11 Nisan 1929 Tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 17

11 Nisan 1929 tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 17
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

No. 1704—19 UYANIŞ 301 re kralının neka İngi ilte i.— Bundan birkaç hafta ir kral «Jorjs un iyileş e e ri al umumi )ir meserretle karşılanmıştır. Kral, güzel havadan istifa derek resimde gördüğünüz küçük bir araba ile e kraliçenin ref iakatinde e sik dışarı gap uzun hastalık devresinden sonra tatlı nakahet günleri yaşamış Er Craigwell House» bahçelerinde tevakkf etmiştir ik süne karşı oturmuş, hatta bazan hiç- r yardım istemeden yalnızca yüz eş si m atıp yürü- ii imi ilin sıhhati gittikçe iyileşmektedir. ve x tekrar hükümet ur li başlyıabileceği İigilişte mebetilinde ümit olunmaktadır. BE Bir prensin izdivacı.— No a ye Prens eye A pren < Marte » ile izdivaç me « Oslav » da auveur kilisesinde icra edilmiştir. Resmini bu merasim- dön umumi bir lâvha göstermektedir. Meksikada ukaddes ağaç.—Ceçen nushamızda Meksika e deli bir resim dercetmiştik. Bu nuslamızda da Meksikanın safderunları tarafından mukaddes tanılan bir ağa resmini görüyorsunuz. Bilhassa kadınlı? dini günlerde bu süNEN altına resimdeki g yiyecekler getürüp b:rakmaktadirlar. Tıpkı evliyalara mum "götürüldüğü gibi... HIKÂYE: LI MAYMUNE sularında, Dün akşam, saat dört buçuk, beş büyük Bir aralık, caddeden “Taksime doğru çıkıyordum. Operanın vitrinlerinde bir filim celbetti. karşılıklı , du, balta reklamı. nazarı dikkatimi ormanların ağaç. dalları nebatlar girmemiş kol tecessüs ve merakla açmış bir maymundu.. Çök çirkin ve çok garip.. arasına atmış üstünde, gözlerini kıya- ve Asyalı fetinde, ismini bilmediğim güzel bir artist kadın Ayni resmin sağ sesinde dudaklarını bir erke&e hararetle veriyordu. Dü- şündüm ki, vak'a, her halde, büyük caneıllar içinde geçmiş bir aşka aittir. İ tam hazırlandığım sıralarda, İçeri girmeye gişenin önüne gelmiştim ki, imethalin sol tara- fında başını kaldırmış ve sağ cephedeki resim- lere bakan bir adam gördüm. Elinde sımsıkı ve asabi, bir kitap tutuyordu. Ben onu, tani- yacaktım. Bununla beraber, tanıdığım bu adam eğer «Şefik Muhtar» .sa; o böyle aptalca bir helecan, içine çekilmiş bir telâşla, saçları karı- şık, gözleri dumanlı ve kızıl, paltosuz, fakat pantolonu .epince ütülü V rpinleri ruğan olmazdı. Biraz dikkatle baktım, Gözlerimiz birdenbire karşılaştı. — Şetik, dedim, sen misin?, Nen var, İlas- tamısın yoksa? Koluma girdi. Ve — Bak, sun ya, bizimkine nekadar benziyor. dedi, bir maymun resmi.. görüyor- İlâve etti: — Şimdi sen iddia edebilir misin ki, resmin sağ tarafinda duran bu kadın, benim karım değildir Vücudumun zangır zangır titrediğini şid detle hissediyordum. Ve, bir dakika için, korkmadım değil. Sonra - filmi (o şiddetle görmek arzuma rağmen - onu kalabalıktan ayırdım. Dışarı çıktık. Yolda, elinde tuttuğu kitabı gösteriyordu : — Sen okudun mu bunu?. daktım.. İngilizce gazetelerde, dedi kodosu olan meşhur bir müellif tarafından insanın menşeine dair yazılmış bir kitap... — Hayır, dedim, okumadım; niçin sordun ?. Cevap: vermedi. Fakat titriyordu. Derhal otomobile bindirdim. On dakika sonra odam- daydık.

Bu sayıdan diğer sayfalar: