7 Mayıs 1936 Tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 9

7 Mayıs 1936 tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

No. 2072—387 yakınlarının - derin teessür içerisinde kıvrandıkları halde - anlatmak nezaketini gösterdikleri birkaç hu- sustan biri, merhumun basta hasta da yazı yazmak, «Konak» romanını tamamlamak için çırpınmasıdır. Rirçok defa buna davranmış, İakat romana bir şey katmağa gücü yetmemiş. İyi mürekkep meraklısı olan, bunun en iyisini seçmek hususunda pek titiz davranan edip, alınan mürekkeplerin en iyisini de beğenmemiş ve bunlara kalem batırarak yazı yaz- mak istememiş. Etrafındakiterin, kendi rahatstzlığı üzerine üzün- tü çektiklerini gördükçe, onları teselli ve tatmin edici sözler söyler, hattâ bu kadar üzüldükleri için sitem eder, serzenişde bulunarak, halinden hiç şikâyet etmiyen mazlüm halile gülümser, tatlı tatlı yüzleri- ne bakarmış. Abdülhak hamidi çok seven Sezai, son günlerinde gelip de kendisinin büsbütün zayıf düştüğünü görür ve üzülür endişesine kapılıyormuş. İki aydanberi tam bir perhiz yapan, hemen hemen sade portakal şerbeti içen hasta, misafirlerine kendi hastalığından bahsetmekten ziyade, başka şeylerden bahsetmeği tercih ediyor, onları kederlendirmekten çekiniyor- muş. Meselâ, bu sıreda konuştuğu mevzular, Boğaz- lar meselesi ve çocuk haftası gibi şeylermiş. Boğaz- lar meselesinde muvaffakiyet gösterildiği için mem- nuniyetini anlatan Sezai, çocuk haftasının bahsi ge- gerken de «Keşke ben de bir çocuk olsaydım» demiş. Bir müddet evvel ziyaretine gelen şair Hüseyin Sirt'i alnından öpmüş, konuşurken bir aralık «Romanıma başladım ama ne çare, ki tamamlıyamıyacağım» diye içini çekmekle, ölümünün yaklastığını sezdiğini belli etmiş. Lâkin, etrafında bir teessür havası da)- galandığını farkedince, hemen bu havayı giderici sözlere başlamış. Hassas edibin yazılarında bahsi geçen Süreyya Kalfa, Sami Paşa ailesinin yarım asırdan fazla bir zamandır yanında yaşıyan bu emekder kadın, aile- nin bütün felâketlerine, ölümlerine şahit olduğu gibi, Sezai can verirken de yanıbaşında imiş. Onun ölü- münü « Birdenbire sönüverdi » diye anlatıyorlar. Muhtelif doktorların dikkatli tedavisini ve bilbassa kendisi- ne en devamlı olarak bakan aile doktorunun, gon zamanına kadar yanından ayrılmıyan Dr. Mahmud Nebil Bilhanın gös- terdiği yakın alâkyı, ailesi can- dan teşekkürle kaydediyorlar. 26-27 nisan pazar-pazartesi gecesi hayata gözlerini kapa- yan merhumun gömülme tö- reni, 28 nisan salı günü yapıl- mıştır. Sırma ile üzerine dini yazılar işlenmiş örtülere sarılı tabutu, saat 11,45 de Kadıkö- yünde Mühürdarda havagazi şirketi yanındaki evinden kal- dırılmış, namazı Osmanağa ca- miinde kılındıktan sonra, «Şir- keti Hayriye» nin 56 numaralı UYANIŞ 373 Sami Paşazade Sezai, Madridde sefirken Elhamra sarayında. Bu resim, ailesinin koileksiyonundan alınmıştır vapuruna getirilmiştir. Tabut evden camiye ve camiden iskeleye, kadar eller üstünde götürülmüştür, Tabutun geçirildiği yollarda, bütün Kadıköylüler, dükkânları» nın kepenklerini indirmek suretile bir saygı eseri göstermişlerdir. Kadıköyünden saab üçte kalkan vapur, Kandil. liye doğru yola çıkmış, Kandilli iskelesinden Göksu mezarlığına. kadar gene eller üstünde götürülen ta- but, burada, vasiyeti mucibince çok sevdiği yeğeni Sami Paşazade Sezai merhumun gömülme töreninden bir görünüş

Bu sayıdan diğer sayfalar: