9 Mayıs 1929 Tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 29

9 Mayıs 1929 tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 29
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

368 UYANIŞ No. 1708—23 adamı iyice görüyordum. Köşede, attığı ağlarına sinek bekleyen bir örümcek kadar mütecessisti. Biliyordum ki kanatları güzel, dolgun bir sink arıyor. Yanında, birdenbire, buadeorz iskarpinli kadını buldum. Azevvel gözlerimin içine dikkatle ve mahznn bakan kadın... O... Hıç şuphesiz, oydu. Katiyyen yanılmıyordum. Fakat az evvel o gülmüyordu; Yüzünün güle- ceğini de hiç zannetmezdim. Lakin şimdi, ince ince gülüyor, ve beli dalgalı sular gibi kivrın- tılarla oynuyordu. Ona ne olmuştu?.. Bununla Ne çabuk. değişmişti. beraber taşmak lâzımdı; yaşamak için ta- şmak ve akmak. Eğer kendinde verecek su yok- sa, başkalarının setlerine hucunı etmek ve başka- larının mermer setlerini yıkmak, devirmek yaşa- mak ve taşmak.. Ey.. yaşamak için hucum Jâ- zım yaşamak için ağlarken gülmek. Gözlerinizdenya- şlar sel gibi bo- şanırken, damla lar birer inci gibi gülecek... ve ağ- layan damlalar içinden, birerpa- patya doğacak... yaşamak için ağ- layorken gülmek lâzım. ve ağla- ıdğını oOkimseye göstermeinek.göz duğunuz yastıklar. bilmelidir neş” enizi herkes. yaşlarını yalnız başınızı koy- O, koltuktaki adamın dizlerine oturmuştu.. Ftekliği diz kapklarının yukarı tarafındaydı. ve diz kapaklarının üstünde çorapları kırmızı bir kurdeleyle bağlamıştılar. Sonra bacak bacak üstüne attı: iyice gördüm: Donuk bir derisi var- dı; derinin üstünde hiç bir şey... Ve sonfa ince, ütülü ve rugan bir iskar- pinle büaderoz çoraplapın sardığığı iki vücut önümde hizla geçtiler. Ahmet Ihsan Matbaası Limited Şirketi Kadın, Ku (835 satır )ın en güzel şiiri: SALKIM SÖĞÜT Akiyordu su gösterip aynasında söğüt ağaçlarını. Salkım söğütler yıkıyordu suda saçlarını! Yanan yalın kılıçları çarparak söğütlere koşuyordu kızıl atlılar güneşin battığı yere! Birden bire kuş gibi vurulmuş gibi kanadından Yaralı bir atlı yuvarlandı atından! Bağırmadı, gidenleri geri çağırmadi, baktı yalnız dolu gözlerle uzaklaşan atlıların parıldayan nallarına” Ah ne yazık! N , dört nal giden atların köpüklü boynuna bir daha yatmayacak,. Ne orduların ardında kılıç oynatmayacak! sesleri sönüyor perde perde, Atlılar kayboluyor güneşin battığı yerde! Atlılar atlılar kızıl atlılar, atları rüzgâr kanatlılar! Atları rüzgâr kanat... Atları rüzgâr... Atları... At... Rüzgâr kanatlı atlılar gibi geçti hayat! kar suyun sesi dindi. Gölgeler gölgelendi. renkler silindi. Siyah örtüler indi (mavi gözlerine, sarktı salkım sögütler sarı saçlarının üzerine! “ Âğlamasalkım söğüt ağlama, Kara suyun aynasında/el bağlama! el bağlama! bebek ve ağlama! kla Nazım Hikmet Önümden, herkes hızla geçti. Konduğum masa üstlerinde, dekor gerçe aynı kaldı. Fakat bu dekor içinden geçen adamlar o kadar deği- şiktiler ki... Ve ben bir gördüğümü bir daha görmedim. Onlar bir sahilde akan sular gibi geçti. geçtiler, ve li Fakat ben onları bir daha görmedim Aynanın ikinci ve şayanı ı dikkat hatırası gelecek nushamızdadrı ?

Bu sayıdan diğer sayfalar: