11 Ocak 1940 Tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 17

11 Ocak 1940 tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 17
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

No. 2264—579 KUMAK edebi kabiliyet- lerin büyük yaratıcısıdır. Okursunuz ve okumak sayesinde yazmak hirgı size hakim olur. Maresl Prâvost: «Bir çok ediplerin çocukluğu, karmakarışık bir surette, Klasikleri söki tefrikaları, din kitaplarını, lü- gat mukaddemelerini, Conservaleur #mecmuasinın kolleksiyonunu, doy- “mak bilmez bir iştiyakla okumak- la karakterize edilir» der, «Ber ne olursa olsun, birşeyler pkumak isteyen çocukta bir mü- nevver kumaşı, bir edip veya alim gözü vardır» Haddizatında edebi meyil, tak- lit ve benimseme suretile, &izi “kendi şahsınıza roman, mülâhazaf © #eya hâtıra yazmağa sevkeder. En erken yazmağa başlıyaula- | iy en fazla ihtiras gösterenler “ez kabiliyetli olanlardır. Pek k&- “ Bunlar «mütevaziler» dir. Böyle- deri kimseden birşey istemer, ha- Rtiarını bir kenarda geçirirler ve #eorge Sand'ın dediği gibi «mü- ekkep şişelerinden başka servetle- Ti yoktur». Bunlar biraz serbesti ve sürüm Bmin edince kendilerini yetişmiş #arzederler. © oMamefih kendi meyillerine kar- şı asi davrananlar da bulunur. He- “pimiz, birşey yazmadıkları, halde yazabilirim deyen amatörler tanı smışızdır. Onlara: «Niçin birgey — İeşrelmiyorsunuz» deye gorunuz, gülerek: «fona eserlerin mikdarını örilrmak neye yarar» deye cevap *erirler. Böyle kendinin ve başka- Fakat misaller neye yarar! Karar vermek lâzımdır. Eğer me- yil azgın, ilham dayanılmıyacak devam ediniz. Kavga sert, mania UYANIŞ 3 Antoine Albalat'dan Çeviren: Ziya Yamaç “ lar duyulmamış derecede yaman olacaktır. Devrimizin edebi harekâtıni, insan yakından takip edecek olur- sa, ürker. Hiç bir vakit ilân, para, reklâm ve sairenin bu kadar Ççıl- gın bir şiddetle işe karıştığı gö- rülmemiştir. Şüphesiz her devrin muharrirleri (omuvaffakiyeti &ra- mışlardır. Fakat hiç bir vakit bu günkü acele ile ve küstah tahal- lükle değil. Muvaffakiyet nedir" Çok enteresan bir kitapta M. Gaston Rageat'nun şöyle bir tark fini görürüz: «Bir şahuın eserinin, bir külle tarafından benimsenmesi hadisesi» Bu tarif biraz müphem- dir. Burada her şey benimsenme kelimesinin tefsirine (bağlıdır. «Halk tarafından benimsemesi» de- mekle M. Rageot muhakkak halkın hoşuna giden demek istemiştir. Bu bakımdan dahi iddia, fazla katiyet arzediyor. Zolanın Nana, ia Terre gibi eserlerinin gürültülü bir muvaffakiyet elde ettikleri halk tarafından beğenildiği veya benimsendiği söylenemez. Bazen bir tiyatro eseri için «bu muvaf- İakiyettirr denir fekat piyes bir türlü tutunamaz. Muvaffakıyetler geçici veya devamlı olurlar. Hâa- sen muvaffakıyeti ispat eden ne- dir? Bir eserin sürümü dahi öğün- me vesilesi olamaz. Sahte sürüm yalancı ilânlar çok bahsedildiği halde az satılan, az anıldığı halde çok satılan kitaplar vardır. M. Alfred Mortter: «Zenginlikle muvaffakiyet öyle varıcı kuvvetler- 127 ASIL MUHARRİR OLUNUR? dirki» der ben birçok büyük mu- karririn alelâde müztkkol dansötle- ri gibi bunlardan başka birşey dü- görmedikleri yok gördüm. Emile Zolanın bir sözünü hatırlarım. Bir gün yauımda rakiplerinden biri methedilirken istihfafla «Aman de- di, Bırakın şunu. Oelli binden fa3- la bastıramaz.»> Sanki herhangi bir Felio Polini'n istihza ile bir rakip esnafın az kazaucından bahsetme- si gibi birşey değil mi «Acaba o muvaffakiyeli eden nedir ? «Düşünelim. Binlerin, enbinle- rin, yüzbinlerin, o beşyüzbinlerin methetmesimi” İş adede kalırsa sinema romanlarının Anatole Fran- 6'tan fazla okuyucu buldukları görülür. Yok eğer mevguubahis olan milletin okumuş tabakası ise bunların Arasında münevver- lerden münevveri vardır. Avukat- lar, doktorlar, profesörler kısacası «hümanistler» o tücear, maliyeci, klüp erbabı veya &portmenlerden fazla hüküm vermeğe lâyik de- ğillermi. Demekki muhtelif sina okuyu- cu kitlesi olacak. Böyle olabilir. Comedie Francatso de 50 def'a al- kışlanan bir muharrir kendini, 68- ki Ambigu tiyabrosunda 300 defa oynanan bir meslekdaşından fazla muvaffak olmuş bulacaktır. Hakikaten emin olunuz ki mu: vaffakiyet başlı başına bir sırdır. Belki, onun hakkında karar ver. mek için zamanıu şahadetini bek- lemek lâzıradır. Filhakika meşhur eserlerin mu- kadderatıva bakınız, Ytölor Hugonun “Ödes et ballader'i, neşredilince büyük akisler uyandırmadı. Vignf# ile şiirlerini pek güçlükle satabil- di. F. Soul, Bolzac'a tercih olun» du.. Siendhal ancak ölümünden kırk sene sonra anlaşıldı. D'Arlin- oour! Ohaleaubriand kadar nam ka- zândı. Rüsny aind derki «zaferin ne kadar sebatmz ve tuhaf Olduğunu anlamak için muhlelif edebi mu- hitlerle temasa gelmelidir. ispal — Devamı vat —

Bu sayıdan diğer sayfalar: