17 Kasım 1932 Tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 11

17 Kasım 1932 tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 11
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

No" 1892—207 da sen bana şöyle. Enise karşı büyük bir meylim olduğu halde bir türlü evlenmeğe karar veremiyorum. Çünkü evlendiğim gün evden gideceksin. Evlenmek- ten Yazgeçsem netice gene aynı olacak, babam seni , gene kovacak.. Çünkü artık seni görmiye tahammülü kalmadı.. Annemsin, senin zelil, sefil sokaklarda, kira odalarında süründüğünü istemiyorum,. Ne feci vaziyet Yarabbi! Selma — (Oturur, dalğın; Nekadar haklısın kızım, nekadar doğru söylüyorsun,. Ben hakikaten senin sa- adetinin önüne bir kale gibi dikildim. Emel, seni nekadar mesut etmek isterdim, bilsen.. Emel — Belli! Selma — Sen benim biricik yavrum, hayatımsın.. Ben bunun bir çaresini bulacağım.. Bütün bu hats- ları tamir edeceğim. (Gözleri uzaklarda kaybolmuştur. Sayiklar gibi) Bunun çaresi muhakkak ki vardır.. Olmaz olur muf Emel — (Annesine doğru ilerliyerek) Anne! Selma — (Rüyadan uyanır gibi) Yavrum? Emel — Artık bu bahsi keselim, olmaz mı? Selma —- Keselim kızım. Bahsi uzatmakta cidden mânâ yok.. (Gayri tabii) Azize Hanım nerelerde acaba? Biraz da onunla zevzeklik etmek istiyorum. Dur bakalım, baban onun yanında değilse. (Çıkar. Emel bir müddet arkasından baktıktan sonra çıkmak üzere yavaş yavaş kapıya doğru gider- ken © aralık içeri giren Cabitle karşılaşır.) Cahit — Vuy Emel Hanım, burada mıydın? Baban dün akşam nereye kaybolmuş Allah aşkına? Emel — (Cebri bir gülüşle) Durun çağırayım da size söylesin. (Çıkar.) Dokuzuncu Meclis Cahit, Ragıp (Cahit oturup bir sigara yakar. Cebinden bir ga- zete çıkarıp açarak okumak üzre iken Ragıp girer.) Cahit — (ayağa kalkarak) Yahu, dün bizi araba- lara bindirdikten sonra nereye kayboldun! Makbule ile çok merak ettik, Bugün bilhassa bunu anlamak için buraya geldim. Ragıp — Keşftedemedin mit Cahit — Nasıl keşfedeyim? Ragıp — Tahmin edebilirdin. Sizi bıraktıktan sonra eve döndüm. Cahit — &ve döndüğünü doğrusu tahmin ettim amma sebebini anlıyamadım. Ragıp — Mektupf Cahit — Nasıl mektup? Ragıp — Mektubu Selmaya veren sen değilmisin? Cahit — Benim, amma sen bana ne dedin? «Ka- rımı tecrübe etmek için bir tazak kurdum, ona Saidin ağzından bir mektup yazdım, bakalım ne yapacak» demedin mif Ragıp — Sonraf Cahit — Sonra, ne? Mektubü sen ver diye bana rica ettin, ben de kabul ettim.. Selma Hanımın ne yapacağını anlamak için gece yarısı eve dönmek mi lâzımdı? Verdiğin adrese mektup yazıp yazmadığını sonradan anlamak kabil değil miydi 'SERVETİFÜNUN Ragıp — Ben o mektuba adres yazmadım, Selma- ya randevu verdim. Cahit — Ne diyorsun? Ragıp — Evet, gece saat on ikide burada. Cahit — Ey Ragıp — İyisi gece on ikide randevuya geldi ve karanlıkta beni Sait zannederek kucakladı, öptü.. Cahit —.Aman Yarabbi! Ragıp — Nasıl? Sana ne diyordum? Ortada.bir cürüm olduğuna emindim. Yalnız elimde bir delil yoktu. Cahit — (Yeis ve hayretle) Çok feci. Ben hiç Zannetmiyordum. Zerre kadar şüphem olsaydı o mek- tubu vermezdim. Ragıg — (Ae bir gülüşle) Çok geç. kaldın! Cahit — Maalesef!.. Peki şimdi ne yapacaksın? Ragıp — Karımı evden kovacağım. Cahit — Sus rica ederim.. Ragıp — Sonra da boşayacağım. Cahit — (Müteessir) Eyvah.. çok müteessir oldum. Bu yaşa gelinciye kadar hiç kimseye fenalık etme- miştim.. Sen ne yapıyorsun Ragıp? Ragıp — Ben bütün namuslu adamların yaptık- larını yapıyorum. Cahit — Yani kendi elinle evini yıkıyorsun.. Ragıp — Evimi yıkan ben degilim, Selma.. Cahit — Kim derdi ki o sefil, edepsiz Sait bir gün bu felâkete sebep olacak!.. Ragıp — Bu belli idi Cahit.. Yanlız ben çok budala bir adamım.. Bu sefilin ne mal olduğunu bildiğim halde öksüzdür, kimsesizdir diye eve gelip gitmesine müsaade ediyordum. Karımla ne halbtettik- lerini nereden bileyim? Fakat bunu mantık ta kabul etmezdi. Aklı başında bir kadının böyle bir herife uyacağını doğrusu hiç düşünememiştim, Cahit — Emel, zavallı kim bilir nekadar mütees- sirdir? Ragıp — Çok müteessir tabii. Kızımın hatırı için o evleninceye kadar Selma burada kalacak,. Bir reznlet çıkmasından korkuyoruz. Cahit — Çok isabet etmişsin Ragıp. Bu hadise duyulursa Emelin izdivaçı da geri kalabilir, Ragıp — Bu sabah Eniste burada idi. Emelle evlenmek istediğini söyledi, Cahit — Oh memnun oldum. Birşey anlamadı ya? Ragıp — Hayır.. Selmanın uykuda olduğunu &öy- ledik. Cahit — Amen Ragıp bu işte çok dikkatli olma» Lısın,. Hissiyatına kapılma.. Ragıp — (Dalgın) Evet.. Bu vak'a beni çok sarstı. Görüyorsun ya bugün işe gidemedim. Cahit — Tabii bu sabahki güzeteleri okumamış- sındır. Ragıp — Hayır. Cahit — Ben hemen hepsine şöyle bir göz gez- dirdim. Bak sana bir havadis vereyim : Saidi tevkif etmişler. Ragıp — Ya? nedenf.. Bu akibet zaten mukad-. derdi. — Devamı var —-

Bu sayıdan diğer sayfalar: