29 Aralık 1931 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 5

29 Aralık 1931 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Olga Baclanova şehir kıyafeti ile Amerikan tabiyetine girmiş olan a Baclanova aslen Rustur. Mos- ada doğrmuştur. Babası ressam, heykeltraş, viyolonist ve bir fabrika müdürü idi. Annesi şantözdü. Altı erkek ve kız kardeşi vardı. On altı| yaşma girdiği zaman Moskovadaki güzel san'atlar tiyatrosu heyeti tem | olmuştur. Gayet iyi luğu gibi (piyano ve| iransızca, ingilizce, italyanca | tabi rusça şarkılar söylerdi. Bir Rusla evlendi ve boşandı. | k Karen Morley hayatı- nı tevazula anlatıyor | En büyük arzusu rejisörlük. Metro Geldwin'in genç ve sarı yn artistlerinden Karen Morley yor ki: — Benim başkaları gibi tercümei halim hakkında size söyleyecek faz-' in şeylerim yok. İ Hayatım şimdiye kadar pek sade | geçti. On yedi yaşıma kadar mektep te okudum. Ondan sonra hayatımı kazanmak mecburiyeti Bâsıl oldu. Karen Morley'o kadar güzel bir | kız değildir. Hattâ çehresinin hatla- rı bozuktur. Buna rağmen cezbeden ve insanı cazibesinin üzerinde alıko- | yan kendine hâs bir başkalığı vardır. Zekâsı çehresine aksetmiş gibidir. Karen Mörley'i başka hiç bir si- nema artisti ile mukayese edemeyiz. ! O ta kendisidir. Başka yıldızları kop ye ederek şöhret kazanmak hevesin | de de değildir. Ksren daha on üç yaşında iken ailesi Holiyvood'a gelip yerleşmişti. Orada mektebe gidiyordu ve doktor olmak emelindeydi. Fakat ailesinin saziyeti maliyesi bozulunca, mekte- be devam edemedi. Mektepte en zi yade mieşguliyeti bir dram klübü teş kil ötmekti. Zaman zaman bir küçük | piyes oynarlar ve Karen başrolü alır | dı. Ekseriya dekorları ken: zir eder ve sahneyi o idare ederdi. — Ailem artık doktor olmak sev dasından vazgeçmek lâzım geldiğini bana söyledikleri zaman, pek hevcs ettiğim tiyatroya girmeğe karar yer | yolarını ziyaret ettim. İyi bir iş bu Tekrar Nicolas Soussayan ile evlen Zahiren sakin ve mahzun görü- nen Baclanora hakikatte | haris ve a ir kadındır. Ne istediği ve| niçin istediğini bilir, Baclanova A- | merikada tuvaletlerinin şıklığı, gü-| zelliği ve heykelasâ vücudu ile meş- hurdur. Son Rus ihtilâlinde Rusya- dan kaçmıştı, Keza Rusyayı bırakıp | şimdi İngilterede oturan ailesine de bakmaktadır. dim, Kaliforniyada, © Pastadena'da bir üytroya girdim. Bir müddet ku- islerde çalıştım. Işıkları tevzi edi. yor, sahne icabı gürültüleri idare e- İ diyordum. Ara sıra da dekor boyu- yordum. Bir piyeste | ikinci derece de roller de oynadım. Fakat daha ile riye gidemiyordum. Yaşamak lizımdı. Hollyvood stüd lursam, niyetim kabul üreleti. Bir gok müracaat bürolarında ismim hâ- | lâ yazılıdır. Nihayet başka bir tiyartoda iyi bir rol aldım. Piyes o arkadaşlarım Edmund Lowe, idiler, Bundan son- ra sağdan, soldan voller aldım ve | kendimi tanıtmağa başladım. Nihayet günün birinde © talibim güldü. Merto Goldwin müdürünü ik vap çalışıyordum. O sırada “İlham,, ismindeki filmi çevirmekle meşgul o lan Robert Montgomery içeriye gir di ve müdürden bir kaç satır söyle-| yebilecek bir kız istedi. Bu filmde başrol Greta Garbo'da idi. Müdür el altında başka kimse olmadığı için be ni gösterdi, Sahne vazı Clarence Brown oyunumdan çok memnun ol- du ve bana aynı filmde & derhal rol verdi. O zamandan itibaren bu stüd- yoda hayli film çevirdim. Benim en ziyade korktuğum, her zaman. aynı rolleri oynamaktır. Daima değ rolleri isterim. Yegâne arzum da gü nün birinde bir filmi idare etmek-| tir, l leri muaf olup kunan mesken be- (8) kanan ve Bundan lerla dul kadınlara MİLLİYET SALI Loretta Bu küçük kızın da herkese nasip | olmayan bir talihi varmış. Yağmur ortasmda birden bire | görünen bir güneş gibi ortaya çıktı. Tapitin Yonuz daha; bi” bay sea evel, üçü de güzel öç hemşirenin | idi ve annelerile beraber hir Tig saşfiyela öburuyartsrdi. Büyüğü ailenin ümidi — istikbali idi. Daha o zamandan diğer artistler gi bi kendisine müstaar (o bir isim bul. muştu: Saliy Blanc, Genç, meş'eli idi, kendisine olduk | roller veriyorlardı. Tasnil artistler arasında idi. Çalış tığı zamanlar haftada 500 dolar ra yordu, Orta hemşire pek o kadar güzel değildi. Ona da küçük ve ehermmiyet siz riller veriyorlardı. Haftada 1 veya, 180 dolar kazanıyordu. öncüsü Loretta Young in. şımarık çocuğu idi. Kimse kendisine ehemmiyet bile vermiyordu. Bir genç kızın kafasından geçen şeyleri keşfedebilmek mühim bir bü Berdir. Muhakkak ki Loretta'nın is- tikbale ait kendine göre verilmiş ka- raları vardı. Aynanım karşısında gü- zel ve küçük sarışın yüzüne baktığı | zaman, memnuniyetle gülümsüyor Sally evden sık sık çıkardı. Lo retta asla! Bir gün Loretta'yı davet ettiler. Genç kız, ilk fırsatan istifa- deye karar verenlerin azmi ile dave. abet etti, ir küçüle tecrübe filmi yaptılar. ür Young Loretta Young Filmi yıkadılar, beyaz perdeye ak- settirdiler. Mükemmel ve Loretta'yı alıkoydular. Bu küçük tecrübe filmi kâfi gelmişti Ablalarmdan iyi muvaffak olmuş tu. Üç hemşire içinde en evel evle. nen de o oldu. | Ailede © ismi Mrs Whiter'dir. Kosacı iyi bir aktör ve sporcu, Sally Blanc ve hemşiresi bu me- vaffakıyete kıskanmadılar. Genç kız, ameli hayata atılınca, bir gün sevdi ği Whiter ile kaçtı ve battâ annesi- nin muvafakati olmaksızın evlendi. Loretta Young şimdi sinema âle- minde ablalarından ziyade © şöbret ve servet sahibidir. Gittikçe yükselen bir Fransız yıldızı Jeanne Helbling Nasıl Evlenmişlerdi? Sık sık ayrılacaklarından bahse- dilen Mary Pickford ile (o Douglas Fairbanks'ın enlenmeleri de garip ol | İ muştur. Mary sinemaya başladıktan | 4 sonra, kendisi gibi bir kornediyen olan Owen Moore ile evlenmiştir. Mary ile Douzlar beraber film çeviriyorlerdı. Mary © muhteşem, Douglas daha mütevazı rolerde idi- ler, Mary Douzları | sevdi. Nüfus tezkeresindeki ismi Glardys - Mary- | Smiht olan Mary Pickford, bittabi - Douglas ile müştereken kiliseye mü || racast ettiler. Ve bir akşam verdik. leri suvareye rakip Witcomb'u da çağırdılar. O tarihte Mary 26, Doug | las 36 yaşında idiler, Surare esna. | sında rakip Douglas o Elkon Fair.|| banka ile Mary Gladys-Smith-Moore birleştirdi. Fakat Moor gayrimeşru olduğunu ilâm etti. Ay. | larca mahkemelerde uğraştılar. hayet mahkeme talâka hüküm verin ce, tekrar irdivaca mani kalmamış tu. Douglas ta birinci | karısı Mrs Evans'la ayrılmakta — müşkilât çek- memişti. Gouglas'ın oğlu ise birinci karısındandır. ema Haberleri Sesli sinema çıktı çıkalı Amerika | da yedi bin tiyatro kapılarını kapal maştar, Hi hazırda o Amerikada 14000 sinema vardır ve bunun on| bir bini seslidir. * Glorin Swanson — evlendikten sonra yeni ismi Mre Michael Far.| mer — noel yortularını geçirmek ü | zere Parise gelmiştir . * Bir Alman gazetesinin yazdığı. na göre, Lya de Putti'nin cenaze me rasiminde ancak on bin kişi bulun: muştur, , Madge Evans M. Lloyd George İngiltereye dönüyor KAHİRE, 28 A.A. — Nil kıyıla. rında ikameti, tamamile sıhhatini - Ade etmesini temin etmiş olan ML Lloyd George, İngiltereye dönmek üzere dün akşam Portisait'ten Raj- putana “apuruna binmi. 29 KANUNUEVVEL 1931 Spor Slavya Maçında Hakeme hakaret eden oyuncu hakkında bir tebliğ. İSTANBUL, 28 A.A. — Türkiye Futbol Federasyonundan tebliğ edil miştir: 25 Kânunaevvel cuma günü Slavya ve Galatasaray - Fenerbahçe maçında hakeme dürüşt hareketin- den dolayı sahadan çıkarılan Slavya sol beki M. Fiala sahayı terkederken hâkemin üstüne — çamurlu ayağını silkmek cür'etinde bulunmuş ve bu suretle hâkemi tahkir etmiş olduğu alınan hâkem raporundan anlaşıldı. fından, bu oyuncu tarziye vermedi. #i takdirde oyundan men'edileceği ve keyfiyet hem Çekoslovakya Fede- tasyonuna hem de beynelmilel Fut- bol Federasyonuna bildirileceği Fe- derasyonumuzça Slayya kafilesi reis iğine tabrirea bildirilmiştir. Bunun üzerine dün (27 kânünu- evvel 1931) maç başlamazada evvel müsabaka komiserimiz a oyuncusu M, Fiala kafile rei $i ile birlikte hâkemimize müracaai- la Türk hakemleri namına tarziye vermiş ve hâkemimiz bu oyuncunun oyuna iştirakine müsaade etmiş ol- duğu maç komiserinin raoruna isti- Baden tebliğ olunur. Slavyalılar gitti Memleketimizi dördüncü © defa | ziyaret eden Slavya futbolcuları dün akşam 7,40 da konvansiyonel treni- le memleketlerine avdet etnişlerdir. Yolda muhtelif yerlerde ve muhtelif tarihlerde 4 maç yapacaklardır. Gi- derken hepsi ayrı ayrı o memleketi. mizde gördükleri büyük hüsnü ka- bulden harareti. © babsetmişler ve tekrar tekrar teşekkür etmişlerdir. Lik ve Şilt maçları İstanbul Futbol Heyetinden: 1 12/931 tarihinde icra edilecek lik ve şilt maçları: Hilsl - Kasımpaşa (lik) saat 10 hakem Adnan Bey, Eyüp - Altınordu (lik) saat 11,35 hakem Hamdi Bey. Beşiktaş - Beylerbeyi | Gençler (şilt) sant 13,10 hakem Emin Bey, Süleymaniye - Beykoz saat 14,45 hakem Refik Bey. —— e... — Tahriri biten Mahalleler Dokuz numarali tahriri mü- sakkafat komisyonu Fatih mer kez nahiyesinde “Baba Hasan | Alemi, Gureba Hüseyin Ağa, Kırkçeşme, Hüsambey, Sofu- lar, Muratpaşa, İskenderpaşa, Hasan halife, Hoca Üveys, Si- nanAğa, Kirmasti, ŞeyhResmi ve Fener nahiyesinden de Tah- taminare mahallelerini ikmal etmiş ve cetvellerini Fatih mal müdürlüğüne verilmiştir, Kara gümrük nahiyesinde 1, 5 numa ralı tahriri müsakkafat komis- yonları da Neslişah, Mimar Si- nan, Keçeci Karabaş, Hatice Sultan, Müncip İskender, Ko- cadede, Beyceğiz, Derviş Ali, Kariyei Atik Ali Paşa mahal- lelerini ikmal etmişlerdir. Fe- İner nahiyesinde: 6, 24, 35, 38, kısmen de 9 numaralı komis- İİ Efendi mahallelerini ij miştir. İyonlar Haraci Kara Mehmet, | Kasap Demirkon, Küçük Mus- tafa Paşa, Haydar, Müfti Ali, Apti Subaşı, Kâtip o Muslihid. din, Tefiki Cafer, Hatip Musli in, Tahtamin; re, Kızılça- vuş, Hamami Muhiddin, Avcı 2lEe, Kasım Gönani, Balat Ka- i rabaş, Molla Aşkı, Atik Musta fa Paşa mahallelerini ikmal et- mişlerdir. Şehremini nahiyesin de: 18 numaralı komisyon Ar- İ paemini, Fatma Sultan, Ördek Kasap, Molla Şeref, Nevbahar, İbrahim Çavuş, Ereğli, Melek Hatun, Beyazıt Ağa, Merkez ikmal et- Samatya nahiyesinde: 119, 25, 26, 31 numaralı tahriri İ müsakkafat komisyonları Keçi i Hatun, Hobyar, Kürkçübaşı, Çakır Ağa, Kasap İlyas, San cakdar Hayreddin, Abdi Çelebi Hacı Hüseyin Ağa, İmrahor, Hacı Evhadettin, Kazlıçeşme, İnebek, Bali, Cerrahpaşa, Da. vutpaşa, Koca Mustafapaşa, Hacı Hamza, Ali Fakih, Araba cı Beyazıt, Cembaziye mahalle lerini ikmal etmişlerdir. Eyüp nahiyesinde: 8, 30, 39, 40 nu- maralı tahriri müsakkafat ko- misyonları Abdülvedut, Cezri Kasım, Eyüp Sultan, Eyüp Gü- müşsuyu, İslâm Bey, Fethi Çe- lebi, Düğmeciler, Nişanca Mus | tafa Paşa, Üç Şehitler, Rami| cuma, Rami Yenimahalle, Top gular, mahallelerini ikmal et- dir. Bu on altı komisyon altı nahiye dahilinde kâffesini huzurunda | bük arihi Tefrik Sükatay Zevi E Nakleden : R.N. Dini reisler, Sabatay Zevi'yi müşkül bir vaziyete soktular Onlarca Sabatayın Mesi ih olup olmaması değil, mel'un bir şerir olması mevzuu bahisti Yeni yeni müşteri peyda €- den ve gitgide müşterileri ar- tau bir dükkâncı gibiydi: İste- diği kadar ve maksadına kâfi gelecek derecede taraftar bulun ca meydana çıkarak alenen çalışmağı düşünüyordu. Fakat Sabatay o kendisini > derecede cesur hissetmiyor | Sinagoğa giderek kürsüye ve Cenabıhakkın ü ini yadettiği gün kendinde büyük bir cesaret bul muştu. Halbuki o günden beri cesaretinin azaldığını anlıyor- du. Öyle ki Sabatay'in ihtiyat la hareket etmesi, etrafındaki lerce cesaretsizlikle tefsir edile bilecek bir hale giriyordu. Me | selâ cemaatin reislerile müm- kün olduğu kadar az temas etmiş olmak için sık sık herke 8e görünmüyordu. Bununla be raber onun her hareketi hariç | ten takip ediliyor, öğreniliyordu. Yahudi cemaatinin dini re- | isleri Sabatay Zeviyi büsbütü müşkül bir vaziyete sokmak- ta gecikmediler. Eğer beklenen hakiki “Mesih,, olma dığını ilân etmiş olsalardı bu Zevi'nin ismi etrafın: da büyük bir dikkat ve alâka uyandırmağa kâfi Bu suretle Sabatay Zevi yük bir şöhret cak, tarları türeyecek, artacaktı. Halbuki onlar Sabatay Zeviyi alelâde bir hilekâr ve yalancı, cemaat arasında mevcut. olan bozmağa (o gelmiş bir olarak ilân etmekte ge| cikmediler, Sabatay'ın Mesih olup olmaması değil, mel'un bir şerir olması mevzuu bahis- | ti. ne yaptığı bü- kazanmış'ola- Sabatay bu suretle tel'in & dildi. Onun mel'un bir adam olduğuna dair İzmir yahudile- rinin din reisleri onun aleyhin de şunları ilâve ettile; “Mukaddes olan Hakkın ve Meleklerin emrile biz, o Saba- tay Zevi'yi tard ve ihraç, tel'in ve mahküm ediyoruz.,, “Biz Sabatay Zevi'ye lânet- ler ederiz. Bunu Cenabıhakkın €mrile ve cemaatin mukaddes kitabı olan Tevratın kayline on daki altıyüz (on üç kaideye tevfikan ve Elişa Peygamberle rin çocuklara ettiği lânet gibi ve dinin ahkâmında yazılı olan lânetler gibi lânet ederiz.,, Sa- batay gecenin lâneti ona (Sa batay Zevi'ye) olsun, gündü. zün İâneti onun üzerine olsun. Yattığı yerde, ayağa kalktığı zaman, bu gittiği vakit, geldi ği zaman hep ona lânet olsun. Cenabıhak onun cezasını ihmal etmiyecektir. Cenabıhakkın us bu onun aleyhine tecelli ede- cektir. Dinimizin ahkâmında mevcut olan bütün lânetleri o- nun üzerine (© yağdıracaktır. Onun (Sabatay Zevi'nin) ismi göz yüzünden © kovulacaktır. Onun hatırası İsrail oğulları. nın defterinden © silinecektir. Kimse onunla temas etmiye- cek, kimse onunla konuşmıya- cak, kimse ona hitaben bir şey yazmıyacak, kimse ona iyilik etmiyecek ve kimse onun bu- lunduğu bir dam altında bu- lunmuyacak, onun yazdığı bir şeyi okumıyacaktır.,, İşte İzmirdeki hahamlarm Tüğüne vermişler- dir. Malmüdürlüğüde bu cet- velleri mensup oldukları Mali- ye tahsil şubelerine göndermiş | tir. Bu on altı komisyon kânu- | nusani iptidasmda Eminönü ve Beyoğlu kazalarına gönderile- cek ve oralarda tahrire başlayı caklardır. Haber aldığımıza gö re Fatih kazasında yapılan tah rir esnasında bir kısım metruk emlâk te meydana çıkmıştır. Bu komisyonlar,” 7 komisyon onun | gelecekti. | yahudilik âleminde taraf | Sabatay Zevi aleyhindeki lânet leri bu tarzda idi. Bunlar Sa batay ile onun etrafında kü: çük bir zümre teşkil eden sdam ları herkesten tecrit ederek yalnız bırakmak ve bu suretle mağlüp olup sahneden çekilin ©ey> kadar kendilerile başka J larının temasını menetmekti i Onl. düşündüğüne — göl a Sabatay'in bütün geyret ve fa en | iyet dumanına münkalip olup | gidecekti. Fakat bu © suretle İ hahamların kendi aleyhinde İ tertip ettikleri bu lânet zinci. rinin vehametinden Sabatay İbihaber miydi?., Bilâkis Saba- tay bunun dehşetini © anlıyor, biliyordu, Hattâ artık bun- dan sonra İzmirde daha fazla | kalması imkânsız olacağını bi- le kestiriyordu. Cemaatin böyle müthiş bir lânetine uğramak demek ölüm den başka bir şey değildi. Bu İlânetin ilânı Sabatay'ın idama mahküm olduğunu her tarafa İyilik demekti. Sabatay bu- İva kai nasıl hareket edecek- iler hülde öyle görünüyor» İ du ki ba aleyhindeki lânet ka rarına karşı mukavemet ve ha rekette bulunmak için kendi- sinde ne kâfi derecede kuvvet, ne de cesaret vardı. Onun için aleyhindeki bu lânet kararı karşısında inkıyat ve taham- mül göstermeğe razı oldu. Fa- | kat bu inkıyat ve O tahammül kararı da ona sanki © yeni bir İ ruh vermiş oluyordu. Çünkü kendisine karşı lâkayıt kalın. madığını, beklenen o “Mesih, / kendisi olduğu hakkındaki ha- İ reketinin mukabele © görmek | suretile ehemmiyet kazandığı nı görüyordu. O halde bunun İ muhtemel olan neticelerine de | katlanmak lâzım geliyordu. İşte Sabatay bu suretle ye- ni bir cesaret kazanmış oluyor du. Bundan da (anlaşılıyor ki cereyan eden vekayi ve hâdi- sat kendi noktai nazarına gö- re tefsir ederek kuvvet almak kabiliyetini elde etmişti, ir “Mesih,, in en belli sı. fat ve imtiyazı kendisine karşı gösterilen şiddet ve eziyetlere karşı tahammül göstermesi ve daima halinden memnun olma sı değil midir?.. İşte Sabatay li memnun . Onun için aleyhinde verilen lânet kararı- nı tıpkı bir takdis ve tebcil bi karşılıyordu. İzmirde duramıyacağını anladı ! Sabatay İzmirde daha ziya de duramıyacağını anlamıştı. Onun için burasını terkederek başka bir yere giderek çalışma ğı tercihi ediyordu. Fakat bu kararını da herkese söylemeğe lüzum görmedi. Yalnız dostla rma şöyle demişti: — Ben buradan çıkıp gide- rim, Fakat bugün beni istemi: yen bu şehir bir gün olacak bir hükümdar gibi karşılaya- caktır!. İzmire bir daha (ne vakit dönecekti?.. Belki aradan sene ler geçecekti. Fakat her hal- de bir gün gelecek (o Sabatay gene doğduğu bu şehre döne- cekti. Sabatay buna şiddetle kani bulunuyordu. Onun için iği taraftarların- terketmek | husı iki kararından haber dar ederek onlara kendi gaybu beti esnasında İzmirde ona ve- kâlet etmelerini ve kendisinin bir gün tekrar geleceğini, o gü ne inlizar etmelerini, hiç me yus olmıyarak çalışmalarını ten bih etti, Sı fuz vei | hakkındaki kanaatini onlara da telkin ediyordu. Bu iki kişi Se lânikli Hayım ile İzmirli Şa- lom İsrail idi. Sabatay bünla- ra kendisinin beklenen hakiki mahallele | daha ie 23 komisyona ib) “Mesih, olduğunu temin in

Bu sayıdan diğer sayfalar: