26 Ocak 1933 Tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 14

26 Ocak 1933 tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 14
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

146 SERVETİFÜNUN No. 1902—217 İlmi tetkikler : ON Kıral tarafından kabineyi teşkile memur edildi. Fakat bu ihtilâl, devletin bütün kuv- vetlerinin yıkılmasını intaç etmişti; bilhassa kıraliyete daha ziyade yaklaştığı dakikadan sonra Mussolini yapılacak en seri işin, bü- tün kabiliyetlerden istifade ederek. adamla- rının hatta diğer fırkaya mensup olan fakat her şeyden evvel vatanın istiklalini düyünen muarızların bile kuvvetlerinden istifade ede- rek, milli bayatı tekrar tesis etmek olduğu- nu anladı. Kendisi bile, evvelâ bir ihtilâl adamı iken devlet adamı oldu: ve kendisine emretıniş olduğu, diğerlerine de ve bilhassa faşist fırkasına da daha ciddi bir disiplin emretti; küçük gruplar gönüllü milis teş- kilâtına münkalip oldu, ihtirasların önüne geçildi. fazla sabırsız faaliyetler inzibat altına konuldu. Ciddi bir surette çalışmak, inşaya başlamak lüzımdi. Eski usul üzere bükö“ etin programını soranlara, o vakie kadar yapılan programların ğunu, İsalyanın hayatının bilâmum mesele lerinin kâğıt üzerinde halledildiğini, fakat onların filen de hallini temin edecek bir azmin mevcut olmadığını söylüyordu. Bil- akis o, bu şiddetli azme malikti; ve bu az- min tesiri altında İtalyan hayatı yeni bir ruha sahip oldu; bu faşizmin idare fikirle- rile fiili arasında rabttanın deliliydi; inzibat temin edildi, ,bütçe tanzim edildi, bataklık- ları kurutma ve mafia işlerine başlandı, zirai ve snai faaliyetlere ehemmiyet verildi, yeni am lan ve yeni sistemlerle edilen ciddi, sip! ve serbest, yeni arici siyasete baş "Bütün bunlar dsl doğmasına madi olamadılar, ve 1924 intihabatından si ve bilhassa meb'us Matteotli'nin öl- ürülmesi, ve «Aventino> grupu namı al. vali meclisi terkeden ve bu suretle onun hareketsiz kalacağını ümit eden muhalefet meb'uslarının bu kareketi üzerine bir çok mücadeleler oldu, çok buhranlı dakikalar yaşandı. Bir tereddüt devresi oldu, fakat çabuk bertaraf edildi ve o dakikadan itiba- ren faşizmin diğer fırkalardan uzaklaşması tam ve kat'i oldu. Muhalifler mücadeleyi tamamile kaybelliler ve bunların rücsasından birkaçları harice kaçmiya mecbur oldalar, rejim aleyhine oradan şiddetli hücumlarda bulundular Fakat faşizm bu yeni mücadeleden daha kuvvetli bir surette çıktı ve faaliyetini daha ziyade mükemmelleştirmek ve mürs- kabe etmek için kendinde yeni hir kuvvet buldu; bu faaliyetin istihdaf ettiği nokta yalnız devletin varlıklarını yükseltmek oldu: gaye artık, bozguncu ve ayırıcı temayüller ia SENE SONRA FAŞIZM ev sınıf mücadeleleri içinde çalkalanan bir a devlet değil, bilâkis, uzviyeti birleş- — devleti; idare ve inzibatın ruhunu , hareketi sür'atli olan, memleketin taki minin temine amade olan, milli kuvvetlerin birliği ruhunu yaratmağa ve bu- nu tahakkuk ettirecek vesaiti teşkile azmet- miş bir devlet. Faşist hükümetinin saha- aındaki faaliyeti device lam bir serbesti bahşetti: bu faaliyet sayesinde yesi bir takım kanunlarla Başvekilin hukukunu, onun mec- li. karşısındaki vaziyetini tespit eti; yeni kanunların tatbiki ve devlet idaresinin işle- mesini temin edecek kanuni abkâmı tanzim etti; eski kanunların tadilile yenilerini mev- kii mer'iyete koydu; valilere vâsi bir salâ- hiyet vereldi, küçük kasaba ve köylere Beledive reisi olarak kralın tayin i adamlar getirildi; (masonluk) gibi 2 cem- iyetler kaldırıldı, Eğ teşekkül ve cem- iyetler mürakabe edildi Bilhassa pe ve aendikalar hak- kında alınan kanuni tedbirler çok mühim- dir: bu kanunlar, korporasyon ve sendika- İar devlet hayatına karıştırmağa vesile ol. muşlardır. Bu cibet, faşizmin en orijinal ve en inlalâpçı kısmıdır; çünkü, Devlet telekki- lerini, ve Devletle vatandaşlar arasındaki- münasebatı, yeni bir tarzda hallediyor. İş meseleleri, ve istihsalin muhtelif âmilleri arasındaki münasebat bususi bir mesele teş- kil etmezler; bu suretle bir sanayi veya ti- caret müessesesi ve hir arazi patfçası tama- mile hususi bir şey olarak kalmıyorlar; asar iktisadi hayatın mahsulü olan sendika teşkliâtına gelince, faaliyetin Devlet haricin- de ve hatta Devlet aieyhinde yapabilmesine meydan vermem in onu kendi kendine terketmemek lâzımdır. Sendikaların, Devlet tarafından tanınmış olmaları lâzımdır, hu- kuki şahsivetleri ve mesuliyetleri olması, Devletin fazliyetine iştirak etmeleri, hahtta milleti temsil işinin esasını teşkil etmeleri lâzımdır. Bu suretle Devlet ee fert, birbiri- ne muarız bir vaziyette bulunacaklarına, sendika teşkilâtı vasıtaşile tabii bir sureite bitbirine bağlanmış olurlar; bu teşkilat, Devietiti mürakabesi altında faaliyette bu- lunmakla beraber ayni zamanda Devlet ta- rafından kendine muayyen salâhiyetler veril- miş ve onu hayatına iştirak edebilecek bir vaziyete getirildiiştir. İş münasebatına ait bukuki fahkâmt muhtevi olan 3 Nisan 1926 tarihli kanunlarla, işçiler iş vericiler ve mes- lek sahipleri sendikaları namı altında üçe ayrılan ve federasyon ve koniederasyonlar halinde teşekkül eden meslek sendikaları resmen tanınmış oldular, Devlet tarafından — Geçen nushadan mabaat — tanınmış olan sendikalar müşterek Iş muka- veleleri yapmak salahiyetine imalik oldular; bu mukavelelerin wihayet iş mahkemeleri (Magistraturo del levoro) vasıtasile temin ve teahhüt edildi; mubtelif sınıiların kendi- lerini müdafaa etmeleri hakkı tanınmadığı için grevler menedildi. Bu kanundan pek az sonra iş kanunu (Carizdeltavoro) çıktı. Bu kanunda faşizmin devlet ve sendika telekkilerinin istinat ettiği prensiple gösterilmiş ve işi |ve mesleklerin menaflini tayin edecek olan yeni müessesle- rin hukuk ve vazaifi tesbit edilmişti. Bu mühim Kanunun esas noktası, ferdi hukuk ve menafün Devletin hukuk ve menafilne tabi kılınmasıdır. <İş kanunusnun çizdiği esaslar üzerinde,. milli irtibatın vasıtalar olan korporasyonları vücuda getirildi: Dev- letin bir mümessilinin riyaseti altında bulu- nan bu korporasyonlardan her biri, iş veri- ciler, işciler ve memur ve teknik sdamlar- dan müteşekil üç müstahsil Sınıfın Çemiyet ve federasyonlarının birleşmesinden doğmuş- tur. korporasyonların fevkinde milli korpo- rasyoular meclisi teşekkül etti ve bilâhare, 20 mart 1930 da çıkan bir kanunla, Başve- kilinin riyaseli altında ve Ka mümessillerinin iştirakile toplanan Bu mec- liş, Devletin başlıca teşkilâtından biri ol- muştur. Bu suretle Devlet, bütün milli istihsal kuvvetlerinin mürakabeşini temin eder; bu- susi teşebbüslere, ihtiyaçları olduğu serbes- tiyi biralar. cemiyet hayatına müzaheret et- mekle beraber bunun faaliyetini mürakabe eder. Bu suretle İtalyan sefhdika hayatı, 805- yalizmid ae ihtilâlci sendikalizmin takip et- tiği yolu terkederek tamamile yeni bir yol- dan gitmeğe başlıyor: henüz bir tecrübe ve teşekkül devresinde bulunulduğundan, tas- rih edilecek bir çok vasıtalar mevcuttur. Ve bilhassa bir cihet henüz tamamiyle tebeyyün etmemiştir: korporasyon teşkilâtı, çok ağır ve bürokratik bir teşekkül haline almadan, hakikaten muhtelif sınıflar arasında tesanü- dü, sermaye ile iş arasındaki teşriki mesa- iyi, Devletin yüksek menafii uğrunda bütün kuvvetlerin birleşmesi gayelerin kuvveden iile çıkarabilecek mi? Fakat bu münase- betle şu noktayı nazarı itibare almak lâ- zımdır, bu sahada yalnız maddi âmilleri nazarı itibara almakla iktifa edilmemeli, fa- kat ayni zamanda İtalyada vuku bulan ru- bi değişikliği nazarı itabara almak lâzımdır; tahavvül, milli vabdet ve teşriki mesai ihtiyacı fikirleri dolayısile derin ve canlı bir surette hissedilmiş, anlaşılmıştır. Artık libe- ralizm ve kosmopolilizm yerine, her düşünce

Bu sayıdan diğer sayfalar: