul itilâf devletlerinin işgaline girdikten sonra adım istilâsı başlıyacak tı. O kendine ayırdığı payı al mak için soluk deliklerini tutu yor, Fransızları da kafese ko- yuyordu. İtalyanlar ise zaten lâf olsun kabilinden araya ni- Tinde bulunuyorlardı. Trakyayı, İzmiri, Yunanlı. lera verdikten sonra İngilizle- rin yapmak istedikleri işler gö rünüp duruyordu. Ankara bu işgal Haftalık Edebi haberi: Fikirler ve insanlar 1— San'at kavgası Gençlerin dediklerine bakılırsa, kendisine has olandan başla bir gaz > ye gütmiyen san'at, bütün taraftar. İri ile beraber, göçüp gitmektedir; modern cemiyette ona yer yoktur; her şey gibi san'atın da bir faydası olmalıdır. Hemen bemen her gazete- nin, her mecmuanın edebi makalele- rinde bu iddinları görebilirsiniz. Genç ediplerimizin hemen biri zinet saymıyor; bir şir sebepsiz doğmuş bir ihtiyacın tatmi- ni olması kabul etmiyor. Bir san'at eseri vücude getirirken lüzumlu, fay dalı bir iş gördüklerine kanidirler. Geçenlerde Behcet Kemal Bey, düşünüyordu? Yusuf Kemul Bey (Sinop) büyük bir metanet ve sabır ile karşıladı. Heyeti temsiliye der hal kararını verdi. Milletin umumi reyine baş vurdu. Şimdi Anadolunun her eti meb'uslarını intihap etmişti, İlk meclis toplandı İstanbul meclisinden Ana- doluya geçen meb'uslarla kuv- vayi milliye meb'usları birer birer Ankaraya geliyordu. 336 i hisanının 23 üncü cuma si saat ikide Türkiye Bü- yük Millet Meclisi birinci ini- kadının ilk celsesini açıyordu. Millet meclisi olarak hazır- lanan yer vaktile Ankaranın is tasyona giden yolu üzerinde kulüp olmak üzere yapılan taş bina ii Busada cüz'i tadilât ile bir alon meydana getirilmişti, Bu nun dar, uzün koridoru üzerin de ufak büyük yedi odası var- dı. Ara duvarı kaldırılarak genişçe bir salon o vücu- de getirilmişti, iki yana da locaya benzer tahta böl- meler yapılmıştı. Kısa, dar dolambaçlı merdivenle buraya çıkılıyordu. Salonun arka du- varının ortasına yüksecik bir tahta kürsü, bir de onun üstü ne riyaset makamı ile, yanları na kâtipler için yerler yapıl muştr. Meb'uslarm oturmaşı için ikişer talebeye mahsus mektep sıraları getirilmişti. Burada zi net namına hiç bir yoktu. Tavanlara beşer numaralı se- kiz on kadar petrol lâmbaları asılmıştı. Meb'uslar bu tahta- lar üzerinde birbirine sokul rak oturacaklardı. 23 Nisan cuma günü saat iki buçukta meclis açılıyordu, Reis Sinop meb'usu Şeref Bey riyaset ma kamına geçmiş ve birinci Tür- kiye Büyük Millet Meclisini açmıştı. Ankara meb'usu Mus tafa Kemal Paşa söz almış, kür süye gelmişti. Vaziyeti izah ediyordu. 1s- tanbul işgalile Türk milletinin haklı gayiz ve heyecanı ken- disine has, temiz bir Türkçe ile anlatılor ve mecliste büyük bir milletin haklı odavasını o milletin en aziz evlâdının sü- kün içinde mehabetle, şehamet le, celâdetle yükselen se- si o cihana (işittiriyordu. İs. tanbulun © işgalile esare- te giren hilâfetten (Obahse:! Musahabe “Hakimiyeti Milliye,, de şiiri asıl ilâkki ettiğini anlatırken bunları söylüyor; gençliğinin bütün kuvvet, heyecan ve imanını şiire va ken bumu, cemiyete mafi bir iş oldu- ğu kanaatile yaptığını anlatıyor, teş- vik bekliyor; yok, bu memlekete san at Tüzumlu addedilmiyorsa bunun da © meziyetlerini başka bir sahaya nak edebilmesi için, bir an evel haber verilmesini istiyordu. Deha bu gün İlerde neşrolunmağa başlıyan “Çığ, ama da Alp Er. B., “San'at, isimli yazısında için bir gaye değil, ancak bir tesir vasıtası olduğunu söylüyordu. Asıl gayeye gelince, onu da MILLIYET HARİCİ HABERLER Mançuride SAL 17 ımperator- luk kurulacak mı? Çinliler sisten istifade ederek Ja- pon mevzilerine taarruz edecekler LONDRA, 16 (A.Aj — Harbin- den Router Ajansa iliyor: Pe iin gazetlerine mazran sabık Çin im. peratoru Husan - Toung, Cenubi Mançuri şimendiferlerinin hususi bir treni ile cumartesi günü Mukde- ne vâsıl olmuştur. Gazeteler, İmpe- ratorun karargâhını Mukdendeki 08 ki saryda kurmuş ve İmperatorluk banedanı erkânmdan bir çoklarının mühim mevkiler elde etmek için ken disine iltihaka çalışmakta bulunmuş olduklarını yazmaktadır. Gazeteler, Japonların Husan - Toung'u Mongo listen ve Mançuri İmperatoru ilân et mek arzusunda bulundukları söylen mektedir. Hanedanın ünvanı henüz tesbit edilmiş değildir. Husan, “Ta .Ching,, (Büyük saffet) ünvanını is temekte, Japonlar da “Ta Hing,, (Büyük işa) ünvanmı arzu et mektedi B azı tafsilât TOKYO, 16 (A. Çin İmperatorunun de Mukden'de Yuan - Chin - Kai'nin ikamelgâhına gi olduğuna dair o larak matbunttn etmiş olan haberler teeyyüt etmemiştir. Şimdi- ye kadar alınmış olan resmi telgraf. İar, İmperator Suen - Tang'ın haliba zırda nerede bulunduğunun malüm olmadığını bildirmektedir. Suen - Tang'ın Mukden İmperatoru ilân 0- lunduğu takdirde Japonyanın ne bi bir hattı hareket itihaz edeceği suretinde sorulan bir suale, Japon resmi mahfili, böyle bir hâdiseye in- bizar elmemkte olduklarının beyan ve fakat son zamanlarda Mukden'de Kirin'de ve bir çok şehirlerde tees- süs etmiş olan müstakil hükümetle. rin Japon noktai nazrına tarftar bu- Tunduklarını kabul ve teslim etmek- olduğundan resmi mahafil, bu husus ta beyanatta bulunmakta istinkâf et. mekte, fakat Rusyanın Ceneral Ma- Tehan « Chan'a bir dereceye kadar sardım etmekte olduğunu mevsnk membadan istihbar eylemiş ol. duklarını teyit eylemktedirler. Bu wahafil ezcümle diyor ki: 1 — Şarki Çin demiryolları idare si, mutlak bir tarflık İcavai yet etmemektedir. Çin askerk binden Taitskar ni Çinli, Koreli ve Rus Ceneral Ma - Tehan - Chan'm muavenetine koş- muşlardır. 3 — Ahiren Çinlilerle Sovyetler arasında akdolunam bir itilâfname mucibince esliha ve mühimmat yük- lü olduğu zannolunan bir cok otoma biller doğrudan doğruya Tsitsikar'a gönderilmişti Japon Hariciye Nazırı, zahirem as Iı var gibi görünen ve M. Shimizi- nin Tsitsikar'dan Harbine gitmiş ol duğumu bildiren habere inanır görün memekte ve Japon konsolosunun bu bapta bir talimat alınadan memuri- yeti başından ayrılmağa hakkı olma- dımı beyan etmekti Diğer ta- raftan Japon ateşemiliteri M. Hyshi, Harbiye Nazırının notasını Ceneral Ma - Tehan - Chan'a tevdi ettikten sonra Tsitsikar'ı terketmek emrini almıştır. Ceneralden bu notaya bu Eğer bir mukavele olursa LONDRA, 16 (A.A.) — Harbin- den Reuter Ajansına bildiriliyor; Mançuriye girecek olan tren, An- ganchi'de vaziyetin vahimleşmiş ol- 'duğuna dair olarak vürut eden haber üzerine hareketini * tehir etmiştir. Sovyet menabinden tereştuh eden ve Japonların Tsitsikar'ı zaptetmek İ ölsem Aniare melfame Hü tafa Kemal Paşa gözlerini is- tikbalin ona hazırladığı çetin cidale Türk milleti- nin ve tarihinin ruhundan aldı ğı kudretle haykırıyordu. (Devamı var) “Alelümum san'atların ve bu me- yanda edebiyatın asıl gayesi hizl fikirleri ve hayalleri sistematize et insanları içtimmi şernitte iyetini temin edecek bir şe- kilde muntazam ve sağlam düşünme ğe, yaşamak sırlarını muntazam ve iyi duymağa, hayatını yaşama şeraiti ne uydurmağa sevkeylemekir.,. Bilmem anlıyabildim mi? Alp Er Bey gali sanları terbi- ye ettiğini, onları muhitlerine alıştar diğını söylemek istiyor. Zannederim » kelimesini de daha #tandardiser ,, manasında kullanmış. San'ata, edebiyata verilen bu ma- palar insana yalnız Şinasi biyat hasletamuz edep olduğu tekerlemesi ile Namek Kemal'i “Tiyatro bir mektebi edeptir,, iddia- yen Sağ, daha ziyade imaktsp İilep larını hatırlatıyor. Falan romanı ni tasavvurunda bulunmakta oldukları- na dair olan haber kat'iyyetle tek «ip edilmektedir. Fakat şayet Cene- ral Ma - Tehan - Chan Japonya rafından ileri sürülen şerait dahilin- de kıtaatını çekmekten imtina eyle- mesi yüzünden bir muharebe zuhur edecek olursa zilri geçen şehir tra; | fında bir muharebe vukuu muhtu bulunduğu söylenmektedir. Çirliler taarruz için sisi Bekliyorlar TOKYO, 16 (A.A.) — Harbinde bir Çin membamdan bildirildiğine göre, Hai - Lung - Kiang valisi Ce- neral Ma - Tchan - Chan, memleke ti sarmış olan kesif sisten biletifade bu sabah fecir vakti Japon kuvvetle- rine karşı umumi bir taarruz icra et meğe karar vermiştir. Japon Harbi- ye Nazırinn ihtaratını Çin monafii- ne mmugayi gören Ceneral Ma - Tchan - Chan'ın Japonların notasını reddederek bu taarruza karar vermiş olduğu ilâve edilmektedir. Japonya, harbe müracaat etmiyecek LONDRA, 16 (A.A) Daily Expresi gazetesinin Tokyodaki mu habirine beyanatta bulunan M. Sbi- dehara, Japonyanm harp vasıtasına müracaat etmeyeceğini ve Briand - Kellog misakına her türlü ahval ve şersitte riayet edilmesi lâzım gelen hakiki bir şebiyot olarak rinyet ede- ini yeniden temin etmiştir. Mu. maileyh Japonya tarfından iğtişaş zuhur etmiş olan mrntakalarda il haz edilmiş bulunan tedbirlerin inzi bat tedbirlerinden ibaret olduğunu da söylemiştir. Çin cenerali Japon talep- lerini kabul etmedi LONDRA 16 (A.A.) — Tokyo- dan Reüter Ajansına bildiriliyor: Taitsikar'daki Japon konsolosunun vaziyet vehamet kesbetmiş olmasına binasn mezkür şehirden hareket et- miş olduğu resmen teeyyüt etmekte dir. Ceheral Ma - Tehan - Chan'ın maline çelimesi suretinde Japonlar tarafından dermeyan © edilmiş olan talebi roddeylemiş olduğuna dair o- lan haber şüphe ile karşılanmakta- dır, Çünkü, bu Ceneral, Japonların talebini ancak dün sabah almış oldu ğu cihetle henüz buna cevap vere- cek kadar vakit geçmiştir. Şimalden çevirme MUKDEN, 16 (A, Çinli amcı Mançuri'nin şimal kıs- mında bulunan Japon askerlerini tec vit maksadile Anganchi'nin yi kadar cenubundaki küçük bii yonu ele geçirmeğe kalkamlarda; Japonlar bu akıncıları geri püskürt- müşlerdi ve telâş içinde kalmışlardır. Japonla rın âni hir taarruzda bulunacakları. nı zan ve tahmin etinektedirler, Bun dan dolayı Japonların Monni hava- lisinde yapmaları muhtemel her ti Tü hareketleri sıkı sıkıya göz altm- da bulundurmağa hazırlanmışlardır. Çinliler Japonlar rahet barakmama' usulünü iltizam etmektedir. Aynı » manda Anganchi'nin cenubunda (ir siper şebekesi vücude getirmektedir ler. Japon Cenerali Hanjo'nun Çin Ma - Chang - Chan düşi reketine karşı koymak h azimlerini arttırmış gibi tedir, Komünist ordusunun yardımı TOKYO, 16 (AA) Ajansı, Mançurideki Japon konsolo- sunun göndermiş olduğu bir rapora nazaran “Enteroasyonal,, denilen dunun komünist gruplarından olan ve 200 müsallah Çinli ve Ke. reliden mürekkep bulunan bir kuy. vetin garp havlisinden Mançuriye gitmiş olduğunu bildirmektedir. Tsit sikar'daki Japon konsolsu, Harbine hareket etmiştir. 'inliler büyük bir korku / TEŞRİNİSANİ Cemiyeti akvam Tehlikede! Tasarruf için ilgası tavsiye ediliyor LONDRA, 16 CA-A.) Daily Eks- pres, neşretmiş olduğu bir başmaka İede Cemiyeti Akvamın sonu gelmiş olduğunu yazmakta ve İngilizlerin hükümetlerinden Cenevre möessese- için ihtiyar etmekte olduğu masraf lardan vazgeçmesini İstemeğe teş- vik etmeletedir. Paris içtima PARIS, 16 (A.A.) — Ispanya Ha riciye nazırı M. Lerroux, saat 19,30 da buraya gelmiştir. İspanyanın Ge- ti Akvam murahhası olan mu- maileyhi bir çok zevat istikbal etmiş ör. İngiltere Hariciye nazırı Sir John Simon da, beraberinde Japon- yanın Londra sefiri olduğu halde bu raya gelmiştir. Fransız gazeteleri ne diyorlar? PARIS, 16 (A.A.) — Gazetelerin ekserisi Akvam Cemiyeti meclisinin içtima devresi hakkıda uzun müta lealar serdetmektedirler. - Büyül tihbarat gazetleri, umumiyetle mik- binlik izhar etmektedirler, Petit P. gözetesi, Paris ve Londra di lomasi mahafilinin Çin - Japon ih lâfenı daha nikbinane nazarla gör vik oldüklermi ve şünk matbma” tm serdetmiş olduğu mütalenlar Lord Grey'in, Sir Herbert Samuel, Sir Johm Simon'un beyanatlarının Japon efkârı umumiyesi üzerinde müsait bir tesir hâsıl etmiş ve Japon ne meşru menafiinin ve ne de mük- tesp haklarının inkâr edilmemekte Bulunduğuna göstermiş olduğunu yazıyor. Le Journal gazetesi, Cemi» yeti Akvamm makul ve munsifane gayet kolaylıkla bu- ileceğir ır. Cenevre muhit, hi bendinin telil sahasın daki icrantından beklenilen herşeyi vermiştir. Pariste daha muvafık te- ül ümidi vardır. Bu gazete M. Matsudeira'nın gerek Londra konferansında, gerek Va- şingtonda sefir olduğu sıralarda Co- meral Dawes ile samimi münasebet- ler tesis etmiş olduğunu ilâve eyle mektedir. Le Journal gazetesi, Cemi yeti Alevamm bu ihtilâfı halletmek şerefini Amerikalılara bırakmaması temennisinde bulunmaktadır. Bir gok gazeteler, meselelerin karışıklığı mı ehermi; kaydetmekte ve Ek selsior gaztesi, bu meselelerde yekdi Zerime muarız bir takın tesir ve men faatlerin biribirine karışmakta oldu. ğunu dır. Dürrüşehvar H.ın izdivacı Büyük düğün Haydar- abatta olacakmış Dün Abdülmecidin kızı Dürrü- şehvar ile Haydarâbat Nizami nin oğlu ve Vahdettinin evlen- diklerini haber vermiştik. Res- mimiz'gelin ve güveğiyi gös- termektedr Taymis gazetsinin yazdığına göre sabık halife Abdülmecidin kızı Dür- rüşehvar Hanım ile Sahip zade Seva- bı özam Can Bahadır ve Nil fer Han biraderinin ii te yapılmıştır. Merasimde Mecit Ef. Haydarâbat Maliye nazırı, Mecit E£. nin oğlu Ömer Faruk Ef, Prens Ö- mer Suat, Şerif Pş., Lebip Bey, Mev lân Şevket Ali ve bazı İngilizler ha- zır bulunmuşlardır. | İki gelin, iki güveği doğruca istana gidecekler ve büyük dü i orada yapacaklardır. İktısadiyatımızı koru- ma kararnamesi Memleketimize idhaline müsaade edilen maddeler nelerdir? ANKARA, 16 (A.A) — 1872 numaralı kanunun ikinci maddesi verdiği salâhiyete istinaden hükü metçe, memleket iktısadiyatını koru mak üzere ittihaz olunan tedbirleri havi 12 teşrinisani tarih ve 11940 numaralı kararname bugünkü Resmi gazetede neşrolunmuştur. Kararna- me altı maddeden ibarettir, Bu mad- deler aşağıda yazılıdır. Kararnameye teşrinisaninin ikinci nısfında ve kâ- nünuevvel ayı zarfında memleketi mize idhaline müsaade olunan mad- delerle bunların mikdarmı gösteren bir liste merbuttur, Madde 1 — 1931 senesi ikinci teş rininin 12 sinden itibaren Türkiyeye idhal edilecek eşyadan iptidai madde olarak Türkiyede müesses fabrikalar azami mikdarları İcra Vekilleri he- yeti kararile muvakkaten tahdit oh nur, Bu suretle vücude gelecek olan aylık kontenjan listelerinden teşrinin 15 günü İle birinci kânuna sit olanını derhal ve diğerleri en aşa Er iki aylık olmak üzere imlâ ve tat bik olunacaklardır. Gelecek konten- janlar tatbik tarihinden en #z yirmi gün evvel Resmi Gazete ile ilân olu- Bur, Listedeki kontenjanlara mahsu ben gümrüklere vürut edecek eşya geçmeme malak dll sizi Fiarki bir ay zarfında vürut eden eşya o m hassasını geçtiği takdirde fazla #1 vürut tarihleri serasile müteakıp ay başında ve o ayın kontenjanlarına mahsuben idhal olunur. Madde 2 — Kontonjanların tesbi tinde ve her ay idhal olunacak mik- darların tayininde memleket sanayi nin inkişafı ve mevzii san'atleri, capları göz önünde tutulur. Pahald ğı tezyit edebilecek hususların ve fil sar teşebüslerinin ref'i tedbirleri alna, Madde 3 — Devlet bütçesi ile hi ve mülhak bütçelerden müesseseleri “Darülfünun gibi, iM menafii umumiyeye hâdim müessesi aliahmer, Hirmayeietfal gibin bütçelerinden ve bir imtiyaz işleteri müesseseler ve şirketler tarafındal verilmek üzere cenohi memleketlerin dn satın almacak iyaya mukabil bul şya bayilerinin memleket mahsulâl ve mamulâtından muadil kryınette eşya satın almalarının temin sı işbu mübayastın icrâst için rinyebi mecburi şarttır. Ancak bey; şekilde, fakat imkân: olmayı âmme hizmetinin ifasını imkânsız ka lan vaziyetlerde bu mecburiyetin bük men veya tamamen ref'i İcra Vekile ri heyeti kararma bağlıdır. Madde 4 — Ticaret plânçomuzun açık olduğu memleketlerle yapılacak veya yapılmış olup ta müddeti bitti gi için yeniden aktedilecek muahede lere açığımızı kapatmak üzere bir “Kompansasyon,, hissesi ilâ ak kontenjanlar. dan fazla eşya idhali memnudur. Ü- güncü madde hükmü hilâfına kon tenjan dahilinde dahi olsn vaki ola” cak mübayaat için döviz verilmesi" ne müsaade olunmaz. Madde 6 — İşbu kararnamenin ic rasma icra vekilleri heyeti memur- dur. Gazi Hz.nin Kurtdere- liye mektupları Türk sporcularına bir meslek düsturu ANKARA, 16 (A.A.) — Reisicümhur Hazretleri Himayei etfal cemiyeti tarafından tertip edilen Türkiye Güreş (o Şampi- yonluğunda hakemlik yapmak üzere şehrimize gelmiş olan 65 yaşındaki Kurtdereli Mehmet pehlivana aşağıdaki mek- tubu göndermişlerdir: “ Seni cihanda büyük ün almış bir Türk pehlivanı tanıdım. Parlak muvaffayıyetlerinin sırrmı şu sözle izah etti arkamı rendim, “Ben her güreşte ğunu ve millet şerefini ini de öğ- n bulundur i yaptıkla- ün rın kadar beğendim. Onun için bu değerli sözünü Türk sporcu- larına bir meslek düsturu olarak kaydediyorum. Bununla sen- den ve sözlerinden ne kadar memnun olduğumu luk çocuğun için sana ufak bir armağan mektubumla beraberdir. Pehlivan, ömrünün tam sürmesini dilerim.,, Ri ba merbut bin liralık bir çektir. anlarsın. Ço- gönderiyorum. O bu sağlıkla uzun GAZİ MUSTAFA KEMAL ımhur Hazretlerinin bahşettikleri armağan ktu: Halk fırkası idare he- yeti dün toplandı ANKARA, 16 (Telefonla) — Cümhuriyet Halk fırkası grup idere hey'eti bugün meclisi (o hey'eti umumiyesinden geç vakte kadar devam eden bir içti ıktetmişti Bu içtimada yarın- ki grup içtimamın ehemmiyetine mebni öğleden sonra yerine sa- bah onda toplanılması takarrür etmiş ve grup Âzalarına göre tebliğat yapılmıştır. Yarınki içtimam öğleden sonra da devam etmesi muhakkak addediliyor. Muamele vergisinin ikinci muvakkat maddesi yanlışmı tatbik ediliyor? ANKARA, 16 (Telefonla) — Muamele ver; kanunu ikinci muvakkat maddesinin yanlış tatbik edilmekte olduğuna dair Bilecik meb'usu İbrahim (Bey meclise bir takrir tevdi et miştir. Ibrahim Bey bu takririnde kanunun rabatine rağmen | 928, 29, 30 senelerinden de müessesatı sinaiyeden muamele vergisi istenmekte olduğunu işaret ederek (omaddenin sureti tatbiki hakkında tefsir talebinde bulunmaktadır. — Yaşamasını öğrenmek için, 2 Büna Kürüm yok ben nasil amak lazımgeldiğini bildiğimi Tiümeliyorusn EE; değişi ola etrafta görürüz; kanular için de “Resmi gazete,, yi takip etmek kâ- idir. Alp Er Beyi biç olmazsa Şinasi cinasa başvurmadığr için teb- etmek lâzım mı diyeceksiniz? cele etmeyin; o, ortaya attığı, daha doğrusu ısıtıp tazelediğini sandığı iddiayı isbat için kelimelerin, cümle- lerin manasmı değiştirmeğe kadar gi diyor. Meselâ yukarıdaki hükmünü nereden çıkarıyor bilir misiniz? Şu iki cümleden: “Edebiyat içtimai bir hâdisedir. — Edebiyat maşeri varlık tan, içtimai şeraitten doğmuş ve doğ maktadır.,, Bunlar ancak, san'at ese rinin meydana gelmesinde sadece 0- nu ibda eden ferdi. miyetin bir hissesi olduğunu göste- rir; yoksa san'at eserinin şu veya bu gayesi vardır demek değildir. Alp il, bütün ce-| fı i anlama | m dan reddediverdiği “Santat san'at çindir,, sözü de yine bunun için yal. nız Thâopbile Gautier'in değil, hatta yalnız onun etrafınd. #il, cemiyetin malıdır enn yetin birçok temayülleri ikiler . romantik şairi en ziyade müleessir edenin ifadesidir. San'stin içtimai bir hâdise olduğu için lüzumlu ve faydalı addedilmesi icap ederse katillerin, hırsızların, da teşvik edilmesi lâzımgelir; çünkü on lar da aynı derecede cemiyetin mah- sulüdur. San'at Küzumsuzdur, faydasızdır; fakat zaruridir, yani bir cemiyetten kaldırılması imkânsızdır. Alp Er Beyin ve zannederim 0- nunla beraber bütün hemsinlerinin düştüğü bir hata daha ver: ilmi ka- fanın, fenni ibdam faydayı istihdaf ettiğini, üzerinde münakaşa edile mez bir hakikat gibi kabul ediyorlar, “Içtimai hâdiseler, ister maddi ister kişafı maddi maksadı izlemiştir. z yorlar. Bilmem ama meselâ Newton'un kuvvetini keşfederken faydalı bir iş görmeğe çalıştıklarını tasavvur et mek tuhaf olduğu kadar müşküldür. İlmin saiki ötedenberi yalnız teces- süs olmuştur. İngilizce haftalık “Ob server,, gazetesi bu yaz bir muharri- | rinin bazı âlimlerle mülâkatlarını meşretmişti; “niçin çalışıyorsunuz? sualine hemen hemen hepsi sadece * aesthetical ,, , TU) yani hasbi bir (ll) Ba kelimeyi mabses ingilizcede. ki şekli ile yamıyorum; çünkü fransız. cadaki “esthötigne” ile türkçedeki «be- düz kelimeleri hatıra yalmız san'at gü selliği mânasını getiriyor; halbuki am- iadığıma yöre İngilizler oru ilmin has biliği için de kullanıyorlar, zevk için olduğunu söylediler. İlmin terekkisi insanların ne detini, me de refahını artırmıştır; cak onları; “niçin? lerine cevap ve vir, Alp Er Bey, Homiros epopeleri- nin, Şehname'nin, milli efsanelerin ve daha birçok edebi eserlerin cemi- yet hayatmda oynadıkları roldes bahsediyor. Onun söylediklerine ilâ, ve olarak İtalyanların bir millet te kil etmelerinde Alighieri'nin eseri nin tesirini hatırlatabiliriz; hattâ Dreyfus meselesinin senelerce bü tün Avrupa efkârr umumiyesini alâ kadar etmesinde, o işe karışan edip- lerin tesiri inkâr olunamaz.” Fakat bunlar davayı halle kâfi değildir; da- görüldüğü takdirde, Alp Er Beyin zikrettiklerinden hiç de aşağı kalmıyacak birçok san'atkârların, şa irlerin reddedilmesi lâzımgelir, Me- selk cemiyet hayatında bir vazife ifa

Bu sayıdan diğer sayfalar: