15 Şubat 1940 Tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 17

15 Şubat 1940 tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 17
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

No. 3269—584 Sophie'ne felâket bu kâfi değilmiş gibi bir de Müllere yardım ede- cek evlenme muamelâtını teshil ve takıb etmek lâzım. Fakat seciyesi, keyfi sıhhatı bozuldu. Kıskançlık bitiriyor. Ya Sophie'yi alacak veya Mülleri öldürecek. Arkadaşları kor- kuyorlar. Bir gün nehrin kenarında gezdiklerini görür görmez Müller'i yakalayıp suya atmak istedi. Zaval- lı adam güç hal ile ölümden kurtul- du. Fakat şâir o kadar hastaki Müller darılacağına acıyor ve evine kadar götürüyor. Bir kaç gün sonra Klist o zehirleniyorsa da ölümden kurtarılıyor. VATANSIZ GOETHE Arkadaşları arkasını bırakmıyor- lar. MilN ve vatani bir vazifesi olduğunu, hakarete uğramış Al manya'yı uyandırmak için şiirler yazması lâzımgeldiğini ileri sürüyor- lar. Ortaya Coroline'nin küçük kardeşi Henriette çıkıyor. Bu güzel kız şâiri kandırıyor. Hemen iki alev başladı. Vatani ve aşk!. Bu suretle bir şaheser çıktı. Herman'ın muharebesi. Napoleon aleyhine is- yan fikirlerile dolu bir dram. Garip tesadüf ayni zamanda Erfurt'in Alman şâirleri Napoleona kasideler okuyorlar Goethe bile elleri kardeş- leri Almanların kanlarile kırmızılan- mış Napoleondan nişan aldığı için iftihar ediyor ve “işte bir adam, diyor. Goethe bir şiirinde Alman'la- ra: “Bu adam sizin için çok büyük- tür, nekadar zencirlerinizi sallamak isteseniz koparamıyacaksınız. Daha ziyade etinize sokacaksınız,, derken Kleist “bu deli millet Germanyanın toprağına bastıkça vazifem lânet etmek, meziyetim intikamdır,, diye cevab veriyor. Fakat Almanya yal- nız kuvveti dinleyor. Ancak 1812 de Napoleon Rusyada mağlüp olduk- tan sonra Almanlar başlarını kaldır- mıya cesaret edecekler. Ö vakit bir çok şâir zaferi terennüm edecek fakat heyhat kimse Kleiste'ti hatırla- mıyacak. ASIL AŞKI Sulh, Fransızlar çekiliyor. Kral © gene Berline döndü Berlinde Kleist tekrar Müller'le Sophine rastladı. Projeler çok. Bir gazete çıkaracak- “ lar. Tabii Henri Başmuharrir bu suretle Sophiyi daha çok görebile- cek. UYANIŞ 207 Heverikler Her iklim odamın bir köşesinde Hevenk, hevenk asıl mevsimler. Her yılın arzusu eskir gelecekte Hevenk, hevenk asılı mevsimler.. Gözlerim hergün gezer Yeni bir memlekette, Bağdaş kurmuş beklerim, Bilmem hangi hevenktel Ballar dühdni İicskler Tanrı misafiri gözler.. İhsa Berk'e Orhon ARIBURNU Fakat bir gün Sophie'nin salo- nunda bir kadın ile tanıştı. Daha ilk nazar bir darba, afalladı. Bu da kim ? içinden gizli, esrarlı bir ses: İşte o, dedi. Her vakitten beri beklediği kadın. Ya ötekiler ne idi? hiç. Birer oyuncak, kalp aldatıcılar, gölgeler.. Hatıraları sö- nük duruyor. Hiç onlar için-ölünür- mü? Fakat bu yeni kadın gelecekti, gelmeli idi. Mukadderat. Onun ciddi ve donuk yüzünde hayatının sırrını keşfetmek istiyor. Düşündü, anladı: O ve ben hayatta ve ölümde diyor. Bu kadın zaten her kese esrarlı görünürdü. Bir tek bakışla hemen tanıştılar, anlaştılar. Gizli bir his onlara ruhlarının birleşeceğini haber verdi. O zaten çoktan beri eserleri- ni okuyarak Kleiste'i keşfetmişti. Kahramanlarında onun muztarip ruhunu anlamış, hislerinin ilâ niha- ye ilerlediğini görmüş, nekadar esrarengiz ve füsünkâr bir şahsiyet olduğunu biliyordu. Fikir ve düşün- ce itibarile zaten birleşmiş. Şairi görünce bütün melankolik benliği nurlandı, tebessüm etti ikiside ken- di mahrem derinliklerinde kendileri için artık yeni bir hayatın başladı- gin gördüler. Fakat heyhat Kleist pek geç kalmış. Çünkü bu kadın, Matmazel Vogel evli, bir de küçük kızı var. Ne yazık değilmi? Onda her meziyet mevcut. Genç, güzel, şair, musikişinas, iyi sesli, âşık. Şair anladı: Bu kadının cismi değil ruhu muztarip. Tatlı bir elemi var. Gözleri dolu. O gün türkü söyle- medi. Salonda Kleist hep susdu, bakdı, düşündü. Ayrıldılar. Uzun görüşemediler. AÇLIK Marie unutulduğu için müteessir, Fakat durmayor, Kraliçeye Kleist'i takdim ediyor, piyeslerini oynama- ları için tiyatro müdürüne irade tebliğ ettirdi. Fakat müdür Goethe'- den korkuyor, kabul etmedi. Zaval- hı şair yine mağlüp. O sırada Kraliçe öldü. Güzel, genç, iyi, âşık bir kadındı. Vatanın felâ- ketinden pek çok müteessir olmuş- tu. Kleist maaşının kesildiğinden değil, sâmimiyetinden ağlıyor. Başmuharrirlikle yaşayacak fa- kat politikadan anlamıyor. Hemen Prusya hükümetini ve Napolyonu kızdırdı. Sansör var, gazete kapan- dı. Müller Viyanaya kaçtı. Mari Berlini terkediyor, Sopliy'ok iken Matmazel Vogel'i görmek mümkün değil evinin etrafında deli gibi dolaşıyor. Parası yok, açlık müthiş, Kuv- vet sarfetmemek için yatağından çıkmıyor. Yine serserilik. Viyanaya giderken yolda Praga uğradı. Ora- da Germanya namile bir gazete çıkanyor. Vatani şiirler ile Alman'- ları uyandıracak. Fakat Napolyon Wagram'da muzaffer gene kaçmalı, — Devamı gelecek sayıda —

Bu sayıdan diğer sayfalar: