25 Ocak 1940 Tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 5

25 Ocak 1940 tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Şo. 2266—581 i DEBİ ir a, ENÇLİK davasını öne sü- ren gençler namına, (Tanja beyanatta bulunanlar, genç- lerin bir tecanüs ve bir vah. det halinde olup olmadıklarını Mikretmediler. Fakat biz şüpbesizki mü- Öscanis (Obir Osanat (Oovahdeti İhbstermediğimizi müdrikiz. Nite- 7 im Orhan Veli, Oktay Rıfat... İlâh edebi telâkkileri bakımdan İalnız biz değil, bizzat kendileri, Bendilerini surrealiste sayar. Abidin Dino, Sabahattin Ali, Pertev Nail4, Hüsamettin Bozok... ilâlı ise Türk halk sanatından kuv- Ve gene mutlak ve sırf sanat İndişesile hareket eden bir kısım irkadaşlarımız da var. Görülüyor ki birbirine muhalif Dad da birlegihe luzumunu hissettik; #adiseler veriyor. Bakünün! Nasıl... Tanzimat hareketine müvazi 4 den ve ona uyğun bir şinasi Mektebi vardı. i Meşrutiyete uyğun gene bir poriaticiler doğdu. Fakat; Cumhuriyetin inkişafına Mygun Halkcı, Cumhuriyetci, Mil- İyetci, lâyık ve İnkılâpeı.... Bir sanati kendini gösteremedi. Gün geldiki, belediye parasiyle İiiyen biricik kültür tiyatromuz hayat, N .. ilâh gibi operet- eri oynatmağa kalktı, Yaşlı sala- İiyeltar zatın beyanatına göre, bu tiyatrosu (o lüks UYANIŞ GENÇLİK Telâkki Meselesi / Bir çok münakaşalarımız, şu neti- cede toplanır; * — Telâkki susarız. Realite olamıyan fikir, «doğru»nun karşısında âciz kalan «yalan», eye- ni>yi mühimsemiyen «eski»... Hepsi, taarruzları önlenen bütün zekâ köh- nelikleri, müdafasya geçtikleri zaman, bu tâbire baş vururlar: «— Telâkki meselesi > Belki, iki telâkki ayrı ayrı birer değer olabilir; gene belki bunlar, birbirlerinden çek uzak kalabilirler. Kabul. Fakat! Bir telâkki bile olamıyan, mantıki düşünüşün dışında, boş bir zekâ harcanışı karşısında da; <— Telâkki meselesi |» diyerek, susmalı mıyız? Hayır mı? Öyle olsunl... Fakat, biz aksini yapiyoruz. Bu hata, sahte kıymetleri dışlarındaki yaldıza baka- rak, esas kıymetler yerine koymamı- zin neticesidir. Mütedeyyin, bir telâkkisi olandır; fakat, solta ayni adam değildir. Hakikatler karşısında tereddüde dü- şenle, hakikat kabul etmiyen reybi arasında, çok fark vardır. şte, size iki misal. Müspet hiç bir ameliyesi olmı- yan, kof bir zihniyetin herzeleri kar- şısında da «birer telâkkidir» diyerek, iğilemeyiz ya?... Yanılanla, yanılmak mecburiye- tinde olanı, birbirinden ayırmalıyız. Ve bu ikincileriyle hayatta karşılaş“ mamak için gayret etmeliyiz. Çünkü.. İnsanı çileden çıkarır böyleleri. Onlar, hendeseleşmiş birer heze- yandır, hiç bir zaman, bir telâkkinin adamı olamazlar. Yoksa, softayı, reybiyi, muhafa- zakârı, insan cemiyetinin bir sürü faydasız teferrüatını bir #telâkkisnin eseri şeklinde görmek, hataların hata- sıdır. Söyliyeceğim bunlar. Belki, siz benim gibi düşünmiyeceksiniz. Çünkü, malâm ya: <Telâkki me- selesi |» Gavsi Halid OZANSOY meselesi i» der ve 147 CEBHESİ B Abidin Nesimi © keyliyet, iktisadi sebeblerden ileri gelmiş miç!. Yüksek tahsil gençlerinin bil- münasebe Şehir tiyatrosu önünde yaptığı muazzam nimayişle operet Şehir tiyatrosunun hudutları dışına çıkarıldı. Sırf maddi kasanç endişesile hareket eden İpek flim sütudyonu sanat namına baldır bacak flim- leri yapmağa kalktı. Gençlerin muhtelif mecmualar da bu husus. ta yaptıkları terikitler, numayişler bilhassa dikkate değer; fakat, te- min edilen neticenin müsbet oi duğu iddia edilemez. Türk musi- kisinin, sırf kazanç zihniyetile ha- reket eden müesseselerde, radyo- da ne hale geldiği hepimizce mâ&- lümdur. Hançeremizi patladırcasına bu- bununla bizim nesil mücadele etti, Nihayet, Devletin faal müdahelesi keyfiyetin nekadar acı olduğunu tebarüz ettirir, Resimde, heykelde, raksta, mi- mâride, şehircilikte vaki hareket» ler, her Türk münevverini dilhun edecek mahiyettedir, Ya edebiyat sahası | Cingöz Recai'yi ve Arsen Lu- peni hakiki birer sanat eseri diye sunan bazı gündelik gazeteleri hu noktadan mazur görebiliriz. Fa- kat selâmi İzzetin Arsen Lupen bir edebi şaheserdir sözüne ne di- yebiliriz. İşte bütün bu hadiseler karşi- sında vaki hareketletimiz, ikazla- rımız ne temi etti. Yelvızea Birlik, Geçit, Orhun, Bütün, Ağaç, Yolların sesi.. ilâh mecmaalarında sayıfa doldurmak» tan başka bir netice vermedi. Zaten; sırf iktisadi gözle hare- ket eden tabi, naşir, gazete ve müessese sahipleri sanat eserlerine değil, kazanç getiren flkir mah» — Devamı 159 sayfada —

Bu sayıdan diğer sayfalar: