10 Temmuz 1934 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 5

10 Temmuz 1934 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

r gence ik Sah İfesi Güzel yazı müsabakamnmız nasihatler Hayat zannedildiği kadar kolay de- gildir, muvaffak o bir irade, Hayat zannedikliği k, değidir Bilhassa ek ri | ul arı ha; ildiği, a yat zannedildiğin - , Filhakika merkezlerde” i insanların hayalde gaz zan ziller vardır. Bu metler ba - arın üzerinde işün ki; suların cer, ; eyanlı ME arkadaşların. se ıya karşı yüzeceksin ki ça zordur :eksin ki iz $üphe yok ki sizin meziyet- » SİZİN evsafınız. babalarını. lerin il kuvvetlerin, meziyet- Nİ satın aynidir, Kâinetı ida. O kanunlar değişmemiştir. ğa yarıyan usul- ler hâlâ lâ ulacı atıyo e gaYerdir. Belki ilk ff *en bu leri zı min ol, bizin edeceksin, fakat e - ik a fakat anan öğ a umdır. Bu bilginin en bi İniş bile ilk kalemi e- Kii zaman hesap edebilir. bakip hakkında doğru olan bu doğru Eyi, ber iş halkında Ş m Özyar Gi i fakat irade, sarılmalı. » rar başlan ,>ozukluğu yerden tek- de debilee izümder ki zaferi el- he a aze kaza düşmanlar, isterim. Çünkü Imak için kuvvetli ve işte istikrar lâzımdır mücadele seni kuvvetlendirecek. O zaman kırk veya elli yaşına doğru muhakkak, uzun zamanlar fırtınalar tarafından döğülmüş ve fakat artık ken. den bir sey kaybedemiyecek bir hale gelmiş olan yalçın kayaların manzarası - nı alacaksın! * Sana karşı vaziyet alanlar sana tekil veren bir heykelirağ hizmeti- ni görecekledir; Sen mahz bir “seciye,, olacaksm! Ve ayni za- manda bir seciyeye de sahip bu - lunacaksın, Ve o zaman etrafında sana karşı bücum eden yanlış, lü- 2umsuz fikirlere gülüp geçecek - sin. Evet, insan genç olduğu zaman her şey kendisine facia gelir.. Ha- yatta karşılaşacağın ilk mânialar belki sana bir tecavüz gibi gelir. İnsanluarın fenalıkları seni kor - kutuyor. Ozaman kendi kendine: — Her şeye alışır. Bulund. ğun yaş en zor yaşlardan biridir. Kabili taarruz olmıyan adama kar- şt fenalık, taarruz etmekten usa- nır, ve lâyık olanlar için saadet senelerin biribiri üzerine binme- sile artar, " Ahlâkçılar bazan bunun aksi ni söylerler. Fakat belki onların bu sözü yaşça ne kadar ihtiyar ol- salar da fikren çok genç oldukla- rmı göstermez mi? İnsanlarla ve hayatla inceden inceye oynama. Bana inan, herkes kâfat görür, İli hile ile kazanılari şeyler hiçbin şe- . Yolunda gayet sami - mı yürü! Haris adam: daha evvel, ondan daha iyi bir şekilde gayene vâsıl olursun. Emin bir dam olmak senin vazifendir. kat bu ayni zamanda en güzel bir siyasettir de, Sana temin ederim ki namuskârlıkla elde edilecek da- ha nice nice enfes mesnetler var- dır. Sadık ol, ve müstakar ol. Bağ- landığın şeye bağlan. Bilirim ki işler bazan fena giderse çok kim- seler hemen vaziyetlerini değişti- rirler. Başka bir kadınla yaşarlar. Başka bir iş tutarlar, kendilerine başka ar ararlar. Bu görü - nüşte gayet kolaydır. Fakat al - danma... Sen hayatta bir örgü ör- miye başlamış! Bu örgünün mese- lâ bir yeri pot oldu diye bunu söker ve yeni baştan kendine bir yün kukası mı ararsın? Filhakika bazı hâd ahvalde ka- rışık işlerde bir yenilik bir değiş - kenlik lâzımdır. Fakat bu istis nadır. En iyi en muvaffak insan Mahcupluk Birhastalık mı? ; — om — Bir çok kimseler, gençler vardır ki sırf bu dert yüzü; mamışlar nden rl delikanle. >, mahcu, 0 Bu, öyle Tastan, pimiz tanırız. nuşması icap ede >7de konuşmaz, ko büt söyler; mizlerse önüne bakarak dev Bana en kendisine bır — Ay ben utanır hattâ bazan utanırım” demek, ulanir da beceremem Maş, e yaya Onun yegâne endişesi; © ** | 2) > ben nasıl söyliyeyim, duyji gideyim, ay ben nasıl” yapayızı y Ni yüzüne biraz dikkatlice bak. isini (yer mi asa a inayet karşısındaki ysandir; onun da ii 2 isi vardır. bir insanı N Gree insandan korkması, çaliame> muhay, isbir seben yoktur. Bahurus iz ikemeleri makul olduktan sonra. rey cupluğa ekseriya gençlik dev. ie tesadüf edilir, Zamanla in- . Oyartlır) açılır, becerikli olur am- geç eriya bu gibi ahvalde iş işten | Yeli. Hayatic kendisine icap eden miti Ve bir yol ekseriya çi ii kabiliyetinden aşağı bir yoldur. rekü mahcup delikanlı bu yolun bi- 2 daha ilerisinde rümiyec, Sannetmiştir. Tabiat ilibarile daima Yapamam der; hayatta muvaffak ola- ve çok fırsatlar kaybetmişlerdir Cmadun )dur. Eğer sırf birkaç kişinin desteğile (âmir) de olsa madam, cem manevi emri altından yakasını kurta- ramaz ve nihayet bulunduğu işe daya» namaz ve yıpranır. Mahcuplu nereden geliyor? Sebe- Bi nedir? Yoksa bir hastalık mıdır. Mahcupluğu bir hastalık telâhki etmek biraz fazla olur, Bu daha siyade bir ayri tabü ve devamlı bir 'e ekseriya herhangi bir bir hastalıktan daha teh- Mahcup, hayatın kendisine arzetti- gi birçok fırsatlardan, servetlerden mü ü ği istifade ötme- kendisinde bir cevher yoktur. Hayır; belki bu cevheri meydana çıkarmak in cesareti, hendisinin muhadderatı üzerinde âmil olabilecek | kimselerle konuşmaya kudreti yoktur. Hattâ öyle mahcuplar vardır hi, iki İâkırde söyle- seler, hayatlarının başka bir mecraya gidebileceğini, istedikleri şeyde “der- hal muvaffak olab'lece bilir ler de buna rağmen müthiş bir çekin- genlikle ağızlarını açamazlar, ve böy- İece mütemadiyen fırtatlar kaçırılar. Hayatta şansın âmelterindez b “l- Saları hiç şüphesiz insanın kendi (€- nergie,,si İndi (karahteri)i kendi Geçen musa bakayı kazananlar Geçen haftaki müsabakamızda birinciliği, Almanya hâdiseleri ser - | levhalı yazı ile mut Bey, ikinc lisesinden Naci Vasfi Bey kaz, latasaray lisesi son stmf talebesinden 198 Nuri Meh- göne Almanya vakayii serlevhalı yazı ile Feyziye ınmışlardır, Kendilerinin hüviyet vavaka larını hâmilen idaremize müracaatları ve mükâfatlarını almalarını rica | ederiz. ALMANYA HADİSELERİ Almanyâda bu hafta içinde ceryan eden hadisat ehemmiyetle | tetkike de- ğer mahiyettedir. Çünkü Almanya Avru panın en büyük devletlerinden biridir ye orada vukua gelen hadisat bütün di- ğer devletler üzerinde de tesirini gös termekten geri kalmaz. Hele dünya si- yasetinin silahsızlanma konferansiyle Milletler Cemiyetinin akibetlerine baş landığı şu yılda Almanyanm bu iki te- şekkülden de çekildiği göz önünde bu- Pundurulursa bu ehemmiyet büsbütün tebellür eder. Filrimizce bu haftaki hadisatı bir mu- kabil ihtilâl sddetmek hatalı olur, Hit ler hücüm kıtaatınm isyanı şeklinde başlıyan bu hadisatm — iç yüzünü anl mak için kendimizi yirmi ay evveline gö- türmemiz lâzımdır. Reisicümhurun mutemedi olan Von Papon'in Başvekil muavini olarak girdi- ği Hitler kabinesi iktidar'mevkiine gel- zaman bütün gözler oraya çevril. mişti, Nasyonal Sosyalizm © fırkasının şüphesiz bir takım akideleri vardı. Fa- kat bütün bunlar lâftan ibaretti. Haki. katte bu fırka (gayrı memnunlar farka» 51) idi, Nasyonal Sosyalizmin Fikirle- rini kabul etsin etmesin hükümetten memmun olmıyan her şahıs bu fırkadan idi, Yahudi düşmanı mısınız, şu halda Hitler fırkasındansmız. Harici veya da- hili vaziyetten hoşlanmıyor o musunuz, Hitleristsiniz. İşsiz misiniz, o Nasyonal Soyalizm fırkasıan tabii azasmız. O ka. dar ki Nasyonal Sosyalist | fırkasını Versailles muahedesi doğurmuş ve yine o munhedenin neticeleri kuvvetlendir. miştir, denilebilir. İşte Hitler bütün bu gayrı memnun. ların ümitlerini toplamış bir — vaziyette iktidar mevkiine geldi. Aradan 20 ay geçti. Bu hükümetin şimdiye kadar yap- tığı işler gözden geçirilirse neticenin ta- mamen Hitler aleyhinde olduğu görü- lüv, Dahilde bir wk siyaseti çıkardı. Yahudileri memleketten tardetti. Fır. kaları kaldırdı, Hüriyeti adeta isimden ibaret bıraktı. Filhakika işsizlerin wjii- darı azaldı, fakat bu da ticaretin inki- şafı gibi tabii vasıtalarla değildi, Buna mukabil harici ticaret azalmış, mali va. siyet iflâsa doğru gitmiş, bütçe mühim maruz. kalmıştı, Hariçi faali yeti çok daha kötü olmuştur. rin tan koridorunu kendi arzusile biri Avusturya'yı elden kaçırdı. Rüsyayı”sö- bepsiz yere darılttı ya » Fransa ve Rusyi anlamalarına vesile ğe yasi Ccer'ksizliklerini Londra İlktisnt konteransında Türkiye'ye çatacak ileriye vötürmüş ve Milletler Cemiy. le Silâhisrı bırakma konferansndan çe. kilmekle itmam etmişti. Bunlara ilâveten bilhassa Gocring - Goebbels ayrıldıkları fırkayı dahilen çok sarsmıştı. Işte dahili ve harici bu muvaffakiyet. sizlikler eficârı umumiyede tesirini gör. termekten geri kalmadı. Geçen | hafta Başvekil muavinin Marburg'da irat etti ği nutuk (Herenklub): Jünkerlerinin, muhafazakâr milliyetpervorlerin ve aa- İ nayi ellerimde (tutanların bu hoşnut- Hücum ki- İ ünde de hızla yürümüştür. Hitleri ik- tdar mevline getiren kuvveti bücum İ krtalarınm teşkil ettiği nazarda tutulur. sa bu isyanın Hitler balırmından çhem- tezahür eder. Hadiseye | kailevi hiyet iktisap ettiren bir nokta da eski başvekil Kurt Von | Sehleicher ve karısmm öldürülmesi ve erkân: harbi: reisiRoshm'ün kurşuna dizilmesidir. Verilen tebliğlere nazaran hâdise bas- turılnıştır. Hitler imdir ve millet onun arkasındadır. Hödise neticeleri itibarile de mühim- dir. Milli müdafsa nazırı Ven Blom- berg'in Kabinedeki beyanatına | balulır. sa hükmetmek lâzımdır ki artık hücum kitalarının bir yeri kalmamıştır. Hitler bundan böyle Reiehsvehr dayanarak ile- tidar mevkinde tutunabileceletir. Bu hadise Sirek erine e Hiştirtecek midir, bu, istikbalin halled ceği bir meseledir. Yalnır bidisenin verdiği en şayanı dikkat metice Coc ring « Goebbels'in Hitler'in» arkasında el ele yürümüş er. Hitler Almanyada bâkim olunca Av- rupa siyaseti yeni bir veçhe almıştı. Şimdi Nasyonal Sosyalizm hükümetinin veya kuvvetlenmesi Alı ya dolayisile Avrupa ve alelümum ya siyasetine yeni yollar. tayin ettire- cektir. Bu itibarla bu hadisatı lâyık ol. duğu ehemmiyetle karşılıyor ve Avru- pPa'nın nazik bir devre yaşadığı kanaati- Mi Lisesi Son Sinif 198 Nuri Mahmut ALMANYADA VAKAYİ Propağanda hususunda cidden mahir olan Hitlerciler, cihana mütemadiyen dip muvaffakıyetlerini oradan çi- karan insanlardır. Mücadele ettiğin, sevdi; laştığın, kendine uydurmağa ça- lıştığın bir muhit içinde yaşayıp ihtiyarlamak en büyük mazhari - yettir. İhtiyarlamak tâbirini bile burada kullanmak doğru değildir. Çünkü en genç hatıralar bunlar - dır. Ve bunlar sende daima bütün gençliği tazelendi haykırıyorlard; “ Bütün Almanlar tek bir vücut halindedirler, birbirlerine srnsıkı bağlıdırlar ve hepsi de Her Hit- lere bir Allaha tapar gibi tapar ve ina- sırlar”. Almanyda herkesi tenkit ve mü- makaşasız bu hakikati (1) kabule mec bur ederek harice kendilerini birleşik bir <ephe halinde göstermeye çalışan Hitler ve arkadaşlarınm başvekil muavini Von Papen'in beklenilmez cesareti karşısın- daki şaşalamaları uzun sürmedi. Nut kun memleket neşrini men'etmekle kal mayarak, herhangi bir hadisenin vulazu- na karşı şiddetle mukabele gösterebil- mek için de tedbirler aldılar. Bir haftalık dahili ve harici vakayii takip ediniz en şayanı dikkat bulduğunuz hadise hakkında bir yazi yazıp bize gönderiniz. En güzel yazılmış makalenin sahibine: 5 lira İkinci gelen makalenin sahibine: 2.5 lira Hakkı telif verilecektir. Ba musabakaya yalnız Öseler, yüksek mektep talebeleri iştirak edebilirler. Yazıların gazete yazısıyla azami 75 ve asgari 30 satır olması, kâğıdın bir tarafına yazılmış bulunması lâzımdır. Bu yazılar cuma günü akşamma kadar elimize geçecek tarzda postaya verilmelidir. maddiyetperesiliğin alıp yürüdüğünü, yapılmakta olan hataların gazetelerle tenkidine müsaade edil i sosyalistlere yardım toci denilerek muhafazakârlara ing tarafından şiddetle ir. Hitlerin en yakın adam- yaptıkları bu mukabele, bütün dünya- nın dikkat nazarlarını daha kuvvetle Almanyanm dahili siyaseti üzerinde top- Hadi. İlim ve irfan müesseselerini seviye. sinden düşürmekten çekinmeyerek su- dan sebepelrle âlimlerini koğan, sustu- van, artistlerini bile sskeci kadroya 80- kan ve en nihayet heyecani mantığa tercih eden Hitler fırkası; Almanyayı âdeta eski İspartanm bir modeli haline getirmeğe çalışıyordu. Birçok şeyler va- iyor, buna mukabil de milletinden körükörüne bir itaat istiyordu. İktidar mevkiine geçmeden evvel sö lediği heyecanlı hutuklarda vadettiği şeylerin, Her Hitler buzün hemen hiç- birini başaramamıştır. Almanyanın ik- tisadi vaziyeti bir buçuk ( senedenberi mütemadiyen bozulmaktadır. o Hususi yum, Almanyanın yabancı memleketler. deli itibarını çok düşürdü. Yahudi &- leyhtarlığı, sun'i bir tâkım tedbirlerle işsizlere iş bulmak gibi şeylerle ve bol- bol vaitlerle birbuçuk sen:j'enberi avu- tulan, oyalanan halkı vaitlerin yerine hili muvaffakiyetsizlikleri takip eden, koridordan vazgeçmek suretiyle yapılan Lehistan misakı, İtalyaya karşı teahhü- datla Avusturya istiklölini tanımak gi“ bi harici muvaffakiyetsizlikler karşism- da Alman efkârı umumiyesinin aldığı menfi vaziyet, ancak şiddetli tazyik usul” lerinin tatbikiyle hariçten gizlenebiliyor- du, Fakat Von Papenin Marburg nut- ku, bu hoşmudsuzlukları saklanabilecek şekilen çıkardı. Sivil halk, sanayi erba- bı ve Junkerlerden başka nazilerden e vel teşekkül etmiş olan bir takım hursu- si Askeri teşekkülerde de bir smemnu- niyetsizlik seziliyordu. Memleketindeki bols bolbol nutuklar irat öderek “bütün iktidarın ellerinde olduğunu, nasyonal sotyali glere karşı yapılacak en ufak bir hareketin müsebbiplerinin başlarını 62. mekte tereddüt etmiyeceklerini” bağıra bağıra ilân ediyorlardı. Bu ateşli sözle- ri dinleyen veya okuyanlar, milli s0sya- istlere karşı patlak verocek bir hüdise- min artık bir gün meselesi olduğunu an- lamışlardı. Fakat böyle bir isyanım biz- zat.mili sosyalist partisinin içinden do- #abileceğini, gine bu partinin en büyük şeflerinden biri olan Von Papenin mut- kundan evvel kimse ümit etmiyordu. Alman ağır sanayi erbabı, bir başka bolşevizm gözüyle gördükleri, milli 108 yalizm tecrübesine artık bir nihayet ver mek zamanı geldiği düşüncesiyle eski başvekil Jeneral Von Sehleicher ve hü- cum kıtaları erkân: harbiye reisi Vön Röhm'ü elde ederek askeri bir hareket» le Hitlercilerin siyasetine nihayet verme ği kurmuşlardı. © Bütün bu hareketleri gözden kaçır. mayan nasyonal sosyalist idare, yüzbaşı Röhm'e mezuniyet vermiş, hücum kıtae ları afradından bir çoğunu (yaz tatili münasebetiyle terhis etmişti. Bu tedbir. ler kâfi gelemezdi. Nihayet 30 hazi- | yanda herkesin bildiği gibi hâdise lak verdi, Fakat memleketin harici s6 Jâmeti düşüncesiyle hareket eden Rayş- veb mesleki ordusu isyan hareketinin derhal önüne geçti. Gübbele ve Gö- ring'in tehditleri hemen icra edildiler, yani bu teşebbüsün failleri birer | birer yakalanarak kurşuna dizildiler, öldürül. düler, , Her Hitlerin bizzat'idare ettiği tet- hiş siyaseti; Rayhişver'n © sadakati ile bastırılmış isyan hareketinin mert leketteki büyük akisleri karşısında mu- vafink olabilecek midir) Bunu zaman gösterecektir. Çarşamba günkü emirna- mesinde arık tethiş siyasetine nihayet verdiğini Her Hitler ilân ediyor. Eğer Reisicümhur Hindenburgun büyük iti- madı olmasa idi Von Pape'nin de Von Sekleicher ve Von Röhm'ün alubetleri- we uğraması çok muhtemeldir. Her halde — re değil bütün Almanyada, Her Hitlerin kendi tirkas mensupları arasında bile fikir birliği ok. madığını göstermesi itibariyle | çok ©- bhemmiyetlidir. Acaba Almanyadaki bü karışık vaziyetten istifade ederek ken di isteklerini yaptırmaya o kalkışacak devletler karşısında Her Hitler kendi isteklerinden büyük fedakârlıklar yap. kalacak mıdır? (sâyi) dir. Fakat mahcubun bu çe- kingenliği o kadar kuvvetlidir ki ken- disine karşı ekseriya gülen fırsatları soğutup kaçırmaktan başka bir şey ya- pamaz. Mahcapluk, (korkak bir ha- let)tir. Isteraplı bir heyecan şeklidir. En birinci ârazı, (korku)nun ârazile birdir. Fakat bu o çekingenliğin, mevzuu tamamile başka tamamile hususidir: Bu (insandan korku)dur. Onun, ets rafı tetkik eden mevcudiyetinden, hen disine bakan gözünden, muhakeme e den fikrinden korkadur, Mahcubun hiçbir zaman hazmede- mediği, müsamaha edemediği şey, bir insanın kendisinin yaşadığın. etmesidü ü hüzm e düşmüş bir kele» bek gibi, çırpınır, yıpranır ve nil âdeta felce uğrıyarak başını önüne €- ğer ve biter. (Bir insan nazarı, hakkımda iyi de olsa, bana kem nazar gibi gelir, bana felâket getirir) diyen mahcuplar da vardır, Peki bu mahcupların umümi hayat içindeki mevkü nedir? Bunlar ödeta dağ eteklerindeki manastırlara çekilen rahipler gibi münzevi bir ha- yat mı yaşarlar? Böyle yaşamalarına imkân var mıdır. Bazıları, bu inziva hayatına gıpta ederler, (Ah derler, öy le bir yere çekilsem “de kimse beni görmese kimse bana bir şey söyleme» se...) Fahat bumu yapamazlar, yap- malarına imkân yoktur. Çünkü mün- zevi hayata çekildikleri zaman ekse- riya bütün nazarların kendileri üze: ne tevcih edileceğinden, herkesin kı dilerinden bahsedeceğinden ve te. lerinden korkarlar, Hiç şüphesiz insanden bu kadar Korkmak, cemiyet halinde yaşamıya mânidir. Bu endişe ”Socinbilirö, ü- Zerine lesir eder. Onu bozar. Fakat hakihati söylemek lâzemgelirse, bu tesir o kadar fazla değildir. mahdut- yamıyacak bir mahlük deği e daima kendisini, iyi, merhametli, se- vimli, alicenap, ve tamamile namus lu göstermeğe kadirdir. Fakat ken - disinde eksik olan ”Sociabilite,, daha ziyade yeni (dostluklar, o arkadaş- lıklar we münaseebtler tesis edeme- mekten, insanların arasına fazla gire- memekten, dili ve muhaveresile ken- disini gösterememekten ileri gelir. Ba kısmi ve mahdırt "insociabilite,, ek - seriya başkalarının, yabancıların ken- ie hakkında fena fikir e 1p olur. Onu mağrur, lâkayt, ken- disini beğenmiş zannederler. Halbahi o zavallı, insanların kendisine bu ka- dar yakın olmasından korkmuş, ürk- müştür. Kendisini müdafoa etmeğe, çok hassas olan ruhunu, mecruh bir uzow herhangi harici bir temastan vi- mi eder gibi muhafaza etmeğe ça- ir, Zaten bu "inseciabi bir çok cihetten çok şiddetli, çok ince ve ek- seriya çok fazla bir "sociabilite,,nin neticesi ve tersidir. Çünkü kimse, mah. cup kadar başkasının fikirlerine faz- la ehemmiyet vermez. Başkası tara- fından kendisi hakkında fena bir fi- kir hösil olacağından dolayı tiği ıstıraplı korku, onu her türlü is- tihlaf hislerinden vareste bırakır. Mahcup çok müşlik bir adamdır. Fa- kat şefkat göremiyeceğinden endişe eder. Hoşa gitmek, sevilmek, itibar yetile isti 0 tanmaktan, suimuameleye uğramaktan ve tecavüzden korkar, Bilhassa ken - di hakkında gülmekle, gülümsemek- le, olayla verilebilecek | kararlardan endişe eder. Göz kapaklarının ya - nında hâsıl olacak alayer bir çizgi 0- nu bitirmeğe kâfidir, Bilhassa kalaba- tur. Mahcup cemiyet haytında yaşa dız lar, onu ya ğe ve- ya Mddete sevkeder. Eğer kendisin - de tehâmöl etmeh, meclislere girip çıkmak için gizli bir arzu varsa bun- da muvaffak olamamak, onu büsbü. tün çileden çıkarır; o böyle meclisler: de söz söylemeği, herkesin nazarları- nı üzerine çevirmeği, herkesi güzel, nükteli sözlerle güldürmeği ne kadar orzu eder, fakat işte bu yol mahcuplak yok mu?. İşte onun için merdümgirizim, insanlarla temastan hoşlanmam diye insanlardan kaçar. Fakat inanmayın, samimi gözükmesi- ne rağmen, bunun sebebi biraz da aşk- sinde hâsel olan Fikirler, veya gördü- pl iacrükeleriz herhangi bir mesele hakkında yapacağı hareketin olabileceğini iyi "verim, — vereceğini zannetmez. “Vdyıta,larının gayri ze fi olduğunu tahmin eder. İçtimai va- zifesini ifa için bir noksanı bulundu- #una sahip olur. Eğer farzımahal bir iş hakkında bir teşebbüs yapılması i- cap ettiğine ve illâ ba olamıyaca- İma kanaat getirirse, kendisinin ye - rine bir başkasını, meselâ (dostunu, arkadaşını veya akrabasından her - hangi birisini göndermeği tercih e - der ”.— Sen benden daha yapa sın!,, demekten de çekinmez. Nefsine itimadı olmadığını göstermek zilletini başkaları tarafından istihkar edilmek endişesine tercih eyler. Çünkü ula * nir, Onun düsturu şudur; "İnsan kene di kendisinin işini iyi göremez,, Der. hal harekete gecmek, vaziyetlerin i - cap ettirdiği şekle girmek i lan mahrumdur. Kendisinde — kolaylıkla le halinde sarfederken muhakkak bir pot kıracak bir | beceriksizlik yapa caktır. Halbuki onun ruhu, hissi baş | hadır. Karşısındaki onu yanlış anlı - yacak ve zavallı mahcup, ruhunun ka“ rü tir. ybedecek, arar. da sırada hiç lüzum yokken "öhö, ö- böl, diyerek ökrürecek meramını an. | m n a eh de anlıyamıyacak, ona bir defa daha tek rar ettirecek, ve nihayet zavallı a - il le yol koşmuş gibi nefes nefese kıpkırmızı, hiçbir şeyi yapmadan geri dönecektir. Ve döndüğü zaman da o güzelim fikirler, o enfes cümleler birer birer aklına gelecek, . “— Ah ne dedim ki o böyle dedi: ği zaman ben şu cevabı vermedim!, diyecektir. Mahcubun en güzel fikirleri en yalnız olduğu zamanki Ofis kirleridir. — * Halbuki (© başkasile | konuşurken evoelce tasarladığı gü - Zel sözleri bile unutmuş ne söyliyece ğini şaşırmış, sanki çırılçıplak halk çıkmış bir “ iatta olanlar var. der. Hiç şüphesiz ki ba satırların doğ- ra olduğunu onlar | herkesten evvel kabul edeceklerdir. Eğer kabal etmiyorlarsa matbaayo gelsinler, kendilerile münakaşa etme ğe (1) âmadeyiz. < Bugünkü makalemizde mahcup » lağun ârazını izah ettik. Gelecek 80- fere de bunun şekillerini ve tedi imhânlarını tahlile çalrşacağız.

Bu sayıdan diğer sayfalar: