9 Mayıs 1929 Tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 18

9 Mayıs 1929 tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 18
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

No. 1708—23 NESİR: GÜNEŞ Öyle geceler oldu ki ay sulara indi, ve öyle sabahlar oldu ki beyaz deniz kuşları, seni bekle- diğim ufuklardan yaralı bir, kartal gibi kırmızı kanatlarla döndü- ler. Seni kuşla- rın geleceği mev- simlerde, ve hep onların Oo geçtiği yollarda arıyor- um... Zannediyo- rum ki sen de geçici kuşlar gibi sayılı fırtınalar- dan birinde gele- ceksin. Seni, kuşların ve suların konuş- tuğu , çiçeklerin koklaştığı yerler- de, güneş doğma- dan aradım Sevgililerin bu- luştuğu yerlerde de yoktun... Senden şüphe ediyorum artık.. Yok- sa sen daha dünyaya gelmedin mi?.. Ben senin gözlerinin rengini semalardan mı öğrendim ? Sen Bekleyeceğim, bili- yorum ki sen bir gün güneşten evvel doğacak- sın. Bekliyorum, senin ziyalarının altında kuş- daha doğmadın ımı?.. ların rengini görmek için... İşte ben, şimdi seni tanimıyorum . Ve onun için sen sebepsiz doğa- ilk defa zannediyorum ki gayemi soracaksın. . um: size çöllerin sera- bından nasıl bahsedece- gim. yasındadır . caksın.. Bana, Düşünüyor- Serap göllerin rü- Burhan Halit UYANIŞ 357 FRANSIZ LATİFELERİNDEN Ankarada çocuk bayramı balosunda Ismet Paşa hazretleri Ankarada İran sefaretinin vaz'ı esas resmi CESARET 1870 harbinden sonra bir prusya gönüllüsüne sormuşlar — Harpte kendini gösterdin mi ? Nefer : kesmiştim. - Evet, demiş, bir fransız zuaf zabitinin iki ayağını - Tuhaf şey!... Ni- çin başını kesmemiştin? Çünkü baş evvelden kesilmişti. Ceza Yaramaz , yine dolaptaki şaraptan mı içtin ? Hayir anne , ben içmedim , Öyle ise kim içti? Bisküit içti. Peki, bu bisküit nerede e .ezalandırmak için onu v yedim. Çocuktan. al haberi ! Zengin bir adamın uzun bir sakalı ve altı yaşında bir yaramaz ço- cuğu var. Bi sia, büyük bir siyatak esna- — bar babasına Baba, sen niçin sa- kalınla beraber yatiyor- sun, halbuki annem ya- tarken saçını çıkariyor! Babasına teselli ! Leyli mektebinden hafta nihayetinde evine gelen ve babasina not karnesini gösteren haylaz bir talebe şu tekdire maruz kalıyor: —Bunlar ne fena notlar.. mal olduğunu biliyor musun? ğlu sükünetle şu cevabı veriyor: n mektepte hiç bir şey tahsil ve tetebbü etmiyorum ki.. bu cihetten size yük olayım! . Senin tahsil ve tetebbüün bana neye —< En iyi tavsiye oktor, her yemekten so- nra müthiş uykum geliyor, sofrada uyumamak için bütün mevcudiye- timle mucadele ediyorum. Acaba ne yapayım? — Yatağa yatın. Bu da bir dostun tavsiyesi — Azizim yarim saat bile uyumama imkân yok. En hafif gürültüden uyanıyorum. Fazla olarak damın üstünde dolaşan ve beni bütün gece uyutmayan bir kedi de var Bana ne tavsiye edersiniz? — Nah! işte bu işi halledecek bir toz. Oh! teşekkür ederim. Fakat bunu hangi saatte almalıyım? — Aman! sakım sen kendin alma. Biraz süt içinde bu tozu kediye içir! ———

Bu sayıdan diğer sayfalar: