28 Aralık 1932 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4

28 Aralık 1932 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Milliyet Idarehane: Afkara caddesi, 100 Ne. Telgraf adresi: İst. Milliyet Telefon Numaraları Başmuharrir ve Müdür: 24318 Yazı işleri Müdürlüğü 24319 İdare ve Matbam 24310 LK 3 aylığı 4— 8— Mi. YO u— 2 M— 8— Gelen evrak geri verilmez — Müddeti geçen nüshalar 10 ku- ruştur. Gazete ve matbaaya sit işler < müdüriyete müracaat BUGÜNKÜ HAVA bugün hava sakin ve bulutlu o- larak devam edecektir. Dün ha- vm tazyilei 774 milimetre, en fazla sıcaklık 8 ve en ar sicak ik da 2 derece idi. Bugünlerde kar yağmak ihtimali yoktur. Asrın ümdesi «MİLLİYET» tir. 28 K. EVVEL 1932İ deri arasındadır. Lâkin istedik | "leri her ne pahasma olursa ol- | sun değil yaşamak hakkının bütün genişliğine ma lik olarak ömür sürmektir. Bu doktor efendi iddia etti- iği gibi ölüleri diri e bunla- inde, yaşama şeraitini beğenmeyip geri dönecekler de olacağını şimdiden tahmin edi- yorum. Hele bir kere ölümün | evlenmedi. Evlenmemesine bir mahiyetini görüp korkunç bir | çok sebepler vardı. Bir kere çok şey olmadığını deneyenlerin | çapkın bir adamdı.Yaşın ha: tekrar bu — dehşetini kaybe |lerilemesine rağmen gönlü den — uykuya dalmek isteme- leri pek muhtemeldir. İ Acaba doktor uzvi hayatı İdevam eden birtakım ölüler vardır. Onlarıda diriltebilecek | mi?, Bence bu icadın yegâne fay- dası ölümün kredisini, dehşeti- ni ve azametini bozması olacak tır, i Hulüsi bekâr bir çocuktur. Yaşı kırkı geçmesine rağmen ilesini gözünde çok büyüten, hayatta daima yalnız olmayı tercih eden bir tabiati vardı. Hulüsi Beyoğlunda oturur.. Fa kat Beyoğlunda nerede?. Bunu pek iyi bilmezsiniz. Çünkü her ay, hattâ bazan on beş günde bir pansiyon, apartıman değiş- tirir, Bu sık sık ev değiştirme- sinde mühim bir sebep te yok- tur, Oturduğu evde hoşuna git- miyen en küçük bir şey, onun taşınması için kâfi bir sebeptir. Bir sabah kalktığı vakit mus- lukta su bulamamıştı. Terkos bermutat o gün de akmıyordu. Bu da gayet tabii görülmesi lâ- zım gelen bir şeydi. Fakat ha- yır, Hulüsi buna sinirlenmişti. Çöken lâğım!, Şu pek dikkatli yazılmamış satırları bir gazeteden o kopya ediyorum... “Geçenlerde Boğazkesende açılan lâğım, gün geçtikçe be - İlediyenin başına yeni işler açı- yor”. değiştiriyor. Bu kaldırım deği- şirken onun altından geçen lâ ğım sakatlanıyor. Zaten çürük ev değiştirmesinde arkadaşları nım da âmil oluğunu söyleiek lâzımır. Hulüsinin tıpkı kendi- Dünyada ne insanlar var İ seyler söyliyecekti, Fakat yaz ze idi, Sonra sile çoluk çocuk | Bu mesele nedir? — Bu pansiyonda el, yüz yı- | i y kayacak su bile yok, dedi ve er- Basit şey! Belediye Boğaz- | tesi gün bavulunu slarak başl kesen caddesinin kaldırımını| hir yere taşındı. Onun sık sık | 18- i Hanım; : Orkestra, ajana, 4a haberleri, saat ayarı. VARŞOVA 1dli m. kunuyor, bir tü yordu, Hul Madam dün geceki rahatsızlı; nı anlatacak ve gece geç vaki ne kendisinin Be de arkada İ nın eve gelmelerine artık ta- hammül edemediğini söyliye- cek ve Hulâsiye başka bir pan- siyon bulması ilâve edecekti. Madam: — Vallahi Hulüsi Bey, dedi, size nasıl söyliyeceğim, utanı- yorum. Hulüsi içinden. — İşte, dedi, buradan da leo vuluyoru: Madam sözüne devam etti: — Sizin odanın altında bir adam daha var.. Biliyorsunuz. O da pansiyon oturuyor... Fa- kat ne girmesi belli, ne çıkma , Geceleri sabaha karşı geli- yor. Tam tatlı uykuda beni u- yandırıyor. İnsaf ediniz. Ben sa bahleyin saat beşte altıda na- sıl kalkar da kapı açarım?. Hulüsi hayret içinde kal- muştı. Birden bire sordu: — Peki ne istiyorsun, ne ya- pacaksm?... novskki'nin (Piyano ve teganni). gan musikisi. 24: Caz. BUDAPEŞTE 550 m. 05: Senfonik orkestra Tiyatro, 22.15: gari Sigan takımı, 24.05: car kuintet konseri İ Sehubert). VİYANA 517 m. 18.10: Gramofon, 1! bi müsahahe, 2045: A ser, 22.057 Müsahabe. 23.10: tirakile). 20.05: Gramofon. 20.3! vehane konseri. 21.35: carlo” isimli temsil, cazbant. PRAĞ 487 m. tenkı beler, 20. sonatla, leri. 23,20: Caz orkestrası. ROMA 441 m. Bugünkü program 18,45: Stüdyo saz heyeti. Hâfız Sadettin B. 13.15: Gramofon. 17.05: Gra- Tegannili solist kon- (Hummel, : Tıb. li Gandiro cazı (Dario Medino iş- MİLANO- TORİNO-CENOVA 17.15: Hafif musiki, müsaha- ; Beethoven'in keman , 21.40: Tambur fantazi. 21.50: Karışık konser (Dvork, | ANNY ONDRA ve JEAN DAX (Mosyö, Madam ve Bibi) filminin Mister Braun'u Istanbul'a geliyor. Senebaşını perestişkârlarile birlikte ARTİSTİK Sinemasında tes'it edecekler ve yarın akşamdan itibaren Fransızca sözlü ve şarkılı filmlerini takdim e- deceklerdiz. Yerlerinizi evelden temin ediniz. bor- kon- İmre Ma- | Bu akşam ELHAMRA Sinemasında İVAN MOSJOUKİNE Mevsimin en büyük filmlerinden biri olan Meçhul Çavuş Harikalar filminde herkesi teshir edecektir. Diğer mümessiller: JEAN ANJELO — SUZY VERNON Filme live : Dünya hevadirleri gazetesi kon- Çar- | Kah- Bugün saat 280 — 430 — 630 metinlerinde san def olarak MAT A-H ARİ Bu akşam MELEK Sinemasında Şen, Neşeli Zevkli bir gece geçireceksiniz ! Nefis bir musiki dinliyeseksiniz — Eğlenceli bir mevzua malik şaba- şey!.. Bir müddet sonra çökü- yor.. Belediye işi ufak — tefek zannediyor. Fakat tamirat de- vam ettikçe iş büyüyor, büyü- sine benziyen dört beş çapkın. bekâr arkadaşı vardı. Gece gün düz beraber düşer kalkarlar, eğ lenirlerdi. Onlar için gece, saat Madam gülerek: — Sizden rica edeceğim, de- di.. Zatrâlinizden çok memnu- tina” isminde piyes. 23. ni musiki). Granados, Buzzi). 22.35: “Bet mı, Müteakıben gramofon (senfo | 08: Deva ne bir film göreceksiniz: Kadın asker olunca ye göre hepimizin ildir. masına müsaade edersek arz . için şehirler > ne geldi ve düşündüm: kaldıran adam” idi. Bu romana © nazaran ve bu roman muharri- rinin müdafaa ettiği nazariye- bu kadar korktuğumuz, kaçtığımız. niha yet felâketlerin en büyüğü dedi Pei ölüm ortadan kalkarsa beşeriyet için büyük bir felâ- ket olacaktır. Zira şu dünya de diğimiz yuvarlağın barındırabi X leceği ve doyurabileceği insan ri E, bir taraftan ölümü © Kaldırır. diğer taraftan da insan © ların çiftleşmesine ve yavrula- hale geliyor ki; insanlar yeryü- zünde oturacak yer bulamadığı yeraltmda yapı- yorlar... O o romandaki bütün ” tafsilât hatırımda değil. Fakat © ölüm korkusu kalkınca hayatın neşesiz bir devrida- girdiği de gösteril. hikâyenin © bütün dedikleri gözümün önü- Acan insanların en çok şiki © vet ettikleri şey ölüm müdür? ” Belki (ölüm) de istemedile İ'lunmaları mercudur. yor ve büyüyecek! Şimdi bunun halka dokunan tarafı.. Malüm ya! “mücedde- den yapılan” yolların yarı para « İsmr o yolun iki tarafındaki mülk sahipleri verecek... Bele- diye fen heyetinin dikkatsizliği yüzünden yıkılan bu o lâğımm tamir parası da acaba sokağm kaldırım masrafı içine sokula- cak mu O sokulmıyacak mı?.. Ve bu parayı verenler : böyle dikkatsizlik neticesi olarak sar- fına mecburiyet olan paraları da ödeyip ödemediklerini nere- den bilecekler?! saatini tercih edemez. münasip bir şey yoktur, Gece yarısından sonra meselâ ikide Hulüsiyi bir arkadaşı ziyaröte gelir. Çat çat kapı.. Pansiyon ve apartıman kapıcısı o saatte gelen mümase betsiz ziyaretçiyi içeri bir ka- rış suratla kabul eder. Hulüsi e ve oturp sohbe te ir, li Fakat bu münasebetsiz saat- lerde sık sık vuku bulan ziya- Tetler Hulâsiyi rahtasız etmez- adedi mahduttur, Ve rivayete FELEK | se de ponsiyon sahibini hiç şüp bakılırsa, bugünkü nüfus bu he yok ki epeyce kızdırır ve ge- mahdut adetten pek uzakta de- ne ev değiştirmek mecburiyeti | Askeri tebliğat | | 325 doğumlular hâsıl olurdu. Bir sabah Hulüsi ek Mimik 2 i > re idi, kapı çalındı. — Giriniz?. İçeriye pansiyon sahibi #hti- yar Madam girmişti. Madam o Beyoğlu askerlik şubesinden: 325 doğumlu ve işbu doğumlar la munmelei askeriyeye tâbi bulu- nan orta ehliyetnameyi haiz bilü mum kısa hizmetliler sevkedile- ceklerinden 31 kânümuevvel 932 akşamına kadar tekmil vesaikle- rile şubeye müracaatları ilân olu- nur. ye düşünüyordu. madam gene neye kızmıştır ve ne için söyle bir Amer Amerikalı dokto- necektir. ri pe ortadan kaldırdığı | Mürettipleri davet | velü lezle Yür en e yahut ölüleri dirilttiği hakkım | dstanbul Türk mürettipler ce- | te aramışlar, ve kapı açtı da gazet çıkan mühim | şaiyeti riyasetinden: Sene başı in. | Tarak o saatte içeri girmişlerdi. Madamın bu son hâdiseden çok asabileşmiş olması tebii idi. Hu lüsi: — Sabahi şerifler hayır ol- sun, madam, dedi. Buyurun.. Madam önüne bakıyordu. Bir tihabatı 30-12.932 tarihine müsa- dif cuma günü saat 14 de icra kılı nacağından alâkadaranın yevmi mezkürda İstanbul Vilâyet karşı sında kâin cemiyetimizde hazır bu bir | $x kattaki kiracıya siz lütfen bi vakit arar değil mi?, Hulüsi | ve onun arkadaşları için böyle | — İne tuhaf insanlar var.. Kimse. | num.. Eve erken geliyorsunuz... aat iki, üç bir şey değil- dir, Biz alışkınız.. Fakat bu aşa söyleyiniz. Adama diyiniz ki- Ya erken gel eve, yahut. bura- dan çık git... Hulüsi, dona kalmıştı. Ma- dam neler söylüyordu? Demek kendisinden memnundu. Gece saat ikide, üçte eve gelmek, git- mek rahatsız etmek değildi. Ha yatında ilk defa böyle bir pan- siyon sahibine rastgelmişti, Ne diyeceğini şaşmdı: — Peki, Madam, hay hı di.. Söylerim. Siz onun iç zülmeyiniz.. Sonra rol yaparak: | — Vay küstah herif vay, di- ye ilâve etti, demek saat beşte, altıda geliyor. Burası han mı?. Han olsa gene almazlar o saat- te.. İnsan evine erkenden ge- lir.. Peki Madam, peki.. Sen ü- zülme. Ben söylerim o adama... Hulâsi giyinmiş, evden çık- | mıştı, Sokakta giderken kıs kıs gülüyordu. Gelip geçenler ona bakıyorlardı. Kendi kendine: — Yahu, dedi, şu dünyada | nin saati kimseye uymuyor... Galatasaraylıların İçtimaı Galatasaray ticaret ve banka | cılık kısmı mezunları birl kâ nunusani 933 cuma günü birliğin Glorya sineması üstündeki loka- linde umumi bir toplantı yapacak» lardır. , | Paşa Zade Behçet Beyefendinin u- İzun müddettenberi muztarip olduğu | | le haber alınmıştır. Merhum £ (kâr ve kıymetli bir vatanperver idi. BÜKREŞ 395 m. 20.45 şe kadar her 21.05: Piyano konseri. Marks). 21.50: (Keman). 22.20: Tegannili musi- ki, BRESLAU 7325 m. 18.05: Aşıkların şarkıları, mü- 40: Yeni eserler Hazır hesap İRTİHAL Tiflis Serdarı merbum Kaya paşa | (yerinden Abdülâziz ahfadından Ardıhanlı Hacı Hüseyin | Zarp ! kalp hastalığından rehayap olamıya | rak dün gece Göztepedeki | köşkic- rinde ikmali madudel enfas ederek rahmeti rohmana kavuştuğu teeseür siye olunur. Birinci kosami 40 kuruş. İkincr kasim 60 kw; ğinde hüriyetin bararetli müdafile. | Cümhuriyet matbaalarında, rinden olarak Trablusgarp'ta Recep ——— İ Paşa merhumun etrafında toplanan jön Türkler arasmda çalışmış teda- Holivut Meşrutiyetin ilânını müteakip Cebe li yarbi, İsparta, Niğde mutesamıf- / ıklarında bulunmuş ve harbi umu- minin infilâkı üzerine tekaüt olmuş ise de Yunan işmilinden sonra Ana- doluya geçerek Mülkiye müfettişli Zinde, Bordur, Ardıhan, Kars vali. tilderinde ifayi hüsnü hizmet etmiş tir, Cenazesi bugünkü çarşamba gü- nü öğle vakti köşkünden | kaldırıla- rak namazı Göztepe camii şerifinde badeleda Sahrayicedit'te ailesi kab ristanında habıgâhr ebedisine tevdi edilecektir. Tanrıdan kendirine rah- met, kederli ailesine | sabır temenni ederiz. yn Hayat in ZI “Milliyet, in romanı: 49 iiçin birşeyy. Bilmediğim, dü. iğim bie şey yapi Senin olduğunu, bütün benli — Karıcığım, çok mühim bir # makale okuyorum, Garplı bir dok- Mor. kanserden korunmak için ba- tedbirler tavsiye ediyor. Ellerim yanıma düştü. SEN ve BEN Muazzez Tahsin Daha ben uzaklaşmadan tek- rar kanser hakkındaki makaleyi 0- kumaya dalar Nejattan ayrıldım. İşte balayılarımız, her genç kı zın gözlerinin içinde yıldızlanan balayılarmal böyle geçti ve böyle geçiyor. Lübnan z Rüzgörle ida Her sabah erkenden dağ yolun- da bir yürüyüş. yapıyorum. Ne- jat, öteden beri sporu sevmez ve bundan bir şey anlamaz. İlk gün- leri yalnız geziyordum, fakat bir iki defa, ayni yolda bir genç kızla bir erkeğe rastladım. Bunlar. iki damla su gibi birbirlerine ben- ziyorlarlardı. İkisi de neş'eli, gü- ler yüzlü ve sevmli birer Fransız idiler . Ayni otelde oturduğumuzu an- layımca, yemek salonunda buluş- mağa Kız.. Paule,. Cok okumuş, çok gezmiş, 30 yaşında kadar. fakat yaşından çok daha genç görünü: yor. Er Gustav.. 25 En vakit vakit delişmen, gürültücü, ver da çok ağır ve durgun bir A Şü içildi hmnen Hek birimize ısmiverdik. Hayatlarını | önüme döktüler; Zengin bir ailenin çocukları... Paule 20 yaşında iken nişanlar» mış ve nişanlısından ayrılmış; bumdan sorra ömrüü san'atine vak vetmiş: Bütün saatlerini yapmakla geçiriyor. Kardeşinin muhtelif pozlarda resimlerini ya- pıyor. yorulmuyor, srkal- ımıyor, Benim portremi de yapmak hevesine düştü; fakat bir garpk nı olarak resmetmek istiyor: Bir iki seansta portreniz biter, diyor. Bir gün Beruta giderek bir Lüb- nanlı ei kıyafeti seçeceğiz. 'a gelince yeni ez b Bir 2k çalıştıktan ra kardeşile birlikte iki ay atik hat için buraya gelmişler, Bu iki ay tatilden azami istifade etmek niyetinde olduğu belli, Çok yiyor, çok içiyor. çok geziyor ve her ak- şam: — Bugünüm boşa gitmedi., İyi al diyor, Akşam yemeklerinden — sonra, eteldeki yolcular, takım takım bi- ter köşeye ayrılıyorlar, iki Ingi- liz, iki İtalyan karşılıklı briç ma- sasıma oturuyorlar o Bazar Nejat ta bunlara katılıyor. Briç oynama- dığı akşamlar bir Amerikalı âlim ile komuşmağı, 'dalıyorlar. Tabit münakaşaları daima ağır ve ciddi mevzular üzerinde... Suriyeli genç bir karı koca iki Fransız arkadaşım, bir mütekait Rus paşası ve ben, güzel Lübnan gecelerini otelin traçasından sey- retmediğimiz geceler, küçük sa londa müzik yapıyoru: Bir akşam, . geldi yi kaç gün sonra. ben kendi kendime bu salonda piyano çalryorken, bu- nu, Fransız arkadaşım görmüş. A- ramızda dostluk başlayınca, der- hal bundan istifadeye koyuldu. Şimdi, ağır müzik yapmak is- tediğimiz vakit. ben piyanoya ge- çiyorum; çılgın dans havalarını N Suriyeli kadın çok iyi çalıyor, © zaman dansediyoruz. Daha ziyade Rus ceneralile Paule ve Güstav ile ben dansediyo- ruz, Beraber dönreken Fransız ar- kadaşımın çenesi açılıyor. Bana bitmez tükenmez susller soruyor, Nejadi iyice anlamak istiyor. Bir defa, münasebetsiz bir sual sordu: cinizi seviyor musunuz? Hiddetle yüzüne baktığımı gö” rünce; — Affedersiniz, size bürmet- sizlik etmek istemedim? Fakat a- tes gibi parlayan gözleriniz, aşk nedir bilmiyor sanıyorum da om dan... Bir başka akşam da. başka bir wevzu üzerinde, yine böyle acip El — Rica ederim ru söyl niz madam, siz hakikaten bir Tük kadını engel Hayretle açı elin kar- şısında yine bir gaf yaptığını an- lamış olacak ki derhal tashih et- ti: | — Yeni Türkiyeyi tanıyorum, İ onun son seneler yaptığı çok en- teresan yenilikleri alâka ve dikkat- le takip ediyorum; fakat bütün hüsnüniyetime rağmen orada si- zin gibi tamamile garp terbiyesi görmüş bir kadınım bulunacağını tahmin edemiyorum. — Şimdi gördünüz ya.. şüpheniz kalmadı. — Rica ederim, bu müstehzi sesle konuşmayınız, gözlerinizin manasile bir tezat yapıyor, dedi, Cevap vermedim; fakat biraz canım sıkıldı. Genç dostum bunu İnn | ayrılmadı, benimle meşgul oldu. Artık Büyük operet; mümessilleri: GUSTAV FROHLİCH Filme ilâve : Dünya Bugün matinelerde son defa olarak: MATA- HARİ Müellifi: Hesap muallim- ve taksim cetvellerini ih- tiva eden bir kitap çıkmıştır. Ca- puk ve hatasız hesap yapmak is- Gyen tüccar ve muhasiplere tav- - İstanbul'da İkbal -Şafak, ve| Holivut'un ikinci sene 41 mei sa- zengin münderecat ve çok gü. | hükinü yoktur zel resimler ile intiyar etmiştir. ,DOLLY HAAS İstanbul Belediyesi Şehir Tiyatrosu Darülbedayi Temsilleri Bugün suvare saat 21,30 da Kadın Er- kekleşince İ Yazan: Hüse sr yin Rahmi Bey Piyes 3 perde 3 tablo 2346 |. ZAYİ 2223 sicil numaralı araba plâkası: ni zayi ettim yenisini alacağımdan TAHİR Otomobil Kaza ve Sirgortalarını Galatada Ünyon hanında e “ÖNYON SİGORTASINA yaptırınız. Türkiyede bilâfasıla icrayi muamele etmekte olan UNYON kumpanyasına bir kere uğramadan sigorta yaptır. maymız. Telefon: Beyoğlu 4886. 1515 Ertesi sabah, İstanbuldan bir paket mektup aldığım için, kafam ve bütün benliğim onlarla idi, Ye- ni dostlarım, beni biraz dalgın bul: dular, hattâ Gusta — Küçük madam... Dün akşam ki dargınlığınız daha geçmedi mi? diye şaka etti, — Dargmlık mı? Ben size da. rılmış mı idim? O halde bugün © gözleriniz neden bizden uzaklarda? — Memleketten mektup — aldım da ondan. — Kimden? Bunu mütecessis sesile Paule den., — Bu da kim imiş? Onlara Bedi Muammerle s& çen tayyare maceramı ve sonra na- sıl o buluştuğumuzu, tanıştığımı. zı, onunla olan dostluğumzu an lattım. , Paule, beni çok alâka ile dinle dar suniler sordu ki... Gustav, bir çocuk gibi somurt- tu, bugün çok yürüyeceğim. biraz yorgunum, gibi sudan bahaneler (Devamı var” EEE LE e Ge aya eg OP mA İn > a e — 1 - mp e TE

Bu sayıdan diğer sayfalar: