13 Haziran 1929 Tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 18

13 Haziran 1929 tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 18
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

448 UYANIŞ No. 1713—28 Küçük hikâye: Bir tahkir Mevsim; boralı bir kış gecesi... Dişarda rüzgârın çılgın kamçısı ufukları döğüyor.. gök, deniz, yer hep siyah, her taraf sanki ebedi bir karanlıkla silinmişti.. Bütün bir çiftlik halkı aynı salonda toplan- dık... Dakikalar sebepsiz bir sükütla geçiyordu... Dışarıda çılgın ve siyah gece her halde tayin edemediğim bir his hepimizin dudaklarını m aharlemiii. Erkekler her akşam oynadıkları kumardan şimdi nasılsa vaz geçmişler, kadınlar anlatacak canlı bir mevzu için düşünüyorlardı. İçimde- ki sebepsiz üzüntünün boğucu bir şekil aldığını his ediyordum. Bu anda garib bir fikir, sene- lerin nisyanına gömülmüş bir tecessüs dımağı karıştirdı. Evlenmemiş ihtiyar halamın seneler- denberi bir sır olarak kalan macerası... Onun mazisi hakkında bildigim, bir tahkir yüzünden neş'esinin ebediyen e olması ve hiç, hiç evlenmemiş olmasaydi.. Yapılmayacağina emin ole beraber ar- zümu tekrar ettim: — Ne olur halacığını bize o maceranı anlatsana. . Her zeman bir korku ve hörmetle bakdığım âsil yüzünde derin bir ürperme oldu. Virecek cevap bulamayarak yalnız: Bu elli yıl dinmeyen acıyı tekrarlamak beni çok müteessir edecek yavrum dedi.. Ö:eden bir ihtiyar amıca söze karıştı.. — Bazı defa hanım efendi deli, insanı senelerce yıpratan acıları tekrarlamakla daha ziyade sukün his edildiği vakidir. Yarım asır bir sır olarak kalan bu sergü- zeşti öğrenmek merakı aynı şiddetle hepimizi sarstı. Tekrar israr ettik nihayet dayanamıyarak: — Bundan elli sene evveldi.. Diye başladı O zamanlar henuz on altı yaşlarında idim.. Muhitin en asil ve en cazip bir kızıydım. Güzel- liğime mağrur; etrafımdaki perestişkâr erkek gu- rubuna karşı daima hissiz, daima lakayt idim. Muhitimde uyandırdığım bu aşk fırtınası yüzünden ekserisi — çaresiz bir yeisle— kendilerini öldürürler, yahut kıskançik birbir- lerinin katili olurlardı. Lâkin bütün bu hadiseler beni onlara karşi omusamahakâr Bilâkis daha zılim ve daha müannit oluyordum... yüzünden yapmamıştı.. mahvolan bu gençlerin ia Omüz silkerek Bilmem artık Benim yüzümden anla- sergüzeştlerini her tacagım bir şerefli e bilir. niçün bukadar kaİpsizdim... Şimdi anlağrolümki elli azap, yapdıkle erinin cezasıdır.. senedir oçekdiğim İhtiyar kız derin bir gögus geçirerek hikâ- yesine devam etti. Bir gün Şehrimize, hududa gönderilmek üzere bir çok asker geldi.. Erzak ve muhimmat bittiği içün asker çiftliklere dağıtıldı. Bunların bir kısmıda kumandanlarıyla birlikte bizim çiitliğe İsabet etti, # Bir gün şehirden geliyordum.. Genç bir kol agasıyla yolda karşılaşdık.. gözlerimiz bir anda bir birini buldu. İlk defâ bir erkek bakışı bana heycan vermişti. Üzun senelerin kuvtetile silinemiyen bu gözleri size nasıl Anlatayım öyle derin ve ma- nalı şeylerki bir anda insanın ruhuna kadar nufuz edup orada herşeyi sarsıyor, her şeyi alt ust ediyordu. Hafızamda yer eden bu hayali o günden sonra daima daima düşündüm. Fakat size dedimya, ben çok hodbin bir kızdım. İsterdimki beni herkes beyensin, benim içün hayatlarıyla oynamakdan çekinmesin... * * #* Hırıstiyanların mühim panayırlarından biridi Bu şenliklerde bir takım çingeneler o vahşi hayvanlarıyla gezerler, halkı eğlendirirlerdi. Bu oyunları seyiretmek benim içün büyük bir zevk olurdu Bir gündu kasabanın bütün asilleriyle beraber canbazların geniş çadırında toplanmıştık.. Daha içeri girerken kulakdan kulağa yayılan bir fısıltı bana kadar geliyordu — Lenbed beyinin kızı geldi.. Lenbed güzeli geldi. Hareketlerime daha muzun daha lakayıt bir ahenk virerek bize tahsis edilen yere oturdum. . Oyunların o başlamasına bir az Arslanlarda daha henüz getirilmişlerdi Etrafı aynı küstah ve mağrur nazarlarla sü- zerken karşı tarafta genç kolağasının bana çılgın bir aşkla bakan gözleri sanki gözlerimi yaktı. Bu ande içimde çılğın ve zalım bir fikir dolaştı. Bu fikir, kola&asının aşkı için müdhiş bir tecrübe olacaktı. Bu gayri şuuri aşkıma kapıldım.. Herkse benimle meşguldu. Doğuruldum. Bütün çadırı dolduran ksif halk kitlesini herşeye ustten bakan bir bakışla süzdüm. Bu defa halk harakâtımı. tecessüsle daha çok takib ediyordu. Sonra yüzüme asıbi bir ve (başımı :genc kumandana çevirerek çevreyi . bütün . kuvvetile parmrğınlın. etrafında döndürdüm ve arslanların bulunduğu demir parmağının içine attım. «Bütün seyirciler hayretten büyüyen gözlerle kalmıştı. işmizaz verdin elimdeki bir bana bir de genç askere bakiyorlardı. yaptığım .

Bu sayıdan diğer sayfalar: