29 Aralık 1931 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 6

29 Aralık 1931 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

' , , | “ toplar kendi MİLLİYET SALI 29 KANUNUEVVELj 1931 irinci Sahifeden Geçen Yazılar Ihtikâala mücadele kanunu kabul edildi (Başı 1 inci sahifede) bir sebep te kanunun vaziyetin- “de istihdaf olunan şeyenin şu suretle temin eye > korkusudur. 'ekrar edeyim: Gaye temin en son- ra, kanun vaziyetine gitmek “Meclisi âliyi dahi beyhude ye- “e vakit kaybettirmeğe sevket- © mek demektir. Evvelâ, meselc- “yi kendi haline bırakmak daha — tabii olurdu. İki taraflı kılıç Bu kanunun vaz'ını istilzam den idhalât ve ihracatın tevzi- 4 meselesi burada mevzuu ba- 5 İs olurken bu iki taraflı bir kır > nca benzer, Hüsnü istimal Ne memleket için büyük fai- deler temin mümkün olduğu gi bi hüsnü istimal olunamadığı takdirde memleket için fena ne ticeler vermesi ihtimali vardır. “demiştim . Ben, işte kanunun bu şekilde yürütülmesini kendi kasir düşüncemle memlekete nafi olamayacak mahiyette gö- - süyorum. Bu kanundan istifade ederek gayri meşru menfaatler teminine çalışacak eşhasm & melilerini kesredecek mâni ted- birleri ihtiva etmiyor. Buhrandan lezzet alanlar Görüyor ve anlayorum ki, bu “kanunun bu şekilde çıkması bir © laraftan buhranı acılarını ken di nefsinde tatan, bugünü omu- zuna alan bir kısım vatandaşlar 5 ein gibi diğer (taraftanda buhrandan lezzet alan ve on- dan istifade eden bir çok zen- ç ginlerin meydana gelmesine se bebiyet verectktir. Bu düşünce iledir ki kanunun bu şekilde ka » Sul olunmamasını tekrar rica ; adiyorum. ; Bendeniz bir takrir veriyo- rum. Heyeti celileniz içtihadı. ; ma kabul veya reddi size : Raif Beyin azları ! Raif Bey (Trabzon) —Bu * kanunun daha iyi tanzim edile * bilmesi için yeni bir hareketin İde tecrim edilmesi kanaatinde- yim, Maddei kamuniyede tec- İ rim edilecek fiil şudur: Hükümetçe ittihaz edilen ted ! biri sebep alarak bu tedbir sebe * bile eşya fiatine zam yapanlar. ! Halbuki böyle olmazda her- " bangi biri; idhalâtm tahdit e- * dilmiş olması sebebile piyasa- da mevcut olan malları derler, elinde biriktiri ! Bu suretle eşya fiatlerini yük- “ seltirse bu hareket tecrime lâ- w ! yik değil mehir? h 18 ' Kİ , İ O) Adliye encümeni eski kara- Çay ve kahve Gazetelerde okunduğuna gö , Ye çay ve kahve fiatleri İstan- * bulda yükselmiştir. Bunun s€- bebi olarak ta çay ve kahvele- . yin tüccar tarafından toplana- . rak bir elde biriktirilmiş olma- ise ileri sürülmektedir. Eğer id- /halât tahdit edilmeseydi bu şe“ — kilde hareketedecek olanlar içim , bir ceza tayinine lüzum olmaz- de. Fiata zam yapanlar © Serbestii rekabet dolayısile herkes istediği kadar mal getire bilir, ve rol oynayabilirdi. Di- ğer taraftan eşyayı elinde birik “tirenlerin zammı fiatle satacak ları zaman cezalarını verelim denemez, Fakat piyasada eşya- nın nedretine sebep ol ta bir cürümdür. Binaenaleyh ben deniz fiate zam yapanlar fıkra- isindan sonra muamelelerile de eşya fiatının yükselmesine se- ; — bep olanlar şu şekilde ceza gö- orür kaydınm ilâvesine tarafta- #rım, Onun için bir de takrir ve iriyorum. ! Salâhaddin Beyin cevabı * Müteakiben Adliye enciüme- si mazbata muharriri Salâhad- din Bey söz aldı. İtirazlara ce- i vap verdi. Ezcümle dedi kiz » sini tenkit eden Sırrı Bey evve lâ kanunun ünvanı - olmadığını yeğ buyurdular. Bu lâyiha bir zeyl değildir. Asıl olan ka- nun ne ise zeylin de ünvanı o v olur. i rında ısrar ettiği gibi iktisat en © © cümeni de kanuna verilecek ün © van halıkında başka bir Boktai Onazarm varit olacağını kabul - etmemiştir. iktısadiye hilâfmda olarak dev- letin vazedeceği bazı kuyut ve şurutu, bazı fevkalâde tedbirle rin hükmünü takviye ve teyit etmek maksadile bu lâyihadaki hükümler konmaktadır. Hiç bir vakit bugünkü iktısadiyatın, ik tısat müvazenesinin muhafaza» $ı gibi mühim bir maksat takip edilmemiş ve böyle bir hüküm istihdaf edilmmeiş olsa şu em tennm girmesine veya bu emte anm girmesinin mezuniyetine bağlı olmasma karar verilmez. Eğer bu memnuiyetin vaz'ı censlı zararımızı teşkil ediyor- sa gümrük kanunumuza da ye- edi | ni hükümler koyabiliriz. Cezri müeyyideler Salâhaddin Bey bundan son ra kanunun cezai müeyyı rine temas ederek ezcümle de- miştir ki: — Bu kanunun ceza vermesi için suç addettiğimiz gibi içti- mai menafiimiziçin zaruri telâk ki etseydik onun adma o zaman ihtikâr derdik ve o zaman ceza landırılması icap eden bir fiil olmak üzere ceza kanununa kor duk. Bu kanun ise umumi mahiyet te değildir. Fevkalâde zaman- larda ittihaz edilen tedbirlerin hükmünü teyit edecek, hükmü cezaidir ve onun için bu kanuna ünvanı mahsus koymağa lüzum yoktur. Yoksa Sırrı Beyin bir az istihfafkârane bahsettikleri gibi adsız bir kanun değildir. Sırrı Bey (yerinden) — Es- tağfurullah! . Salâhaddin B. (devamla) —| Diğer memleketlerde bu şeklin | cari olduğu tetkikat neticesin. de görülür. Bundan sonra Salâhaddin B. Raif Beyin itirazma temas et- ti. Dedi ki: Cürmün vücut bulması için — Birinci maddede suçun a- nasırmı teşkil eden istismar maksadile yapılan zammı cür- mün vücudü için Raif Bey fi addetmiyor ve o maddeye bir kayıt ilâvesini istiyor. Encüme nimiz mücerret zammı, cürmün vücut bulması için kâfi addedi- yor. Mutlaka tesiratını icra et- sin, bu zamla alış veriş olsun da diğer bir zarar daha husule gelesiye kadar işin yürümesini doğru bulmiyoruz. Eğer sat- mak fiili de vuku bulsun da on dan sonra suç tekevvün etsin dersek sarkiyi ki, bu hakla rını arayamayanlar olduğu tak dirde vaziyet değişir ve keşme- keşi icap ettir. Diğer bir teklif Raif B. bir teklifte daha bu- hundular; bir takım eşyanın top lanarak depo edilmesi keyfiye tinden bahsettiler. Biz sakla- mak keyfiyetini eski men'i ihti kâr kanununda gördüğümüz gi bi suç saymadık, Sırrı Bey tekrar kürsüde Salâhaddin Beyden sonra Sır rı Bey tekrar söz aldı. ve dedi ki: — Beyanatımda hiç bir mak sadı istihfaf yoktur. Bunu şah- san olduğu kadar kürsüyü de tenzihen Salâbaddin Beyfendi- nin tashihi fikir etmesini iste- rim. Lâyihanın birinci madde- sinde gösterilen cezaya istih- kak için bir cümle vardır. Bujdı. kanunun vaz'ındaki o hikmeti göstermektedir. Mağazasında oturan bir tüccar, bu hafta mal az gelecektir mütaleasile zaten malların mübayaasında muztar olan halka pekfazla bir fiatle sa tış yapmayacak, yaptığı takdir de tecziye edilecektir. İstismar tarikine düşmek acaba yalmız bu hare- ketle mi a; ki başka türlü dü şünmeğe il in vermeyecek su rette maddede kat'i olarak ifa- de ediliyor?. İktisadi kanunlar Bundan sonra Sırrı Bey ikti- sadi kanunların, tabi kanunla- rm seyrini menedemiyeceğini ileri sürerek bu yeni kanynun tatbikımda her hangi bir tücca- rın istediği gibi hareket imkâ- nın bulamamasını düşünmek Tâzımdır, dedi. Bu noktaya temas eden fıkra da o kuvvet yoktur. Iktısadiyat dığını izaha Jüzüm yoksa da gene söylemiş olayım. Adliye Vekili (yerinden) O sizin noktai nazarmızdır. Sırrı Bey (devamla) — Muh terem üstat cesaretimi kırmayı nız, Benimi karşıma siz çıkarsı- nız cesaretim kırılmaz. Fakat Yusuf Kemal Bey söylemiş, Yu suf Kemal Bey iktısatçıdır diye benim sözlerimin kıymeti kal maz, beni kimse dinlemez, Mü saade ediniz de Adliye Vekili Beyden sorayım: “Eski hükümet başka,, Harbi umumi zamanında ğıt paranın kiymetini muhat za için bükümetin ittihaz ettiği şiddetli tedbirlere rağmen ovra kı nakdiye neden sarı lira kıy metini muhafaza <demedi. (Eski hükümet başka, yeni bükümet başka tesleri) İşte bu da gösteriyor ki hü- kümet kanunları iktısat kanun larının seyri tabifsine mâni ola maz, Sırrı Bey lâyihada toptan ve gemi fiatlerine zam yapan cümlesinden sonra veyahut zam yapılmasına kendi tedbir ve Fiillerile sebebiyet verenler cümlesinin ilâvesini istedi ve bir takrir verdi, Bundan sonra gene aynı mad de etrafmda bazı münakaşalar cereyan etti, Adliye vekili kürsüde Adliye Vekili Yusuf Kemal Bey de söz aldı. Teknik cihet- ler hakkında bazı malümat ver | di. Ezcümle dedi ki Eski bir fikir — Mensup olduğum fırkanın prensiplerine muhalif olarak ik tısadi kanunlar tabii kanunlar- gidilmez dendi. Bu çok eski bir fikirdir. Bugün e devirler geçmiştir. İktisadi kanunlar, hâdiseler arasındaki sabit nisbeti gösteren şeylerdir. Hâdiseler gittikçe o nisbetlerde değişir. 28 maddelik bir tahdit teklif edeceklerini beyan buyuran Sir İı Bey öbür taraftan da iktısat | kanunlarına karşı ahkâm vaze- dilemez diyorlar. Bunlar pek kabili telif değildir, İktisat ka- | karşı iktisatdi hadise menfaate çevirmek Türk menfaatlerine | çevirmek için vazedilen kanunlar da iktı sat kanunlaridır. Başka bir şey değildir. Sırrı Bey (Kocaeli) — Yu- suf Kemal Beyfendi aklıma ve meyen bir mevzu ortaya koydu lar, Fırka meselesini ileri sür- düler, Bunu söylemekle sen biz den değilsin demek istediler (handeler) Daha fazla sizdenim Mazhar Müfit Bey — Biz- den misin? Sırrı Bey (devamla) — E- vet sizden, daha fazla sizdenim ve onun içindir ki hükümeti mu vaffak kılacak kanunlar teklif etmek istedim, Mazhar Müfit Bey — Afe- rin!, Bundan sonra Sırrı Beyin tak riri okundu. Bu takrir lâyiha- nın hükümete iadesine dairdi, Takrir kabul edilmedi. Trabzon meb'usu Raif Beyin tadil teklifi nazarı itibara alın- Kanunun esasları sebebiyet ii kaydınm ilâvesi hakkındaki teklif kabul edilmiştir. Buna nazaran mem- leket dahil ve haricinde toptan fiatin tereffüünü icap ettirecek binaenaleyh kükümetçe ittihaz edilen tedbiri istismar suretile eşyanın cari toptan ve peraken de fiatlerine zam yapanlar ve muamelelerile eşya fintlerinin yükselmesine sebebiyet veren. ler bir aydan bir seneye kadar hapis ve on liradan 1000 liraya kadar ağır para cezasile cezalan dırılacaklardir. Şu kadar ki pa- ra cezası, yapılan zamdan te- min edilen kârın beş mislinden aşağı olmayacaktır. İkinci madde İkinci maddenin müzakere- sinde belediye meclislerinin her zaman toplu Jae heri Yeni Vekâletler (Başı 1 inei sahitede) Iktısat ve maliye encümenle | ri lâyihalarda esaslı tadilât yap mış değildir. Ancak bütçe en- .cümeni Ticaret Vekâletinin İk- tısat Vekâleti namını muhafaza etmesini muvafık görerek lâyi- hada ona göre tadilât yapmış- tır, İktisat vekâletinden ayrıla- | vak ihdası mukarrer diğer yeni vekâletin ismi de Ziraat Vekâle t olarak tesbit edilmişse de encümen azasından biri bu ve- kâlete San'atlar ve Ziraat ve- kâleti isminin konmasma taraf tar olmuş ve encümenin mazba tasıma bu itiraği kaydı ilâve et- ir, İnhisar vekâleti Maliye Vekâletinden ayrı o- larak ihdas edilecek yeni vekâ| letin ismi bütçe encümeninde | “İnhisar Vekâleti,, ismini almış | tır. Her iki lâyiha yarmki Mec | Yis in'ikadında müzakere edile- rek kanuniyet kesbedecektir, | Yeni vekiller Bu suretle yarın akşam İnhi sar ve Ziraat vekilleri taayyün | etmiş bulünacaktır. İnhisar Ve kâletine kuvvetli namzetler Sa lü ve Hasan Feh- ümüşhane) Beylerdir. at Vekâletinin namzetle ri ise Rahmi (İzmir) Ali Rıza (Mardin) Muhlis (Kütahya) Beylerdir. Şurayı Devlet azasın dan Süreyya Beyin-münhal bu | İman Muş meb'usluğuna nam- zet gösterilm suretile bu ve- | Kölete tayini ihtimalinden bah- İ sedenler olmuştur. Ziraat Vekâ | letine raptedilecek o müdiriyeti umumiyeler orman, ziraat, bay rlükleridir. tine gelince bi lümum inhisarlar ve gümrük- ler idaresi bu vekâlete raptolu- | nacaktır.' Bilvasıta vergilerle | bu vekâlet iştigal edeceğinden Maliye Vekâletinin muhasebeci | İ umumiye” dairesinin bir kısrm | da yeni vekülete geçecektir. er | Bir demiryol atelye- | | | lerinde yangın ALTONA, 28 (Transilvanya) - A. — Bir yangın demiryolları a- | tahrip etmiştir. Hasarat tahmin olunmaktadır. Telefat telyeleri 1,5 milyon (1100 amele işsiz kalmıştır. İ yoktur. İ Yunan takımı kazandı | ATİNA, 28 (Hususi) — A- vusturyalı Bake takımile Ene | sis Yunan takımı arasında ya- pılan maçı iki karşı dört sayı i- ie Yunan takımı kazanmıştır. | a menlerine de verilmesi hekkın- | daki teklif kabul edilerek mad- de aşağıdaki şekilde kabul edil miştir: Bu suçtan dolayı gerek balk ve gerek İktisat vekâleti- İnin ticaret veya iktısat müdür ve yahut müfettişleri tarafın- dan şikâyet ve ihbar vukuunda ümhüriyet o müddei umumisi Jişi mahallin en büyük mülkiye İ memuruna veya tevkil edeceği İidare şubeleri âmirlerinden biri nin riyasetinde belediye daimi encümeni ile ticaret odaları ta- rafından ve azaları arasmdan in tihap ve mühallef birer zattan müteşekkil bir heyete havale €- der, Ticaret odaları kanma: | yan yerlerde azanın ikisi de be| İlediyeden ulmur. Bu heyet hâdi sede birinci maddedeki şerait dairesinde €öri fiata zam yapıl- ” İdığıma karar verirse Cümhuri- yet müddej umumisi keyfiyeti mahkemeye sevke mecburdur. Heyet aksine karar verirse Cümhuriyet müddeiumumisi işi mahkemeye sevkedip — muhtardır. Heyet kararları. in tevdiin'en nihayet üç sün zarfında neticelendirmeğe ur, Kanunun müteakip maddeleri aynen kabul olun- muştur. Buna nazaran 500 ku- ruştan yukarı alış verişlerde alr Cı isterse, satıcı fatura vermeğe ir, Vermekten imtina e denlere beş liradan on liraya ka dar hafif para cezası hükmolu. Bur, Bu davalar sulh mahkeme leri tarafından diğer işlere ter- cihan ve müstacelen © görülür. Duruşma hususunda ceza mah kemeleri usulü kanununun 225 inci maddesi hükmü tatbik olu- Darülfünunda bir hadise oldu (Başı 1 inci sahifede) Talebe sınıflara girmiyor Dün sabuh saat dokuzda fakülte- de ders başlarken bu makaleyi tale- be görmüş ve okumuş bulunuyordu. Makaleyi benüz okumıyan talebeye vaziyeti haberdar etmek üzere dün sabah hemcn bütün talebe sınıflara girmemiş ve koridorlara birikmiştir. Hattâ bazı talebe o makaleyi yüksek sesle okumuş ve arkadaşlarını bu suretle haberdar etmişlerdir. Umumi galeyai Bunun üzerine talebe arasmda umumi bir galeyan başlamıştır. Ta- lebe grup grup toplanmış ve bir nü- mayiş yapmağa karar vermişlerdir. Bu sırada müderrisler talebeyi derse sokmak istemişler fakat pek az tale- be derse girmiştir. Dün sabah fakültede mevcut 500) e yakın talebe birer birer paltolarını ve şapkalarını alarak dışarı çıkımış- lar ve darülfünun önünde toplenma- ğa başlamışlardır. 500 talebe meydanda toplanıyor! Saat 1130 a yaklaşırken meydan da 500 kadar talebe asabiyet içinde, müçtemi bir helde idi. Vaziyet git- tikçe hararet kesbediyordu. Talebe- nin nümayisini Ar 5> sesler ve bağırı » duyan fakül te idaresi ve müderrisler derhal bab- çeye çıktılar, Talebenin mütbiş bir galeyan içinde olduğu görülüyordu. Hesap istiyorlar! Bir çok talebe yüksek sesle arka- daşlarına hitap ederek, bağırıyor du; — Bu yazı şahsi garezkilık esir. lerile yazılmıştır. Bunu hesap isteriz. Alnımıza irtica, inkılâba © karşı muarız kalmak damgaları vurulmak isteniyor. Bunu tel'in ederiz. İnki- İipta hukukçuların yarıyarıya hisse- si vardır.” Söylenen bu nutuklar talebe ara- sında heyecanlı seslerle tasvip edili- yor: — Bunu yazan salâhiyettar değil- dir, bir lise hocasıdır” sesleri yükse. Biyordu. Meydandaki kalabalık © gittikçe kesafet, asabiyet ve heyecan peyda ediyordu. — Onu yazan gelsin burada he- sap versin, Diye bağırışılıyordu. İlk evvel fakülte umumi (kâtibi müderris Etem Akif Bey dışarı çık- tı, hemen tnlebenin arasma girdi ve: — Çocuklarım, süküt ediniz, haki tülmez, hukukçu memlekete mez.” Diye talebeyi teskine ve se8- sizce dağılmağa davet etti. Müder- riş Muslihittin Adil B. ve , fakülte eeisi Tahir Beyler de gelmişlerdi. Talebe mütemadiyen bağırıyor. — Hocalârıma ve bize sürülmek istenen lekeyi gene sürmek istiyen- lere inde ederiz. Tahir B. talebeye söylüyor Fakülüe reisi Te ortasına gelerek dedi ki Evlâtlarım, hassasiyetinizi ga- yet tabii bulurum. Yarım — asırdan fazla şerefli bir tarihi olam fal miz irfan ordusuna — yetiştirdi damlar sayesinde ilmin ve inkılâbın dana en ön safında bulunmaktadır. | Bunu inkâr edenler olsa bile haki- kat her zaman kendini gösterir. Bu- nun için siz derülfünunlular bu ya- ziyı tamamen sükünetle karşılamalı" sanaz, talebenin iz, ilim gençliğine her şeyden | ği mantıki hareket düşer, Şimdi kem: li sükünetle ve hiç bir hâdise çıkar madan dağılmanızı rica ediyorum.” Talebenin galeyanı durmuyordu. Etem Akif, Muslihittin Adil ve Ta. hir Beyler talebeyi teskin için canla başla çalışıyorlardı. Fakat © gençler bağırıyordu: — Rica ederiz hocam bize müsaa- de ediniz, Hocalarımızın emirlerini 'her zaman tutarız. Şimdiye kadar süküt ettik. Biz ancak ilim adamlarına karşı sükür ederiz. Bu yazıyı yazana ka: Nümayiş saat 1130'da e tı, Bütün harsretile devam ediyordu. Saat yarım olmuştu. Sesler biraz hesilebilmiş, Müderrislerin mmüdaha- leleri tesirini göstermişti. Bu maka- leyi yazan zata tahriri bir cevap yar zarak gazetelerde meşrodilmesi ka. rarlaştırıldı. Talebe yavaş yavaş dağılmak ü- zere harekete geçti, Kafilenin bir ucu Beyazıt meydanma gelmiş, bir ucu darülfünun kapısı önünde idi. Talebede galeyan devam ediyor- . Hocalarmın sözlerini tutmak i- Tahir B. ne diyor? Dün bu mesele hakkında bir mu- harririmiz Fakülte Reisi Tahir Beyi miz hakkındaki” yazılarını « ©ku- dum. Bunları da evvelki neşriyatı &ibi, ancak şahsi bir görüş mahiye. Günde telâkki ediyorum. Mütehassıs bir kalemden çıkmış ve ilmi | ten- kit hudutları dahilinde kalmış — ol- madıkça hu gibi neşriyata cevap vermeyi lüzumlü O addetmiyorum. Yalnız bu makalede bariz hakikst- lerden bililtizam teami edildiği, ar- kadaşlarım ve Hukuk o Mezunları gençler hakkında haksız tarizlerde bulunulduğu için bir sıkı söz söyle mek isterim. Hukuk Fakültesi, ilmi ve vatani vazifesini ifa hususunda Cümbhuri- yet müesseselerinden hiç birinden geri kalmamıştır. İnkilâbın doğur- duğu kanunları ilmi moktai nazar- dan günü gününe şerhü tedris ve muasır memleketler mevzustile tül» kayese eden ve bunlardan her biri- ni takiple kitap, matbu not ve ilmi mecmuafarda makale tarzında Deş- reden arkadaşlarımın gayret ve him metlerini göz önüne getirdikçe, bu yazıların nasıl zımni bir maksada matuf olduğunu tayinde tereddüt etmiyorum. Fakülte, Cümhuriyerin yükselmesi ve Cümhuriyet Türkiye sine lâyık evlât yetişmesi hususun. da nasıl büyük bir feragatle çalış tığını; Müderris ve Muallimlerin yalme Faküke Tedrisaunda değil, Cümhuriyet kanunlarının tanzim ve ihzarında, muhtelif kongrelerde va- tanımızın yüksek menfaatlerini iu hafaza hususlarında sarf eyledikle- ri mesaisinin kıymetini tekdir o0t- mek bize düşmez. Büyük Gazimi- zin Hukük Vakühesini > siyaretle- rinde Fakültemiz o müderrisleri hakkında izhar buyurdukları yük- sek takdirler, aleyhimizdeki neşri» yara en müskit bir cevaptır. Fekül- tenin islâh: noktasına gelince: Te- kâmül, hayatta her müessesenin tâ- bi olduğu tabii hir kanundur. Da rülfünmnun tekâmülü esaslarına en lan bihassa Faki) gibi neşriyat ile mü- ad mevkie Koymüğr istemek, #- iftira değilse, bir tecahül- Közrm Nami Bey, bir Darülfü- Müderrisinin takrir tarslarını emiş ve bu husustaki muhtelif usülleri tetkiketmemiş görünüyi s takririnde takip edeceği yinde tamamen serbesttir. Dersi, hatti en küçük notlardan da istitade etmeyerek takrir eden Mü derrislerimizin yani başında, notla- fne ve bazi ilmi muhalledeleri tet- hat ederek tedrisat pak müderrislerimiz de vardır. Hu- buna Tüzün Sara alutak eNkrİnder Delinme: â- Dun ilmi kıy, c Bu muhtelif tarzlar, garbin en yük sek Pakilitelerinde de aynen tat- bik edilmekti 4 karşr menfi bir vaziyet te göstermeğe yeltemeni “satırları karşı ise sadece nefrerimi söyle mekle iktifa ediyorum. Fakülte- miz, Cümhuriyer Türkiyesinin is- tediği tarzda ilemi sini ilmi fa ettiğine kaildir. Mem- köşesinde, adaleç tev şan, idari ve siyasi —ma- Cümhuriyete en yüksek fakiycile ifa eden kilâbır! 'kamlarda hizmetleri m yüksek müesse: tevaz? çalı deti bize hiyettar olmıyan kal ni arı bizi hak bildiğimiz ve hakikar diye iman ettiğimiz. yolda” i fidir. f mekten menedemez.” Talebenin cevabı “Talebe dünkü Küzun Nami Beye tahriren bir ce- vap vermesi de kararlaşmıştı.. Bu tahriri cevap “İstanbul Dari bale) vermez. | . Hukukçuları, İn- i toplanışında | Hukuk Fahültesi Talebesi” imzasile derrislerden hiç birinin Avrupaca tanınmadığı" iddiasına şu cevabı ve. 1913 te beynelmilel hukuk idare kongresine müderris Ahmet Şuayp Bey merhum, Teren ve Cenevre İç-| lerdir. tümaiyat, Paris ve Madrit hukuku i- dare konsrelerine Muslihiddin Adil Bey gönderilmiş ve hatti ikincisinde özele ve Maa)kengrelerizin çel vekilliğini ve komite riyasetini ifa et miştir. Tahir ve Zühtü Beyler Lo zan sulhünün kahramanının en salâ- hiyetli muavinleri meyanmdadırlar. Muammer Raşit Bey beynelmilel Lahey divanı adaletinin daimi azası değil midir? “Ahmet Reşit Bey birçok beynel- milel mukaveleler aktinde Türk mu- rahhasr afatile memleketi temsil et memiş, midir? | Aero klübü Dün açıldı (Başı 1 inci sahifede) atuk söylemiştir Orhan B. nutkun- Şe ay Azzam mühbeilerini şükranla selâm. arım. Vecihi Beyin nutku Bundan sonra tayyareci (o Vecihi Bey de bir nutuk irat etmiştir. Ve- <ihi B. nutkunda, bizde sivil tayya- reciliğin ihmal edildiğini söyliyerek “demiştirki — Bugün dünya milletleri hava- cılıkla alâkadar oluyor. Milletler memleket müdalaasının havadan te- mini yollarını araştırıyorlar. Yol ka- zanmak maksadile yapılan tayyare seyahatları şayanı dikkaflir. nk gerideyiz. Mem yapan üç şirketin tayyareleri Bük- reş, Alina ve Sofya'ya o kadar çok yolcu alıyorlar, fakat bar boş olarak hareket bir delilidir. Nero e halka tayyazaclik et rafında topliyacak ve halka tayya- renin en emin bir nakil vasıtası oldu- ğunu öğretecektir. Yanlış bir takım fikirlerin tesiri altında kalmıyalım. Öyle denil ibi tehlikeli hava başlekları yoletr. Tayyarede ölüm iradeden mahrum olanlara aittir. Yoksa ölüm ve kaza yerde de mukadderdir. Nitekim şim di buraya gelirken bindiğimiz. oto- mobilin, diğer bir otomobile çarpa rak hurduhaş olması tehlikesini ma- raz kaldık Efendiler, tayyarede yol geniştir, havada Allahın yaptığı geniş şoseler vardır.” Vecihi B. bundan sönra | Aero lübün bezmehsill biz teşekkül ğun ve bu sebeple klübe bu verildiğini ve sivil kil edeceğini söylemiş ve Türklerin bundan asırlarca evvel Taşkent ve Istanbul'da tayyare ile uçtuklarını, fakat o zamanki taassubun bu hare. keti taşladığini anlatmıştır. Vali Bey klübü eçiyor Bundan sonra Vali Muhiddin B. kalkarak demiştir ki — “Türk tayyareciliğinde büyük bir inkişaf görüyorum. Memleket i- gin hayırh olan bu teşebbüsün payı dar olmasını temenni ederken, mü- teşebbislerini tebrik eder ve © Aero Klübün küşadını resmen ilâm ede rim”, Bundan sonra misafirler büfeye davet edilmiş ve cazhandı terennü- matile geç vakte kadar dam edil. miştir, —.. Beyoğlunnaki facia (Başı 1 inci salüfede) dalar siyaret etmiş Ve gö- Mukok Moi pi | tasaray'n pure diyende İ bak sokağının başındaki gazasmın önüne geldiğim zaman, karşıma, piyade kaldırım» üzerinde bir kamyon çıktı, istedim. sede kamyon beni drvara sıkıştırdı. Kamyou'un üzerime gelişi © kadar ani olmuştur ki kaçmağa muvaffak olamadım." Mehmed'in kırılan ayağı alçıda dr. Sağ ayağı kırılan ve göğsünden yaralanan seyyar satıçı Mastafa'da kazayı Mehmed'in anlattığı gibi male etmiştir. Mehmet ve Mustafa ve vucudu- nen muhtelif yerlerinden yaralanan otomobilci Recep, sağ ayağı kırılan Madam Yuvana Beyoğlu belediye hastanesinde yatmaktadırlar. Yara lardan Ülvi Ef. ile Madam Alek- sandra da ayaklrmdn bafif | surette yaralanmışlar ve hastanede ilk tode- vw yapılarak evlerine gönderilmiş Facia; ra sebebiyet veren © soför Şakir dün zabıta mezaretinde Adliyeye sevkedilmiş ve mustantik- likçe isticvap olunduktan sonra tev- hifancye Tahkiketa mevkufen devam — —e— e. manevraları "Müderris Ebülüla Beyin fikir ve| g; içtihatları Mısır ve Bağdat, hukuk) adaları müesseselerinde elyevm tedris olum- takip edenler arasında Se kadar hu- kakçu istersiniz sayalım: Necati mer cümle de şudurt

Bu sayıdan diğer sayfalar: