28 Aralık 1934 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4

28 Aralık 1934 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

2 — Habeşistan - İtalya abeşistan ile Italya arasındaki hudut ihtilafı büyümektedir. Bu aym beşinde Habeş ve Italya asker. leri arasında bir hudut müsademesi ol duğu hatırlardadır. Valval kuyuları de nilen mahalde vukubulan bu tnüsademe iki memleket arasında bir hudut ihtilâğr tebarüz ettirmiştir. Italyan'lar o Valval mahallinin kilometre kendi hu- dutları içinde bulunduğunu iddin ediyor. far, Habeşler ise, Valval'in yüz kilomet- re keme bırakılmasmı teklif etmişse de Italya — Halbuki bu nevi ih» tilâflarn havale dair 1928 ai bir mia hede de vardır. e Valval'in kendilerine sit olduğunu herkesin bil- diği, bana İçin bkmEz GEVEİS Sile sek bir iş olmadığını söylüyorlar ve Ha- seğine gönderdiği biz mektup ile noktai naz rine anlatmıştır. Italya da bir mek» tup yollayarak © kendi moktai mazarını mü.afaa etmiştir. Mamafih bunlar me- sel. ;i Uluslar derneğine havale etmek denek değildir. Eğer mesele iki taraf szsmda bir uzlaşma ile halledilemezse, Hobeşistan Uluslar derniğğine şikâyet e- decak ve ancak © ki Uluslar derneği meseleye vaziyet edebilecektir. Dün gelen ajans telgrafları İtalya asker- lerinin Habeşistanda ilerlemekte olduk- larını bildirmekte idi. Bunun içim ihtilâf tehlikeli olmağa başlamıştır. ... 3 — Yeni Yugoslav kabinesi ügorlar Dişişler Bakanı M. Yevtiş'in Cenevre'den döner dönmez kabineden © çeleilmesile çıkan buhran, Yevtiç'in Başbakanlığa geçme- sile halledildi. Yevtiç'in kabine teşkili, akelâde bir hükümet değişmesinden da- ba mânalı ve Yugoslav iç sıyasasında granlı bir değişme olduğu anlaşılmakta. Yugoslavyada Kralı Aloksandr'ın dik- tatörlüğü ilânmadn beri hükümet Milli Yugoslavya Fırkasma dayanmakta Bu, Yugoslavya” büt — Yok başkasından, Tabii on- dan bahsediyorum. Bizi baştan çı- kardı. İki defa pas geçiyor, üç de- fa açıyor, bir kere de rest dedi mi sovana dönüyoruz. -— Ahlâksız adam! — Pokeren bu sene pek moda ol- duğunu bilmiyorsun galiba!... Ma- mamafih asıl para kaybeden bende ğilim... Ömerof müthiş ziyan edi- r. Di Nereden buluyor da ziyan e- diyor? — Bir defa otuz borç almıştı —11 lira aşçıdan — Evet senin ödediğin aranm yarısı elden alınmıştı. Verdi. Son- ra kendi de en azdan yetmiş sek- sen lira içeri girmiştir. — Nereden buluyor bu paraları? Yoksa geceleri sokağa çıkıp kar- manyola mı yapıyor? 4 — Sar Meselesi Ss ar'da asayişin muhafazası İm giliz, Italya, Taveş ve Holam bırakıldığı malümdur. Bu askerler Sar'a gitmek üzere yola çıktık» ları bir sırada Uluslararası polis firm meşgul etmektedir. İçler bir kaç defa geniş hakları ve hürriyetleri temin eden kanunu esasi vermeyi Hintlilere vadetmişlerdir. Bunun için de bir kaç defa komisyonlar tayin edilmiş, konfe- ranslar toplanmıştır. İlki yuvarlak masa konferansının müzakereleri bir netice vermedikten sonra şimdiki Dışişler Ba- kanı Simon'un başkanlığı | altında bir komisyon Hindistan'a gitmişti. Bu ko- misyonun tetikikatmı esas tutan diğer bir muhtelit komi: nihayet Hindistan için bir kanunu esasi hazırlamıştır. Ko- misyonun önce parlâimentoda müzakere ve kabul dildir Hafta arası da Lordlar Kamarası 62 reye karşı 239 roy ile bu kararı tastik etti, Şimdi asıl m kendisi Avam Kamarasına tev- di edilmiştir. Hindistan'ın bir kanunu esatiye kavuşması artık muhakkak gö- rülüyor. Ancak nasıl kanunu esasi? De rası malüm değil. Vo mesele ile asıl alâ- kadar olan Hintlilerin reyi hiç sorulma- mıştır. İngilizler, bir Hindistan'ın ihdi- yaçlarını Hictililerden daha iyi anlarız, diyerek bildiklerini yapıyorlar. Bu ka- nunu esasi meselesi İngiltere'de epeyce münakaşa uy . Bir takım Muha- fazakârlar m ekotlerinde kanu- nu esasi tatbik edi söyliye- rek muhalif kaldılar. Ancsk Hindistan'- da vali umumilik ve yüksek memuriyet- lerde bulunan İngilizler kanunu esasinin tehlike teşkil etmiyeceği fikrini ileri sür- Yapılan kanunu esasinin Müsilif: Nazmi Şehap Hilmi güldü: — Bilirsin ki ben senden bir şey saklamam... — dedi — yalnız bu- nu benden işitmiş olma... Bizim ar- kamızda bir medrese vardır. Ma- hallenin ekmekleri oradan tevzi 6- dilir, Nazmi merakla dinliyordu. — Sabahleyin ekmekleri fırm- cr erken getirir medresenin bir ke- arma yığar, bekçiye teslim eder. — diye devam etti Hilmi — Bek. çi bütün gece sokakta dolaştığı i- çin yorgundur. Bir iki sokak aşağı- da odası vardır; oraya gider, Ve giderken tabit medresenin avlı ka- pısını kilitler, Fakat... Camiin ka pısı kilitlenmez. Malüm a, mabet kapısı... Allahın evini kulun suratı- na kilitlemek kimin haddi? —Uu. İşte bizim Ömerof bu sırada faaliyete geçer. Bu evin medrese Bugünkü program ISTANBUL: 304 m. J8: Karışık kom 13 — 18 , 19: Hi a e o Radyo orkestrası. m adı Pile (apeme yek) 21) Piyaz ea za ar, 21,0; Süs ler, 2: Radyo salam orkestra, 33: Habete ler, 23,35: Salon orkestrasının devamı, S6 Ki. BUDAPEŞTE,850 m. 1ğk Ozara örkssirene. 1830: Nesi sapriyula 2028: Sözler. 20,58: 21,30: Karışık akşamı kano ZAM Son haberler. 231 Org konseri, 23,50: Farkas çingene orkestrası. 68 Kır BELGRAT, S7 m. 181 Kültür fizik, — Plâk. — Reklâmlar, 20,08 Plâk. — Haberler, 20,30: O Milli meşriyat. Zir Konferana, — Zagrepten nakil, 23: Haberler. — Kahvehane konseri. 740, Kb. MÜ NİF, 408'm. s m. vel 9.0: Sözler, yas. Sür aHiberlar, ER30: Faal 23307 Dana meli 223 Ka. VARŞOVA, IMS m. 18,15: Dön sarkılar kemeri. 1823: Piyana 18,15; Kunrtat konseri 19,45: Siyael bahişler. 20: Hafi nel. Sütleri 20504 Hafif - 20,454 Sözler. 21,15: Senfonik. 30: Şiirler. 2.0: Reklim konseri e Sözler, 24,08: Dana musmikii, Kba LEİPZİIK, dize, 19,30; Pili. 19.50: Halik musikisi — Sözler, mame 218 Nzgeli şarkılar. 22: Köylü lim, 38, Haberler, spor. 23.204 bir iştir. 6 — Soviyet Rusya'da Muhalefet S ie Raya re w derlerinden Kirof” ürül. mu bildiriyor. Eski muhaliflerden Zino- viyef ve Kamenef'in de alâkaları mey. dana çıkmıştır. Rusya'da Türk dortlağa bu idarenin kurul başlar. Bu- ça ye m İderatını idare e- derlerin hepsi de bu dostluğa bağlı dev. let adamlarıdır. Binaenaleyh onları yılı- mak, onları arkadan vurmak için yapı. lan her tertip Türk efkârı umumiyesin- de ancak teessür meri Soviyetler, rejime karşı yapılan suikastı kökünden kazmak kararını vermişlerdir. Her hal de bunda muvaffak olacaklarından he ölmemek lâzımdır. 7 — Beynelmilel Faşizm ve Sos- on zamanlarda her memleket. teki sol cenah fırka arasında biribirine bir yaklaşma hissedilmekte- dir. Sosyalistler ile (O komünistler bazı memleketlerde teşriki mesai ediyorlar. Bunları bir araya getiren, her ikisine de düşman olan faşizmdir. Sosyalistler ve komünistler arasında başlayan bu yeni tesanüde karşı koymak için faşist fırka ları da bir araya gelmeye karar vermiş” lerdir. On altı memleketteki faşist fır- kası İsviçra'de Montreux şehrinde bir | kongre akdetmişler va beraber yürümeyi kararlaştırmışlardır. Ancak kongrede tebarüz eden ihtilâflar bu fırkaların bo- raber yürüyebileceklerini şüpheye dü- şürmektedir. Üzerinde anlaşabildikleri formül müphemdir. Kapitalizm, komü- nizm, liberalizm ve beynelmilel Yahudi gruplarile mücadele etmeğe karar vere mişlerdir. Beynelmilel || faşist fırkaları teşkilâtının daimi bir de komisyonu teş- kil edilmiştir. Bu komisyon her yıl toplanacak ve faşistlerin (| sol fırkalara ii Zi e konuştum.. — Ne satıyorsun yurddaş? — Leblebi — Günde ne kazanırsın? » — İşi bilür... yazın, çoluk çocuk minik ça alış v. geldi miydi, El elde, baş başta... — Koyan başka iş yapın/.. Yapamazuk.. — Neden? — Bize atadan bu kaldı. Leble- Bizi bırakıp, başka ne iş ta- — Kral kapılarında fıstık, ba- dem satın... Utanacak Bir iş ileri sürmüşüm gibi lr önüne eğdi: Yapamazak.... — Neden? — Sırtımızda çulumuz yoh... Bi. ze gelmez. Bu su karışmamış, 52 Türkle a- yak üstü yarım saatten artık, ko- nuştum. Leblebicilik için olan dü. güncelerini, bir türlü değiştireme- Mei istiyor ki, Anadolunun bu çalışkan yavruları, daha verim- li işlere el atsınlar, yavalarına dö- nerken, ceplerinde beş on liraları bulunsun. Beriyanda, Arnavutlara bakıyo- rum. Nerede geliri çok bir iş hepsi orada... Sirkeci aşevlerinin dörtte üçü onların... Şerbetçiliği, şıracılığı, muhallebiciliği, ciğerciliği kimse- ye vermiyorlar, Safranboludan gelen Türk sır. tında kıl torbası, sokak sokak dola- #p bir avuç leblebinin kazancile geçinmeğe çabalarken, Beyoğlu- nün en işlek yerleri, birer birer Ar- navutların, şuna buna eline geçi- yor. Bu öz yurddaşları kazançlı işlerin izi geçirmek için ne yapmalı, İmem... M. Salâhaddin GÜNGÖR YENİ KİTAPLAR FAZIL AHMET Güzide edibimizin senelerce ağızda gezen hicivleri, hezel- leri, şiirleri... ve yeni yazdıkları 272 sahife — 80 kuruş demektir. A. Şükrü ESMER dır. Oradan çıkar, medreseye da- lar. Beş çift mi aşırır, on çift mi? artık bundan ötesi insafına kalmış- tır. Çiftini kırk kuruştan bakkal a- Iıyor, — Fakat bu bir hırsızlık... — Harpten evvel hırsızlık derler di, ama şimdi bunu adı açıkgöz. lük oldu. — Bir gün © yakalanırsa görür. Peki kuzum, bu ekmekleri kim da- gıtır. — Muhtarla bekçi. — Muhtar bu eksikliklerin far- kma varamıyor mu? — Herifin ne kadar (o dalavire yaptığını artık anla... On çift ek. mek kayboluyar da gene farkına varmıyor. Bu sırada Ömerof elleri kolları dolu olduğu halde odaya girmiştir — Şu uzu kolumdan alm... — dedi — hem kuzum (Nazmi... Bu polis hakikaten seninle bera- ber mi geldi? — Evet.. İkidir soruyorsun... Po- lis seni bu kadar korkutuyor mu? v.— 100... Yere bağdaş kurmuş, büyük bir kese kâğıdından çıkardığı bir kotı- serve kutusunu açmağa hazırlanı- yordu; — Yook ama.. Polisin bizim kö- Öz Türkçe ile Bilmecemiz Öz türkye ila tertip ettiğimiz bilmesemi: sin geçen kalledemler aratın” riyet enddesi No 188 Bay Salçuk, ikinciliği, ee amaaa Kekler sanmışlardar. İdarehansmine kadar teşrif ede e ela lamak Semin Ceçen defaki bilmecemi- zin halledilmiş şekli 2345678917011 Vo AMAm Osmanlıca karşılıklarını yazdığımız keli - pelerin öz türkçe mukabillerini boş lerine yerleştirerek kesip “Milli Tea anurlağuna” gönderinin. Dei 'denler arasında kura çekiyoruz ve kazananlar ra hediyeler veriyoruz. Müddeti pazartesi gö- mü akşamına kadardır. Yeni bilmecemiz 1234567891011 e Er e SOLDAN SAĞA : 1 — Dün sergisi açılan bir resim teşekkü tü (6), Dünya (4) 2 2 ae (3), Kiri (3), time (2): bir (e) gekirinee perhine gi - a Ck 4 — Demir lekesi (5) Nota (2). 8 — Müllet (4). $ — Yaradan akan beyaz su (4), Şert m 11 — Gevşek değil (4). Afrikada bir mem- eket (3). YUKARDAN AŞAĞI ı 1 — Geniş değil (3), Umum (5). 2 — Güneşin b (4). Asmaktan © mir (2). — Mihrace (4). Çap Hçağı (4). hir edilen yer (5). am (2). arm (6). Af rabia (2), 7 — Bir Banka ismi (2). Fransa ile Almam ya arasındaki mesele (3) 8 — Asmaktam emir (2). Ap (2) Yat (2). Duman lekesi (2). Kırmızı bir mey- Dakik (2). şartodatı (2). Sonuna bie sanar (2) Fis değ (3) Hindistanda DOKTOR Rusçuklu Hakkı Üzel Bep Bugün çıktı ek e - AKŞAM KITAPHANESİ gale spartarımmda. İ Smnen. 10535 —— — Istanbul Ithalât Gümrüğünden: Manifesto evrakının saklanması için İstanbul Gümrük- leri Başmüdüriyeti binası üzer indeki tarasada evrak mahzeni ittihaz olunan odada 92 lira 85 kuruş bedeli keşifli sabit raf- lar imali pazarlıkla münakasaya konulmuştur. Talip olanla- rm Kânunuevvelin 29 uncu cumartesi günü saat 15 de İstan- bul Ithalât Gümrüğünde müteşekkil satınalma Komisyonuna > 10132 nan MELEK Sinemasındı Senenin en nefis film ŞOPEN AŞKLAR Zevkine, güzelliğine doyur olmıyan bir şaheser Bugün saat 11 de tenzilâtlı matine vr Türk artistlerinin Türkiy. yaptıkları TÜRKÇE sözlü büyük bir film AYSEL (BATAKLI DAMIN kı TEPEBAŞINDA ŞEHİF TİYATROSU Buğüün miatine 14;30'da tt BETİN ehir Tiyatroso HN ul Eski Fransız Tiyatrosundi Şehir Tiyatrosu Operet kemi Bugün matine 14,30 da 12-12-934 tarihte çarşamba we yamı saat 20 de cuma günü saat 14,30 da DELİ DOLU Öperet 3 perde a Yazan Ekrem Reşit, besteleyen small Reşit, a İM OZAN OPERETİ « Eski Süreyya) Şef Muhlis Sab, hattin Şehzad şı Ferah | sunda Fahri dürür, İsmall büllü. Dikkat: Bu ce Film Yı Muhisi Beyin kerimeleri Melek Ayşe operetinde oynıyacaktır, ğ id gialliyef Asrın umdesi “MİLLİYET” ö£ ABONE ÜCRETLERİ : Bu akşam Saat (20) de HAMLE de w. ŞEKSP Eti .— ye ım gar M — 2 Gelen evrak geri verilmez — Mei Genet edilir. ihnların me” ık gözükmesi (otuhafıma diye devam etti — he- le bu polis yok mu? — Hangisi? — Canım... seni getiren (işte... Bunu daima bizim. mahalleye mi memur ediyorlar ne? Beni ne za- man görse durur, arkamdan bakar. Hilmi dışarıya çıkmıştı. Nazmi gözlerini onun cebinden £ çıkarıp usta bir hareketle açtığı büyük bir sustalı çakıya dikerek; — Acaba... — dedi — karakol bir şeyden mi şüphelendi?.. Ömerofun yüzünde bir endişe belireceğini zannetmişti. Fakat o, çakıyı konserve kutusunun üstüne koyup bir yumruk indirerek batır. dıktan sonra gayet tabii bir tavır. lai wi — Neden şüphe edebilirler... — dedi — Ağzımız var dilimiz yok. Ne kimsenin hatununda gözümüz r, ne de şunu bunun yolunu OKUZ. — Bana kalırsa, bilhassa senin polisten çekinmen izin bir * hayli sebepler olsa gerek... Çakı çok keskindi. Edirne peyni- ri keser gibi onu kuvvetli bilekleri- le tenekede rahat rahat yürüten Ö- merof kutuyu kolaylıkla açmıştı. İçinde zeytinyağlı yaprak sarması vardı. Bir tanesini ağzına attı; xe Enfes dedi — Ve bir tanesini daha yuttuktan sonra; — Hilmi! — diye bağırdı — di çabuk ol be! Ve derhal çakısını bir başka kon serve kutusuna sapladı. Nazmi ce- vap alamayınca onu dürttü: — Hişt! Sözü karıştırma... Polis- ten neye bu kadar çekindiğini öğ- renmek isterim. Medreseden ek- mek aşırdığını haber almış olmala- rmdan mı ürküyorsun? Ömerot, elini sustalı çakıdan a- yırarak biran arkadaşıma baktı, son ra ağızdolusu bir kahkaha savur- du: — Ne? sende mi öğrendin bu- nu? — Elbette... Ve benim öğrendi. ğim gibi herkes te öğrenebilir... — Kimse öğrenemez.. korkmal Bunu Hilmi biliyordu bir de gos- podin... ve muhakkak Hilmi sana Farzet ki ben de ağzımdan ka- çırdım, bir başkasma söyledim ya o adam polise haber verirse? böyle şeyler çabuk duyulur. — Polis ne yapar? Tahkikata ge- lir diyeceksin... Bu tahkikat ben- den evvel muhtarm işine gelmez. Binaenaleyh mesele örtbas oluve- rir, biter gider. Hiç muhtar bu ek- mekleri saydırabilir mi? İaşe müfettişi müdahale edi" rir, — Onun da işine gelmez. Bu lavere. tam üç senedir devam vd yor. Bir dalga üç senede çıkmadı mr, artıkk devam edip # der. Anam bu iaşe işlerindeki P* sız teşkilâtı, o hükümet teşkilâ dan daha muntazam kurulmuşt” Farzettiki beni haber mr le mi verirler sanırsm? Bilâki*” * Açıkgöz bir arkadaş daha buld derler ve içlerine alırlar. Nazmi hayretle ledi Mİ — Bizim mahallede iki ki... — diye devam etti Ömeret bir senenin içinde & Karun kA? zengin oldular. Herifler arab” içen * adım atmıyorlar, Halbuki geç9” ne benim gibi bakkalın önün geçemiyorlardı. — Nasıl oldu bu mucize? — Nasıl olacak?.. Vesika t“” reti yaparak, — Vesiks emret dürün bir A mi? Benim medreseden şırmamla devlet ia ğe larm yaptıkları dolandırıcılık sında ne fark var? —iıN

Bu sayıdan diğer sayfalar: