14 Mart 1929 Tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 14

14 Mart 1929 tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 14
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

234 TAHLİL ve TENKİT UYANIŞ N. 1700—15 Milliyet Prensipleri Avrupadaki ve Türkiyedeki milliyet hareketleri kimlerle başlamıştır ? Türk ocağının memleketimize yaptığı hizmet nedir ? (Hamdullah Suphi| nin (Dağ yoluj isimli eseri neyi göstermektedir ? Kimleri unutmaz ve kimleri inkâr etmeyiz ? Türk milleti osmanlı «kavmı necip» leri içinde unutulmustu. Tarih kitaplarında Türklere «etrakibiidrâk» ismi verilmekte, Türkçenin ede- biyata geçmesi bir ayıp telakki edilmekteydi. ürk kelimesinin matbuatta zikri de, devletin dahili emniyetini bozmak addolunmaktaydı. Asırlardanberi içtimai bir hey'eti idare eden ielsefenin mazbut kaideler içinde şairini, edibini, mütefekkirini kaybeden milletimizi harekete getirmek kolay değildi. Annadoluda tarih iptida- sından beri yaşıyan Türk milletinin ismi de kitaptan çıkmıştı. Zaten, hiristiyanlık ve müs- lümanlık cereyanları Türklerin milli teşekkülleri- ni dağıtırken, milliyet ismi de ortadan kaldırıl- mıştı. Din kumandanları : IDin ve milliyet birdir) dedikleri zaman, şuurla hareket etmişlerdi. Ni- tekim, Papaların Avrupada, Bağdat Halifeleri- nin garbi Asyada takip ettikleri üsul de vaziyeti pek güzel göstermektedir. Çünkü, gerek hiristi- yan ve gerek islâm medreseleri, mukaddes ki- tapların lisanını hak lisanı ve hemen hemen ilâhi lisan tanımaktıydılar. İnsanların, 'Türk, Fransız, Alman, Japon gidi, milletlere ayrıla- mıyacağını; Allahın milleti olmak için hepsinin müslüman, hiristiyan, Yahudi isimlerini almala- rını müdafaa etmekteydiler. Bu dini felsefe Avrupada |Fihte| ile nihayet bulmuştur. Ne renesans, ne reformasyon ve ne de büyük Fransız inkılâbı, dinlerdeki ümmetçilik yihniyetini terkedebilmişti. En şuurlu bir hareket olan Fransız ihtilâli gâh cihan cumhuriyeti, gâh cihan hükümeti prensiplerinden ayrılmamak- taydı. Fihte, Fransız inkılâbının Roma cihangir- liğini istihlâf eden düsturlarile Almanya ezilir ve Alman milleti kaba, vahşi telakki edilirken, sesini yükseltmişti. Alman milletine nutuklarını yazmış, bir Alman milletinin mevcut olduğunu ispat etmişti. Ondan sonradır,ki milliyet suur- laştı. Dinin getirdiği ümmetçilik maskesi kalktı. » Milletler, fevkalâde bir şeyi değil, fakat ken- dilerini gördüler. Kendilerinin birlik teşkil eden insanlardan mürekkep içtimai bir kuvvet olduk- larını anladılar. Bu kuvvetin inkişafı da koca medeniyeti vücude getirdi. Bu hareket, bizde, Türk ocağının teessüsile başlamaktadır. Müspet bir netice almaklığımız- da, Almanyada oldnğu gibi, | Hamdullah suphilnin | Da& yolu) nda kismen toplanan nutuklarile kabil olmuştur. Filhakika, Türk ocağının mü- essısleri arasında başka şahsiyetler de vardı. Fakat, esasen türkçülük fikri bu zatlerin ortaya attıklar bir fikir değildir. Biz, |Ali Suav| inin Londrada neşrettiği gazetesinde türkçülüğün en şuurlu hareketlerini görmekteyiz. Lisan inkılâ- bı ise,|Şemseddin Sami|merhüm tarafından kat'i surette yazılmıştı. Türkçülük hareketinin bir çok nazariyatçıları da Türk mütefekkirlerinin arasında vardı. Nitekim, (Fihte| nin nutukların- dan evvel Almanyada da aynı fikrin taraftarları mecuttu. Lâkin, ideyi tatbik mevkiine koymak). onu şuurlandırarak içtimai bir kiymet haline getirmek ciheti mühimdi. Bunu ya bir deha, ya bir irade tahakkuk ettirecekti. | Fihtenin | ahlâki itimat telkin eden iradesi bü işi yapt. | Hamdullah Suphi de telkinci bir | Fihte |- dir. | Namık Kemal | nasıl vatan Fikrini getirmişse, | Hamdullah Suphi | de milliyet mefhumunu vazeylemiştir . Bazı Avrupa içtimaiyatçiları cemiyetlerin ırk, ümmet ve milliyet gibi (3)devirle tekâmül ettik- lerini yazmaktadırlar. Darülfünunda bu yanlış. içtimaiyat üsulünü yerleştirmek istiyen bir türkçünün iddeaları doğru. olsaydı Türklerin ümmetlik devrinin bir tekâmül addedilmesi icap etmez miydi? Çünkü, islâmiyet, Türkleri ırk devrinden ayırmaktaydı. Bu zihniyete göre; biz, medreseye asırlarca tabi olmakla şe'niyet hükümlerini tekâmül ettirmiş ve yeni yeni kıy- met hükümlerinin teessüsü ile içtimai vicdan- da tevlit kabiliyetini haiz bir idrâk sahası ha- zırlamıştık. Sanki, dedelerimiz islâm olmakla fazla mütekâmil beşeri bir kitle olmuşlar ve seadetleri de artmıştı. Türk inkilâbını tehlikeye atan bu uoktai nazar tamamile yanlıştır. Avrupa inkılâpçıları, hiristiyanlığın bütün nazariyelerini terkederken: (hiristiyan olduğum için utanıyorum. (1) li) Rahip Jan Melye. i Ay

Bu sayıdan diğer sayfalar: