16 Nisan 1936 Tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 14

16 Nisan 1936 tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 14
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

YAZAN Oskar Vayld —Ceçen haflaki sayıdan devam ve son— — 'Teşekkür ederim. Hatı. Tımı sormanız bile beni neka- dar memnun ediyor, bilseniz. Allaha şükürler olsun, daha fe- na günler göstermedi bana. Fa- kat şimdi bahar geldi, mes'u- dum; çünkü bütün çiçeklerim açtı. Değirmenci : — Bütün kış senden bahset- tik, nasıl olduğunu merak ettik! — Teşekkür ederim, temiz kalbinize daima hayranım. Be- ni bütün bütün unutmanızdan korkuyordunı. — Bu nasıl söz, Hens, dost- İuk unutulmaz. Bu, dostluğun birinci şartıdır. Korkarım sen hayatın şiirini anlamıyorsun.. Aman tavşançiçekleri ne gü- zel açmış — Evet öyle. Bunlar be- nim en kiymetli servetim. On- ları çarşıya götürüp Burgomes- terin kızına satacağım ve o pa- * raylada bir elarabası nlacağım. — Ne, elarabası mı? Demek onu sattınız? Çok abtalca bir hareket! — Evet, fakat bir defa ol- du. Ne yapacağım? Böyle yap- mak mecburiyetindeydim. Bili- yorsünuz ki, kış benim için bir İelâket mevsimi oldu. Emin o- lun ki, ekmek alacak param yoktu. İşte bunun için evvelâ sokak elbisemin gümüş düğme- lerini, sonra gümüş gösteğimi ve büyük şarap fıçısını ve en sonra da elarabasını sattım. Fa- kat şimdi bötün bunları tekrar satın almağa gidiyorum. Değirmenci: — Hens, dedi. Ben sana önu veririm. Pek tamire muh- taç değil.. Gerçe birtarafı git- miş ve tekerleğin bir iki par- mağı kesikse de gene işe yarar. UYANIŞ SADIK DOST — İngiliz Edebiyatından Hikâye — Ben sana vereceğim onu. Bu bir lâtuftur. Ve biliyorum ki, birçok kimseler benim bu lüt. fumu abtallığıma verecekler. Fakt bu dünyada faniyiz... Cö- mertlik bence dostluğun ruhu- dur. Bundan başka benim yeni bir arabam da var. Mutlaka sa- na o arabamı vereceğim. Hensin kızaran yuvarlak yü- yüzünü bir neşe bürüdü : — Teşekkür ederim. Ger- çekten bu sizin cömertliğinizin bir eseridir ve bunu hiç unu- tamıyacağım. Eskimiş tarafları- nı kolayca tamir edebilirim; çünkü evde büyük bir kalan var, Değirmenci, aradığını um- madığı bir zamanda bulan bir insan sevincile sordu: — Ne, bir kalasmı dedin? Oh neiyi.. Benim için tam zamanında lâzım olan şey; çün- kü an'arın damında büyük bir delik açılmış, eğer kapatmazsanı bütün zahirelerim sutubetlene- cek ve bu yüzden nekadar da zarar edeceğim. Ne uğurlu ağ- zin var! Hayrete şayandır.. Bir iyilik nasıl başka bir iyiliği doğuruveriyor. Ben sana elara- bamı verdim, sen de bana bü- yük tahta parçasını vereceksin, değil mi? Elbette kibir elara- bası bir kalastan daha çok kıy- metlidir. Fakat dostluk, hakiki dostluk böyle şeyleri hiç bir zaman düşünmez.. Amman dostum lütfen onu hemen getir de bugün bitirmeğe çalışayım. Hens masum bir tavurla: — Hayhay, hemen şimdi ! Dedi. Baraka yolunu tuttu ve koca kalası sürükliye sürük- liye getirdi. Değirmenciye ka- lası göstererek : No. 7009—384 ÇEVİREN > Cahid İren — Pek büyük değilmiş, de- di korkarım nbarın damını tamir ettikten sonra senin ara- bayı tamire bir şey kalmıyacak. Fakat elbette bu benim kaba- hatim değildir. Öyle zannediyo- rum ki, size elarabamı verdiğini için mukabilinde birkaç demet çiçek de vermek istersiniz, değil- mi? İşte sepet, ağzına kadar doldurun. Hens, duyduğu gizliyemedi : — Ağzına kadarmı? dedi. Çünkü sepet büyüktü ve eğer bunu doldurursa çarşıya götüre- cek hiç bir şeyi kalmıyacaktı. Halbuki o, bunlardan aldığı parayla gümüş düğmelerini tek- rar almağı nekadar da çok is- tiyordu!.. Değirmenci, yanılmış bir in- san tavruyla; teessürü — Ben size koca bir elara- bası vereyim de... Zannedersem birkaç çiçek onun yerini hiç bir zaman tutamaz. Yanılmış olabilirim, takat ben şuna kani- im ki dostluk, hakiki dostluk, bodkâmlık hislerinden tamamile uzak bulunmalıdir. Hens, yaptığı büyük bir kö- tülükten nedamet duyan müc- rim gibi kıvrandı: -— Azizim, dostum, benim en sevgili dostum | Bahçemdeki bütün çiçekler size feda olsun. Sizin sevginizi kazanmağı, gü- müş düğmeleri elde etmekten daha çok fazla isterim. Dedi, koşarak ayrıldı, Bah- çesini süslüyen güzel tavşan- kulağı çiçeklerile zenbili iyi- ce doldurdu. Değirmenci, veda ederek ayrıldı. Omzunda kalas, elin-

Bu sayıdan diğer sayfalar: