19 Ekim 1939 Tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 13

19 Ekim 1939 tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 13
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

No, 2252—507 Sokağa çıksam peşime takılıyorlar. Yüzüme yan yan bakıp birbirlerini dürtüyorlar ve hop.. üzerime zehir atıyorlar. Evde sen yemeğime atar- sın, sokakta onlar elbiseme atar. Zehir, her tarafım zehir. Sokakta, başıma gelenleri bilseniz. Arkam- dan kahkaha atanlar, taklitler ya- parlar, birbirlerine göz kırparak, bana saldırmak için işaret ederler, Ben şöyle ansızın dönüverince ha- vaya bakarak başlarını kaşırlar. Sanki benimle hiç alâkadar değil- lermiş gibi. Ben, onların işaretle- rini, kahkahalarını, ıslıklarını an- İamıyor muyum zannediyorsun Ben senin de beni öldürmek için onlarla birlik olduğunu, bilmiyor muyum zannediyorsun? Her so- kakta adım başında bir resmimi ve İsmimi taşıyan ilân görüyorum, Bakmağa cesaret edememekle be- raber, şöyle bir yan gözle süzüyo- Tum. Gazete tefrikalarına da sok- tular ismimi. Her gün terzi kızları bile okusun da, hesabıma alay et- sinler diye. Ben görmüyor, işitmi- yor, hissetmiyor muyum, zannedi- yoraunuz ? Bir de bana yaltaklanarak : «Yavrum Kostel, doktora git de şu gözündeki arpacığı göster. Ne olur ne olmaz, belki Allahın belâsı kötü bir hastalık olur da, bizede bulaşır» diye tutturdun. Bende sözlerine kandım ve senin kendisiyle evvel- den anlaştığın doktora gittim anne! Önce bana bir ameliyattan bah- setti. Ona şöyle bir yan gözle bak- tım. Bunun üzerine enjeksiyonla sizin zehirlerinize karşı bir tedbir alabileceğini söyledi. O da benimle alay etti. Bir defa neşeli olayım diye iğne vurdu. Bunun üzerine sabahtan akşama kadar; katılıncı- ya kadar durmadan kahkaha attım. Başka birdefa kederli olayım diye iğne vurdu, Bu seferde gözle- rimin yaşları kuruyuncıya kadar ağladım. Bazan yediğim iğneler yüzünden kendimi bilmeden ya- tardım. Uyandığımda yerimden fırlar, nereye gideceğimi bilmeksâi- zin, sokaklarda çılgın gibi kogar- dım. Velhasıl, türlü türlü iğneler... Nihayet işin farkına vardım. Bun- dan böyle kimseye güvenmem. Na- sıl güvenirim? Annem de, karde- gim de benim düşmanlarımla bir- lik olursa! Sanki, babamı öldür- düğün gibi beni de öldürüp bu UYANIŞ küçük sülükle yalnız kalmak iste- diğini anlamıyor muyum? Rabn- mı da öldürdün değil mi? Öldür- dün mü, söylesene bel.. Yoksa şimdi... Şöyle gözlerime bak! Bak di- yorum. Aksaçların varmış. Ne ya- palım! Söylesene! Haydi söyle, yok- sa bil ki, son dakikan çalmıştır. İkinizi de, buraraya boğazınızı sıkmak için kapadım. Sizinle bir- likte ölsem bile yanmam. Zaten nekadar ömrüm kaldı ki!.. Zehir- leriniz iliklerime kadar işledi! Seni ey cadı, söyle, boğacağım. Sung, b&- gırma, Hem, o gözlerin neye fırıl fırıl dönüyor? Yoksa, bir imdat mı umuyorsun ? Ben yok olsam, o vakit işin iş. tir. Şanunia, şu benden çok sev. diğin solucanla başbaşa kalırsın! Oynama o mendille sen de|.. Bir yumrukta beynini dağıtırım şimdi!, Sümüklü... Bugün ne yedirdin ge- ne banaf Beyninin küflendiğini his- sediyorum, Üzerimde bir ağırlık var; Öyle ki, bazan deli olacağım zannediyorum. Sizden bir şey istiyorum; Benimle boğuşmayın. O kadar. Hah göyle... Şimdi zehirin verdiği ağırlık kal- madı, Lâkin acaba bunu bana kim yaptı. Siz mi, kahvedekiler mi? İyi düşününce asıl büyük kabahat: linin gene sen olduğuna hükme- diyorum anne!.. O vakit işte hemen.. Sür korkmat!. Artık geçiyor. Belki bilmeden yapmışsındır anne! Kim bilir 1 Neden ağlıyorsun anne? Yü. zün nekadar da buruşmuş. Kü- gükken ben, sen siyah elbiseler giymezdin, yüzün de pırıl pırıl pr rıldardı. Babam, sen, ben parka askeri müziği dinlemiye giderdik. Bir boş kanapeye yerleşirdik. Ba- bam simit alırdı. Isıra ısıra etrafı seyrederdim. Hatırında mı anne 9 Bir gün bir balon satıcısı gel- mişti. Her renkte balonlar vardı. Kırmızı, yeşil, mavi,. sonra kimisi yuvarlak, kimisi uzun ve karışık uçlu. Bana bir tane almıştın. Oka- dar sevinmiştim ki, dokunmıya kıyamazdım. Okadar ince ve z8- rifti. Her adım atışında ayağım yere vurmuyordu, eve dönerken. Gözlerim, ipinden yakaladığım ba- londan ayrılmıyordu. Yolda âanki herkes bana ve.. ansızın iplik elim- den kurtuluverdi. Balon yükseldi, yükseldi. Öyle sâkin yükseliyordu 327 Masal Dünyasından: Kalbim: op. Bu topu yıldızlaramı atsam, Sanamı atsam Sana atsam, Tutabilirmisin?., Sen bir asmasın. Küpe salkımlarınla asma beliim.. Elim değmesin Değmesin dilim sana, Asma belim... Küpe salkımlarında Kütür kütür Buğulu üzüm başlar, Asma bellim Ercümend Behzad | İkilm hasreleri Cahid Soaffete Hülyalar örüyor başımın üstünde bir ağ Kendini yiyen bir örümcektir. sanki kalbim Üstümde bir dev gibi yükselir şehirlerden bir değ Ve ruhumun pençeresinde uyur hâyalim. Ali Suavi ki, seyrine doyamıyordum, Tâ güz- den kaybolduğu anda balonsuz kal- dığımı anladım ve ağlamıya baş- ladım. O zaman sen anneciğim ba- na yeni bir balon alıp parmağıma bağladın. Yaa anne, öyle işte, ağ- layıp durma. O duvara sokulma öyle... Ben küçük, neden öyle ürkek duruyorsun? Şöyle yakın gel ba- kalım. Gel ağabeyine, sevsin seni. Öyle geriye çekme kendini, Bir şey yapacak değilim, Vallahi anne! Seni hiç darıllmak istemem. İnan bana. Ama ne yapayım ki, peşim- den geziyorlar. Zehirlerile beni yok etmek istiyorlar. Söyle kübühai bende mi Haydi, buyurun yemek süğ'uyor. Çeviren : Cavid Yamaç |

Bu sayıdan diğer sayfalar: