18 Haziran 1936 Tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 17

18 Haziran 1936 tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 17
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

No, 2078—193 UYANIŞ 6. Saadetimi sakın hadisata medyun olduğumu san- TOTİĞİ mayın; onlar bana müsait göründüler, fakat, ben isti- KÜÇÜĞÜM mal etmedim. Saadetimin servet sayesinde olduğunu Pırilh yüklü başın,.. 3 dahi sanmayın. Kolay öleceğimi sanıyorum, zira kal- irm2.. bim dünya irtibatsızlığı yüzünden fakirdir. Saadetim Sınırsız gecelere.. şevk ve ateşinlikten yapmadır. Bilâtefrik her şey ara- Taşın !.. sından çılgınca seydim.,, Küçüğüm!,.. Kızan !. m Toplandığımız cesim taraça (oraya dönen merdi- venlerle çıkılırdı) bütün şehre hâkimdi. O, bazan ka- dJabalık yapraklar arasından sahile halatla bağlanmış muazzam bir gemi, bazan da şehre ilerliyormuş gibi görünüyordu. Bazan yazın, sokakların gürültüsünden sonra, akşamın istiğraka düşüren sükünetini tatmak âçin bu muhayyel yüksek köprüye çıkardım. Oraya her gürültü tükenerek yükselirdi. Gürültüler bana çatlıyan dalgalar hissini verirdi. “Onlar iri dalgalar halinde yükselirlerdi; ve sonra du- varlara yayılırlardı. Dalgaların erişemediği yüksek yer- lere çıkardım; oralardan yaprak hışırtısı ve gecenin çılgın şikâyetlerinden başka bir şey işidilmezdi. Sıra sıra dizilmiş yeşil meşeler ve cesim defne ağaç- darı, yüksekliği semaya varan taraça kadar yükselir- derdi. Bazan trabzanların ilerlediğini ve onların sema- nın mailiğinde balkon şekline büründüklerini görür- düm. Gelir buraya oturur ve düşüncelerimle sermest olurdum. Orada, her türlü muvaffakiyete mazhar ol- duğumu sanırdım. Şehir, onun arka tarafından yükse- den karanlık yamaçlar üzerinden, altın renginde görü- nüyordu. Bulunduğum taraçadan ince dallar nefis ba- tıya uzanırlar veya geceye, yapraksız salınırlardı. Bazan şehirden bir duman yükseliyormuş gibi olurdu. Hal- buki bu yükselen duman kalabalık mahallerdeki ışık- darın aydınlattığı tozdan başka bir şey değildi. Bazar da ani olarak, bu sıcak gecenin vecdi içinde, nereden geldiği bilinmiyen havai bir fişenk fezayı yararak ko- şar, ihtizaz eder, döner ve sonra esrarengiz açılışının gürültüsile darmadağın düşerdi. n fazla hoşuma giden fişenkler, kıvılcımları soluk altın renginde olup, ağır ve lâkaydane düşenleriydi ki, YENİ i ANKARA GARI İNŞAATI Yeni Ankara Gerinın inşaatı ilerlemektedir. Bayındırlık Bakanı Ali Çetinkaya, inşaat mahalline gi- derek, çalışmaları gözden geçirmiş- tir. İnşaatın çabuk bitirilmesi için, alâkndarlara bazı talimat vermiştir. Gar inşaatının mümkün olduğu kadar yakın bir zamanda bitiril- mesi için, devamlı bir faaliyet göt teriliyor. Yandaki resim, Ali Çe- tinkaya, gar inşaatını gözden geçir- diği sırada, kendisine izabat veri- Jirken alınmıştır. Mor yosunlara mzan, Yıldızlar gibi sapıl1,, A İçinde sakladığın güneşi Karanlıklara fırlat!,., All. Oymak için gecelerin gözünü.. Sözünü; Sonsuz sessizliğe anlat.. Bo Küçüğüm!.. Korkma o renksiz gelecekten Sen.. Bir ülkü uğrunda Aşın.. Küçüğüm !... M. Hulüsi Dosdoğru sonraları, yıldızların güzelliği önünde, bu fişenk kıvıl- cımlarının düşmesini görüp, Yyıldızlarin - ki bunlarda ayni nagihanı sihirden doğmadır, sabit kalışını gör- mek insanı hayrete düşürürdü... Sonraları, onları yavaş yavaş merbut oldukları bürclerden tanımasını öğrenmiştik - ki bu da vecdi uzatıyordu. *Hadisat, dedi Jos&phe, hoşuma gitmiyecek bir tarz- da cereyan etti. — Viz gelir, diye cevap verdi Menalgue, Ben ken- dime, vuku bulmıyan bir şeyin asla vuku bulamıya- cağını, demesini severim.,, — Bitmedi —

Bu sayıdan diğer sayfalar: