5 Mayıs 1932 Tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 14

5 Mayıs 1932 tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 14
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

366 SERVETİFÜNUN No.1864—179 Einstein Nazariyesi Yazan : Bülent Nuri — Geçen nüshadan devam — VEL Bu ordu kâinat beldesini fethederken orasını bize okadar bariç bırakmıştır ki zaman ve mekâna ait hususatta şe'ni (mümkün)den ayırabilmekliğimiz için hiç bir vasıtamız yok.. Şimdi evvelce sorduğumuz suale cevap verelim. Kâinat namütenahi mi değil mi demiştik. Kâinat namütenahi değil fakat hudutsuz (illimite)dir. Bunun- la kastedilen ciheti izah idelim. Bir müşahit farzede- lim ki Hattıistiva'nın bir noktasından kalkarak dün- yayı dolaşmıya başlasın. Kırkbin kilometre gittikten sonra hareket ettiği noktaya gelecek fakat önüne bir hail çıkmadığı için yoluna tekrar devam ede- bilecektir. Bu (müşahide) göre dünya hudutsuzdur. Müşahit yerine son derece yüksek bir sür'ate sahip bir muharrik nazarı itibara alacak olursak ve bu muharrik kğinat ufuklarına doğru &eyre başlarsa keyfiyet deminkinin aynı olacaktır. Bu, isbat ederki kâinat namütenahi değil, buna mukabil hudutsuzdur. Bu hususu daha etraflıca izeh etmek için bazı adetler söylemek faydalı olacaktır. Kâinatın mütenabiliği hakkında serdedilen fikirler bunun yuvarlaklığı ile teyit edilmiştir. Netekim, bir küre olarak tespit olunan âlemin nısıf kutru 150 milyon ziya senesidir, Kâina- tan kehkeşanda bittiğini kabul edersek, ki bu doğru olamaz zira kâinat hudutsuzdur, ziyanın onu dolaşa- bilmesi için (942) milyon sene lâzımdır. Netice: Kâinat namütenahi değildir, lâkin hudut- suzdur. Şüphesiz ki bu ufak eserin bir çok kusurları ve ekşikleri vardır, Yalnız şunu kayt ve işaret etmek isteriz ki bu risale bir takım iddialarla yazılmış değildir. Biz, bidayette de söylediğimiz gibi Einstein nazariyesinin ancak sathi bir görüşünü yapmağa çalıştık. Lavoisier: <Elemanter bir eserde aranacak yegâne şey kolaylık ve vuzuhtur. Orada ne ilmin ne de beşer fikrinin tarihi yazılmalıdır.» demiş. Biz de burada kendimize git bir fikri değil, Yirminci asırda ilmi yeni baştan bina eden bir nazariyeyi teşrih ediyoruz. Einstein: nazariyesinin Contraction hadisesi hak- kında vasıl olduğu netice şudur: Süratlerinden do- layı ecsamda husule gelen contraction ziya intişar kanunlarına bağlı bir hadisedir. Halbuki Lorentz'e göre bu kontraksiyou hakikatte mevcut olup bütün ecsam için aynıdır. Bu iki nazariyeden maada birde surâther (9) nazariyesi vardır ki buna nazaran con- traction ne hakiki ne de zahiridir, mevcut değildir. (9) Esirin fevkinde. Burada giriştiğimiz işi bitirmiş sayılabiliriz. Yalnız Einstein nazariyesinin tenkitlerini ve bir iki neticeyi tespit etmek isteriz, Poincarâ, guanta'lar nazariyesini benüz vazetme- den evvel (9*j Michelson'un tecrübeleri Freşnel tara- fhndan vazedilmiş bulunan esasatı yıkmıştı. Bu ze manlarda idi ki Einstein nazariyesi vazedildi ve onun sayesinde Fresnel kanunları yeniden sahai tatbika geldi. Malümdur ki ziya intişarı hakkında bir çok nazariyeler mevcuttur. Farada Newton'a göre ziya bir takım zerrelerden teşekkül eder. Mikel- son bu zerrelerin birer sikleti olduğunu iddia eder. Uzun zaman ilimde (6mission) denilen bu teori mev cut idi. Fresnel'den sonra ziya intişarı mevcelerle izah edilmeğe başlandı. Bugün bu izah sayesinde radio-active şunattan istifade edilmekte ve bilhassa meyve yetiştirilmek hususunda, istimal olunmaktadır. Relativit$ (o prensipinin (o tenkitlerine (gelince, Painlev& ile Einstein arasında cereyan etmiş olan münakaşaları anlayıp buraya yazabilmekliğimize imkân yoktur. Yalnız biz de Le Reux gibi bir ciheti işaret edeceğiz ki o da izafet prensipinde hareketlerin izafetinden bakşolunmayışıdır. İşte şimdi de Einstein'den sonra Max Franck yeni bir nazariye vazetti. Bu zata göre enteraksiyon formülü o şekilde vazolunmalıdır ki Binştein tara» fından serdedilmiş olan relalivil& resirainlte ve relati- vii gönerelisceden daha umumi olsun. Max Franek keşafetleri de nazarı kale alarak cazibei erziye kanu- nunu şu düsturle ifade ediyor: rd C—km, m, (25 ) Halbuki Newton'un cazibe kanunu: m m Ürek ri şeklinde idi. Görülüyor ki fikirler muttasıl yeni yeni istika- metlere doğru çekiliyor. Belki yarın daha başka birisi çıkarak Mav Franek nazariyesini baltalayacak, yep yeni bir takım esaslar koyacaktır. Cazibe kanunu mevcut kanunların en sağlam olanıdır. Namık Kemal, eğer maziye bakmak doğru olsaydı gözlerimiz arkada olurdu edmiş. lâkin icap ettikçe maziye bağlı kalmak pek makul bir here- kettir. sanırız. Newton'un cazibe kanunu dünyanın (9*) Bu nazariye Derniğres penses'de mevcuttur.

Bu sayıdan diğer sayfalar: